Lübnan Adalet Bakanlığı, Selame’nin ‘tutuklanmasını ve mal varlığına el konulmasını’ talep etti

Lübnan Merkez Bankası Başkanı, soruşturma oturumuna katılmaması sonrasında bir kez daha oturuma çağrıldı

Beyrut’ta 15 Mart’ta Adalet Sarayı önünde alınan güvenlik önlemlerinden bir görüntü (Reuters)
Beyrut’ta 15 Mart’ta Adalet Sarayı önünde alınan güvenlik önlemlerinden bir görüntü (Reuters)
TT

Lübnan Adalet Bakanlığı, Selame’nin ‘tutuklanmasını ve mal varlığına el konulmasını’ talep etti

Beyrut’ta 15 Mart’ta Adalet Sarayı önünde alınan güvenlik önlemlerinden bir görüntü (Reuters)
Beyrut’ta 15 Mart’ta Adalet Sarayı önünde alınan güvenlik önlemlerinden bir görüntü (Reuters)

Lübnan Merkez Bankası Başkanı Riyad Selame, hesaplardan ülke dışına finansal transferlerin içeriğinin soruşturulması ve ‘kara para aklama’ suçunu işlediğine dair şüphelerin sorgulanması üzere yapılan Avrupa yargı heyetleri oturumuna katılmadı. Bu durum, oturumun bugüne ertelenmesine yol açarken, oturum tarihi kendisine yasal temsilcisi aracılığıyla bildirildi.
Selame’nin yokluğu, karşılarına çıkacağından emin olmaları dolayısıyla Avrupalı ​​yargıçları şaşırttı. Yargıçlar, dün sabah 9:30’da sorgu saatinden bir saat önce Beyrut’taki Adalet Sarayı’na geldiler. Avrupalı ​​yargıçlar, Lübnanlı Savcı Şarbel Ebu Samra ve Adalet Bakanlığı Davalar Dairesi Başkanı Yargıç Helena İskender ile Adalet Sarayı’nın beşinci katındaki Devlet Şura Konseyi’nin toplantı odasında bir görüşme gerçekleştirdi. Merkez Bankası Başkanı, oturuma katılmamasını Lübnan yargısının Savcı Şarbel Ebu Samra’ya gönderdiği açıklayıcı muhtıraya yanıt verilmesini beklemesinden kaynaklandığını söylerken, muhtıranın içeriğinde ‘yabancı hakimlerin Lübnan’a gelip mali konularda soruşturma yürütmesinin hukuka ve yargının ulusal egemenliğine aykırı’ olduğunun belirtildiğine dikkati çekti. Üst düzey bir yargı kaynağı, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada “Muhtıra anında reddedildi. Savcılık, daha önce Ocak ayı boyunca Fransa, Almanya ve Lüksemburg’dan yargıçların Merkez Bankası’nın mevcut ve eski yetkilileri ile ticari banka sahiplerini sorgulamasına izin verdiğini vurguladı” ifadelerini kullandı. “Bu görev, Lübnan’ın 2008 yılında imzaladığı ve üye devletleri yolsuzluk dosyalarına ilişkin adli ve güvenlik kovuşturmalarında birbirlerinin taleplerini karşılamakla yükümlü kılan Yolsuzlukla Mücadele Sözleşmesi ile tutarlıdır” diyen kaynak, “Uluslararası yetkilendirmelerin uygulanması Lübnan yasalarına aykırı değildir. Bu, Lübnan’ın egemenliğine gölge düşürmez, bilakis özellikle Lübnan’ın bağımsız bir dosyası olduğundan ve Avrupa tarafının elindeki bilgilerden yararlanacağından dolayı her iki tarafın da çıkarına hizmet eden adli anlaşmalarla uyumludur. Ayrıca özellikle de Lübnan gündemi, Avrupa ülkelerinde soruşturmaların başlamasının ardından oluşturulmuş ve 2021 baharından itibaren yazışmalar ve temsiller neticesinde ortaya çıkmıştır” açıklamasında bulundu.
Otuz yıldır Lübnan’da mali yönetimden sorumlu ilk kişi olan Merkez Bankası Başkanı’nın açıklamalarının pek çok sürprizi içermesi bekleniyor. Söz konusu meseleyi takip eden kaynaklar, “Fransız Yargıç Aud Borezi’nin Selame’yi şüpheli olarak sorgulama konusundaki ısrarı ve aynı zamanda bu oturumda Lüksemburg ekibini temsil edecek olması, Merkez Bankası Başkanı’nın memnuniyetsizliğini uyandıran şeydi” dedi. Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklar, “Soruşturmanın doğası, özellikle Fransız yargıç ve diğer Avrupalılar Selame aleyhinde herhangi bir işlem yapamayacakları, yani onu kovuşturmak ve tutuklanmasını talep etmek mümkün olmadığı için ileri ya da geri gitmiyor” diyerek, Lübnan topraklarında değil, kendi ülkelerinde uygun gördükleri tedbiri almanın vekil makamlara kaldığına dikkati çekti.
Avrupa soruşturmasına paralel olarak dün Lübnan devleti, Adalet Bakanlığı Davalar Dairesi Başkanı Yargıç Helena İskender aracılığıyla Riyad Selame, kardeşi Raja ve yardımcısı Marianne Howayek hakkında dava açtı. Beyrut Başsavcılığı, ‘rüşvet, sahtecilik, sahte para kullanımı, kara para aklama, yasa dışı zenginleşme ve vergi kaçakçılığı’ suçlarından Beyrut birinci soruşturma hâkimi Şarbel Ebu Samra’ya iddianame sundu.
Daire başkanı, soruşturma yargıcına ‘Selame’nin kardeşi ve Marianne Howayek’in tutuklamasını, Lübnan devletinin haklarını korumak için gayrimenkullerine el konulmasını ve eşlerinin ve reşit olmayan çocuklarının banka hesaplarının dondurulmasını’ istedi. Ayrıca İlk Derece Mahkemesi nezdinde şahsi tazminat belirleme hakkı saklı kalmak kaydıyla, haklarında isnat edilen suçların ciddiyeti nedeniyle aleyhlerinde en ağır cezaların verilmesi için Beyrut’taki Ceza Mahkemesi’nde yargılanmalarına hazırlık olarak iddianame hazırlanması çağrısı yaptı. İskender, davanın bir örneğinin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı aracılığıyla Merkez Bankası’ndaki Özel Soruşturma Komisyonu’na gönderilmesini, sanıkların, eşlerinin ve reşit olmayan çocuklarının Lübnan ve yurt dışındaki hesaplarının dondurulmasını talep etti.
Öte yandan kaynaklar, bu önlemin ‘Avrupa mandalarının yolundan tamamen ayrı’ olduğunu belirtirken, “Yeni iddia, Yargıç Ebu Samra’nın Avrupalı ​​yargıçların işlerini tamamlayıp Lübnan’dan ayrılıncaya kadar ertelediği Lübnan dosyasına dahil edilecek” dedi.



Sudan'ın kuşatma altındaki el-Faşir kentinde ilkel malzemeler ve şifalı bitkilerle ilk yardım

Sudanlı bir mülteci, Cidde Limanı’nda USNS Brunswick gemisinden inerken oğluna sarılıyor. (AP)
Sudanlı bir mülteci, Cidde Limanı’nda USNS Brunswick gemisinden inerken oğluna sarılıyor. (AP)
TT

Sudan'ın kuşatma altındaki el-Faşir kentinde ilkel malzemeler ve şifalı bitkilerle ilk yardım

Sudanlı bir mülteci, Cidde Limanı’nda USNS Brunswick gemisinden inerken oğluna sarılıyor. (AP)
Sudanlı bir mülteci, Cidde Limanı’nda USNS Brunswick gemisinden inerken oğluna sarılıyor. (AP)

Sudan'ın batısındaki el-Faşir kentinde yaşayan 8 yaşındaki Muhammed, kolu şarapnel parçalarıyla delik deşik olmasına rağmen tedavi edilebildiği için şanslı kişilerden biri. Diğer savaş yaralıları ise kentin kuşatılmış olması ve tıbbi ekipman eksikliği nedeniyle tedavisi zor olan daha ciddi yaralanmalardan mustarip.

İki yıldır orduya karşı savaşan Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) geçtiğimiz hafta, sağlık sisteminin de çöktüğü Kuzey Darfur'un başkenti ve çevresinde kanlı bir saldırı başlattı. HDK'nin geniş Darfur bölgesinin başkentine yönelik tekrarlanan saldırıları sivillerin her türlü hareketini riskli hale getirdi. Ayrıca tüm sağlık tesisleri bombalandı ya da saldırıya uğradı.

cdfrgt
Hartum Uluslararası Havalimanı'nda hasarlı bir uçak (AFP)

Muhammed'in babası 27 yaşındaki İsa Said, bölgedeki iletişim tamamen kesildiği için Starlink aracılığıyla AFP'ye yaptığı açıklamada, “Eski bir hemşire olan komşumuzun yardımıyla kanamayı durdurduk, ancak Muhammed’in eli şişti ve ağrı nedeniyle geceleri uyuyamıyor” dedi.

Mayıs 2024'ten bu yana HDK tarafından kuşatma altında bulunan el-Faşir'in diğer sakinleri gibi İsa da oğlunu hiçbir hastanenin acil servisine götüremiyor. Bu hafta el-Faşir'e kaçan insani yardım koordinatörü Muhammed, yüzlerce yaralının şu anda şehirde mahsur kaldığını bildirdi.

Tedavi için şifalı bitkiler

Muhammed, HDK'nin el-Faşir'in 15 kilometre güneyindeki Zemzem Kampı’na düzenlediği ölümcül saldırı sırasında kalçasından vuruldu. Güvenlik nedeniyle tam adını açıklamaktan kaçınan Muhammed, “İnsanlar evlerinde özel olarak tedavi görüyor” dedi.

İnsani yardım kaynaklarına göre yüz binlerce insan Birleşmiş Milletler (BM) tarafından kıtlık yaşandığı ilan edilen Zemzem Kampı’ndan kaçarak el-Faşir şehrine sığındı.

El-Faşir'de insanlar, ilkel malzemeler ve şifalı bitkilerle, kurşun ve mermi parçalarından kaynaklanan yanık ve yaraları tedavi etmeye ve ilk yardım sağlamaya çalışıyor.

29 yaşındaki Muhammed Ebkar, bacağından vurulduğunda ailesi için su getirmeye çalıştığını anlattı. Ebkar, “Komşularım beni evin içine taşıdı. Yine komşularım, vücudumdaki kırıkları tedavi etmesi için tahta ve bez parçaları kullanarak atel tedavisi yapan diğer komşumuzu aradı. Sorun şu ki, kırık tedavi edilse bile kurşun halen bacağımda” ifadelerini kullandı.

Muhammed, şehirde tıbbi malzeme son derece sınırlı olsa da, parası olsaydı gazlı bez veya ağrı kesici almak için birini göndermenin mümkün olabileceğini, ancak genellikle malzeme bulunmadığını, bu nedenle tedavinin mevcut imkanlarla yapıldığını söyledi.

Dezenfektan olarak tuz

Birleşmiş Milletler (BM) pazartesi günü, HDK’nin el-Faşir ve çevresindeki göçmen kamplarına yönelik son saldırılarında 400'den fazla kişinin hayatını kaybettiğini bildirdi. Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu'na (UNICEF) göre en az 825 bin çocuk dünyadaki cehennemde sıkışıp kaldı. UNICEF, el-Faşir’i kuşatmış olan HDK tarafından gerçekleştirilecek geniş çaplı bir saldırının yıkıcı sonuçlar doğurabileceğini kaydetti.

dfgrthy
El-Faşir'deki insani durum felaket boyutuna ulaştı. (Arşiv – Şarku’l Avsat)

11 ay süren kuşatma ve iki yıl süren savaşın ardından el-Faşir sakinlerinin çoğu, bombardımandan korunmak için genellikle aceleyle çukurlar kazıp üzerlerini kum torbalarıyla örterek doğaçlama barınaklar inşa etti.

Çarşamba günü Hana Hamad'ın evine isabet eden bir top mermisi kocasını karnından yaraladı. AFP'ye konuşan 34 yaşındaki kadın, “Komşumuzun yardımıyla kanamayı durdurmaya ve yarayı antiseptik olarak sofra tuzuyla tedavi etmeye çalıştık. Ama ertesi sabah kocam öldü” dedi.

Yatalak olan bir başka hasta ise ‘insanları kurtarabilecek herkesin acil müdahalede bulunması’ çağrısında bulundu.

Sınır Tanımayan Doktorlar, insani yardım çağrısında bulundu. Misyon Başkanı Rasmani Kabore, “El-Faşir'e giden yollar kapalı. Ne olursa olsun orada mahsur kalarak açlık çeken bir milyon insana gıda ve ilaç ulaştırmak için hava operasyonları başlatılmalıdır” şeklinde konuştu.