Liam Neeson, İrlanda'nın birleşmesinin formülünü açıkladı

Ballymena'da bir Katolik olarak yetiştirilen Neeson, oyunculuk kariyerine Kuzey İrlanda'da, Kuzey İrlanda sorunu döneminde sahne alarak başladı

(Mark Blinch/Reuters)
(Mark Blinch/Reuters)
TT

Liam Neeson, İrlanda'nın birleşmesinin formülünü açıkladı

(Mark Blinch/Reuters)
(Mark Blinch/Reuters)

Liam Neeson, İrlanda Cumhuriyeti ve Kuzey İrlanda'nın yeniden birleşmesiyle ilgili iyimser olduğunu ifade etti.
70 yaşındaki Kuzey İrlandalı oyuncu, dedektif filmi Marlowe'un gösterime girmesinden önce Sky'daki Beth Rigby Interviews... isimli programda konuşurken bu yorumları yaptı. Maelowe, Neeson'ın 100. filmi.
Neeson, birleşik İrlanda ihtimali üzerine konuşurken, "Bence bu gerçekleşecek ama herkesin sakinleşmesi gerekiyor" dedi.
"İrlanda'nın kuzeyindeki Protestanların güçlü bir sesi var. Onları duyuyorum, nereden geldiklerini biliyorum ve onlara saygı gösterilmesi gerekiyor.
Eğer birleşik bir İrlanda olacaksa, eğer birleşik bir İrlanda meydana gelirse onların sesi duyulmalı ve temsil edilmeliler."
Ballymena'da bir Katolik olarak yetiştirilen Neeson, oyunculuk kariyerine Kuzey İrlanda'da, ülkede onlarca yıl süren şiddetli mezhep çatışmalarının yaşandığı Kuzey İrlanda sorunu döneminde sahne alarak başladı.
Neeson o yıllarda Kuzey İrlanda'nın ne kadar tehlikeli olduğunu, "Birkaç gece tiyatro telefonla aranıp bomba olduğu söylenmişti ve seyircilerle birlikte sokağa çıkmak zorunda kalmıştık. Askerler gelip belki bir saat arama yaptıktan sonra 'Tamam, tekrar girebilirsiniz' demişti" ifadeleriyle anlattı.
Oyuncu, 1998'de imzalanan ve gelecek ay, 10 Nisan'da yıldönümü olan Hayırlı Cuma Anlaşması'nın (Kuzey İrlanda sorununun sona ermesinde bir dönüm noktasıydı) "olağanüstü bir başarı" olduğunu da belirtti.
Marlowe'da Neeson, Los Angeles'taki kadın bir varisin eski sevgilisini bulmak için tutulan talihsiz bir dedektifi canlandırıyor.



Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
TT

Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman bin Abdulaziz ile Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer arasında dün yapılan telefon görüşmesinde, bölgedeki anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi gerektiği vurgulandı.

Görüşmede, bölgedeki son gelişmeler ve İsrail'in İran'a yönelik askeri operasyonlarının yansımaları ele alınırken, tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi ve gerilimin azaltılması için her türlü çabanın sarf edilmesinin önemine değinildi.

Diğer yandan İsrail'in İran'a yönelik saldırısı bağlamında Suudi Arabistan ve Türkiye, gerilimin düşürülmesi ve itidalli davranılması için her türlü çabanın sarf edilmesi gerektiğini ve diyaloğa dönülerek tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesinin önemini vurguladı.

Şarku’l Avsat’ın Suudi Arabistan resmi haber ajansı SPA’dan aktardığına göre, Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki telefon görüşmesinde, İsrail'in İran'a yönelik saldırısının ardından bölgede yaşanan gelişmeler gözden geçirildi ve söz konusu gelişmelerin krizin çözümüne yönelik mevcut diyaloğun kesintiye uğramasına yol açtığı ifade edildi.

Türk devlet televizyonu TRT, iki tarafın bölgesel ve küresel konuları ele aldığını belirtti. Erdoğan'ın, Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğindeki İsrail'in ‘bölgenin istikrar ve güvenliğine en büyük tehdidi oluşturduğunu’ söylediği ve bu tehdidin İran'a yönelik saldırıyla bir kez daha ortaya çıktığını belirttiği aktarıldı.

Erdoğan, ABD ile İran arasında nükleer müzakereler yoluyla uzlaşma arayışlarının sürdüğü bir dönemde İsrail'in İran'a yönelik saldırısının barış çabalarını baltalamayı amaçladığını ve İsrail saldırılarının İsrail'in ‘bölgesel ve küresel güvenliği sorumsuzca tehdit ettiğini’ bir kez daha ortaya koyduğunu belirtti.

Görüşme sırasında Erdoğan, ‘bölgenin yeni bir krizi kaldıramayacağı ve yıkıcı bir savaşın bölgedeki tüm ülkelere düzensiz göç dalgaları yaratabileceği’ uyarısında bulunarak, ‘nükleer anlaşmazlığın ancak devam eden müzakereler yoluyla çözülebileceğini’ vurguladı.