İskenderiye Okulu, ‘Akdeniz’in Gelini’ çalışmasıyla sanatını sergiliyor

Sergiden bir parça (Mahmud Said Merkezi)
Sergiden bir parça (Mahmud Said Merkezi)
TT

İskenderiye Okulu, ‘Akdeniz’in Gelini’ çalışmasıyla sanatını sergiliyor

Sergiden bir parça (Mahmud Said Merkezi)
Sergiden bir parça (Mahmud Said Merkezi)

İskenderiye plastik sanatı, kozmopolit kentin kültürel, medeni ve sosyal zenginliğini yansıttığı için özel bir karaktere sahip. İskenderiye’deki Mahmud Said Merkezi, sanatsal özelliklerini öne çıkaran ilk büyük ölçekli grup gösterisinde, şehirdeki sanatsal hareketin tarihini temsil eden ‘İskenderiye Okulundan Nesiller’ başlıklı bir sergi düzenledi. Sergi ayrıca, toplumun 4 yıl boyunca tanık olduğu değişiklikleri ve olayları da belgeliyor.

İskenderiye Okulunun özelliklerini yansıtan sanatsal şaheserler (Mahmud Said Merkezi)
Sergi, ziyaretçilerine, 67 İskenderiyeli sanatçının fotoğraf, heykel ve baskıdan oluşan 104 eseri aracılığıyla, okulun özelliklerini derinlemesine incelemesine olanak tanıyor. Mahmud Said Merkezi Müdürü Dr. Ali Said Şarku’l Avsat’a, şunları söyledi:
“İskenderiye, etkisi tüm Mısır ve bölgedeki plastik hareketine kadar uzanan öncülerle dolu. Onların kendi tarzları vardı ve birçoğu onlar tarafından öğretildi. Bizde bu sunumla, onların farklı deneyimlerini öğrenebileceğimiz bir çalışma arzuladık. Daha önce hiçbir etkinlik tüm bu sanatçıların eserlerini bir araya getirmemişti. Sergi, 1930’dan bu yana şehirde okuyan ve yaşayan seçkin sanatçıların başyapıtlarını içeriyor. Bunların en önemlileri Mahmud Said, Muhammed Naci, Seyif Edham Vanli, Kamil Mustafa, Hamid Uveys, Margaret Nahle, Munir Fahim, İsmet Davistani, Muhammed Abla, Faruk Şehata, Said Hadaya, Sabri Hicazi ve el-Gül Ali Ahmed ve diğerlerin eserleri. Sergiyi de farklı kılan, öncü sanatçıların eserlerini seçerken, aileleriyle doğrudan veya çok güvenilir bir uzmanla iletişim kurmamız. Daha önce hiç görülmemiş eserleri sunmak çok zordu”

Sergide farklı sanatsal kuşaklara ait heykeller yer alıyor (Mahmud Said Merkezi)
Serginin, İskenderiye ekolüne ait bazı sanatçıların nadir koleksiyonlarını da içermesi dikkat çekici. Bu da ona nostaljik bir boyut kazandırıyor. Ziyaretçiler, sanatçıların aileleri ve torunlarıyla fotoğraf çektirebiliyor ve onlarla sohbet imkanı bulabiliyor.
Said’e göre etkinlik olağanüstü sergilere içeriyor. Bu kalite, sanatsal hareketin yeniden canlanması üzerinde büyük etkiye sahip. Sergi, öncü isimleri kültür sahnesinin ön saflarına taşıyor. Ayrıca, eserlerinin etkisinin zenginliğine ve genişliğine rağmen, belki de görünürlük ve ilgi odağı pahasına sanatlarıyla meşgul oldukları için şöhret hakkını yeterince almayan insanları da gün yüzüne çıkarıyor.

İş dünyası etkinliklerinden izler (Mahmud Said Merkezi)
Said’e göre sergi, İskenderiye okulunun Mısır’daki, hatta Kahire’deki herhangi bir yaratıcı hareketten farklı özelliklerini ortaya koyuyor. Sergi hem düşünce hem vizyon hem de performans açısından özgürlükle karakterize ediliyor. Çünkü sanatçılarının çoğu şehirde yaşayan farklı milletler tarafından eğitildi. Said, “Eğitim, 1908’de Sanat Okulu’nun kurulduğu Kahire’den farklı olarak akademik bir kolejde değil, özel Fransız, İtalyan ve Yunan törenlerinde verildi. Böylece okulun çalışmaları klasik kurallardan ve sabit fikirlerden kurtulmuş oldu. Okul, 1957’de İhtisas Koleji’nin kurulmasından sonra bile başladığı akıma sadık kaldı ve bunu eserlerinde gösteren en önde gelen sanatçılardan biri de tanınmış Seyif Edham Vanli” dedi.
Aynı zamanda serginin, Mısır’daki yaratıcı özelliklere sahip olduğu düşünüldüğünde, Mısır kültüründe coğrafi boyuta göre sınıflandırmalar gibi dikenli bir konuyu gündeme geliyor. Bu, bazılarının serginin başlığına ve fikrine saldırmasına neden olan diğer toplulukların aksine düşünce, miras ve azınlıkların yokluğundan kaynaklanmakta.
Said, “Bu sınıflandırmalar ister tarihi ister coğrafi ister üslup kriterlerine dayalı olsun önemlidir. Sadece tek bir atmosfer tarafından bir araya getirilen entelektüel veya görsel olarak benzer bir ürün üreten sanatçılar mevcut. Bu da İskenderiye sanatçıları için geçerli” ifadelerini kullandı.



Alicia Silverstone, George Clooney'in kendisine nasıl "abilik" yaptığını anlattı

Alicia Silverstone, George Clooney ve Chris O'Donnell, Batman ve Robin'de (Warner Bros Pictures)
Alicia Silverstone, George Clooney ve Chris O'Donnell, Batman ve Robin'de (Warner Bros Pictures)
TT

Alicia Silverstone, George Clooney'in kendisine nasıl "abilik" yaptığını anlattı

Alicia Silverstone, George Clooney ve Chris O'Donnell, Batman ve Robin'de (Warner Bros Pictures)
Alicia Silverstone, George Clooney ve Chris O'Donnell, Batman ve Robin'de (Warner Bros Pictures)

Greg Evans 

Batman ve Robin'de (Batman & Robin) oynayan Alicia Silverstone, George Clooney'nin sette kendisine "abi" gibi davrandığını ve "ona arka çıktığını" söyledi.

Fırlama Kızlar'ın (Clueless) yıldızı 1997'de, genellikle gelmiş geçmiş en kötü Batman filmi kabul edilen yapımda Barbara Wilson (namı diğer Batgirl) rolüne seçildiğinde henüz 20 yaşındaydı.

Joel Schumacher'ın yönettiği ve cafcaflı kostümleri ve berbat kelime oyunlarıyla nam salan filmde George Clooney, Caped Crusader'a hayat vermişti.

Entertainment Weekly'ye konuşan Silverstone, "Film çıktığında sanırım pek beğenilmedi" dedi.

Ama daha sonra insanlar bana bunun en sevdikleri film olduğunu söylediler. [En azından] tüm gey arkadaşlarım. Epey camp (bilinçli bir şekilde yapay ve abartılı olan tarz -çn.) bir film.

Silverstone, kendisinin, Clooney'nin ve Robin rolündeki Chris O'Donnell'ın kostümlerinin "kolay olmadığını" çünkü giydikten sonra tuvalete gidemediklerini ekledi.

Öte yandan Clooney'yle çalışmanın "rüya gibi" bir şey olduğunu ve ona kol kanat gerdiğini söyledi. Silverstone, "O koşullarda gerçekten abi gibiydi" dedi. 

Çok havalıydı. Bana arka çıktı ve işler yolunda gitmediğinde mantıklı davrandı.

O dönemde hâlâ Hollywood'da yükselen bir yıldız olan Clooney, daha önce proje hakkında "Sanırım serinin işini bitirdik" demişti. Ayrıca projeyi "para israfı" diye nitelendirmişti.

2020'de The Guardian'a verdiği bir röportajda Clooney'ye, hayatını yeniden yaşayabilseydi neyi farklı yapacağı sorulmuştu.

Aktör "Şimdi sorunuzun bariz cevabı Batman ve Robin diye şaka yapmak olurdu" demişti. "Ve bunu kesinlikle yapmazdım" diye belirtmişti. Filmin önemli bir ders verdiğini ekleyen Clooney şu ifadeleri kullanmıştı:

Bir filmde sadece oyuncu olmak yerine o filmden sorumlu tutulacaksam, daha iyi filmler seçmem gerektiğini öğrendim.

Görsel kaldırıldı.Clooney ve Chris O'Donnell, Batman ve Robin'de (Warner Brothers)


O zamana kadar izleyicilerin beyazperdede gördüğü en hafif Batman uyarlaması, 1960'larda Adam West'in kahramana getirdiği renkli yorumdu.

Tim Burton, 1989 ve 1992'de Michael Keaton'ın başrolünde oynadığı iki filmle karakteri yeniden canlandırmış ve çok daha karanlık bir yaklaşım benimsemişti. Joel Schumacher ise 1995'te Batman Daima'yla (Batman Forever) dizginleri ele alarak kahramanın daha absürt yönlerini ön plana çıkarmıştı.

Ancak Uma Thurman ve Arnold Schwarzenegger'in de rol aldığı Batman ve Robin'in saçmalığı, birçok hayran için bardağı taşıran son damlaydı. Christopher Nolan 2005'te Batman Başlıyor'u (Batman Begins) çekene kadar karakter herhangi bir filme konu olmadı.

Independent Türkçe, https://www.independent.co.uk/arts-entertainment


Yönetmeni yanıtladı: Superman neden erkenden platformlara geldi?

James Gunn ve David Corenswet, Superman'in setinde (AP)
James Gunn ve David Corenswet, Superman'in setinde (AP)
TT

Yönetmeni yanıtladı: Superman neden erkenden platformlara geldi?

James Gunn ve David Corenswet, Superman'in setinde (AP)
James Gunn ve David Corenswet, Superman'in setinde (AP)

Greg Evans 

Superman'in yönetmeni James Gunn, hit filminin şimdiden yayın platformlarında gösterime girmesinin "karmaşık" nedenini açıkladı.

David Corenswet ve Rachel Brosnahan'ın başrollerini paylaştığı DC süper kahraman hikayesinin yeniden başlatılan filmi, 11 Temmuz'da sinemalarda gösterime girdi. Sadece yaklaşık bir ay sonra gişe canavarı film, Amazon Prime Video ve Apple TV+'da satın alma veya kiralamaya açıldı.

Film, ABD gişelerinde 330 milyon dolardan fazla hasılat elde etse de Gunn'a göre başka bir DC projesi nedeniyle artık evde de izlenebiliyor.

Screen Rant'e konuşan 59 yaşındaki yönetmen, "Çok karmaşık bir durum ama işin aslı, Peacemaker yüzünden böyle oldu" dedi.

Gunn, dizi sorumlusu olduğu Peacemaker'ın ikinci sezonunun eylülde Prime'da gösterime gireceğini düşündüğünü söyledi. Ancak John Cena'nın başrolünde yer aldığı, The Suicide Squad: İntihar Timi'nin spin-off dizisi 21 Ağustos'ta izleyicilerle buluşacak.

Gunn, Superman'deki olayların doğrudan yeni sezona bağlandığını ve yeni DC Evreni'nde (DCE) gelecekte yaşanacak olayların temellerini attığını belirtti.

Yönetmen "Kontrolümüzün dışında pek çok şey vardı, bu yüzden Peacemaker şimdi çıkıyor ve günün sonunda Peacemaker'dan önce sinemaya gidemeyenler de dahil, isteyen herkesin Superman'i izleyebilmesini istedim" diye ekledi. 

Ve bunun gerçek nedeni bu.

The Hollywood Reporter'a yaptığı açıklamada da "Superman'in Peacemaker'a doğrudan bağlanması kesinlikle önemli bir rol oynuyor" dedi. 

Bunun çocuklar için değil, yetişkinler için olduğunu belirtmek gerekir. Ancak Superman bu diziye bağlanıyor ve Peacemaker'ın bu sezonunda DCE'nin geri kalanının tümü kuruluyor, ki bu son derece önemli.

Peacemaker'ın ilk sezonu, 2021 yapımı The Suicide Squad: İntihar Timi'nin kaldığı yerden devam ediyor. Diziye adını veren şiddet yanlısı ana karakter, yoluna çıkanları öldürmek pahasına bile olsa kanunları uygulama ve barışı koruma görevine devam ediyor.

İkinci sezon fragmanı, Gunn'ın 2025 yapımı Superman'inde Nathan Fillion'ın canlandırdığı Green Lantern, Isabela Merced'in hayat verdiği Hawkgirl ve Sean Gunn'ın karakteri Maxwell Lord gibi bazı büyük kameoları gösterdi.

Gunn başka bir röportajda Superman'den "bir sürü başka karakterin" ikinci sezonda görüneceğini ve finalde sürpriz bir konuk oyuncunun yer alacağını belirtmişti.

Independent Türkçe, independent.co.uk/arts-entertainment


Game of Thrones yıldızı: "Ünlü bir çiftin nişanı benim yüzümden bozuldu"

bilmiyordum" diye anlattı (AFP)
bilmiyordum" diye anlattı (AFP)
TT

Game of Thrones yıldızı: "Ünlü bir çiftin nişanı benim yüzümden bozuldu"

bilmiyordum" diye anlattı (AFP)
bilmiyordum" diye anlattı (AFP)

Brittany Miller ABD Yaşam Muhabiri 

Turner "Meğer o gece benim [el sallamam] yüzünden nişanlarını bozmuşlar. Elimde böyle bir güç olduğunu

Sophie Turner, ünlü bir çiftin ilişkisinin bitmesinden sorumlu olabilir.

Perşembe günü Late Night with Seth Meyers'a konuk olan 29 yaşındaki Game of Thrones yıldızı, San Diego Comic-Con'un ardından düzenlenen bir partide başka bir oyuncunun nişanlısıyla flört etmekle suçlandığını anlattı.

Meyers'a konuşan Turner, partideki bir aktörü "seven" bir çocukluk arkadaşıyla birlikte orada olduğunu ve arkadaşının kendisinden ona selam vermesini istediğini söyledi. Ancak aktörün nişanlısı, X-Men yıldızının partnerine el salladığını fark edince işler değişmiş.

"Hepsi bu kadardı" diyen Turner, tek yaptığı şeyin el sallamak olduğunu ve aktörle konuşmadığını vurguladı. 

Daha sonra bu kızın bana baktığını gördüm ve o ünlü bir aktris. Ben de 'Gidip ona benim için ne kadar değerli olduğunu söylemeliyim' diye düşündüm.

Dans pistinde ona doğru gittiğinde kadın hemen Turner'a "Nişanlımla flört etmeyi keser misin?" demiş. Turner nişanlısının kim olduğunu sorunca kadın da daha önce el salladığı aktörü işaret etmiş.

Turner, "Bu adamın kim olduğuna dair hiçbir fikrim yok" iddiasında bulundu. 

Meğer o gece benim [el sallamam] yüzünden nişanlarını bozmuşlar. Elimde böyle bir güç olduğunu bilmiyordum.

Dark Phoenix'te oynayan aktris, bunu yaparsa "başı belaya gireceği" için çiftin isimlerini açıklamayı reddetti.

Turner'ın önceki aylarda yaşanan kısa bir ayrılığın ardından halihazırda Peregrine "Perry" Pearson'la birlikte olduğu bildiriliyor. Daha önce Joe Jonas'la 5 yıl evli kalan Turner'ın bu ilişkiden 4 yaşındaki Willa ve iki yaşındaki Delphine olmak üzere iki kızı var.

Jonas'la boşanma davası Eylül 2024'te sonuçlanırken hakim, evliliklerinin "geri dönülmez şekilde sona erdiğini" açıklamıştı.

Eski çiftin boşanması, iki kızlarının velayetiyle ilgili çekişmeli bir mücadeleye neden olsa da ortak velayet kararı alarak anlaşmazlığı çözdüler. Jonas kısa süre önce Turner'la "harika bir ortak velayet ilişkisi" olduğunu bile söylemişti.

School of Greatness adlı podcast'in temmuzdaki bir bölümünde Jonas, "Küçük kızlarımın, anneleri gibi örnek alacakları inanılmaz kadınlar var" demişti.

Küçük kızlarımın harika kadınları örnek almasını istiyorum. Onların edinmesini istediğim değerler, açık fikirli ve kocaman bir kalbe sahip olmaları, herhangi bir odaya girince kendilerinden emin hissetmeleri ve istedikleri her şeyi yapabileceklerini bilmeleri.

Independent Türkçe, independent.co.uk/life-style