ABD'deki banka iflasları Fed'in faiz kararına ilişkin beklentileri alt üst etti

ABD'deki banka iflasları, ABD Merkez Bankası'nın (Fed) atacağı para politikası adımlarına ilişkin belirsizlikleri artırdı.

AA
AA
TT

ABD'deki banka iflasları Fed'in faiz kararına ilişkin beklentileri alt üst etti

AA
AA

Fed'in merakla beklenen 21-22 Mart'taki Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantısına bir hafta kalırken, bankacılık sektöründe yaşananlar Fed'in faiz kararına yönelik beklentileri alt üst etti.
Fed Başkanı Jerome Powell'ın geçen hafta ABD Kongresi'nde verdiği "şahin" mesajlar ve güçlü gelen istihdam verileri sonrası artan 50 baz puanlık faiz artışı beklentisi, Silikon Vadisi Bankası (SVB) ve Signature Bank'ın iflası ile ortadan kalktı.
Bankacılık sektöründe yaşananlar sonrası Fed'in faiz artışlarına ara vereceğine dair beklentiler gündeme gelirken, birçok analist enflasyon verisinin ardından bankanın mart ayı toplantısında 25 baz puanlık faiz artışına gitmesinin beklendiğini dile getirdi.

Fed Başkanı'nın açıklamaları 50 baz puanlık faiz artışı ihtimalini artırmıştı
Powell, geçen hafta Kongre'de yaptığı açıklamalarda, son ekonomik verilerin beklenenden daha güçlü geldiğini, bunun da faiz oranlarının nihai seviyesinin tahmin edilenden daha yüksek olabileceğini gösterdiğini belirtmişti.
Enflasyonun son aylarda ılımlı bir seyir izlemesine rağmen yüzde 2'ye düşürülmesi sürecinin daha uzun bir yolu olduğunu belirten Powell, bu yolun engebeli olabileceğini yinelemişti.
Powell, fiyat istikrarını yeniden sağlamanın, muhtemelen bir süre daha kısıtlayıcı bir para politikası duruşunu sürdürmelerini gerektireceğini vurgulayarak, "Verilerin toplamı daha hızlı sıkılaşmanın gerekli olduğunu gösterirse, faiz artışlarının hızını artırmaya hazırız." ifadesini kullanmıştı.
Fed Başkanı Powell'ın açıklamaları sonrası piyasalarda bankanın faiz artırım hızını artıracağına dair beklentiler güçlenmiş ve 50 baz puanlık faiz artırım ihtimali yeniden gündeme gelmişti.

İstihdam verileri karışık sinyaller verdi
Powell'ın mart ayı toplantısıyla ilgili herhangi bir karar almadıklarını ve toplantıya kadar açıklanacak verilerin analiz edileceğini söylemesi sonrası ise iş gücü piyasasına ve enflasyona ilişkin veriler daha da önem kazanmıştı.
Bu verilerden geçen hafta açıklanan JOLTS Açık İş Sayısı, ocakta bir önceki aya kıyasla 410 bin azalarak 10 milyon 824 bine gerilemesine rağmen piyasa beklentilerinin üzerinde gelmişti. ADP Araştırma Enstitüsü'nce açıklanan, özel sektör istihdamı da şubatta 242 bin kişiyle piyasa beklentilerinin üzerinde artış kaydetmişti.
Ülkede tarım dışı istihdam şubatta 311 bin kişi artarak beklentileri aşarken, işsizlik oranı ise yüzde 3,4'ten 3,6'ya yükselmişti. Fed'in dikkatle izlediği ortalama saatlik kazanç, aynı dönemde yüzde 0,2 artarak 33,09 dolara tırmanmış ve piyasa beklentilerinin biraz altında artış kaydetmişti.
İstihdamdaki artış iş gücü piyasasının gücünü koruduğunu gösterirken, ücretlerde beklentilerin altında kaydedilen artış Fed'in faiz artırımları konusundaki agresif tutumunu yeniden gözden geçirebileceği yorumlarına neden olmuştu.

Enflasyon yavaşlamasına rağmen yüksek seyrini sürdürüyor
ABD'de dün açıklanan, Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) ise şubatta aylık yüzde 0,4 ve yıllık yüzde 6 artarak piyasa beklentilerine paralel gerçekleşti.
Ülkede yıllık enflasyon Eylül 2021'den bu yana en düşük seviyesine geriledi.
ABD'de enflasyon, hızındaki yavaşlamaya rağmen Fed'in hedefinin olukça üzerinde kalmaya devam etti.
Analistler, Fed'in sadece verilere dayalı olarak politika adımını belirleyecek olması durumunda 50 baz puanlık faiz artırımına gitmeyi tercih edebileceğini ancak verilerin tek belirleyici olmaktan çıktığını belirtti.

Banka iflasları beklentileri değiştirdi
ABD'de geçen hafta sonundan bu yana bankacılık sektöründe yaşanan gelişmeler, piyasalardaki endişeleri artırırken Fed'in faiz artırımına ilişkin beklentilerin de değişmesine yol açtı.
Kaliforniya merkezli SVB ve New York merkezli Signature Bank'ın iflasının yanı sıra çoğunlukla kripto para birimi işlemleriyle ilgilenen Silvergate Capital'ın operasyonlarını durdurmayı planladığını açıklaması sonrası bankacılık sektöründe yaşananların temel nedenlerinden biri olarak Fed'in faiz artışları gösterildi.
SVB ve Signature Bank'ın iflası, paniğin finansal sisteme yayılmasını önlemek için bankacılık düzenleyicilerini harekete geçirdi. ABD Hazine Bakanlığı, Fed ve ABD Federal Mevduat Sigorta Kurumu (FDIC), söz konusu iflasların ardından mevduatların korunmasına ilişkin kararlar aldı ve iflas eden bankaların müşterilerinin paralarının tamamının ödeneceği bildirildi.
Fed de faiz oranlarındaki artış nedeniyle varlıklarında büyük kayıplar yaşayan bankalara nakit akışına yardımcı olmak için yeni bir program açıkladı.
Tüm bu gelişmelerle ABD'nin önemli bankalarından Goldman Sachs ve İngiltere merkezli Barclays, mevcut durumda Fed'in gelecek haftaki toplantıda faiz artışına gitmesini beklemediklerini duyurdu.
Analistler, bankacılık sektöründe yaşananların Fed'i daha temkinli hale getirebileceğini belirtti.

Faizlerde 25 baz puanlık artış ihtimali öne çıktı
ABD'de enflasyonun şubat ayında yüksek seyrini sürdürmesi ve uzun süreli bir bankacılık krizine ilişkin endişelerin alınan önlemler sonrası hafiflemesiyle Fed'in gelecek haftaki toplantısında çeyrek puanlık faiz artışına gideceğine yönelik beklentiler kuvvetlendi.
Para piyasalarındaki fiyatlamalarda 50 baz puanlık faiz artışı ihtimali devre dışı kalırken, bankanın gelecek hafta 25 baz puanlık faiz artırımına gitmesi ihtimali yüzde 79'a çıktı.
Fed'in mart toplantısında faiz oranlarını yüzde 4,50-4,75 aralığında sabit tutması ihtimali ise yüzde 21 seviyesinde kaldı.

"Fed, zor bir politika ikilemiyle karşı karşıya"
American Enterprise Institute (AEI) Kıdemli Uzmanı Desmond Lachman, AA muhabirine Fed'in gelecek toplantısına yönelik beklentisine ilişkin yaptığı açıklamada, "Fed, bir sonraki toplantısında çok zor bir politika ikilemiyle karşı karşıya kalacak." dedi.
Söz konusu ikilemin banka iflaslarının neden olduğu piyasadaki gerilim ve inatçı bir şekilde yüksek seyreden enflasyondan kaynaklandığına işaret eden Lachman, SVB'nin iflasının tetiklediği piyasadaki gerilimi artırma riskine rağmen Fed'in enflasyonla mücadele için faiz oranlarını artırmaya devam mı edeceği yoksa piyasaları sakinleştirmek için faiz artışlarına ara vererek, hala güçlü olan iş gücü piyasası bağlamında inatla yüksek kalmaya devam eden enflasyonla mücadelede eğrinin gerisinde kalma riskini göze mi alacağı sorularını yöneltti.
Lachman, "Beklentim Fed'in orta yolu seçmesi. Bunu faiz oranlarını, daha önce beklenen 50 baz puan yerine 25 baz puan artırarak yapacak." diye konuştu.

"Enflasyonu düşürmek için faiz oranlarını muhtemelen artıracak"
Oxford Economics ABD Başekonomisti Ryan Sweet de şubat ayı enflasyonunun Fed'in gelecek haftaki toplantısında 25 baz puanlık faiz artışına gideceği ihtimalini değiştirmediğini belirtti.

Sweet, "ABD bankacılık sisteminde son zamanlarda iki bankanın iflas etmesiyle öne çıkan bazı stres belirtileri olmasına rağmen, Fed hala enflasyonu kontrol altına almaya odaklanıyor çünkü bu tam istihdam ve fiyat istikrarı görevlerinin bir parçası." dedi.
Yıllık yüzde 6 olan manşet enflasyonun hala Fed'in hedefinin oldukça üzerinde olduğunu vurgulayan Sweet, fiyat artışlarının büyük bir kısmının hizmet enflasyonuna bağlı olduğunu aktardı. Sweet, Fed'in enflasyonun seyrine ilişkin daha iyi bir gösterge olduğu için çekirdek enflasyonu dikkate aldığını belirterek, değişken enerji ve gıda fiyatlarını içermeyen çekirdek TÜFE'nin şubatta aylık yüzde 0,5 arttığını, bunun beklenenden güçlü olduğunu kaydetti.
Ryan Sweet, "Fed ekonomiyi soğutmak ve gelecekteki enflasyonu düşürmek için bu ayın sonunda faiz oranlarını muhtemelen artıracak. Ancak, bankacılık sistemindeki likidite konularını desteklediklerinden de emin olmaları gerekecek. Hem para politikasını sıkılaştıracak hem de bankacılık sistemini destekleyecek araçlara sahipler." diye konuştu.



ABD Hazine Bakanı: Çin'in hazine tahvillerini silah olarak kullanma riski yok

Hazine Bakanı Scott Besant, Washington'daki Kongre binasını gezdi (Reuters)
Hazine Bakanı Scott Besant, Washington'daki Kongre binasını gezdi (Reuters)
TT

ABD Hazine Bakanı: Çin'in hazine tahvillerini silah olarak kullanma riski yok

Hazine Bakanı Scott Besant, Washington'daki Kongre binasını gezdi (Reuters)
Hazine Bakanı Scott Besant, Washington'daki Kongre binasını gezdi (Reuters)

ABD Hazine Bakanı Scott Besant dün yaptığı açıklamada, tahvil piyasasındaki dalgalanmaya rağmen Çin'in Hazine tahvillerini ülkeye karşı bir silah olarak kullanması korkusunu küçümsedi ve Pekin'in elinde bulundurduğu devasa tahviller yoluyla ABD'ye ekonomik zarar verme riski olmadığını söyledi.

Besant Yahoo Finance'e verdiği bir röportajda, “Hazine tahvilleri belli bir seviyeye ulaşırsa ya da Federal Rezerv (ABD merkez bankası) yabancı bir varlığın- ben buna düşman demezdim ama yabancı bir varlığın- siyasi kazanç için ABD devlet tahvili piyasasını silah olarak kullandığına ya da istikrarsızlaştırmaya çalıştığına inanırsa, eminim ortak harekete geçeriz ama henüz böyle bir şey görmedik,” dedi. Besant “Güçlü bir araç setimiz var” ifadesini kullandı.

Çin, ocak ayında yaklaşık 761 milyar dolar değerinde tahvil ile Japonya'dan sonra ABD devlet borçlarının en büyük ikinci yabancı sahibi konumunda.

Besant, “(Çin) Hazine tahvillerini satsaydı, yuan satın almak zorunda kalacaktı ve bu da para birimini güçlendirecekti (bu da Çin ihracatının dış pazarlarda rekabet avantajını kaybetmesine neden olacaktı)” dedi. “Tam tersini yaptı” diyen Besant, satışın Çin'in ekonomik çıkarına olmadığını ifade etti.

ABD Başkanı Donald Trump, ABD'nin tüm ticaret ortaklarına yönelik daha geniş kapsamlı karşılıklı gümrük vergilerinin bir parçası olarak bu yıl Çin mallarına yüzde 145 gümrük vergisi getirdi. Bu durum Pekin'in alay ve eleştirilerine yol açmış, Pekin de ABD mallarına uygulanan gümrük vergilerini %125'e çıkararak karşılık vermişti. Pekin, Trump'ın gümrük vergisi stratejisini Besant'ı çok üzecek şekilde “şaka” olarak nitelendirdi.

Şarku’l Avsat’ın Bloomberg TV’den aktardığına göre Besant kanala verdiği bir röportajda “Bu bir şaka değil. Bunlar gerçekten büyük rakamlar" demişti. Besant, ABD ile Çin arasındaki herhangi bir müzakerenin “tepeden”, yani Trump ve Çinli mevkidaşı Şi Cinping ile yapılması gerektiğini ifade etti.