Irak: Berhem Salih önde gelen liderleri forumda buluşturdu

Berhem Salih, Süleymaniye Uluslararası Forumu kapsamında Irak'ın önde gelen liderlerini bir araya getirdi

Berhem Salih'in çarşamba günü forumda yaptığı konuşma esnasında (Twitter)
Berhem Salih'in çarşamba günü forumda yaptığı konuşma esnasında (Twitter)
TT

Irak: Berhem Salih önde gelen liderleri forumda buluşturdu

Berhem Salih'in çarşamba günü forumda yaptığı konuşma esnasında (Twitter)
Berhem Salih'in çarşamba günü forumda yaptığı konuşma esnasında (Twitter)

Irak’ın kuzeyindeki Süleymaniye şehrinde bulunan Amerikan Üniversitesi kampüsünde Yedinci Süleymaniye Uluslararası Forumu çalışmalarına tüm hızıyla devam edildi. Forum ile eski Irak Cumhurbaşkanı Berhem Salih, ülkenin karşı karşıya olduğu en önemli sorunları tartışmak için Irak'ın önde gelen liderlerini açık bir diyalog masasında toplamayı başardı.
Makamından ayrılalı beş ay olan Salih, çarşamba ve perşembe günleri boyunca, bir dizi büyükelçi tarafından temsil edilen bu Irak ve uluslararası kalabalığı toplamayı başardı. Ayrıca Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri ve BM Irak Özel Temsilcisi de foruma katıldı. Dört yıllık cumhurbaşkanlığı dönemini tamamladıktan sonra Salih’in forumdaki amacı, ‘siyasi sınıfın, eski rejimin düşüşünden 20 yıl sonra düşünme biçimini gözden geçirmesi gerektiği’ ve ‘Saddam Hüseyin'in devrilmesinden sonra siyasi sistemde ciddi sorunlar olduğu’ yönündeki mesajlarını iletmekti.
Salih, Mesud Barzani liderliğindeki Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ile Bafıl (Pavel) Talabani liderliğindeki Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) arasındaki hummalı çatışma sırasında Irak cumhurbaşkanlığını üstlenmişti. Mühendislik doktorasını tamamlayan Salih, 2006 yılında Irak'taki ilk Amerikan üniversitesi olarak Süleymaniye'deki bu Amerikan Üniversitesi'ni kurdu. Daha sonra buna iki Amerikan üniversitesi daha eklendi; Duhok valiliğindeki Amerikan Üniversitesi ve geçen akademik yılda çalışmalarına başlayan Bağdat'taki Amerikan Üniversitesi.
Yedincisi düzenlenen Süleymaniye Uluslararası Forumu çerçevesinde iki gün boyunca birçok siyasi, ekonomik, sosyal ve teknik konu gündeme getirildi. Irak’ın baş liderleri foruma katıldı; Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Neçirvan Barzani, Yüksek Yargı Konseyi Başkanı Faik Zeydan, eski başbakanlar İyad Allavi ve Haydar el-İbadi ve eski başbakan yardımcısı Salih el-Mutlak. Ayrıca BM Irak Özel Temsilcisi Jeanine Hennis Plasschaert, KYB lideri Bafel Talabani, IKBY Başkan Yardımcısı Kubat Talabani, Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin, Planlama Bakanı Muhammed Temim, Savunma Bakanı Sabit el-Abbasi, Merkez Bankası Başkanı Ali el-Allavi, Ulusal Güvenlik Teşkilatı Başkanı Hamid eş-Şatri’nin yanı sıra çok sayıda eski bakan, parti lideri, milletvekili ve pek çok araştırmacı ve akademisyen katılım sağladı. Katılımcılar sabah dokuzdan akşam beşe kadar süren çeşitli diyalog oturumlarında yer aldı.
Planlama Bakanı Muhammed Temim, 2023 cari yılı bütçesindeki açığı yaklaşık 60 trilyon Irak dinarı (yaklaşık 45 milyar dolar) olarak belirledi. Temim “Bu hükümet, bakanların ofisinde ve yeni hükümet makamlarında dahi tek bir kişiyi atama kararı almamıştır diyerek ‘bütçenin işletim miktarının, önceki hükümetlerin kararlarının bir sonucu olduğunu’ vurguladı.
Öte yandan Merkez Bankası Başkanı Ali el-Allavi ‘Irak Merkez Bankası’nın hükümetle iş birliği içinde dinarın piyasada hakim bir para birimi olması çerçevesinde gerekli yasal adımları atacağını’ vurguladı. Allavi “Enflasyon ve döviz kuru yüksek faktörler. Döviz ihracatı bir fırtınaya sahne oldu. Para arzında bir büyüme gözlemliyoruz. Bu, üretken büyümenin olmaması ışığında anormal bir büyümedir ve ithalat talebinde bir artış olduğunu göstermektedir (...) Sorun şu ki, büyüyen uluslararası kur savaşında yabancı para alım satım işlemlerinin doğrulanması sürecinde çok fazla kontrol ve kriter var” dedi.
Ulusal Güvenlik Teşkilatı Başkanı Hamid eş-Şatri ise ‘DEAŞ’ın artık yer tutma gücü olmadığını’ vurgulayarak “Askeri düzeyde DEAŞ’ı bitirdik. Yakında güvenlik düzeyinde de bitireceğiz” dedi. Şatri ‘şu anda en büyük sorunun radikalizm ile nasıl mücadele edileceği’ ile ilgili olduğunu söyledi. El-Hol Kampı’yla ilgili olarak Şatri, ‘DEAŞ’ın zehirli fikirlerini yaymak için 60 bin kişinin yaşadığı El-Hol kampını kullandığını’ söyledi.
Eski Başbakan Haydar el-İbadi forum çalışmalarına katıldığı sırada ‘Irak vatandaşlarının haklarını bilmemelerinin, işlerini hızlandırmak için rüşvete yönelmelerine neden olduğunu’ vurgulayarak bunun ‘devlet oluşumuna yönelik tehlikesine ve bu konuda başbakanın elinden hiçbir şey gelmemesine’ değindi. İbadi, ‘yolsuzluğun karmaşık prosedürlerin ve rutin işlerin yanı sıra devletin evrak ve bürokratik işlerinin arkasında saklandığını’ belirtti.
Öte yandan Dürüstlük Komisyonu Başkanı Yargıç Haydar Hanun, ülkede yolsuzluk ile mücadele sürecini tıkayan sebeplere değinerek “Önceki hükümetler, içlerinden bazılarının anayasaya aykırı olması olası yan kuruluşlar kurma eğilimindeydi. Bu alt kuruluşlar Dürüstlük Komisyonu’ndan işini aldılar ve sonuç: Önceki hükümetler yetkili kurum olan Dürüstlük Komisyonu'na başvurmadıkları için yolsuzlukla mücadele süreci başarılı olamadı” dedi.



Hamas kuruluşundan bu yana en zor ve karmaşık gerçeklikle karşı karşıya

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat'ta bir aşevinin önünde yemek almak için bekleyen Filistinliler (AFP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat'ta bir aşevinin önünde yemek almak için bekleyen Filistinliler (AFP)
TT

Hamas kuruluşundan bu yana en zor ve karmaşık gerçeklikle karşı karşıya

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat'ta bir aşevinin önünde yemek almak için bekleyen Filistinliler (AFP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat'ta bir aşevinin önünde yemek almak için bekleyen Filistinliler (AFP)

Hamas, 1987'deki kuruluşundan bu yana belki de en karmaşık koşullarla karşı karşıya. Zira 7 Ekim 2023'te Gazze Şeridi'ndeki İsrail mevzilerine düzenlenen saldırının sonuçları, hareketin muhtemelen bu kadar şiddetli olacağını tahmin etmediği sonuçlar doğurdu.

7 Ekim saldırısına yanıt olarak İsrail, Gazze Şeridi'nde aralarında çok sayıda Hamas liderinin de bulunduğu 50 binden fazla Filistinliyi öldürdü. İsrail ordusu, Gazze Şeridi'ni büyük ölçüde tahrip ettikten sonra şu anda parçalamaya devam ediyor.

Hamas'ın yaşadığı kriz sadece Gazze Şeridi ile sınırlı değil; Batı Şeria ve Lübnan'a da yayılıyor. Hareket bu üç cephede, ekonomi ve güvenlik durumuyla ilgili olarak büyük krizlerle karşı karşıya. Özellikle Gazze Şeridi'nde idari krizler yaşanıyor ve Hamas'a yönelik halk desteğinde belirgin bir düşüş var.

Hamas'tan ve Hamas dışından kaynaklar Şarku’l Avsat'a, bu koşulların ne mevcut savaş sırasında ne de daha önceki dönemlerde hareket tarafından hiç yaşanmadığını doğruladı. İsrail ve Filistin Yönetimi 1990'larda Hamas'ın peşine düşüp aktivistlerini gözaltına aldığında bile bu tarz bir durum yaşanmamıştı.

Kaynaklar, ekonomik açıdan hareketin Gazze Şeridi'ndeki hükümet çalışanlarının yanı sıra, askeri kanadı olan İzzeddin el-Kassam Tugayları mensuplarına ve hatta hareketin diğer organlarında çeşitli düzeylerde çalışan aktivistlerine maaş verme konusunda zor koşullar altında olduğunu söylüyor.

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat Mülteci Kampı’nda bulunan su dağıtım merkezinden su alan Filistinliler (AFP)Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat Mülteci Kampı’nda bulunan su dağıtım merkezinden su alan Filistinliler (AFP)

Kaynaklar, Gazze Şeridi'nde Hamas hükümetine bağlı kamu çalışanlarına son dört aydır sadece 900 şekel (yaklaşık 250 dolar) ödeme yapıldığını, bunun da çalışanlar arasında kızgınlığa yol açtığını ve geçimlerini sağlamalarına yardımcı olacak parayı bulamayan pek çok çalışan ve ailesinin yaşam zorluklarının arttığını belirtiyor.

Aynı kaynaklar, bazı bakanlıklara ve acil durum komiteleri gibi devlet kurumlarına sosyal ve hizmet çalışmaları için ayrılan bütçelerin dört aydan uzun bir süre önce neredeyse tamamen durduğunu, bunun da Hamas hükümetine bağlı hizmet kurumlarının hareketlerini büyük ölçüde engellediğini belirtiyor. Sağlık ve Sosyal Kalkınma bakanlıkları gibi vatandaşlara daha fazla hizmet veren bakanlıklar, vatandaşların yakıt ve ilaç ihtiyaçlarını karşılamak için uluslararası kuruluşlara bağımlı hale geldi.

Kaynaklar, Kassam Tugayları'nın yaklaşık üç aydır mensuplarına maaş ödemediğini ve askeri faaliyetlerle ilgili bazı ihtiyaçları satın almak için fon sağlamakta da büyük zorluk çektiğini belirtti.

Kaynaklar, Hamas'ın hayatını kaybeden aktivistlerinin yanı sıra tutuklu ve yaralıların ailelerinin, hareketin diğer kademelerinde olduğu gibi savaş süresi boyunca yapılanın aksine maaşlarını düzenli olarak alamadıklarını ortaya koydu. Eskiden kendilerine ödenen maaşlara bağımlı olan aileler olduğunu ve bunun iki buçuk aydan fazla bir süre önce durmasıyla işlerin daha karmaşık hale geldiğini belirtti.

İdari düzeyde ise kaynaklar, Gazze Şeridi'ndeki birçok hükümet görevinde ve işinde açık bir idari boşluk olduğunu ve İsrail'in hükümet işlerinin ihtiyaçlarını karşılamaya ya da durumu yeniden düzenlemeye çalışan herhangi bir figürü hedef alması nedeniyle hareketin bu boşluğu doldurmakta çok zorlandığını doğruladı.

Kaynaklar bu durumun Gazze Şeridi'ndeki tüm bölgelerde olmasa da bazı bölgelerde örgütsel düzeyde bile geçerli olduğunu, ancak askeri kanat düzeyinde idari yapının işlemeye devam ettiğini belirtiyor. Ancak İsrail'in devam eden askeri takibi ve önde gelen lider ve aktivistlere yönelik suikastlar, özellikle Gazze Şeridi'nin kuzey ve güneyinde bazı işleri zorlaştırıyor.

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta bulunan bir aşevinin önünde yemek almak için bekleyen Filistinliler (AP)Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta bulunan bir aşevinin önünde yemek almak için bekleyen Filistinliler (AP)

Savaştan bir yıl sonra Hamas'ın Gazze Şeridi'ndeki popülaritesi önemli ölçüde azaldı. Halk, Hamas'ı açıkça suçluyor ve hatta açıkça Hamas'a saldırıyor. Hamas üyelerine saldırmaya cüret edenler bile var ki bu Hamas’ın 2006'dan bu yana Gazze Şeridi'nde iktidarda olduğu yıllarda hiç yaşanmamış bir durum.

Kaynaklar Batı Şeria'da da İsrail ve Filistin güvenlik güçleri tarafından gerçekleştirilen gözaltılar ışığında hareketin karmaşık bir kaderle karşı karşıya olduğunu ve birçok hücresini kaybettiğini söylüyor. Bu hücrelerin İsrail içinde ya da Batı Şeria'da yerleşimcilere ya da askeri güçlere karşı saldırılar düzenlemesi gerekiyordu. Ancak bu saldırılar, üyeleri daha sonra öldürülen veya tutuklanan birkaç hücreyle sınırlı kalırken, diğer hücreler de çeşitli güvenlik gerekçeleriyle veya Batı Şeria'daki zor durumdan dolayı gelebilecek tepkilerden korktukları için görevlerini yerine getirmediler.

Görünen o ki Gazze Şeridi'ndeki trajik durum, İsrail'in Batı Şeria'yı ikinci bir Gazze'ye dönüştürme tehditleri ışığında Hamas'ın Batı Şeria'daki popülaritesinin de azalmasına neden oldu.

Yurtdışında Hamas mali ya da idari açıdan sıkıntı çekmiyor. Ancak Lübnan'da, savaşın sona ermesinin ardından (geçtiğimiz Kasım ayında), özellikle de Lübnan'daki yeni siyasi hükümetin Filistinlilerin silahlarını toplama ve Filistinli gruplara Lübnan'ın ulusal güvenliğini etkileyecek hiçbir eyleme izin verilmeyeceği yönünde açık mesajlar gönderme konusundaki ısrarı ışığında, siyasi ve mali açıdan karmaşık bir tabloyla karşı karşıya.

Hareketin önümüzdeki dönemde Lübnan'da siyasi ve mali konularda nasıl bir yol izleyeceği belirsizliğini koruyor. Zira ülkede ciddi bir baskıyla karşı karşıya kalmaya başladı.

Kaynaklar, İsrail'in onlarca yıldır süren zulmü, Filistin Yönetimi ile yaşanan anlaşmazlıklar ve hatta hareketin bulunduğu ülkelerdeki bazı siyasi rejimlerle yaşanan anlaşmazlıklar boyunca Hamas'ın hiç bu kadar karmaşık bir manzarayla karşılaşmadığını vurguluyor.

Hareket geçmişte özellikle İsrail'in suikastlarıyla birçok darbe aldı ama yaklaşık 20 aydır devam eden savaşta hiç bu kadar zor bir gerçeklikle karşı karşıya kalmamıştı.

Hamas kaynakları bu durumun çok zor, hatta felaket olduğunu, ancak hareketin savaş bittikten sonra toparlanabileceğini ve bunun uzun zaman alacağını söylüyor. Aynı kaynaklar, hareketin halen bazı mali olanaklara sahip olduğunu, ancak güvenlik gerçeğinin başa çıkılması gereken başka bir gerçekliği dayattığını da ifade ediyorlar.