Faslı sanatçı Hiyam Rahmani iplerle resim yapıypor

Sanatçı Hiyam Rahmani, Marakeş'teki sergisinde bir tablosunun yanında- Hiyam Rahmani'nin Marakeş'teki sergisinde yer alan çalışmalarından biri (Şarku’l Avsat)
Sanatçı Hiyam Rahmani, Marakeş'teki sergisinde bir tablosunun yanında- Hiyam Rahmani'nin Marakeş'teki sergisinde yer alan çalışmalarından biri (Şarku’l Avsat)
TT

Faslı sanatçı Hiyam Rahmani iplerle resim yapıypor

Sanatçı Hiyam Rahmani, Marakeş'teki sergisinde bir tablosunun yanında- Hiyam Rahmani'nin Marakeş'teki sergisinde yer alan çalışmalarından biri (Şarku’l Avsat)
Sanatçı Hiyam Rahmani, Marakeş'teki sergisinde bir tablosunun yanında- Hiyam Rahmani'nin Marakeş'teki sergisinde yer alan çalışmalarından biri (Şarku’l Avsat)

Faslı sanatçı Hiyam Rahmani, ikincisi düzenlenen Moda Haftası’nın etkinlikleri kapsamında Marakeş'te düzenlediği güncel sergisinde, sanatsal tabloları “dokuma” yoluyla iplikle çizime dayalı özel bir sanat sunuyor. Böyle bir sanat, mühendislik, matematik kontrolleri ve sanatın ifade edici içeriğini birleştiren, bilimsel başarıya ve üzerinde çalışılan tekniklere dayanan araştırma ve planlamanın sonucu olarak ortaya çıkıyor.
Serginin “Hespress Coffee Factory” alanında yapılması, yaratıcı bir pratik olarak sanatın gücünü vurgulamayı ve bireylerin kendilerini ifade etmelerine ve başarılarını değişen seçeneklere göre şekillendirmelerine olanak sağlamayı amaçlıyor. Ayrıca bu şekilde ziyaretçilere ve gözlemcilere, sanatçının deneyimi, uyguladığı teknikler ve kendisini Fas'ta ve yurtdışında kabul ettirmesini sağlayan yaratıcı seriler hakkında fikir edinme fırsatı veriyor.
Rahmani'nin başarısı, hassas planlama ile üzeri iplik ve çivilerle işlenmiş ahşap levhalara dayanmakta. Bu sanatın yaratıcı özellikleri arasında kesin mühendislik verilerine dayanarak daireden başlayıp çeşitli boyutlara geçilmesi, renklerin ve gölgelerin tutarlı olması sayılabilir.
Kapsamlı bir araştırmadan ve sanat seçimiyle uzun bir süre meşgul olduktan sonra 2010 yılında sanat yolculuğuna başlayan, kendi kendini yetiştirmiş bir sanatçıdan söz ediyoruz. Seçilen sanat, sanatçının teknik deneyimine, ustalaştığı mühendislik ve matematiksel denklemlere dayanarak inançlarına, seçimlerine, bilgi geçmişine ve akademik oluşumuna uygun.

Rahmani, Şarku’l Avsat ile yaptığı röportajda izlediği yol hakkında konuştu ve “nörobilim alanında yüksek lisans derecesi almadan önce elektrik, ardından inşaat, mühendislik ve dezenfeksiyon okuduktan sonra sanatı keşfettiğini” belirtti. Ayrıca sanatın hangi alanında olacağını belirlemese de gelecekte sanatçı olacağına küçük yaşlardan itibaren inandığını kaydetti. Geriye kalan en önemli şey ise fark edilmek ve kendisine has bir imza ile yolunu bulmaktı.
Tüm bunlardan sonra Rahmani, internet üzerinden tanıştığı, mühendislik hesaplamalarına dayanan sanatsal bir anlayışı denemeyi seçtiğini ifade etti. Rahmani, 2010-2016 yılları arasında, matematiksel olarak verilen seçimi mühendislik özelliklerine göre çizime aktarmak için çalıştı.
Rahmani, ilk sanat sergisine hazırlanırken 2017 yılında Bahreyn'de düzenlenen Nasser bin Hamad Uluslararası Gençlik Yaratıcılığı Ödülü'nde “Sanat” kategorisinde üçüncülük ödülüne layık görüldüğünü belirtti. Bu küresel yarışmadaki zaferinin, Fas'ta tanınmadan önce, kendisini yurtdışından geniş bir izleyici kitlesine tanıttığını da sözlerine ekledi.

2019 yılında Rahmani “Aryan İpliği” başlığıyla Rabat'ta ilk sergisini açtı. Sergi, Girit adasındaki Kral Mino'nun insan etiyle beslenen yarı insan yarı boğa şeklinde Minotaur adlı bir canavara sahip olduğunu söyleyerek buna yer verdiğinden bir açıdan Yunan mitolojisini anımsatıyordu. Bu canavar karmaşık bir labirentte yaşıyordu ve birisi bu labirente girerse oradan çıkamazdı. Böylece canavar onu avlardı. Atina kralının oğlu Theseus, adayı bu canavardan kurtarmak için geldi. Kral Mino'nun kızı Prenses Aryani onu görünce hemen ona aşık oldu ve ona bir kılıç ve bir yumak ip verdi. Sonra Theseus labirente girdi ve ipin geri kalanını elinde tutarak labirent içinde yürürken ipi gevşetmeye başladı. Canavar karşısına çıkınca onu yendi ve ülkeyi onun şerrinden kurtardı. Theseus labirentten sağ salim çıkmak için ipliği takip etti.
Moda Haftası etkinlikleri kapsamında sergi organizasyonunun programlanmasına ilişkin olarak Rahmani, ipliğin tasarımcılar arasında ortak bir malzeme olmaya devam ettiğini, ancak kendisinin amacının, ipliğin sanat, formasyon ve geleneksel eserlerle ilgili diğer alanlarda kullanılabileceğini vurgulamak olduğunu belirtti.
Rahmani’nin sergilerini takip eden kişi, sanatsal yönü olan, net mühendislik izlerine sahip eserler üzerinde durmuş ve bunlar üzerine düşünmüş olur. Sanat eserleri yoğun derecede odaklanma ve dikkat ile çok fazla bağlılık ve katılım gerektiren işler. Öyle ki bu özen, sanat eserinde kullanılmak üzere onaylanan yaklaşım ve önerilen teknik model ile bağlantılı olarak açılar, alan kullanımı ve dişin vidalarla ilişkisi düzeyinde olmakta.
Uluslararası Ansiklopedi’nin tanımına göre filografi" veya "ip sanatı", kalem ve kağıt yerine ip ve çivinin kullanıldığı resim dallarından biri. Bu sanatta bir tahta parçası üzerine çiviler sabitlenir. Daha sonra iplikler, gerekli paneli üretmek için çivilere geçirilir. Vidaları gereken yere takmak hassasiyet gerektirdiğinden zor sanatlardan biri olarak kabul edilir. Araştırmalar, bu sanatın insanların psikolojik stresten kurtulmasına yardımcı olduğunu ve özellikle her yaşa uygun bir sanat olduğu için sabırlı ve cömert olunduğu takdirde yapılabileceğini vurguluyor.



İsrail, önde gelen Hamas liderlerinden Raid Saad'a suikast düzenledi

Hamas lideri Raid Saad (sosyal medya)
Hamas lideri Raid Saad (sosyal medya)
TT

İsrail, önde gelen Hamas liderlerinden Raid Saad'a suikast düzenledi

Hamas lideri Raid Saad (sosyal medya)
Hamas lideri Raid Saad (sosyal medya)

İsrail Times gazetesine göre, İsrailli bir yetkili bugün, Hamas'ın üst düzey lideri Raid Saad'ın Gazze şehrinde düzenlenen bir hava saldırısında öldürüldüğünü doğruladı. Bu da İsrail'in ateşkes anlaşmasını ihlal etmesi anlamına geliyor.

Alman Basın Ajansı'na (DPA) göre görgü tanıkları ve sağlık kaynakları bugün, Gazze şehrinin güneybatısındaki Raşid Caddesi üzerindeki Nablusi kavşağı yakınlarında bir araca düzenlenen İsrail hava saldırısında dört Filistinlinin öldüğünü ve birçok kişinin de yaralandığını bildirdi.

Görgü tanıkları, İsrail uçağının Nablusi Meydanı yakınlarında bir araca birkaç füze ateşlediğini, aracı imha ettiğini ve can kayıplarına yol açtığını söyledi. Ambulans ekipleri, ölü ve yaralıları hastanelere taşımak için acilen olay yerine gitti.

İsrail askeri sözcüsü Avichay Adraee ise yaptığı açıklamada, ordu ve Şin Bet'in (İsrail Güvenlik Teşkilatı) Gazze Şehrinde üst düzey bir Hamas komutanını hedef alan bir saldırı düzenlediğini ve onu son zamanlarda hareket için silah üretimi ve yeniden yapılanma çalışmaları yapmakla suçladığını belirtti.

İsrail Ordu Radyosu, saldrırının hedefinin, İzzeddin el-Haddad'dan sonra "Hamas'ın ikinci adamı" ve askeri üretim dosyasından sorumlu kişi olarak tanımladığı Raid Saad olduğunu bildirdi. İsrail'in bugünkü operasyonu gerçekleştirmeden önce son haftalarda kendisine birkaç kez suikast girişiminde bulunduğunu belirtti.

Şarku’l Avsat’ın İbranice yayın yapan Ynet internet sitesinden aktardığına göre Raid Saad Hamas'ın askeri kanadı olan Kassam Tugayları'nın liderlerinden biri.

Hamas'tan hava saldırısının hedefinin kimliğiyle ilgili resmi bir açıklama yapılmadı.

Axios haber sitesi, İsrail'in saldırıdan önce Amerika Birleşik Devletleri'ni önceden bilgilendirmediğini ifade etti.


Suriye halkının merkezi mi yoksa federal devlet mi anlaşmazlığı üzerine bir okuma

Şam'da Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in devrilmesini kutlamak için düzenlenen havai fişek gösterileri arasında muhaliflerin bayrağını dalgalandıran bir Suriyeli (Reuters)
Şam'da Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in devrilmesini kutlamak için düzenlenen havai fişek gösterileri arasında muhaliflerin bayrağını dalgalandıran bir Suriyeli (Reuters)
TT

Suriye halkının merkezi mi yoksa federal devlet mi anlaşmazlığı üzerine bir okuma

Şam'da Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in devrilmesini kutlamak için düzenlenen havai fişek gösterileri arasında muhaliflerin bayrağını dalgalandıran bir Suriyeli (Reuters)
Şam'da Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in devrilmesini kutlamak için düzenlenen havai fişek gösterileri arasında muhaliflerin bayrağını dalgalandıran bir Suriyeli (Reuters)

Macid Kıyali

Suriye’de Beşşar Esed rejiminin düşmesinin ardından geçiş dönemi liderliği ile muhalifleri arasında yaşanan iç çatışma, siyasi sistemin niteliği, özellikle de merkeziyetçilik mi yoksa ademi merkeziyetçilik mi, merkezi bir devlet mi yoksa federal bir devlet mi tartışmaları üzerine yoğunlaşıyor.

Bu konu meşru olmasına rağmen, tartışmaya katkı sağlamak amacıyla bazı temel gözlemler aşağıda sunuyorum.

İlk gözleme göre ademi merkeziyetçilik ya da federalizm meselesini gündeme getirmek, bu konuda kutuplaşmanın temel nedeninin Suriye’deki iç çatışmada kimlik, etnik, mezhepsel ve bölgesel özelliklerin baskın olması olduğu gerçeğini görmeyi zorlaştırdı.

Çatışmanın önde gelen tarafları, siyasi veya sınıfsal güçleri ya da tarafları temsil etmekten ziyade kimlik temelli yahut mezhepsel, etnik ve bölgesel kimliği vurgulayan taraflar olduklarından, bu konunun siyasi niteliği göz ardı ediliyor.

Dikkati çeken ikinci gözleme göre ise federal ya da ademi merkeziyetçi bir devlet için mücadele eden güçler, bunu demokrasi meselesinden daha öncelikli tutuyorlar. Bunun nedeni, söz konusu güçlerin (SDG, Suveyda'daki Hicri Hareketi ve kıyı şeridinde Esed rejiminin çöküşünden etkilenen güçler) demokratik olmayan güçler olmaları. Prensipte pozisyonları, politikaları ve tercihleri ve temsil ettiklerini iddia ettikleri gruplarla olan ilişkileri göz önüne alındığında bu güçlerin Esed rejimi altında kendilerini ifade etmedikleri ve bu konuyu bu kadar yoğun bir şekilde gündeme getirmedikleri unutulmamalı.

Üçüncü ve belki de en önemli gözleme göre federal bir devlette kimlik statüsü konusundaki çatışmaya öncelik verilmesi, devletin kurulması ve vatandaşlık taleplerini ya gölgeliyor ya da ön plana çıkarıyor. Bunların, 54 yıllık Esed döneminde eksik olan iki temel unsur olduğu ve özellikle mevcut koşullarda, yani devletin kurumlar ve hukuk devleti olarak yeniden kurulması ve vatandaşların güçlendirilmesi, böylece Suriyelilerin gerçek anlamda özgür ve eşit vatandaşlar olarak bir halk haline gelmeleri için ülke genelinde Suriyelilerin en çok ihtiyaç duyduğu unsurlar olduğu unutulmamalı.

Bu yüzden iki temel sorunla karşı karşıyayız. Bunlardan birincisi, artık var olmayan Esed rejiminin Suriye'nin birliğini zayıflatıp bozmayı başarması, Suriyelileri mezhep, din, etnik köken, bölge ve aşiret aidiyetlerine göre sınıflandırması ve ‘böl ve yönet’ politikası uyarınca onları birbirlerine düşürmesinden kaynaklanıyor.

İkinci sorun, Suriyelilerin kendi koşullarını kontrol edememeleri. Bu durum, Suriye’nin geleceğinin, Suriye halkının aleyhine, uluslararası güçlerin, özellikle ABD ve bölgesel tarafların meselesi haline gelmesine neden oldu. Bu durum, kimlik çatışmaları, özellikle de silahlı çatışma veya silahlı milisler şeklinde ortaya çıkan çatışmalar için de geçerli.

Federalizm, bir ülkeyi bölmek değil, aksine ülkenin birliğini organize etmek ve merkezin statü, egemenlik ve kaynaklar konusunda çevre bölgelere müdahale etmesini önlemek için daha uygun bir yöntem. Böylelikle karşılıklı güven temelinde hükümete daha geniş katılım sağlanır.

Suriye geçiş dönemi yönetimi ve Suriye muhalefetinin geri kalanı, gelecekteki siyasi sistemin nasıl olacağı ve otoriterliğin ve marjinalleşmenin geri dönüşünü önlemeye katkıda bulunanlar da dahil olmak üzere yeni konsensüsler oluşturmak için neyin uygun olduğu konusunda kafa karışıklığı ya da netlik sağlanamaması ortaya çıkan federalizm ve ademi merkeziyetçilik konusundaki tartışmalardan sorumlu.

Aslında, yeni yönetime bağlı olanlar ve geleneksel Suriye muhalefeti tarafından federalizmin reddedilmesinin sebebi, aceleci davranışlar, duygusal ve milliyetçi coşku ve önyargılar.

Söz konusu tartışmayı kapatmak yerine açmalı, tüm soruları sormalı. Çünkü Suriye’nin geleceği tartışmaya açık. Tüm Suriyeliler bu tartışmayla ilgileniyor ve bu konuda cevaplar bulmaya katkıda bulunuyor.

Daha spesifik olarak, federal ya da ademi merkeziyetçi bir devlet tartışmasıyla ilgili olarak, federalizmin herhangi bir ülkenin bölünmesi anlamına gelmediği, aksine birliğin daha uygun bir şekilde örgütlenmesi ve merkezin statü, egemenlik ve kaynaklar konusunda çevreyi kötü yönde etkilemesini önlemek için, karşılıklı güvene dayalı yönetişime daha geniş katılımı garanti eden bir sistem olduğunun anlaşılması gerekiyor.

Toplumun yönetimini etkileyen sorunlara güvenlik çözümleri getirilemedi. Çünkü herhangi bir güvenlik çözümü coğrafyaya, topluma, egemenliğe ve devlete sadece bölünmeler getirir.

Tüm bunlar bölünmek değil, federalizm gücün paylaşılması anlamına gelir. Dışişleri, savunma ve genel ekonomi yönetimi gibi devlet egemenliği ile ilgili konularda merkezileşme söz konusu. Bunların tümü birleşik parlamento ve merkezi hükümetin sorumluluğunda. Öte yandan iç güvenlik, eğitim, sağlık ve yerel kalkınma konularının yönetimi eyaletlerin veya yerel yönetimlerin yetki alanına girer.

Burada bazılarının endişelerini hafifletebilecek en önemli nokta, federalizmin etnik köken/milliyet veya din/mezhep yerine coğrafyaya dayalı olmasıdır. Çünkü herhangi bir kimlik meselesi, demokratik karakterini zayıflatır ve eşit vatandaşlık haklarının ve vatandaşların devletinin güçlenmesini engeller. Tıpkı Lübnan'da ve Irak'ta olduğu gibi.

Elbette, birçok alanda idari meselelerle ilgili olan ademi merkeziyetçi bir devleti, anayasaya göre yetkileri paylaşan federal bir devletle karıştırmak bir sorundur. Şarku'l Avsat'ın al Majalla'dan aktardığı analize göre federal devleti ayrılıkçı bir devlet olarak görmek de bir tür karışıklık veya yanılgı olarak adlandırılabilir, ancak bu doğru değil, çünkü merkezi devletler, yönetim, temsil ve kaynak dağıtımında esnekliğe sahip federal devletlere göre ayrılmaya çok daha yatkındır, zira günümüzün en büyük, en güçlü ve en zengin devletleri federal devletlerdir.

Bu yüzden herhangi bir kimlik grubuyla anlaşmazlık, kavramların karışmasına veya çarpıtılmasına yol açmamalı. Örneğin, İsrail'in siyasi sistem olarak demokrasiyi benimsemesi, demokrasiye karşı düşmanlığı teşvik etmemeli. Ayrıca, belirli bir önermeye elverişli olmayan koşullar olduğunu gözlemlememiz, bu kavramın tartışmaya açılmaması, geliştirilmemesi ve belirli bir ülkede devlet kurulması için ulusal birliği oluşturmaya hizmet eden bağlamlara yerleştirilmemesi gerektiği anlamına gelmez.

Son olarak, bu alanda, özellikle Suriye bağlamında, dikkate alınması gereken iki konu var. Öncelikle ülkenin toprakları üzerinde devlet egemenliğinden söz edilmesi için bunun halkın birliği gerçeğine dayanması gerekiyor. İkinci olarak ise toplumun yönetimini etkileyen sorunlara güvenlikle ilgili bir çözüm bulunmuyor, çünkü herhangi bir güvenlik çözümü coğrafyanın, toplumun, egemenliğin ve devletin bölünmesine yol açar.

*Bu analiz Şarku’l Avsat tarafından Londra merkezli al Majalla dergisinden çevrilmiştir


Tedmür'de ortak devriyeye düzenlenen saldırıda Suriyeli ve Amerikalı personel yaralandı

 Suriye polisi (Suriye İçişleri Bakanlığı)
Suriye polisi (Suriye İçişleri Bakanlığı)
TT

Tedmür'de ortak devriyeye düzenlenen saldırıda Suriyeli ve Amerikalı personel yaralandı

 Suriye polisi (Suriye İçişleri Bakanlığı)
Suriye polisi (Suriye İçişleri Bakanlığı)

Suriye güvenlik kaynakları bugün, Suriye güvenlik güçleri ile ABD kuvvetlerinin, ülkenin orta kesimindeki Tedmür kentinde ortak devriye sırasında silahlı saldırıya uğradığını bildirdi.

Suriye resmi haber ajansı SANA’ya konuşan bir güvenlik kaynağı, saldırıda Suriye güvenlik güçlerinden iki kişinin ve bazı ABD askerlerinin yaralandığını, saldırıyı gerçekleştiren kişinin ise öldürüldüğünü açıkladı.

Kaynak, olayın ardından ABD’ye ait helikopterlerin yaralıları et-Tanf Üssü’ne tahliye ettiğini belirterek, saldırının nedenleri ve koşullarına ilişkin henüz bilgi bulunmadığını ifade etti.

Olay nedeniyle Deyrizor-Şam uluslararası kara yolunda trafiğin geçici olarak durdurulduğu, bölge semalarında ise yoğun hava hareketliliği yaşandığı kaydedildi.