Çin Merkez Bankası, banka ve kredi kuruluşlarının zorunlu karşılık oranlarını düşürdü

AA
AA
TT

Çin Merkez Bankası, banka ve kredi kuruluşlarının zorunlu karşılık oranlarını düşürdü

AA
AA

Çin Merkez Bankası (PBoC), banka ve kredi kuruluşlarının zorunlu karşılık oranlarını düşürdü.
Çin Merkez Bankası'ndan yapılan açıklamada, zorunlu karşılık oranının 27 Mayıs'tan itibaren 25 baz puan azaltılacağı bildirildi.
Piyasaya daha fazla likidite sağlamayı ve kredi piyasasını rahatlatmayı hedefleyen kararın, yaklaşık 500 milyar yuan (yaklaşık 72,6 milyar dolar) nakit varlığı serbest bırakacağı tahmin ediliyor.
Çin Merkez Bankası, kararın ardından ülkedeki finans kuruluşlarına uygulanan zorunlu karşılık oranlarının ağırlıklı ortalamasının yüzde 7,6'ya ineceğini belirtti.
Karar, zorunlu karşılık oranı halihazırda yüzde 5 olan kuruluşları kapsamayacak. Dolayısıyla bu, ülkedeki asgari zorunlu karşılık oranı olacak.
Banka, karara dair açıklamasında, ihtiyatlı para politikası izleneceği, para politikası araçlarının daha etkin kullanılacağı, piyasada yeterli likidite bulunmasının sağlanacağı, para arzının ve sosyal finansmanın nominal ekonomik büyümeye paralel artacağı ve aşırı parasal genişlemeden kaçınılacağı mesajları verildi.
Açıklamada, "reel ekonominin kilit sektörlerine ve zayıf halkalarına daha iyi destek sağlanacağı" da kaydedildi.
PBoC, 2022'nin nisan ve aralık ayalarında, iki kez zorunlu karşılık oranını 25 baz puan azaltmıştı.
Çin'de 2018 yılında yüzde 15 olan zorunlu karşılık oranı, son 5 yılda 15 kez azaltılarak bugünkü seviyesine geldi.
PBoC, ABD Merkez Bankası'ndan (Fed) farklı bir yol izleyerek kısmi parasal genişlemelerle Kovid-19 kısıtlamaların durgunluğa sürüklediği ekonomiyi canlandırmaya çalışıyor. Banka, faizleri sabit tutarken, zorunlu karşılık oranını azaltarak piyasaya yeni likidite aktarmayı hedefliyor.



İş stresi alkol tüketimini artırıyor: Çalışanların yüzde 64'ü etkileniyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

İş stresi alkol tüketimini artırıyor: Çalışanların yüzde 64'ü etkileniyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Yeni bir araştırmaya göre çalışanların neredeyse üçte ikisi iş kaynaklı stres veya baskılar nedeniyle daha fazla alkol tüketiyor.

Alcohol Change UK'in 2 bin çalışanla yaptığı ankete göre, Birleşik Krallık'ta çalışanların yüzde 64'ü işle ilgili nedenlerden dolayı alkol kullandığını bildirdi. Son 12 ayda artan tüketimin arkasında iş stresi, baskı ve kaygı var.

Her 10 kişiden 4'ü işle ilgili kaygılar nedeniyle alkol tüketimini artırdığını söylerken, katılımcıların yüzde 38'i iş stresiyle başa çıkmak için daha fazla içtiğini belirtti.

Üçte birinden fazlası işyerindeki baskı veya son teslim tarihleri nedeniyle daha fazla içki içerken, yüzde 29'u iş güvensizliği nedeniyle alkol tüketiminin arttığını söyledi.

Alcohol Change UK araştırma grubunun danışmanlık ve eğitim müdürü Jane Gardiner şunları söyledi:

Yaptığımız işler son derece çeşitli olsa da bu araştırma geçen yıl birçoğumuzun işle ilgili stres, kaygı, baskı ve iş güvensizliğini yönetmek amacıyla daha fazla alkol aldığını gösteriyor. Ancak alkol, yetersiz uykudan akşamdan kalmalığa, yüksek tansiyondan depresyona kadar birçok sağlık sorununa yol açarak genel sağlığımıza ve refahımıza ciddi zararlar verebilir. Bazıları için kısa süreli bir rahatlama sağlasa da zaman içinde stres, kaygı ve baskı duygularını daha da kötüleştirmesi ve istesek bile kurtulması zor bir kendi kendini tedavi etme döngüsüne yol açması daha olası.

Alkol Farkındalık Haftası'nın başlangıcı münasebetiyle yayımlanan araştırma, çalışanların işyerinde alkol konusunda önleyici eylem ve eğitim taleplerini ortaya koydu.

Bu yılın teması "Alkol ve iş", çalışma ortamlarının ve baskıların içki içme şeklimizi nasıl etkileyebileceğine ve nasıl daha sağlıklı, daha kapsayıcı işyeri kültürleri oluşturabileceğimize odaklanıyor.

Ankete katılan her 10 çalışandan 8'inden fazlası, işverenlerin işyerinde alkol konusunu ele almada bazı sorumlulukları olduğuna inanıyor. Ancak üçte birinden fazlası işyerinde alkol yerine ruh sağlığı hakkında konuşurken kendini daha rahat hissettiğini söyledi.

Gardiner sözlerini şöyle sürdürdü:

Son yıllarda işyerlerinde ruh sağlığı alanında görülen ilerlemenin bir yansıması olarak, konuşmaları teşvik etmek, şefkat ve desteği artırıp damgalanmayı azaltmak için, çalışanlardan alkol farkındalığı ve eğitimi konusunda bu kadar güçlü bir iştah görmek çok cesaret verici. Olumlu olan şu ki, çalışanlar alkolle ilgili sorunlarda reaktif müdahale yerine önleyici ve proaktif yaklaşımın daha etkili olduğunu kabul ediyor gibi görünüyor. İşte bu tür bir destek, alkolü tabu olmaktan çıkarmaya başlayacak, içki içme alışkanlıklarımızın genel sağlığımız ve refahımız üzerindeki etkisine dair farkındalık yaratacak ve önlenebilir alkol zararlarını daha meydana gelmeden önleyecek.

Independent Türkçe