Londra’da insan gücüyle hareket ettirilebilen köprü

İnsan gücüyle hareket ettirilen Cody Dock Köprüsü’nün ağırlığı 12 ton. (Tribune Media)
İnsan gücüyle hareket ettirilen Cody Dock Köprüsü’nün ağırlığı 12 ton. (Tribune Media)
TT

Londra’da insan gücüyle hareket ettirilebilen köprü

İnsan gücüyle hareket ettirilen Cody Dock Köprüsü’nün ağırlığı 12 ton. (Tribune Media)
İnsan gücüyle hareket ettirilen Cody Dock Köprüsü’nün ağırlığı 12 ton. (Tribune Media)

Bir köprüyü hareket ettirebilmenin birçok yolu var. Çekerek yukarı doğru hareket ettirmek, Fransız sürgülü kapıları gibi yatay olarak açmak veya bir asansör gibi yukarı kaldırmak... Tribune Media'ya göre bugün, doğu Londra'da 12 tonluk benzersiz bir yaya köprüsü sayesinde yeni bir hareket yöntemi bulundu.
Köprünün benzersiz tasarımının arkasında, Price & Myers'ın mühendisliğin destek verdiği Londralı mimar Thomas Randall Page yer alıyor. Köprünün üretimi Cake Industries tarafından üstlenildi. Üzerinde yayaların ve bisikletlilerin geçebileceği çelik bir yüzeyle birbirine bağlanan köprü iki büyük kare şeklinde kapıdan oluşuyor. Köprünün hareket etmesi çelik dişlerle sarılı bu iki kare kapının, kanalın iç duvarlarına gömülü zikzak raylar boyunca dönen dişli çarklara dönüşmesiyle gerçekleşiyor.
Köprü yaklaşık 20 dakikada, kendi ekseni etrafında 180 derece dönebiliyor. Böylece çelik zemin çatıya dönüşüp teknelerin aşağıdan geçmesi için yeterli tavan boşluğu oluşuyor.
Köprü Londra'nın doğusundaki unutulmuş bir köşede, meşhur Thames Nehri'nin az bilinen Lea Nehri ile kesişme noktasında yakın bir bölgede bulunuyor. Köprünün yakınlarındaki terk edilmiş tersane, 1980’lerden bu yana faaliyet göstermiyor. Nehirden bir barajla ayrılmış durumda ve İngilizler burayı ‘çöp deposu’ olarak isimlendiriyor.
Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre sanat organizasyonu olan Gasworks liderliğindeki beş bin gönüllünün tarihi iskeleyi temizlemek, dezenfekte etmek ve endüstriyel faaliyetler için yaratıcı bir alana dönüştürmek için 12 yıl boyunca çalıştı. Bu dönüşüm sırasında, kanalın üzerinde bir köprü gibi görünen baraj yıkıldı ve rıhtım yeniden sulara altında kaldı. Cody Dock Köprüsü olarak adlandırılan köprü, iki yakayı yeniden birleştiriyor ve 1944'te ünlü İngiliz planlamacı Patrick Abercrombie tarafından tasarlanan 26 mil uzunluğundaki, yeşil yol olarak da bilinen Lea River Park'a giden bir bağlantı açıyor.
Randall'a göre köprünün inşası, mühendislik ekibinin ‘tamamen modern doktora düzeyinde matematik’ kullanmasını gerektiriyordu.
Köprünün mekanizması, iki kişinin 12 tonluk köprüyü başka hiçbir yardım almadan iki manuel vinçle çekebilmesini sağlıyor.



Yeni tatil trendi belli oldu

Yeni tatil trendi, turizm sektöründeki büyük firmaların da ilgisini çekiyor (Unsplash)
Yeni tatil trendi, turizm sektöründeki büyük firmaların da ilgisini çekiyor (Unsplash)
TT

Yeni tatil trendi belli oldu

Yeni tatil trendi, turizm sektöründeki büyük firmaların da ilgisini çekiyor (Unsplash)
Yeni tatil trendi, turizm sektöründeki büyük firmaların da ilgisini çekiyor (Unsplash)

ABD'nin tanınmış gazetelerinden Wall Street Journal (WSJ), tatilciler arasında popülerleşen "hiçbir şey yapmama" trendini inceledi.

Yoğun iş temposunun ardından tatile çıkanlar, uzun soluklu gezi programları yerine artık sadece dinlenmek ve kendilerine vakit ayırmak istiyor. 

Haberde yeni trenddeki tatil planlarının "sörf yapmayı veya kanoya binmeyi içeren plaj gezileri ya da saatlerce araştırma ve karar verme stresine yol açan yemek turlarından oluşmadığı" ifade edildi. 

Turizm sektöründe piyasa analizleri yapan Longwoods International firmasının bu ay yayımladığı araştırmada, "dinlenme ve rahatlama" ihtiyacının, "eğlenceli vakit geçirme" veya "yakın aileyle birlikte olma" gibi motivasyonlardan daha ağır basmaya başladığı belirlendi. 

"Hiçbir şey yapmama" trendi diye nitelenen bu tatil şeklinde, iş hayatının yorucu temposundan bıkanlar artık "her şey dahil" paketlerle daha sakin zaman geçirmeyi tercih ediyor. 

Longwoods International'ın yöneticisi Amir Eylon, "Tatilciler artık 'Tamam, arkadaşlarımla yeteri kadar vakit geçirdim, kendime biraz zaman ayırmam lazım' diyor" ifadelerini kullandı.

Önceden sadece açık büfe yemek fırsatı sunan ucuz tatil seçenekleri olarak görülen "her şey dahil" paketler, bu trendle birlikte lüks firmaların da radarına girdi. 

Amerikalı otel devi Marriot, geçen hafta duyurduğu projesinde Dominik Cumhuriyeti'nde Ritz-Carlton ortaklığıyla yeni bir "her şey dahil tatil merkezi" kurulacağını bildirmişti.

Lüks tur şirketi Lugos Travel'ın kurucusu Shane Mahoney ise trende dair şunları söyledi:

Acentemizde, helikopter turları ve uçurum dalışları yerine plajda vakit geçirmek ve çikolata tatmak gibi etkinlikler içeren seyahat rezervasyonlarının 2023'ten beri ne kadar arttığını görünce şoke oldum.

Sık sık farklı ülkeleri ziyaret ettiğini söyleyen Lorraine Sanders ise Güney Afrika ormanlarına gittiğini, Machu Picchu'yu gördüğünü ve Tayland'ı gezdiğini belirtti. Ancak Sanders, partneriyle son iki yıldır sadece "her şey dahil" paketlerle tatile çıktıklarını söyledi. 

Son yıllarda Los Angeles'tan Peru ve Amsterdam'a gittiğini belirten Camillia Beldham da artık tatil planlarını değiştirdiğini ifade etti. 

23 yaşındaki üniversitesi öğrencisi "7 ila 10 günümü sahilde hiçbir şey yapmadan geçireceğim. Siyasi, sosyal ve ekonomik açıdan olup bitenler hakkında düşünmek zorunda kalmak istemiyorum" dedi. 

Independent Türkçe, Wall Street Journal