Sudan güvenlik güçleri Hartum’daki protestolara sert karşılık verdi

Sudan İçişleri Bakanı ‘barışçıl ifade’ için girişim başlattı

Dün Hartum’da sivil yönetim çağrısı yapılan protestolardan bir kare (AFP)
Dün Hartum’da sivil yönetim çağrısı yapılan protestolardan bir kare (AFP)
TT

Sudan güvenlik güçleri Hartum’daki protestolara sert karşılık verdi

Dün Hartum’da sivil yönetim çağrısı yapılan protestolardan bir kare (AFP)
Dün Hartum’da sivil yönetim çağrısı yapılan protestolardan bir kare (AFP)

Sudan polisi ve güvenlik güçleri, Halk Direniş Komiteleri’nin ülkedeki askeri yönetimin devamını kınamak amacıyla protesto düzenleme çağrısının ardından, protestocuların başkent Hartum’un merkezindeki Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na ulaşmalarını engellemek için göz yaşartıcı gaz ve sersemletici bombalar kullanarak karşılık verdi.
25 Ekim 2021 kararlarından bu yana protestolara öncülük eden Direniş Komiteleri, düzenli gösteri çağrısı yapıyor, ancak son zamanlarda, aşırı baskı, onlarca ölüm ve binlerce yaralanma nedeniyle protestoların ivmesi ilk aylara göre azalmaya başladı. Direniş Komiteleri son protestolarda Hartum’un merkezindeki Cumhuriyet Sarayı’na giden en yakın yerlerden toplanıp yola çıkmak gibi yeni taktiklere başvursa da güvenlik birimleri güçlerini takviye etmeye ve göstericilerin sarayın çevresine girmesini önlemek için sıkı güvenlik kordonları oluşturmaya başladı.
Ana konvoy 14 Mart’ta Hartum’un merkezine gitmek üzere Sahafa kısalındaki Başadar bölgesinden hareket etti. Diğer yandan, büyük bir protestocu topluluğu Hartum’daki ana pazar alanına yöneldi. Güvenlik güçleri onlarla karşı karşıya geldi ve onları geri çekilmeye ve el-Kasr Caddesi girişinin başındaki Şaruni bölgesine toplanmaya zorladı. İki taraf arasında şiddetli çatışmalar yaşandı.
Ülkenin tüm mahalle ve şehirlerinde halk örgütlerinden oluşan direniş komiteleri, ordunun iktidardan çekilmesi, kışlaya dönmesi ve iktidarın sivil güçlere devredilmesi çağrısında bulunurken, orduya iktidarda kalması için meşruiyet sağlayan herhangi bir müzakere yapma veya ortaklık kurmayı da reddediyor.
Öte yandan Şarku’l Avsat’ın yerel kaynaklardan edindiği bilgilere göre İçişleri Bakanı Anan Hamid, yasa uyarınca barışçıl, demokratik ifade girişimini başlattı. Etrafa zarar veren ve kötü niyetli kişiler için bir fırsat oluşmasına engel olan medeni bir protesto süreci sağlamak amacıyla talimatlara ve protesto şartlarına uyulması çağrısında bulundu. Polisin girişimi kapsamında, gösteriler için Hartum’daki el-Hurriye Meydanı, Omdurman’daki el-Halife Meydanı, Bahri banliyösündeki Akreb Meydanı ve doğu Nil bölgesindeki el-Mevlid Meydanı olmak üzere dört ana meydan belirlendi.
Girişim kapsamında, Direniş Komiteleri ile suçluların yakalanmasının ve polisle temastan kaçınılmasını sağlayacak koordinasyon ve bilgi alışverişinin önemine değinildi. Hamid, polis güçlerinin güvenliği artırmak, can ve malları korumak, suçla mücadele etmek ve önlemek için ayrım gözetmeksizin kanunları uyguladığını söyledi. Dün Hartum eyaletindeki polis yetkililerine hitaben yaptığı konuşmada, Geçiş dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı, Başkan Yardımcısı ve konsey üyelerinin polisin ülkede güvenlik ve istikrarı artırmadaki rolünden duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Kötü niyetli kişileri, polis güçlerinin performansını sorgulamak ve çalışmalarını baltalamak için söylentiler yaymakla suçladı.
İçişleri Bakanı, polis güçlerinin barış yanlısı protesto yürüyüşlerini koruduğunu, devlet malına saldıran kişileri tutukladığını ve adalet önüne çıkardığını belirtti. Polisin kanun kaçaklarına karşı gerekli tüm yasal önlemleri alacağını söyledi. Karakollara saldırılmaması konusunda uyarıda bulunan Bakan, “Kanunlar çerçevesinde kararlı bir şekilde davranacağız, vatandaşın can ve mal güvenliğinin tehlikeye atılmasına izin vermeyeceğiz” ifadelerini kullandı. Ayrıca ülke dışında, kötü niyetli kişilerden, yanıltıcı bilgiler vererek polise ve çalışanlarına zarar vermeye çalışan birkaç kişi olduğuna dikkat çekti.
28 Şubat’ta bir polis memuru, Doğu Nil bölgesinde barışçıl bir göstericiye yakın mesafeden gerçek mermilerle ateş açtı, bu bir göstericinin ani ölümüne yol açtı. Olay, polise karşı bir öfke dalgasına neden olurken, polis memuru hakkında yasal işlem başlatıldı ve polis yargılanmayı bekliyor. Ordunun ülkede iktidarı ele geçirmesinden bu yana 125 kişi öldü, binlerce kişi yaralandı.



Tunus'taki protestoların ardından Kayravan'da çatışmalar çıktı

Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
TT

Tunus'taki protestoların ardından Kayravan'da çatışmalar çıktı

Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)

Tunus'un merkezindeki Kayravan şehrinde, cumartesi akşamı, polis ve gençler arasında art arda ikinci gece çatışmalar yaşandı.

Ailesinin ifadesine göre, çatışmalar bir kişinin polisin kovalamacası ve ardından kendisine yönelik şiddet sonucu ölmesinin ardından patlak verdi. Ölen kişinin akrabaları, ehliyetsiz motosiklet kullandığını ve bir polis aracı tarafından takip edildiğini söylüyor. Ardından dövülerek hastaneye kaldırılan adam, hastaneden kaçmayı başardı. Cumartesi günü geçirdiği kafa travması sonucu hayatını kaybetti.

Tunus'ta da yüzlerce kişi, muhalefet dernekleri ve partilerinin çağrısına yanıt olarak, dördüncü hafta üst üste başkentte "özgürlükleri savunmak ve Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarını protesto etmek" amacıyla gösteri düzenledi.


Lübnan ve İran ilişkileri "hassas" bir aşamada bulunuyor

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
TT

Lübnan ve İran ilişkileri "hassas" bir aşamada bulunuyor

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)

Lübnan-İran ilişkileri çok hassas bir aşamaya geldi ve şu anda, İran liderliği kararını verip Lübnan işlerine müdahalesini durdurmadığı sürece, kontrolden çıkma ve önlenemez olumsuz sonuçlar doğurma riskiyle karşı karşıya. Önde gelen bir siyasi kaynak Şarku’l Avsat'a durumu böyle aktardı. İran'ın Beyrut'taki elçileri müdahaleyi reddederken, Lübnan'daki resmi makamlar müdahaleyi kanıtlayan delillere sahip olduklarını vurguluyor.

Kaynak, İran'ın müdahalesine örnekler verdi; bunlardan ilki, resmi davet olmadan elçilerin gelmesiydi ve resmi görüşmelerinin çoğunun, Hizbullah, Hamas ve İslami Cihad hareketlerinin önderliğindeki görüşmelerini haklı çıkarmak için siyasi bir kılıf sağlama bağlamında kaldığını vurguladı.


Uluslararası koalisyonun eski sözcüsü, SDG güçlerinin Suriye Savunma Bakanlığı'na entegre edilmesi çağrısında bulundu

Suriye İçişleri Bakanlığı'nın açıklamasına göre Suriye güvenlik güçleri saldırının ardından Palmira kentinde nitelikli ve kararlı bir operasyon gerçekleştirdi, (Suriye İçişleri Bakanlığı)
Suriye İçişleri Bakanlığı'nın açıklamasına göre Suriye güvenlik güçleri saldırının ardından Palmira kentinde nitelikli ve kararlı bir operasyon gerçekleştirdi, (Suriye İçişleri Bakanlığı)
TT

Uluslararası koalisyonun eski sözcüsü, SDG güçlerinin Suriye Savunma Bakanlığı'na entegre edilmesi çağrısında bulundu

Suriye İçişleri Bakanlığı'nın açıklamasına göre Suriye güvenlik güçleri saldırının ardından Palmira kentinde nitelikli ve kararlı bir operasyon gerçekleştirdi, (Suriye İçişleri Bakanlığı)
Suriye İçişleri Bakanlığı'nın açıklamasına göre Suriye güvenlik güçleri saldırının ardından Palmira kentinde nitelikli ve kararlı bir operasyon gerçekleştirdi, (Suriye İçişleri Bakanlığı)

Uluslararası koalisyonun eski sözcüsü Albay Myles Caggins, Palmira'daki ortak Suriye-Amerikan devriyesine yapılan saldırının sürpriz olduğunu belirterek, Washington'un Suriye ile uzun vadeli güvenlik ilişkileri kurmak istediğini kaydetti.

Suriye devlet televizyonunda yayınlanan açıklamalarında Caggins, “Amerika Birleşik Devletleri’nin Suriye güvenlik güçlerini DEAŞ’a karşı mücadelede destekleme konusunda özel ve devam eden bir misyonu var ve bu, Suriye hükümetiyle iş birliği içinde yapılacak” dedi. Caggins, Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) Savunma Bakanlığı ile bütünleştirilmesinin gerekliliğini de vurguladı.

Ayrıca, “Amerikan mevzilerine sık sık saldırılar düzenleniyor ve İran milisleri, güçlerimizin bulunduğu bölgelerde gerilim yaratmaya çalışıyor ve çalışmaya devam edecek” ifadelerini kullandı.

Amerikalı yetkili, Suriye Devlet Başkanı Ahmed elş-Şara'nın bölgede barışa yönelik önemli çalışmalar yaptığını ve Suriye-Amerika ilişkilerinin güçlü olduğunu, ekonomiyi ve refahı güçlendirmenin terörizmle mücadelede önemli bir unsur olduğunu açıkladı.

Şam, cumartesi günü Suriye'nin merkezindeki Palmira kenti yakınlarında ABD-Suriye ortak askeri heyetine yönelik düzenlenen ve üç Amerikalının (iki asker ve bir sivil tercümanları) öldüğü, birçok personelin ise yaralandığı silahlı saldırıyı "terör saldırısı" olarak kınadı.

Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani, X platformundaki hesabından yaptığı açıklamada, "Suriye, Palmira yakınlarında Suriye-ABD ortak terörle mücadele devriyesini hedef alan terör saldırısını şiddetle kınıyor" dedi. Şeybani, sözlerine şöyle devam etti: "Kurbanların ailelerine, Amerikan hükümetine ve halkına başsağlığı diliyor, yaralılara acil şifa temenni ediyoruz."