Berri: Cumhurbaşkanlığı, Lübnan’daki krizleri çözmenin anahtarıdır

Temsilciler Meclisi Başkanı Nebih Berri bankaları yurt dışına para kaçırmakla suçladı.

Lübnan Temsilciler Meclisi Başkanı Berri, Suudi Arabistan’ın Beyrut Büyükelçisi Buhari ile bir araya geldi. (Temsilciler Meclisi)
Lübnan Temsilciler Meclisi Başkanı Berri, Suudi Arabistan’ın Beyrut Büyükelçisi Buhari ile bir araya geldi. (Temsilciler Meclisi)
TT

Berri: Cumhurbaşkanlığı, Lübnan’daki krizleri çözmenin anahtarıdır

Lübnan Temsilciler Meclisi Başkanı Berri, Suudi Arabistan’ın Beyrut Büyükelçisi Buhari ile bir araya geldi. (Temsilciler Meclisi)
Lübnan Temsilciler Meclisi Başkanı Berri, Suudi Arabistan’ın Beyrut Büyükelçisi Buhari ile bir araya geldi. (Temsilciler Meclisi)

Lübnan Temsilciler Meclisi Başkanı Nebih Berri, Milletvekili Süleyman Franciyye’nin cumhurbaşkanlığı adaylığına bağlı kalacağını açıklarken ülke siyasetinde çözümün, mali, ekonomik ve diğer sorunların üstesinden gelinmesinin temeli olduğuna dikkati çekti. Berri, Avni el-Kaaki ve Joseph el-Kusayfi’nin başkanlığındaki Gazeteciler ve Editörler Sendikası ile 13 Mart’ta gerçekleştirdiği toplantıda, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin kapıyı açacak çözüm anahtarı olduğunu belirterek, Lübnan’ın ‘sivil bir devlet kurulmadığı sürece acı çekmeye devam edeceği’ konusunda uyardı.
Berri, ekonomi ile ilgili yaptığı değerlendirmede “Siyasi çözüm bütün krizleri çözmenin başlangıcıdır” dedi. Lübnan bankalarını ‘paralarını yurt dışına kaçırmakla ve böylece şu an yüz bin doların altındaki hesap bakiyelerini güvence altına almayı imkânsız hale getirmekle’ suçladı. Hesap bakiyelerini güvence altına almanın, meydana gelen büyük finansal çöküşü önleyebileceğini vurgulayan Nebih Berri, mali krizin sorumluluğunun Lübnan Devleti, Merkez Bankası ve bankalara ait olduğunu ve mevduat sahiplerinin bunu taşımasının kabul edilemeyeceğini kaydetti.
Berri, siyasi meselelere ilişkin olarak da açıklamalarda bulundu. Zorunlulukların yasaklara izin verdiğini belirterek mantıklı olanın cumhurbaşkanlığı boşluğuna rağmen parlamentonun ve hükümetin gerektiğinde toplanması olduğunu vurguladı. Lübnan’daki durumu, biri arızalı üç jeneratörlü bir fabrikaya benzeten Berri sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sahipleri diğer iki jeneratörü çalıştırmak yerine tüm fabrikayı yıkmaya karar veriyor. Evet, dün bir cumhurbaşkanı seçmeliydik ve yarından önce bugün, ertesi gün gelmeden önce de yarın bir cumhurbaşkanı seçmeliyiz. Ama cumhurbaşkanı seçmek üzere başarılı olmayı beklerken ülkenin felç geçirmesine mi katkıda bulunuyoruz? Bizler krizler yaşıyorken, bazılarının her şeyi bozmak, sabote etmek için çalışması mantıklı mı?”
Berri, daha önceki açıklamalarını hatırlatarak, cumhurbaşkanının ihtiyaç duyulanı bir araya getiren, ayrıştırmayan, Hristiyan ve İslami açıdan bir duruşu olan, her şeyden önce ulusal bir duruş sergileyen, toplayan, eksiltmeyen, Lübnan’ın Arap çevresi ile ilişkilerine güvenen ve Taif Anlaşması’na inanan bir cumhurbaşkanı olması gerektiğini vurguladı. “Bu başlıklar, genişletilmiş mali idari ademi merkeziyetçiliği kapsayan bir bölünme ve federalleşme çağrısı yapan seslerle nasıl birleşiyor?” diye soran Berri, “Lübnan, parçalandığında patlayan bir atom gibidir” dedi.
Nebih Berri açıklamasını şöyle sürdürdü:
“11 seçim oturumundan sonra beyaz kağıtla bizden oyumuzu aldılar ve ‘neden aday yok’ dediler. Boşluktan bu yana beş ay geçtikten sonra, mali ve ekonomik çöküşün karşısında ve yaptığım ve halen diyalog için yapmayı sürdürdüğüm davetlerin reddedilmesi ile artık böyle devam etmek kabul edilemez. Bahsettiğiniz niteliklere sahip bir ismi aday göstermekten başka çare kalmadı. Burada Süleyman Franciyye’nin kim olduğunu sormak istiyorum. Kendisi Emil Lahud dönemi uzatıldığında aday değil miydi? Eski ABD Büyükelçisi David Hale tarafından aday gösterilmemiş miydi? General Mişel Avn adayken o da aday değil miydi?”
Maruni Patriği Beşara er-Rai’nin önceki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Hristiyan ve Maruni liderleri Bkerki’de bir araya getirdiğine, o gün dörtisim üzerinde anlaşmaya varıldığına ve bu dörtlü arasından kim seçilirse seçilsin, Hristiyanların ve Lübnanlıların temsilcisi olacağına dikkat çeken Nebih Berri, “Peki Süleyman Franciyye, bu dörtlüden biri değil miydi?” diye sordu. Berri sözlerini şöyle sürdürdü:
 “Cumhurbaşkanından ne istiyoruz? Suriye ile sınırları çizmek ve yerinden edilenler krizini çözmek için konuşacak bir başkana ihtiyacım var. Çünkü Avrupalılara ve Amerikalılara güveneceksek bilinmeli ki onlar bu konuya kayıtsız kalıyorlar. Biz savunma stratejisine yaklaşabilen, Taif Anlaşması’na inanan bir başkan istiyoruz. Biz tüm bunlara dayanarak Profesör Süleyman Franciyye’yi aday gösterdik.”
“Siyasi çözüm cumhurbaşkanlığı ile başlar. Süleyman Franciyye, elini herkese ve tüm insanların çıkarına uzatıyor. Süleyman Franciyye, bir araya getiremezse kim getirebilir?” diye soran Meclis Başkanı, Lübnan için sivil bir devletten başka bir kurtuluş olmadığının altını çizdi.

Berri-Buhari görüşmesi
Lübnan Temsilciler Meclisi Başkanı Nebih Berri, Suudi Arabistan Krallığı’nın Beyrut Büyükelçisi Velid Buhari ile bir araya geldi. Lübnan ve bölgedeki genel durumu ve iki ülke arasındaki ikili ilişkileri ele aldı. Berri’nin ofisi tarafından yapılan açıklamaya göre Buhari, Meclis Başkanı ile görüşmede Berri’nin sözlerine dikkat çekerek, iyi niyetin galip gelmesi gerektiğini vurguladı. Buhari açıklamasının devamında “Tanık olunan aşama, iyi söze her zamankinden daha fazla başvurmayı ve her zaman iyi niyete bel bağlamayı gerektiriyor” dedi.



Birleşmiş Milletler: Operasyonların başlamasından bu yana Gazze'de ABD tarafından işletilen yardım konvoylarının yakınında 613 Filistinli öldürüldü

Filistinli bir kadın, Gazze'nin merkezindeki bir insani yardım deposuna düzenlenen İsrail hava saldırısında öldürülen yakınının cesedini tutuyor (AFP)
Filistinli bir kadın, Gazze'nin merkezindeki bir insani yardım deposuna düzenlenen İsrail hava saldırısında öldürülen yakınının cesedini tutuyor (AFP)
TT

Birleşmiş Milletler: Operasyonların başlamasından bu yana Gazze'de ABD tarafından işletilen yardım konvoylarının yakınında 613 Filistinli öldürüldü

Filistinli bir kadın, Gazze'nin merkezindeki bir insani yardım deposuna düzenlenen İsrail hava saldırısında öldürülen yakınının cesedini tutuyor (AFP)
Filistinli bir kadın, Gazze'nin merkezindeki bir insani yardım deposuna düzenlenen İsrail hava saldırısında öldürülen yakınının cesedini tutuyor (AFP)

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği (OHCHR), İsrail destekli bir Amerikan örgütünün mayıs ayı sonunda faaliyetlerine başlamasından bu yana, Gazze'de insani yardım konvoyları ve yardım dağıtım merkezlerinin yakınında 613 kişinin öldüğünü tespit etti.

UNHCR sözcüsü Ravina Shamdasani, komisyonun herhangi bir tarafı cinayetlerden sorumlu tutamayacağını söyledi. Ancak Shamdasani, “İsrail ordusunun Gazze İnsani Yardım Vakfı tarafından işletilen dağıtım noktalarına ulaşmaya çalışan Filistinlileri bombaladığının ve ateş ettiğinin açık olduğunu” söyledi.

Görsel kaldırıldı.Filistinliler, Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Netzarim koridoru üzerinden ulaştırılacak insani yardımları almaya gidiyor 3 Temmuz 2025 (AP)

Shamdasani, “Cinayetlerin kaçının (Gazze İnsani Yardım Örgütü) tesislerinde, kaçının konvoyların yakınında meydana geldiğinin henüz belli olmadığını” belirtti.

Gazetecilere konuşan Shamdasani, rakamların 27 Mayıs'tan 27 Haziran'a kadar olan dönemi kapsadığını ve o tarihten bu yana “başka olayların da yaşandığını” söyledi. Bu bilgileri BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği'nin (OHCHR) durumla ilgili bir iç raporuna dayandırdığını ifade etti.

Shamdasani. standart denetimler yoluyla derlenen rakamların muhtemelen resmin tamamını ortaya koymadığını ve “BM ekiplerinin bölgelere erişememesi nedeniyle, burada neler olup bittiğini asla tam olarak bilemeyebileceğimizi” söyledi.