İsrail ve Filistin Yönetimi’nin başı yeni direnişçiler ile dertte

Filistin halkına ait bu kadere karşılık verecek olan, sahadaki kahramanlıkların bedelini ödeyecek farklı bir direnişe öncülük eden yeni nesil direnişçilerden başkası değildir.

Filistin halkı, siyasi bir sonuç elde etmeksizin birçok fedakârlık yaptı (AFP)
Filistin halkı, siyasi bir sonuç elde etmeksizin birçok fedakârlık yaptı (AFP)
TT

İsrail ve Filistin Yönetimi’nin başı yeni direnişçiler ile dertte

Filistin halkı, siyasi bir sonuç elde etmeksizin birçok fedakârlık yaptı (AFP)
Filistin halkı, siyasi bir sonuç elde etmeksizin birçok fedakârlık yaptı (AFP)

Refik Huri
Filistin trajedisinin bir asır boyunca aralıksız devam etmesi zulmün doruk noktası oldu. İsrail’in, Oslo Anlaşması ve “iki devletli çözüme” göre oyunu kurallarıyla oynamaya istekli olduğuna dair hiçbir emare yok. Filistin halkının da oyunun kurallarının dışına çıkmaktan başka seçeneği yok. Yahudi devletinin başı dertte, Filistin Yönetimi darda, Hamas yönetimi altındaki Gazze de sıkıntıda.
Benyamin Netanyahu-Ben Gvir-Smotrich üçlüsünün aşırı sağcı hükümeti, İsrail’in içinde bulunduğu çıkmazın ileri bir aşamasını teşkil ediyor. Hükümet, yedek güçlerin eğitim ve çalışmaya karşı isyan ettiği bir orduyla üç cephede savaşıyor: haftada 500 bin gösterici karşısında yargıya karşı darbe ve yargı darbesine karşı hizmete bir tür “darbe” cephesi, Batı Şeria ve Gazze cephesi, İranlı nükleer ve bölgesel proje cephesi.
Ramallah’taki Filistin Yönetimi, elde edemedikleri ve elde etmek istedikleriyle tehdit ediyor. BM Güvenlik Konseyi’ni ve büyük güçleri, 1947’de Filistinliler ve Araplar tarafından reddedilen ve Filistin topraklarının yüzde 44’ünü Filistinlilere veren taksim kararını uygulamaya sevk edecek güce sahip değil. Elinde, herkesin eşit haklara sahip olduğu tek devlet ve elbette iki devlet seçeneği de yok. İsrail’in tanınmasını durdurmak, onunla güvenlik iş birliğini iptal etmek, anahtarları işgale teslim etmek gibi, uygulama olmaksızın tehdit ettiği seçenekleri de uygulamak istemiyor.
Hamas, İslami Cihad ve Filistin’i denizden nehre kadar özgürleştirme konusundaki ısrarın yurdu Gazze’ye gelince; coğrafi konum, İsrail’in daha yıkıcı bir bombardımanla karşılık verdiği bir füze saldırısından fazlasına müsaade etmiyor, ardından Mısır bir ateşkes ayarlamak için müdahale ediyor… birçok kez tekrarlanan bir döngü.
Lenin’in şu klasik sorusundan kaçış yok: “Ne yapmak lazım”? Nablus, Cenin ve Tel Aviv’in dahil olduğu diğer yerlerde sahada başlayan cevap, silahlı direniş şeklinde. Ancak yeni nesil direnişçilerle farklı direnişin yeni bir aşamasına ihtiyaç var. İsrail’i, genel düzeyde olduğu gibi bireysel düzeyde de güvenliğini ve istikrarını sarsmaktan başka hiçbir şey caydıramaz. İsrail’in doğumundan önce el-Hac Emin el-Hüseyni önderliğindeki ve 1967 yenilgisinden sonra da Fetih ile Ürdün, Lübnan ve kısmen Batı Şeria’dan birkaç grubun yönettiği silahlı mücadelenin yaptıklarını tekrarlamanın bir faydası yok. Filistin halkı, birçok fedakârlık yaptı, bu askerî ekimden hiçbir siyasi hasat almaksızın çok kan döktü. Sebep; grupların, liderlerinin ve şu veya bu ülkeyle olan bağlantılarının hesaplarına boyun eğmeden, faaliyetlerin aşamalar halinde yürütüldüğü kapsamlı stratejinin yanı sıra, zamanla hafiflemek ve azalmak yerine artan ve birbiriyle ilişkili olan süreçlerin sürekliliği ile titiz organizasyonun da yitirilmiş olmasıdır.
Direniş bir eylemdir, tepki değil; operasyonların işgal operasyonlarına bir karşılık olduğunu ilan etmeye lüzum yok. İşgal, daimi bir temel sorundur. Gerçekliği ve koşulları dikkate alarak işgalle yüzleşmeye devam etmekse ilerlemeye götürür.
Düşman zaman zaman “çim biçme stratejisi” dediği şeyi uyguluyor, doğru ama çim yeniden çıkıp büyüyor, o da doğru. Sonra düşman ile direniş arasındaki güç dengesinin eşit olmadığı da doğru ama “asimetrik savaş” direnişçilerin elinde İsrail’in güçlerini tüketip direnişe yeni bir ivme kazandıran önemli bir silahtır, bu da doğru.
Filistin Yönetimi’nin elde edemeyeceği şeyi, yani “Filistin halkına uluslararası korumayı” talep etmekten vazgeçmesinin zamanı geldi. Şimdi İsrail’in, Tel Aviv Üniversitesi Ulusal Güvenlik Enstitüsü’nün raporunda uyarıda bulunulan duruma düşmesinden, yani “tutarlı bir stratejik doktrinin yokluğu ve kamu politikalarında yapılan hatalardan” faydalanma vaktidir.
Tarihçi Bernard Lewis, yıllar önce Ürdünlü bir kişiyle yaptığı diyaloğu anlatıyor: Ürdünlü ona, “Zamanımız var. Haçlılardan, Osmanlılardan, Britanyalılardan kurtulduk, Yahudilerden de kurtulacağız” demiş. Lewis de ona, “Tarihi yanlış okuyorsun; Osmanlılar Haçlılardan, İngilizlerden  Osmanlılardan, Yahudiler de Britanyalılardan kurtuldu. Peki sırada kim var?” karşılığını vermiş.
Filistin halkına ait bu kadere karşılık verecek olan, sahadaki kahramanlıkların bedelini ödeyecek farklı bir direnişin öncülük eden yeni nesil direnişçilerden başkası değildir.

*Şarku’l Avsat okuyucuları için Independent Arabia’dan tercüme edilmiştir



Trump, Gazze'deki “trajediyi” sona erdirmek için Netanyahu ile yeni görüşmeler yapıyor

ABD Başkanı Donald Trump ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu önceki görüşmelerinde (Arşiv - Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu önceki görüşmelerinde (Arşiv - Reuters)
TT

Trump, Gazze'deki “trajediyi” sona erdirmek için Netanyahu ile yeni görüşmeler yapıyor

ABD Başkanı Donald Trump ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu önceki görüşmelerinde (Arşiv - Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu önceki görüşmelerinde (Arşiv - Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Gazze’deki ‘trajediyi’ sona erdirmek için görüşmeler yapmak üzere dün Beyaz Saray'a yeniden geleceğini açıkladı.

Bu açıklaması öncesinde Trump'ın Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff, hafta sonuna kadar 60 günlük ateşkes sağlanması umudunu dile getirmişti.

İki gün içinde İsrail Başbakanı ile ikinci kez yapılan görüşmenin, tüm tarafların bir anlaşmaya varmak istediğini gösterdiğini belirten ABD Başkanı Trump, “Bu bir trajedi. O bu sorunu çözmek istiyor. Ben de çözmek istiyorum. Karşı tarafın da bunu istediğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

Netanyahu dün ABD Kongresi liderleri ve üyeleriyle de görüştü. Netanayahu, ofisinden yapılan açıklamaya göre saat 16.30'da (GMT+2) Trump ile bir araya gelecek.

ABD Başkanı, özellikle İsrail ile İran arasındaki son savaş sırasında Netanyahu'ya güçlü bir destek vermiş olsa da Gazze'de ‘cehennem’ olarak nitelendirdiği durumu sona erdirmek için baskıyı da artırdı.

Öte yandan Katar dün başkent Doha'daki dolaylı görüşmeler üçüncü gününe girerken İsrail ile Hamas arasındaki müzakerelerde bir anlaşmaya varılması için daha fazla zamana ihtiyaç olduğunu vurguladı.

Katar Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Macid el-Ensari, “Şu anda bir takvim belirleyebileceğimi sanmıyorum, ancak bunun zaman alacağını söyleyebilirim” dedi.

Bu hafta söz konusu müzakerelere katılması planlanan Witkoff, iyimser olduğunu belirtti. Trump yönetiminin yaptığı toplantıda konuşan Witkoff, “Bu hafta sonuna kadar, 60 günlük ateşkesle sonuçlanacak bir anlaşmaya varacağımızı umuyoruz” dedi.

Pazar akşamı Katar’da taraflar arasında yeni bir dolaylı müzakere turu başladı. Kaynaklara göre arabulucular her iki tarafa da Witkoff'un önerisine dayanan yeni bir öneri sundu.