ÖDBG: Yeni Sudan hükümeti Ramazan ayında kurulacak

Hartum'da son günlerde değişiklik talebiyle gösteri (AFP)
Hartum'da son günlerde değişiklik talebiyle gösteri (AFP)
TT

ÖDBG: Yeni Sudan hükümeti Ramazan ayında kurulacak

Hartum'da son günlerde değişiklik talebiyle gösteri (AFP)
Hartum'da son günlerde değişiklik talebiyle gösteri (AFP)

Siyasi çerçeve anlaşmasını imzalayan Sudanlı sivil ve askeri taraflar, siyasi çözüm adımlarını hızlandırma ve kalan dosyaları önümüzdeki hafta içinde tamamlama konusunda anlaştı. Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri (ÖDBG), nihai anlaşmanın kesinleştirilmesinin ardından Ramazan ortasına kadar sivil hükümetin kurulmasını bekliyor.
ÖDBG Temsilcisi Taha Osman, Hartum’da düzenlediği basın toplantısında, güvenlik ve askeri reform dosyasıa ilişkin askeri liderlerle üzerinde anlaşmaya varılan en önemli ve temel ilkelerin neler olduğunu söyledi. Osman,  savunma sanayii ile ilgili olanlar dışındaki güç ve ekonomik faaliyetlerin tamamen bırakılması,  mutabık kalınacak aşama ve takvimlere göre Hızlı Destek Kuvvetlerinin orduya entegre edilmesi, Cuba Barış Anlaşması’nda öngörülen güvenlik düzenlemelerine uygun olarak silahlı hizip üyelerinin entegre edilmesi ve tecrit edilmiş rejim unsurlarının ordu ve güvenlik birimlerinden uzaklaştırılmasının önemli ve temel ilkelerden olduğunu söyledi.
Osman, “Sudan ordusu komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan ve Sudan Hızlı Destek Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Muhammed Hamdan Daklu (Hamideti) ile ordu ile hızlı destek arasında teknik bir komite oluşturmak konusunda yaptığımız görüşmede mutabık kaldık” diyerek, anlaşmanın personel, bölgeler ve ekipler düzeyindeki teknik konularla ilgili olduğunu söyledi.
ÖDBG temsilcisi, güvenlik ve askeri reform çalıştayının önümüzdeki Pazartesi başlayacak ve güvenlik ve düzenli sektörlerde (ordu, hızlı destek, polis ve güvenlik) reform konularına ve düzenlemelerine katkıda bulunan bir yol haritası geliştireceğini ifade etti.
Osman, “Nihai siyasi anlaşmayı formüle etmek için çerçeve anlaşmayı imzalayan ve imzalamayan güçlerden oluşan bir komite kurma konusunda anlaştık. Temel referansları, geçiş dönemini yöneten nihai anayasal belgeye ulaşmak amacıyla çerçeve anlaşma, siyasi deklarasyon ve Cuba Barış Anlaşması olacak” şeklinde konuştu.
Osman, Ramazan ayında nihai siyasi anlaşmaya varılmasının ardından geçici sivil iktidar yapılarının kurulmasını bekliyor.
ÖDBG Temsilcisi, çerçeve anlaşması ve üçlü mekanizmayı imzalayan güçlerin ortak komitesinin güvenlik ve askeri ıslahat çalıştayına hazırlanmak için bir toplantı yaptığını ve ramazan ayı başlamadan önce kurulması ve tamamlanması için takvim belirlendiğini söyledi. Ayrıca, çerçeve anlaşmasını imzalayanların nihai anlaşmaya giden sürecin ilerleme aşamaları ve zamanlamaları adına Pazar günü Burhan ve Hamideti ile toplantı yapmalarının planlandığını bildirdi.
Yetkili, “Çerçeve anlaşmayı imzalayan güçler, sonraki adımlara katılmak için “Demokratik Blok” içindeki imzacı olmayan güçlerle iletişim kuracak ve reddetmekte ısrar etmeleri halinde geçiş otoritesinin oluşturulmasına devam edeceğiz” dedi. Demokratik Blok ile bağlantılı güçler, Cibril İbrahim Adalet ve Eşitlik Partisi, Mini Arko Minavi liderliğindeki Sudan Kurtuluş Hareketi ve Cafer el-Mirgani liderliğindeki Demokratik Birlik Partisi’nden oluşuyor.
Koalisyon lideri Yasir Arman ise, siyasi sürecin sona erdiğini  ve kısa bir süre içinde ülkede demokratik sivil yönetimin geri döneceğini ifade ederek, siviller ve askerler arasındaki görüşmenin "iki tarafın iradesinin örtüştüğü yüksek bir vatanseverlik ruhu içinde gerçekleştirildiğini” ifade etti.
Öte yandan Sudan Milli Ümmet Partisi Genel Sekreteri el-Vasik el-Berir, ordudaki askeri liderlerin tepkisi ve hızlı desteğinin, milletin bekası için aralarındaki anlaşmazlığa son verilmesi ve nihai bir anlaşmaya varılması adına siyasi sürecin ilerlemesi gerektiğini söyledi.
Berir, eski rejim kalıntılarının iki güç arasına nifak tohumları ekme ve siyasi sürece giden yolu kapatma girişimlerini kaçırmak için ordunun liderlerinin ve Hızlı Destek Güçlerinin tutumunu desteklediğini söyledi. Ayrıca bunun askeri liderler ve çerçeve anlaşmanın imzacılarıyla Aralık devriminin sloganlarının uygulanması ve sivil demokratik dönüşüm için yeni bir aşama oluşturan bir adım olduğunu bildirdi.
ÖDBG Koalisyonu lideri Cafer Hasan düzenlediği basın toplantısında, eski Sudan Dışişleri Bakanı Ali Ahmed Karti’yi, ordu ile Hızlı Destek Güçleri arasındaki çatışmayı körüklemek, ülkeyi kaosa sürüklemek ve siyasi süreci engellemekle suçladı.



Öcalan, Ankara'yı SDG ile Şam arasında bir anlaşmaya varılmasını kolaylaştırmaya çağırdı

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi, SDG'yi Suriye ordusuna entegre etme anlaşmasını imzalarken, 10 Mart 2025 (EPA)
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi, SDG'yi Suriye ordusuna entegre etme anlaşmasını imzalarken, 10 Mart 2025 (EPA)
TT

Öcalan, Ankara'yı SDG ile Şam arasında bir anlaşmaya varılmasını kolaylaştırmaya çağırdı

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi, SDG'yi Suriye ordusuna entegre etme anlaşmasını imzalarken, 10 Mart 2025 (EPA)
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi, SDG'yi Suriye ordusuna entegre etme anlaşmasını imzalarken, 10 Mart 2025 (EPA)

26 yıldır tutuklu bulunan PKK lideri Abdullah Öcalan, Ankara’yı, Kürtlerin liderliğindeki Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile Şam arasında bir anlaşma sağlanmasına aracılık etmeye çağırdı. Bu çağrı bugün, Kürt yanlısı Türkiye’deki Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) tarafından iletildi.

Öcalan, 30 Aralık tarihli yazılı mesajında, “Türkiye’nin bu süreçte kolaylaştırıcı ve yapıcı bir rol oynaması, süreci diyalog odaklı yürütmesi çok önemlidir. Bu, bölgesel barış ve kendi iç barışını güçlendirmek için hayati bir gerekliliktir” ifadelerini kullandı.

Geçtiğimiz hafta Ankara ve Şam, SDG’yi 10 Mart’ta imzalanan Suriye ordusuna entegrasyon anlaşmasını uygulamakta gecikmekle suçladı ve Suriye’nin birliği ile istikrarına yönelik herhangi bir girişimi reddettiklerini açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın Suriye medyasından aktardığına göre SDG, ateşkes anlaşmasını ihlal ederek Halep’in kuzeyinde iç güvenlik noktalarına saldırdı.

Dün gelen haberlere göre, Halep’te eş-Şeyhan kavşağındaki İç Güvenlik Kuvvetleri (Asayiş) ve SDG’ye bağlı güvenlik güçlerinin ortak kontrol noktasına Suriye Savunma Bakanlığı’na bağlı birimler tarafından silahlı saldırı gerçekleştirildi. Saldırıda iki Asayiş mensubu yaralanırken, güvenlik birimleri saldırıya karşılık verdi ve bölge çevresinde güvenlik önlemleri artırıldı.


Suriye güvenlik güçleri Lazkiye'de gece sokağa çıkma yasağı ilan etti

Lazkiye'de protestolar sırasında çıkan çatışmaların ardından Suriye güvenlik güçleri konuşlandırıldı (EPA)
Lazkiye'de protestolar sırasında çıkan çatışmaların ardından Suriye güvenlik güçleri konuşlandırıldı (EPA)
TT

Suriye güvenlik güçleri Lazkiye'de gece sokağa çıkma yasağı ilan etti

Lazkiye'de protestolar sırasında çıkan çatışmaların ardından Suriye güvenlik güçleri konuşlandırıldı (EPA)
Lazkiye'de protestolar sırasında çıkan çatışmaların ardından Suriye güvenlik güçleri konuşlandırıldı (EPA)

Suriye haber ajansı SANA'nın haberine göre, Lazkiye vilayetindeki iç güvenlik güçleri bugün şehirde saat 17:00'den yarın sabah 06:00'ya kadar gece sokağa çıkma yasağı ilan etti.

İç Güvenlik Komutanlığı yaptığı açıklamada, sokağa çıkma yasağının acil durumları, sağlık personelini, ambulans ve itfaiye ekiplerini kapsamadığını belirtti.


İsrail'in Somaliland’ı tanıma kararı ‘yerinden edilme’ ve ‘askeri üsler’ korkularını körüklüyor

Arap Birliği Komsiyonu’nun daimi temsilciler düzeyinde yapılan toplantısından (Arap Birliği)
Arap Birliği Komsiyonu’nun daimi temsilciler düzeyinde yapılan toplantısından (Arap Birliği)
TT

İsrail'in Somaliland’ı tanıma kararı ‘yerinden edilme’ ve ‘askeri üsler’ korkularını körüklüyor

Arap Birliği Komsiyonu’nun daimi temsilciler düzeyinde yapılan toplantısından (Arap Birliği)
Arap Birliği Komsiyonu’nun daimi temsilciler düzeyinde yapılan toplantısından (Arap Birliği)

İsrail'in Somaliland'ı ‘bağımsız devlet’ olarak tanıma kararı, Filistinlilerin bu ayrılıkçı bölgeye yerleştirileceğine ve İsrail'in Kızıldeniz kıyılarını gören bölgede askeri üsler kuracağına dair endişeleri artırdı.

Somali Başbakanı Hamza Abdi Barre, ‘İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Somaliland'daki planının Afrika Boynuzu'nda gerilimi artıracağı’ uyarısında bulundu. Barre, bu hamlenin ‘Sudan, Somali ve diğer ülkeler dahil olmak üzere bölge için ciddi sonuçlar doğuracağını’ söyledi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, cuma günü, Somaliland'ı ‘bağımsız egemen bir devlet’ olarak tanıdığını duyurdu. Böylece Somali içindeki ‘ayrılıkçı bölge’ ilk kez tanındı. Somaliland Cumhurbaşkanı Abdurrahman Muhammed Abdullahi Arawa, bu hamleyi ‘tarihi bir an’ olarak nitelendirdi.

İsrail'in Somaliland’ı tanıma kararı, Arap, İslam ve Afrika ülkeleri tarafından kınandı. Arap ve İslam ülkeleri, Arap Birliği (AL), Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ve Afrika Birliği Komisyonu, İsrail'in bu adımını tamamen reddettiklerini belirten açıklamalar yayınladı. Somali Başbakanı Barre, İsrail’in tanıma kararını Gazze Şeridi'nden Filistinlilerin yerinden edilmesiyle ilişkilendirdi. Barre, pazar günü Al-Qahera News'e verdiği röportajda “Tüm işaretler Netanyahu'nun Gazzelileri Somaliland'a yerleştirmeyi planladığını teyit ediyor” dedi. Somalili yetkili, ‘ülkesinin bunu kabul etmeyeceğini’ vurgularken, Filistin halkının kendi topraklarında yaşama ve kendi bağımsız devletine sahip olma hakkı olduğunu belirtti.

İsrail'in Somaliland’ı tanımasının Netanyahu’nun ‘Büyük İsrail’ adlı planının bir parçası olduğuna inanan Barre, İsrail'in, Somali'nin kuzeyindeki varlığının Kızıldeniz ve Babu’l-Mendeb Boğazı'nı kontrol etmesine ve bölgede askeri üsler kurmasına olanak sağlayacağını düşünerek, mevcut siyasi ve bölgesel koşulları istismar etmeye çalıştığını belirtti.

Somali hükümeti tarafından cuma günü yapılan açıklamada ‘Filistin’in işgalinin ve Filistinlilerin zorla yerinden edilmesini kategorik olarak reddedildiği’ belirtilerek, ‘Somali’nin Filistin halkının vatansız bırakılmasını asla kabul etmeyeceği’ vurgulandı.

Açıklamada ayrıca, Somali'yi vekalet savaşlarına sürükleyecek veya bölgesel ve uluslararası düşmanlıkları ülkeye taşıyacak herhangi bir yabancı askeri üs veya düzenlemenin kurulmasına izin verilmeyeceğinin altı çizildi.

İsrail'in hamlesinin ardından cuma günü Somali hükümetinin toplantısı (SONNA)İsrail'in hamlesinin ardından cuma günü Somali hükümetinin toplantısı (SONNA)

Somaliland bölgesinden araştırmacı ve siyasi analist Numan Hasan, ‘Somaliland hükümetinin Filistinlilerin kendi topraklarına yerleştirilmesini kabul etmeyeceğini’ düşünüyor. Somalilandlı yetkililer, bölgenin, bağımsız devlet olarak tanınması için herhangi bir siyasi çözümü engelleyeceğini düşünen Hasan, Filistinlilerin yerinden edilmeyi reddettiklerini açıkça ifade ettiklerini ve halkın da aynı fikirde olduğunu belirtti.

Şarku’l Avsat’a konuşan Hasan, Somaliland hükümetinin, komşu ülkelere zarar vermemeleri koşuluyla, bölgede İsrail askeri üslerinin kurulmasına itiraz etmeyeceğini düşündüğünü, özellikle Arap ve İslam dünyasının İsrail'in tanınmasını reddetmesi gibi son gelişmeler çerçevesinde bölgenin herhangi bir dış müdahaleye hazırlıklı olması gerektiğini söyledi.

Numan Hasan'a göre bağımsızlığın tanınması Somaliland hükümetinin birincil hedefi olmaya devam ediyor. Hasan, bu adımın başka hiçbir ülkenin çıkarlarına zarar vermeyeceğini düşündüğünü belirtti.

Öte yandan Somalili siyasi analist Hasan Muhammed Hac, İsrail'in tanınmasının, kalkınma veya güvenlik bölgeleri ve egemen tesislerin kurulması bahanesiyle yerel halkın veya Filistinlilerin bölgeye yerleştirilmesine kapı açarak, bölgenin demografik yapısı üzerindeki etkisine ilişkin endişeleri artırdığını değerlendiriyor.

Şarku’l Avsat’a konuşan Hac, bu tanıma kararının Kızıldeniz kıyısında ve Babu’l-Mendeb bölgesinde İsrail’in askeri üsleri veya istihbarat tesislerinin kurulmasına kapı açacağına dair endişelerin arttığını belirtti.

Bunun, bölgeyi uluslararası çatışmaların merkezine yerleştireceğini ve Somali'nin iç meselesinden bölgesel ve uluslararası rekabetin sahnesine dönüştüreceğini söyleyen Hac, bu senaryoların (yerinden edilme ve militarizasyon) risklerinin daha geniş bölgeye ve Afrika'ya yayılacağını, kabile gerilimlerini körükleyeceğini ve kapsamlı siyasi çözümlerin şansını zayıflatacağını kaydetti.

Mısır Dışişleri Konseyi üyesi ve Yüksek ve Stratejik Araştırmalar Askeri Akademisi danışmanı Tümgeneral Adil el-Umde, Somali'de yaşananların, ayrılmayı teşvik eden hareketler arasında olumsuz algıları güçlendirerek Afrika devletleri arasındaki parçalanma ve bölünmeyi daha da şiddetlendirdiğini düşünüyor. Somali'nin bölünmesinin bölgesel ve uluslararası istikrarı etkileyeceğini, çünkü bu bölgenin dünyadaki çoğu ülkenin stratejik çıkarlarıyla bağlantılı olduğunu söyledi.

Umde, Şarku’l Avsat’a yaptığı değerlendirmede, “İsrail'in Somaliland'ı tanıyarak bölgedeki çatışmada yeni bir cephe açmak ve uluslararası toplumun dikkatini Gazze Şeridi'nden başka yöne çekmek istediğini” düşündüğünü belirtti. Ayrıca, “Somali'nin birliğini ve egemenliğini korumak, Kızıldeniz bölgesinde Arap ve Mısır'ın ulusal güvenliğini korumak anlamına gelir” ifadesini kullandı.

Somali Başbakanı Barre'ye göre ülkesi, İsrail'in hamlelerine karşı egemenliği için bölgesel ve küresel destek bekliyor. Barre, yaptığı açıklamalarda, ülkesinin Netanyahu'nun kararına karşı diplomatik kanalları bir seçenek olarak kullandığını, ayrıca ülkesinin birliğini savunmak için yasal önlemler aldığını açıkladı. Barre, "anayasanın (Somaliland'ın) bunu yapmasına izin vermediğini" kaydetti.

Somaliland, 1991 yılından bu yana Somali Federal Cumhuriyeti'nden tek taraflı olarak ayrıldığını ilan etti, ancak şimdiye kadar uluslararası taraflarca tanınmadı.