Filistin Yönetimi, İsrail üzerindeki baskıyı artırmak için Şarm eş-Şeyh’e gidiyor

Gruplar, toplantıya katılma kararına tepki gösterdi.

İsrail güçleri, Ömer el-Gazavi’nin Ramallah’ın batısında inşa ettiği evini yıktı. (WAFA)
İsrail güçleri, Ömer el-Gazavi’nin Ramallah’ın batısında inşa ettiği evini yıktı. (WAFA)
TT

Filistin Yönetimi, İsrail üzerindeki baskıyı artırmak için Şarm eş-Şeyh’e gidiyor

İsrail güçleri, Ömer el-Gazavi’nin Ramallah’ın batısında inşa ettiği evini yıktı. (WAFA)
İsrail güçleri, Ömer el-Gazavi’nin Ramallah’ın batısında inşa ettiği evini yıktı. (WAFA)

Şarm eş-Şeyh toplantısına gidecek Filistinli heyetin, diğer anlaşmaları ileriye taşımadan önce İsrail’in Akabe Anlaşması’na bağlılığına odaklanacağı belirtildi. Filistinli bir kaynağa göre Filistin Yönetimi, güvenliğin yeniden koordinasyonu ve güvenlik ve ekonomi komitelerinin toplantılarının düzenlenmesi de dahil olmak üzere İsrail’in anlaşmaya uymaması durumunda anlaşmaya uymayacak.
Kaynak, toplantıya katılma kararının, İsrail’i Akabe’de varılan anlaşmayı uygulamaya zorlamak için ABD güvenceleri doğrultusunda alındığını belirtirken Şarm eş-Şeyh toplantısında mekanizmaların daha geniş ölçekte ele alınacağını aktardı.
Kaynak açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Baskı altında olacak taraf İsrail’dir, her seferinde toplantı masasına gelen, barışı sağlamak isteyen ve kararlı olan yalnızca Filistinliler değil. İsrail, toplantılardan, anlaşmalardan ve bunları sahada uygulamaktan kaçınıyor. Bu kez gitme gerekçesi ilk seferle aynı. Yani İsrail'in tırmanışını ve Filistinlilere karşı suçlarını durdurmak.”
Kaynağa göre Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) İcra Komitesi Sekreteri Hüseyin eş-Şeyh’in başkanlık edeceği heyet, İsrail’in ileriye dönük adımlar atılmasını istemesi halinde 13 talebe bağlı.
Filistin heyeti geçen ay Akabe toplantısında yerleşim yerlerinde inşaatın durdurulmasını, ‘Kudüs’ün tarihi kimliğine ve yasal statüsüne verilen zarara son verilmesi, Doğu Kudüs’teki Filistin kurumlarının kapatılmasının sonlandırılması ve Filistin seçimlerinin Doğu Kudüs'te yapılmasına izin verilmesi’ konuları da dahil Kudüs’ün statüsünün korunmasını da içerecek şekilde 13 talep sundu.
Filistinlilerin talepleri arasında yerleşimci terörünün durdurulması, ordu operasyonlarının ve Filistin şehirlerine yönelik işgallerin sonlandırılması, bu konudaki anlaşmalara uyulması, Filistin vergi fonlarının dondurulmasına son verilmesi, ev yıkımlarına, Filistinlilerin evlerinden çıkarılmasına ve zorla yerlerinden edilmesinin durdurulması yer alıyor. Ayrıca Filistinlilerin öldürülmemesi, Filistin topraklarına ve doğal hazinelerine el konulmasına son verilmesi ve El-Halil anlaşmalarına bağlılığın yenilenmesi de talepler arasında bulunuyor.
Filistinliler ayrıca Oslo Anlaşmaları öncesinde tutuklanan kadınlar, yetişkinler, çocuklar ve hastalar da dahil olmak üzere mahkumların serbest bırakılmasının ve İsrail işgal ordusu tarafından öldürülen Filistinli şehitlerin cesetlerinin iadesinin yanı sıra Kerame Sınır Kapısı’ndaki Filistin varlığının yenilenmesini istiyor. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Eylül 2000’den önceki duruma yeniden dönülmesini talep ediyor.
İsrail ise Akabe toplantısı sırasında yerleşim faaliyetlerinin geçici olarak durdurulmasını, şehirlere yapılan saldırıların azaltılmasını ve alıkonulan fonların iadesini görüşmeyi taahhüt etti. Ancak bunların hiçbiri uygulanmadı ve ordu ve yerleşimciler, Akabe toplantısından bu yana neredeyse her gün saldırı düzenleyerek Filistinlileri öldürmeye devam etti. Ayrıca alıkonulan fonları iade etmediler ve yerleşim inşa planlarını da ileriye taşıdılar.
Şarm eş-Şeyh toplantısı, İsrail’in ‘Filistinli grupların saldırılarının ve tehditlerinin devam etmesi, yönetimin zayıflığı, herhangi bir ufuk ve umudun yokluğu’ da dahil sahadaki gerçekler dikkate alındığında en yüksek gerilimin yaşanmasını beklediği Ramazan Ayı öncesinde düzenleniyor. Aynı şekilde Tel Aviv hükümetinin politikası ve ülke içindeki siyasi kriz, İsrail’in her zamankinden daha kırılgan olduğunu ortaya koyuyor.
Filistin Yönetimi, Filistinli grupların ‘İsrail'e hizmetin bir parçası’ olarak nitelendirerek kararından vazgeçmesi yönündeki çağrılarına rağmen toplantıya katılacak.
Hamas Hareketi Sözcüsü Hazım Kasım, 16 Mart’ta yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Yönetimin paylaşılması, işgal ordusu ve faşist yerleşimcileri tarafından ihlal edilen Filistin halkımızın kanını küçümsemek ve işgal altındaki Batı Şeria’da devam eden ve ivme kazanan devrimci duruşa karşı Siyonist bir saldırı girişimidir.”
Yetkilileri söz konusu toplantıya katılma kararından vazgeçmeye çağıran Kasım, aynı zamanda işgalcilerle güvenlik koordinasyonunu durdurma, ABD’nin hayali vaatlerine güvenmeme ve kendisini ulusal konsensüsle uyumlu hale getirme çağrısında bulundu.
Halk Cephesi de Filistin Yönetimi’nin kararına karşı çıktı. Öyle ki cephenin siyasi büro üyelerinden Mahmud er-Ras, İsrail’in Batı Şeria’daki katliamları ve saldırıları ortasında ve ilk okumada mahkumların infazı yasasının onaylanmasının ardından bu toplantıya katılmanın, yönetimin Filistin ulusal güvenliğine yönelik görevlerinin azalması anlamına geldiğini vurguladı.
Filistin Demokratik Halk Kurtuluş Cephesi, Filistin Yönetimi’nin resmi liderliğinin Şarm eş-Şeyh toplantısına katılma davetine verdiği yanıtı da eleştirdi. Cephe, konuya dair şu açıklamada bulundu:
“Toplantıya katılmak, hegemonya ve dışlayıcılık politikasını sürdürerek, ulusal organları marjinalleştirerek ve onların yetkilerini ellerinden almakta ısrar ederek, ulusal iradeye bir meydan okuma olarak görülüyor.”



Hizbullah Genel Sekreteri, bazı Lübnanlıları İsrail ile iş birliği yapmamaları konusunda uyardı

Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım (AP)
Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım (AP)
TT

Hizbullah Genel Sekreteri, bazı Lübnanlıları İsrail ile iş birliği yapmamaları konusunda uyardı

Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım (AP)
Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım (AP)

Lübnan Hizbullah Örgütü Genel Sekreteri Naim Kasım, dün yaptığı açıklamada, bazılarının baskı uygulayarak örgütü denklemden çıkarmayı başarabileceklerini düşünüyorsa “yanıldıklarını” söyledi.

Televizyonda yaptığı konuşmada, “Bazıları baskı uygulayarak bizi denklemden çıkarabileceklerini düşünüyorsa, yanılıyorlar... Her türlü mücadeleye, aşamasına göre karşı koyacağız ama teslim olmayacağız” ifadelerini kullandı.

Hizbullah Genel Sekreteri, bazı Lübnanlıları İsrail'e boyun eğmemeleri konusunda uyardı ve bunun Lübnan'ın ekonomik, siyasi ve sosyal istikrarını "çöküşün eşiğine" getireceğini söyledi. Kasım, İsrail'in Lübnan'a yönelik son saldırganlığının "ateşle oynamak olduğunu ve İsrail'in istediğini elde etmesine izin verilmeyeceğini" söyledi. Kasım, “İsrail anlaşmada üzerine düşeni yapsın, biz iç meseleleri kendi aramızda hallederiz” diyerek, kasım ayında imzalanan ateşkes anlaşmasına atıfta bulundu.

İsrail, Hizbullah'ı ateşkes anlaşmasını ihlal etmekle suçlayarak, ateşkes anlaşmasına rağmen Lübnan'daki bölgelere hava saldırıları düzenlemeye devam ediyor. Hizbullah ise İsrail'i anlaşmayı ihlal etmekle suçluyor ancak İsrail'in saldırılarına yanıt vermiyor. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre İsrail ordusu, Lübnan topraklarından çekilme konusunda anlaşmada belirlenen sürenin dolmasına rağmen, halen Güney Lübnan'da beş noktada güçlerini bulunduruyor.