Abdullahiyan, Şemhani’nin bölgesel göreviyle ilgili anlaşmazlık olduğu iddialarını reddediyor

Cuma imamları Suudi Arabistan-İran anlaşmasını memnuniyetle karşıladı. Kum Cuma İmamı, Washington’ın ‘mantıklı bir yol izlemesi’ halinde Tahran’ın Washington ile ilişkileri normalleştirmeye sıcak bakabileceğini söyledi.

Geçen ağustos ayında nükleer anlaşmayla ilgili bir parlamento oturumuna katılan Şemhani ve Abdullahiyan (Cameran)
Geçen ağustos ayında nükleer anlaşmayla ilgili bir parlamento oturumuna katılan Şemhani ve Abdullahiyan (Cameran)
TT

Abdullahiyan, Şemhani’nin bölgesel göreviyle ilgili anlaşmazlık olduğu iddialarını reddediyor

Geçen ağustos ayında nükleer anlaşmayla ilgili bir parlamento oturumuna katılan Şemhani ve Abdullahiyan (Cameran)
Geçen ağustos ayında nükleer anlaşmayla ilgili bir parlamento oturumuna katılan Şemhani ve Abdullahiyan (Cameran)

İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, İran'ın dış politikası ile ilgili anlaşmazlıklar olduğunu yalanlayarak İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin gözetiminde bir koordinasyon olduğunu vurguladı. Devlet medyası, İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Genel Sekreteri Ali Şemhani’nin Irak ve İran arasında bir güvenlik anlaşması imzalamak üzere Bağdat'ı ziyaret edeceğini duyurmasının ardından Abdullahiyan, Şemhani’nin yakın zamanda Irak'ı ziyaret edeceğini doğruladı.
Abdullahiyan’ın yönetim organının bölümleri arasında koordinasyonun olduğuna ilişkin açıklamasını, özellikle Suudi Arabistan ve İran'ın diplomatik ilişkileri yeniden başlatma kararı almasından bir hafta sonra Şemhani’nin Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE) gitmesiyle Dışişleri Bakanlığı'nın komşu ülkelerle müzakerelerde yer almamasına ilişkin sorular üzerine yaptı.
Abdullahiyan, Twitter üzerinden Arapça yaptığı paylaşımda, “Amiral Şemhani’nin BAE ve Irak ziyaret mevcut güvenlik ilişkileri çerçevesinde geliyor, yeni bir olgu değil” ifadelerini kullanarak ‘ziyaretlerinde kendisine Dışişleri Bakanlığı’ndan bir temsilcinin refakat ettiğini’ belirtti.
İranlı bakan, ‘dış politikada koordinasyonun olduğunu ve her şeyin bir nizam içinde Cumhurbaşkanı’nın gözetiminde yapıldığını’ vurguladı. İngilizce ve Farsça olarak da paylaştığı mesajını “Düşmanlar bilsin ki, anlaşmazlık yoktur” sözleriyle noktaladı.
Abdullahiyan’ın Twitter paylaşımından saatler önce İran haber ajansları, detay vermeden Şemhani’nin ‘bir güvenlik anlaşması imzalamak üzere’ gelecek hafta Bağdat’a gideceğini bildirmişlerdi.
Suudi Arabistan-İran anlaşmasının ardından İran ile Körfez ve Arap ülkeleri arasındaki yakınlaşma arttı. Yakın bir zamanda Suudi Arabistan ve İran'ın üst düzey güvenlik yetkilileri arasında Pekin'de dört gün süren gizli görüşmeler yapılmıştı. Suudi Arabistan tarafını Devlet Bakanı, Bakanlar Kurulu üyesi ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Musaid bin Muhammed el-Ayban temsil ederken, İran heyetine Şemhani başkanlık etmişti.
İran Cumhurbaşkanlığı Ofisi Halkla İlişkiler Sorumlusu Sepehr Halaci, ‘İran Cumhurbaşkanı’nın, hükümetin, komşu ülkelerle ilişkileri ve bağları destekleme ve güçlendirme politikasını sürdürmek için Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Genel Sekreteri’ni BAE’yi ziyaret etmesi için görevlendirdiğini’ duyurdu.
Halaci, İran’da yasak olan Twitter platformu üzerinden yaptığı paylaşımda “Şemhani'nin Cumhurbaşkanlığı temsilcisi olarak diplomatik heyet eşliğinde Pekin'deki görevinin ardından bölgedeki diğer ülkelere de ziyaretleri devam edecek” ifadelerini kullandı.
Reuters Haber Ajansı’nın perşembe günü geçtiği haberde iki İranlı yetkili, Dini Lider Ali Hamaney'in Tahran’ın Suudi Arabistan ile ilişkileri düzeltme çabasının üzerinden iki yıl geçmesinin ardından ikili görüşmelerin temposunun yavaşlığından ötürü geçen eylül ayında sabrının tükendiğini ve süreci hızlandırmanın yollarını görüşmek üzere ekibini topladığını, bunun ise Çin’in müdahalesi ile sonuçlandığını belirtti.
Hamaney’in yakın çevresinden bölgesel bir kaynak İran’ın, üst düzey ulusal güvenlik yetkilisi Ali Şemhani’yi Arap azınlığa mensup olduğu için müzakerelere liderlik etmek üzere seçtiğini söyledi.
Bu arada dün reformist Telegram kanalları, Şemhani’nin komşu ülkelerle olan görevini açıklayan iç ve dış kanıtları gösteren bir mesaj paylaştı. İç kanıt hakkında ‘müesses nizamın, artık Dışişleri Bakanlığı ekibinin sürdürülebilir bir anlaşma sağlamak için gerekli etkinliğine sahip olmadığı sonucuna vardığı’ belirtildi. Dış kanıtla ilgili olarak ‘bölge ülkelerinin, yeni cumhurbaşkanı döneminde devam edeceğinden emin olmadıkları için Reisi hükümetinden yeterince garanti görmedikleri’ ifade edildi.

Şemhani’nin ziyaretlerinin hedefleri
İranlı yetkililerin tepkileri, Şemhani’nin Abu Dabi'ye yaptığı sürpriz ziyaretin ertesi günü geldi. Şemhani, Abu Dabi’de BAE Devlet Başkanı Şeyh Muhammed bin Zayed Al Nahyan ile bir araya geldi. Görüşmede ‘ikili ilişkiler ve iki ülke arasında iş birliği köprüleri kurmanın yolları’ ele alındı. İran resmi medyasına göre Şeyh Muhammed bin Zayed, ülkesinin ‘İran ile olan yanlış anlaşılmaları ortadan kaldırmaya çalıştığını’ söyledi.
Şemhani ayrıca BAE Ulusal Güvenlik Danışmanı Şeyh Tahnun bin Zayed ile görüştü. Devlete bağlı İran İslam Cumhuriyeti Haber Ajansı’na (IRNA) göre Şemhani görüşme esnasında, “Bölgede düşmanlık ve ayrışmanın yerini iş birliği ve yakınlaşma almalı” ifadelerini kullandı. İranlı yetkili ziyaretini, BAE Devlet Başkan Yardımcısı ve Dubai Hükümdarı Şeyh Muhammed bin Raşid Al Maktum ile istişarelerde bulunarak noktaladı. IRNA’nın aktardığına göre Şeyh Muhammed bin Raşid ‘ülkesinin değişmez politikasının, üçüncü bir ülkenin İran ile BAE arasında ayrılık çıkarmasına veya BAE topraklarının İran'a karşı kullanılmasına izin vermemek’ olduğunu söyledi.
Bu bağlamda IRNA’da yer alan bir analizde, hükümetin dış politikasını savunularak “Komşularla ilişkilerdeki düğümler, hükümetin dinamik ve dengeli diplomasisi ışığında yavaş yavaş çözülüyor” ifadeleri kullanıldı.
İmzasız analizde “Suudi Arabistan ile yedi yıllık gerginliğin çözülmesi, bölgedeki diğer ülkelerle yaşanan birçok gerginliğin sona ermesi ve yanlış anlaşılmaların ortadan kalkmaya başlamasının anahtarıdır. Şemhani, komşu ülkeler merkezli diplomasiyi istikrara kavuşturmaktan sorumludur” ifadeleri kullanılmakla birlikte şöyle devam edildi: “Anlaşmanın başarılarından uygulanıncaya kadar bahsetmek uygun olmasa da başarıları görünen ve gizli olarak ikiye ayırırsak, bölgede ilişkileri düzeltmeye başlayan domino etkisini Tahran-Riyad anlaşmasının gizli kazanımlarından sayabiliriz.”
IRNA, Şemhani’nin yeni görevi için bir dizi hedef belirleyerek ilk hedefi şöyle açıkladı:
“Hükümetin diplomasi politikası bu alanda oyalanmamak ve durgunluğa yer vermemektir. Cumhurbaşkanımızın da dediği gibi, gereken her yerde ulusal çıkarlar gözetilecektir. Bu strateji kapsamında Viyana, Brüksel ve New York kapıları kapalı kalmayacaktır.”
İkinci hedefe gelince, IRNA, ‘başta Suudi Arabistan olmak üzere bölge ülkeleri ile ilişkilerde dış değişkenleri ortadan kaldırıp bunları tekrar mantık, iyilik, komşuluk ve ulusal çıkarları garanti altına alma düzeyine çıkararak rasyonel davranışa ulaşma olasılığından’ bahsetti. Şemhani’nin gezisinin bu yönde olduğuna dikkat çekti.
Bu bakımdan IRNA, dünyanın bu bölgesindeki ülkeler arasında artan yapıcı etkileşimle birlikte İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'yu ‘bir bardak zehir’ ile tehdit etti.
Şemhani’nin İran’ın diplomatik etkinliklerinde görünmesi, İran nükleer müzakere ekibinde değişiklik yapılma, özellikle de Başmüzakereci Ali Bakıri Kani'nin görevden alınma olasılığına ilişkin bilgilerin dolaşmasının ardından yaşandı.
Bakıri, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Genel Direktörü Rafael Mariano Grossi tarafından bu ayın başlarında yapılan görüşmelerde yer almamasına rağmen, görünüşe göre ABD ile mahkûm takası odaklı bir görüşme için Maskat’a gitti.
Yine de Şemhani’nin sahneye çıkışı, nükleer dosya ile ilgili müzakere yetkilerinin Dışişleri Bakanlığı'ndan alınarak nükleer dosya hakkında nihai kararı verecek olan Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi'ne havale edilmesi olasılığını artırabilir. Konsey, Dini Lider’in yetkisi altına giriyor.

ABD ile ‘mantığa dayalı’ ilişkiler
Kum Cuma İmamı Haşim Hüseyni Buşehri, Tahran ile ‘mantığa dayalı’ bir yol izlemesi halinde ABD ile ilişki kurmakta ülkesinin bir sorunu olmayacağını söyledi.
Cuma hutbesinde ülkesinin komşularıyla barışmaya kararlı olduğunu belirten muhafazakâr din adamı, “Bir istisnamız var o da Siyonist varlıktır” dedi. Devrim Muhafızları Ordusu’na (DMO) bağlı Fars Haber Ajansı’na göre Buşehri, “Dini Lider’in dediği gibi ABD mantıklı olur ve halkın iradesine boyun eğerse onlarla ilişki kurmakta bir sakınca görmeyiz, çünkü dış politikamız duygusal değil gerçekçidir” değerlendirmesinde bulundu.
Üstü kapalı bir yorumda bulunan Hüseyni, “Eylem iyiyse, erken ya da geç fark etmez, komşularla bu yakınlaşmayı sağlamak için tek yürek olmalıyız” diyerek ülke içine işaret etti.
Buşehri'nin yorumları, İbrahim Reisi hükümeti komşu ülkelerle dış politikayı canlandırma önceliği konusunda ısrar ederken, Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi'nin diplomatik hareketin ön saflarına dönmesinin ardından İran içindeki siyasi tepkileri yatıştırma girişimi olarak görüldü.
Hüseyni Buşehri, hükümetin dış politika yönelimlerini savunarak “Muhafazakârlar, reformcular ve tüm siyasetçiler, mevcut şartlara ve ülkenin güvenliğine hizmet eden şeyi desteklemeli. Zira insanların sorunları şaka değildir ve şimdi siyasi hesaplaşma zamanı değil” ifadelerini kullandı.
Politikacıları fırsatçılık yapmaktan kaçınmaya çağıran Buşehri, “Yedi yıldır bunu neden yapmadık dememeniz, bugün bir anlaşmaya vardık demeniz gerekiyor” dedi.
Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre İran'daki Cuma imamları Suudi Arabistan ile yapılan anlaşmayı memnuniyetle karşıladı. Tahran Cuma İmamı Ali Hac Ekberi, Suudi Arabistan ile yapılan anlaşmanın 'izzet, hikmet ve menfaat ilkesine dayalı temellerin korunması' çerçevesinde geldiğini söyledi. Buşehr Cuma İmamı Gulam Rıza Haşimi, anlaşmanın 'İran için önemli bir olay' olduğunu kaydetti.



Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
TT

Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)

Filistin Enformasyon Merkezi, Gazze Şeridi'ndeki İç Güvenlik Teşkilatı yetkililerinden Yarbay Ahmed Zemzem’in bu sabah Gazze Şeridi'nin orta kesiminde yer alan Megazi Mülteci Kampı’nda silahlı kişiler tarafından düzenlenen silahlı saldırıda öldürüldüğünü bildirdi.

Gazze İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan kısa basın açıklamasında, ilgili makamların Yarbay Ahmed Zemzem suikastıyla ilgili ‘derhal soruşturma başlattığı’ ve suikasta karışan şüphelilerden birini tutukladığı, diğer şüphelilerin izini sürme çabalarının ise devam ettiği belirtildi. Açıklamada olayın arkasındaki koşulları ve nedenleri ortaya çıkarmak için çalışmaların sürdürüldüğü ifade edildi.

Olay, İsrail ordusunun dün akşam Gazze şehrinin batısındaki er-Raşid Caddesi’nde bir araca düzenlenen baskında Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları liderlerinden Raid Saad'ı öldürdüğünü açıklamasının üzerinden 24 saat geçmeden meydana geldi. İsrail, Saad'ın öldürüldüğü saldırıyla, Gazze'deki ateşkes anlaşmasını bir kez daha ihlal etti.


Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
TT

Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)

Cezayir’de Kabiliye bölgesi, ayrılıkçı “MAK” hareketinin Fransa’da ilan etmeyi planladığı “bağımsız Kabiliye devleti” girişimine karşı dikkat çekici bir toplumsal mobilizasyona sahne oldu. Cezayir yönetiminin, ülkenin toprak bütünlüğünü hedef almakla suçladığı bu girişime karşı bölgede çeşitli protesto ve farkındalık faaliyetleri gerçekleştirildi.

Başkent Cezayir’in yaklaşık 250 kilometre doğusunda bulunan ve Kabiliye’nin en büyük kentlerinden biri olan Becaia (Bejaia) vilayetinde, vatandaşlar ve yerel aktörler ulusal birliğe zarar verecek her türlü projeye karşı olduklarını ortaya koyan çok sayıda inisiyatif gerçekleştirdi. Kent genelinde çok sayıda ev ve iş yerinin cephelerine Cezayir bayraklarının asıldığı gözlemlendi.

Becaia Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından “Cezayir tek ve bölünmezdir” sloganıyla düzenlenen, ulusal bayraklarla süslenmiş araçlardan oluşan bir konvoy, kent merkezinden hareket ederek çeşitli cadde ve köyleri dolaştı. Öte yandan Becaia Üniversitesi öğrencileri yayımladıkları bildiride, ayrılıkçı MAK hareketinin projesini reddettiklerini belirterek, “Cezayir’in birliği ve egemenliğine” olan bağlılıklarını vurguladı.


HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
TT

HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)

Sudan’da Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine insansız hava aracı (İHA) ile düzenlediği bir saldırıyla şehirdeki Birleşmiş Milletler (BM) karargahını hedef aldı. Saldırıda en az altı Bangladeşli asker öldürüldü. Öte yandan şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

BM Abyei Geçici Güvenlik Misyonu (UNISFA) tarafından yapılan açıklamada, Kadugli'deki BM merkezine düzenlenen İHA’lı saldırıda ‘altı askerin öldürüldüğü ve altı askerin yaralandığı’ duyuruldu. UNISFA tüm kurbanların Bangladeşli olduğunu ekledi.

Öte yandan Bangladeş Başbakanı Muhammed Yunus, yaptığı açıklamada olaydan dolayı ‘derin üzüntüsünü’ dile getirdi.

BM Genel Sekreteri António Guterres ise Sudan'daki UNISFA askerlerine yönelik saldırıların ‘haksız ve savaş suçu niteliğinde’ olduğunu vurguladı.

Guterres, sosyal medya platformu X hesabından yaptığı paylaşımda, UNISFA askerlerini hedef alanlardan hesap sorulması çağrısında bulundu.

Sudan Egemenlik Konseyi saldırıyı kınadı

Öte yandan Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi.

Konsey tarafından yapılan açıklamada, ‘korunan bir BM tesisini hedef almanın, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanış ve suç teşkil eden bir davranış olduğu, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe saydığı’ vurgulandı.

sd
Sudan ordusu komutanı Korgeneral Abdulfettah el-Burhan (AFP)

Saldırıdan HDK’yı sorumlu tutan konsey, BM ile uluslararası topluma BM tesislerinin korunması için ‘kararlı tutumlar ve caydırıcı önlemler almaları’ çağrısında bulundu.

HDK dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenleyerek BM karargahını hedef aldı ve en az altı sivili öldürdü. Bunun üzerine şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi. Konsey tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Korunan bir BM tesisini hedef almak, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanma ve suç teşkil eden bir davranış olup, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe sayma ve insani yardım ve uluslararası misyonların çalışmalarını doğrudan tehdit etme anlamına gelir.”

dfrgt
BM Genel Sekreteri António Guterres (Reuters)

HDK, bu saldırıyı, BM Genel Sekreteri António Guterres’in HDK’yı ‘kötü güçler’ olarak nitelendirdiği, HDK’nın ise BM'yi ‘çifte standart’ uygulamakla suçladığı açıklamasından iki sonra gerçekleşti.

Birçok kaynak, HDK'nın Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenlediğini bildirdi. Şehirde dumanlar yükseldiği görüldü. Fransız Haber Ajansı AFP’ye konuşan bir sağlık kaynağı, BM karargahına düzenlenen İHA’lı saldırıda en az altı sivilin öldüğünü söyledi.

Bölge sakinleri kaçıyor

Sudan merkezli bir haber sitesi, HDK'ya bağlı Sudan Kurucu İttifakı’nın (Te’sis) perşembe günü Kadugli sakinlerine askeri çatışma ve operasyon bölgelerini terk etmeleri çağrısında bulunduğunu aktardı. Haberde, bu çağrının bölge sakinleri tarafından geniş çapta dikkate alındığı, bu göç dalgasının savaşın patlak vermesinden bu yana en büyük dalga olduğu ve bölgeden kaçanların çoğunluğunun kadınlar, çocuklar ve yaşlılar olduğu belirtildi.

Al Sudania News sitesi, Sudan Kurucu İttifakı liderinin yaptığı açıklamada, ittifakın ‘sivilleri korumaya ve Kadugli'den gönüllü tahliyeleri kolaylaştırmaya tam olarak kararlı olduğunu’ söylediğini aktardı.

İttifak lideri, ‘tüm vatandaşlara hayatlarını korumak için çatışmalardan uzak durmaları çağrısını’ yineledi.

Bu gelişmeler yaşanırken Güney Kordofan eyaletinde askeri çatışmalar daha fazla bölgeye yayılıyor ve bunların sivillerin insani durumuna etkisi konusunda endişeler artıyor.

Sudan Ordusu, Güney Kordofan eyaletindeki Kadugli, Dilling ve Abu Jubayhah olmak üzere son üç şehri kontrol ediyor.

Sudan Kurucu İttifakı, geçtiğimiz temmuz ayında, Muhammed Hasan et-Taişi liderliğinde paralel bir hükümetin kurulduğunu açıklayan HDK'nın da dahil olduğu bir siyasi ittifak.

Hartum'da kitlesel gösteriler düzenlendi

Öte yandan dün binlerce Sudanlı, başkent Hartum ve ülkenin diğer şehirlerinde kitlesel gösteriler düzenleyerek, HDK'ya karşı savaşan orduyu destekledi. HDK ise, ülkedeki savaşı sona erdirmek için gösterdiği çabaları boşa çıkarmak amacıyla uluslararası toplumun önünde vatandaşları istismar etmemesi konusunda uyarıda bulundu.

Yürüyüşler, Sudan ordusu ile birlikte savaşan silahlı gruplar ve İslamcı hareketlerle koordineli olarak Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi’nin çağrısı üzerine düzenlendi.

efrgt
Cumartesi günü Port Sudan'da ordu yanlısı yürüyüş (AFP)

Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi lideri Korgenereal Beşir Mekki el-Bahi, geçtğimiz ay, Kordofan’ın tüm cephelerinde orduyu desteklemek için genel seferberlik ilan edildiğini ve bazı eyaletlerde eğitim kamplarının açıldığını duyurdu.

Bahi, komite tarafından yayınlanan açıklamasında şunları söyledi:

“Bu yaygın halk ayaklanması, Sudan halkının gerçek iradesini yansıtıyor ve ulusal devlet kurumlarının üzerinde hiçbir meşruiyet olmadığını teyit ediyor.”

Şarku’l Avsat, aralarında Hartum, Port Sudan, Medeni, Dongola, Sennar ve Halfa’nın bulunduğu, Sudan ordusunun kontrolündeki eyaletlerin başkentlerinde düzenlenen yürüyüşleri yerinde takip etti.

HDK'nın yaygın ihlallerine tanık olan El Cezire eyaletinin merkezindeki onlarca belde ve küçük köyde de dayanışma gösterileri düzenlendi.

Protestocular, Sudan ordusuna destek çağrısı yapan pankartlar açarken ‘Tek ordu, tek halk’ sloganları attı. Bazı protestocular ise HDK'nın terör örgütü olarak sınıflandırılması çağrısında bulunan sloganlar attı.

Öte yandan başta Sivil Demokratik Devrimci Güçler İttifakı (Sumud) olmak üzere savaş karşıtı güçler, ‘Barışa ve demokrasiye evet. Savaşa, askeri yönetime hayır’ sloganıyla sosyal medyada yaygın olarak paylaşımların yapıldığı bir kampanya başlattı.