Rusya: Uluslararası Ceza Mahkemesi Batı’nın kuklası

Rusya’nın BM Daimi Temsilcisi Vassily Nebenzia (AP)
Rusya’nın BM Daimi Temsilcisi Vassily Nebenzia (AP)
TT

Rusya: Uluslararası Ceza Mahkemesi Batı’nın kuklası

Rusya’nın BM Daimi Temsilcisi Vassily Nebenzia (AP)
Rusya’nın BM Daimi Temsilcisi Vassily Nebenzia (AP)

Rusya’nın Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Vassily Nebenzia, Batı’nın kuklası gibi sözde adalet uygulamaya hazır olan Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) ‘aşağılığını’ kanıtladığını söyledi.
Şarku'l Avsat'ın TASS'tan aktardığı habere göre Nebenzia konuya ilişkin açıklamasında, “Bu taraflı, politize ve beceriksiz Uluslararası Ceza Mahkemesi bir kez daha aşağılığını kanıtladı. Mahkeme, sözde adaleti her zaman emir üzerine uygulamaya hazır kolektif Batı’nın elinde bir kukladır” dedi.
Nebenzia açıklamasında ayrıca şu ifadeleri kullandı;
“Yasal olarak önemsiz kararların (Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin için tutuklama emri) ABD’nin Irak’ı yasadışı işgalinin 20. yıldönümü arifesinde açıklanmış olması özellikle ironik. Çünkü Uluslararası Ceza Mahkemesi yargı yetkisine sahipti, ancak sorumlu failleri adalete teslim etmek için hiçbir şey yapmadı.”
Rusya’nın Roma Statüsü’ne taraf değil olmadığını dile getiren Nebenzia şu ifadelerle devam eti;
“Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin Rusya ve vatandaşları üzerinde yargı yetkisi yoktur. Bu kurumdan kaynaklanan her türlü belgeyi yasa dışı ve geçersiz olarak kabul ediyoruz.
Uluslararası Ceza Mahkemesi, dün Putin ve Rusya’nın Çocuk Hakları Komiseri Maria Lvova-Belova hakkında savaş suçu gerekçesiyle tutuklama emri çıkardı.
Kremlin Sözcüsü Dmitry Peskov, Rusya’nın Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin yargı yetkisini tanımadığını ve kararlarının geçersiz ve yasal açıdan kabul edilemez olduğunu belirtti.
Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova ise, “Uluslararası Ceza Mahkemesi kararlarının hukuki açıdan dahil ülkemiz için hiçbir anlamı yoktur. Rusya, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin Roma Statüsü’ne taraf değildir ve buna göre herhangi bir yükümlülüğü yoktur” şeklinde bir açıklama yaptı.



Arakçi: Zenginleştirme teknolojisi bombardımanla yok edilemez, hasarı hızlı bir şekilde onarabiliriz

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi (EPA)
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi (EPA)
TT

Arakçi: Zenginleştirme teknolojisi bombardımanla yok edilemez, hasarı hızlı bir şekilde onarabiliriz

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi (EPA)
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi (EPA)

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi dün yaptığı açıklamada, nükleer program konusunda ABD ile görüşmelerin hızlı bir şekilde yeniden başlaması ihtimalini dışlayarak, ülkesinin Washington'un kendisine karşı yeni askeri saldırılar düzenlemeyeceğinden emin olması gerektiğini vurguladı.

ABD Başkanı Donald Trump'ın Washington ile Tahran arasındaki görüşmelerin bu hafta yeniden başlayabileceği yönündeki açıklamasının sorulması üzerine Arakçi, “Müzakerelerin bu kadar çabuk başlayacağını sanmıyorum” dedi.

“Görüşmelere yeniden başlamaya karar verebilmemiz için öncelikle ABD'nin müzakereler sırasında bizi yeni bir askeri saldırıyla hedef almayacağından emin olmalıyız. Zamana ihtiyacımız var” diyen Arakçi, ‘diplomasi kapılarının asla kapanmayacağını’ belirtti.

Arakçi'ye Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Genel Direktörü Rafael Grossi'nin İran'ın birkaç ay içinde uranyum zenginleştirmeye yeniden başlayabilecek teknik kapasiteye sahip olduğu yönündeki son açıklaması da soruldu. Arakçi bu soruya şu cevabı verdi: “Zenginleştirme teknolojisi bombardımanla yok edilemez. Bu alanda yeni ilerlemeler kaydetme irademiz varsa ve bu irade mevcutsa, hasarı hızla onarabilir ve kaybedilen zamanı telafi edebiliriz.”

Arakçi'nin açıklaması, yardımcısı Mecid Taht Revançi'nin BBC'ye verdiği röportajda Washington ile diplomatik görüşmelerin ancak Washington'un ülkesine yeni saldırılar düzenlememesi halinde yeniden başlayabileceğini söylemesinden bir gün sonra geldi. Pazar akşamı yayınlanan röportajda Revançi, “Washington'un bizimle konuşmak istediğini duyuyoruz. Belirli bir tarih üzerinde anlaşmış değiliz. Mekanizmalar üzerinde de anlaşmış değiliz. Şu soruya yanıt arıyoruz: Biz diyalog halindeyken bir saldırganlık eyleminin tekrarlandığını görecek miyiz?” dedi ve ABD'nin ‘henüz pozisyonunu netleştirmediğini’ kaydetti.

İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Revançi, Tahran'a Washington'un Dini Lider Ali Hamaney'i hedef alarak ‘İran'da rejim değişikliğine gitmek’ istemediği bilgisinin verildiğini açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın İran devlet televizyonundan aktardığına göre Hükümet Sözcüsü Fatma Muhacirani bugün yaptığı açıklamada, ABD ile müzakereler için henüz bir tarih belirlenmediğini yineledi ve bu tarihin yakın olmayacağını da açıkça ifade etti.

İsrail 13 Haziran'da, İran'ın askeri ve nükleer tesislerini hedef alan, askeri liderlere ve nükleer bilim adamlarına suikastlar içeren sürpriz bir saldırıyla savaşı başlattı ve İran'ın nükleer bomba elde etmesini engellemeye kararlı olduğunu ilan etti. Tahran ise nükleer silah edinme iddialarını reddederek sivil nükleer enerjiye sahip olma hakkını savundu.

21-22 Haziran gecesi ABD, İran'ın üç büyük nükleer tesisine saldırı düzenledi. 12 gün süren savaşın ardından ABD Başkanı Donald Trump 24 Haziran'da İran ile İsrail arasında ateşkes ilan etti. Trump daha sonra, askeri kullanım için uranyum zenginleştirmesi halinde ABD'nin İran'ı tekrar vuracağı sözünü verdi.

Revançi pazar günü yayınlanan röportajında, İran'ın enerji üretimi için uranyumu yüzde 60 oranında zenginleştirme hakkını yineledi.

Birleşmiş Milletler'e (BM) bağlı UAEA’ya göre İran, 2015 anlaşmasında yüzde 3,67 ile sınırlandırılmış olan uranyumu yüzde 60'a kadar zenginleştirebilen tek nükleer olmayan güç.

Nükleer savaş başlığı yapmak için uranyumu yüzde 90 oranında zenginleştirmek gerekiyor.