Sağlık Bakanı Koca'dan, deprem bölgesinde ishal salgını iddialarına ilişkin açıklama

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, depremden etkilenen bölgelerde sağlık hizmetleri ve halk sağlığı tedbirlerinin en üst seviyede yürütüldüğünü, salgın hastalığa işaret eden bir durumun kesinlikle olmadığını bildirdi.

AA
AA
TT

Sağlık Bakanı Koca'dan, deprem bölgesinde ishal salgını iddialarına ilişkin açıklama

AA
AA

Koca, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamayla, bazı basın ve yayın organlarında yer alan, depremden etkilenen illerde ishal salgını yaşandığı iddialarına yanıt verdi.
Açıklamasında, İskenderun Arsuz'da kurulan sağlık müdahale alanında başhekim olduğunu öne süren Dr. Hasan Sami Özvarinli tarafından, son 24 saat içinde 500 hasta bakıldığının ve bunların en az yarısının ishal ve kusma şikayeti olduğunun iddia edildiğini anımsatan Koca, bahse konu alanın, Bakanlık ve görevli personeli değil, gönüllüler tarafından açılarak hizmet verilen bir sağlık müdahale alanı olduğunu belirtti.
Koca, "Kendisini 'başhekim' olarak tanıtan Dr. Hasan Sami Özvarinli, açıklamasını yayınlanmadan bir gün önce 17 Mart'ta alanı İstanbul Büyükşehir Belediyesine devrederek terk etmiştir. Devir evrakını 'İYİ Parti Genel Başkanı Danışmanı' olarak imzalamıştır. Ardından basında yer alan açıklamaları yaparak olay yerinden uzaklaşmıştır." ifadesini kullandı.
Bakan Koca, ilgili alanda yapılan incelemelerde bir kadın hastalıkları ve doğum uzmanı ile Türkiye'de geçerli bir unvanı bulunmayan ortopedist olduğu iddia edilen bir kişi, Rusya'da tıp fakültesi 4. sınıf öğrencisi olan bir kişi ve 3 hemşirenin alanda görev yaptığının görüldüğü bilgisini verdi.

"İshal şikayeti sebebiyle hiçbir hasta sevki olmamıştır"
Söz konusu alanın gönüllü çalışılan bir yer olduğunu vurgulayan Koca, bu sebeple bir sorunla karşılaşılmaması için faaliyete geçtiği günlerden beri Bakanlık tarafından görevlendirilmiş 1 ambulans ve 112 ekibi ile 1 UMKE ekibinin 24 saat kesintisiz hizmete hazır tutulduğunu ifade etti.
Koca, açıklamasında şunları kaydetti:
"Burada amaç, ilgili alana gelen ve sevk ihtiyacı olabilecek herhangi bir hasta olması durumunda derhal sevkini gerçekleştirmek ve acil müdahalede bulunabilmektir. Hal böyleyken, ilgili alandan ishal şikayeti sebebiyle hiçbir hasta sevki olmamıştır. İlgili alanın kayıtlarında da bir sevk bilgisi yoktur."
Bölgede salgın hastalık olduğu iddiası üzerine ilgili alanda tutulan hasta kayıtlarının da incelendiğini aktaran Koca, "Kayıtlara göre bir önceki gün iddia edildiği gibi 500 değil 332, son 24 saatte ise 251 hastanın bakıldığı görülmüştür. Ayrıca son 24 saatte yalnızca 1 hastanın ishal şikayeti, 1 hastanın kusma, 1 hastanın da bulantı şikayeti ile başvurduğu görülmüştür." bilgisini verdi.

"Salgın olduğuna işaret eden hiç bir bulgu saptanmamıştır"
İlgili şahsın beyanının asılsız olduğunun kayıtlarla sabit olduğunu belirten Koca, açıklamasında şunlara yer verdi:
"Bu durum bir salgını işaret etmediği gibi, geçmiş normal dönemlerin vaka oranları ile tam uyumludur. Özetle salgın olduğuna işaret eden hiç bir bulgu saptanmamıştır. Bakanlığımız ekipleri son üç gün içinde ishal şikayeti olan tüm hastalara ulaşmış ve durumlarını kontrol etmiştir. İshal şikayeti olan 12 hastamızın tamamının durumunun iyi olduğu belirlenmiştir."
Bölgede salgın riskinin erken tespiti için sendromik sürveyans çalışmalarının aralıksız devam ettiğini ve deprem felaketi yaşanan hiçbir ilde salgın durumu olmadığının altını çizen Koca, açıklamasına şöyle devam etti:
"Deprem sonrası Halk Sağlığı Komisyonumuz da bölge verilerini anlık izlemekte ve salgın hastalığa işaret eden bir durum olmadığını teyit etmektedir. Özetle, İYİ Parti Genel Başkanı Danışmanı unvanını kullanan ve kendisini sözde başhekim olarak tanıtan Dr. Hasan Sami Özvarinli'nin iddiaları sorumsuzca ve tamamen mesnetsizdir. Nedeni anlaşılamayan ve kitleleri yanlış yönlendiren bu tür eylemlerin, korku ve endişeye yol açması, salgın hastalık kadar tehlikelidir. Halk sağlığını riske ederek bu tür sorumsuzca davranış sergileyenler hakkında gerekli takibat yapılacaktır. Vatandaşlarımız müsterih olsun. Bir kez daha ifade etmekte yarar görüyorum. Depremden etkilenen bölgelerde sağlık hizmetleri ve halk sağlığı tedbirleri en üst seviyede yürütülmektedir. Bölgede salgın hastalığa işaret eden bir durum kesinlikle yoktur."



Erdoğan, Trump ile SDG'nin Suriye ordusuna entegrasyonunu görüştü

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump'ın Lahey'deki NATO zirvesi çerçevesinde gerçekleştirdikleri görüşmeden (Türkiye Cumhurbaşkanlığı)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump'ın Lahey'deki NATO zirvesi çerçevesinde gerçekleştirdikleri görüşmeden (Türkiye Cumhurbaşkanlığı)
TT

Erdoğan, Trump ile SDG'nin Suriye ordusuna entegrasyonunu görüştü

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump'ın Lahey'deki NATO zirvesi çerçevesinde gerçekleştirdikleri görüşmeden (Türkiye Cumhurbaşkanlığı)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump'ın Lahey'deki NATO zirvesi çerçevesinde gerçekleştirdikleri görüşmeden (Türkiye Cumhurbaşkanlığı)

Türk kaynaklar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ABD Başkanı Donald Trump'ın Lahey'deki Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) zirvesi kapsamında yaptıkları görüşmede, Suriye'deki gelişmeleri çeşitli boyutlarıyla ele aldıklarını açıkladı.

Kaynaklar, Erdoğan'ın Trump ile salıyı çarşambaya bağlayan gece gerçekleşen görüşmesinde, Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) yeni Suriye ordusuna entegrasyonunu ele aldığını söyledi. Erdoğan, Suriye yönetiminin DEAŞ dahil tüm terör örgütleriyle mücadelede kararlı olduğunu ve Türkiye'nin de bu konuda Suriye yönetimine desteğini sürdürdüğünü vurguladı.

thyu
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara geçtiğimiz mart ayında SDG'nin Suriye ordusuna entegre edilmesi için SDG lideri Mazlum Abdi ile anlaşma imzaladı. (EPA)

Şarku’l Avsat’ın Türk hükümetine yakın medya kuruluşlarından aktardığına göre Erdoğan, SDG'ye ABD desteği konusuna da değindi. Erdoğan, “Mart ayında Şam ile imzalanan anlaşma uyarınca SDG'nin Suriye ordusuna entegre edilmesinin ardından bu desteğin sürdürülmesine gerek kalmayacak… Suriye yönetimi, Türkiye'nin de desteğiyle, DEAŞ üyelerinin ve ailelerinin tutulduğu hapishanelerin kontrolünü ele geçirecek” ifadelerini kullandı.

SDG'ye yönelik suçlamalar

Erdoğan daha önce SDG'yi, lideri Mazlum Abdi ile Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara arasında imzalanan anlaşmayı geciktirmekle suçlamış, ‘SDG’nin anlaşmanın uygulanmamasının sonuçlarına katlanacağını ve Türkiye'nin bu konuyu yakından takip ettiğini’ belirtmişti.

Türkiye, ABD'nin ‘DEAŞ'a karşı savaşta yakın müttefik’ olarak gördüğü SDG'nin en büyük bileşeni olan YPG’nin dağıtılmasını, yabancı savaşçılarının Suriye'yi terk etmesini ve kalan savaşçıların yeni Suriye ordusuna entegre edilmesini talep ediyor. Washington ise ‘önemli bir müttefik’ olarak SDG'nin yanında durmaya devam edeceğini vurguluyor.

Kaynaklar, Erdoğan'ın Trump'la ayrıca, ‘ABD'nin Suriye'ye yönelik yaptırımlarının kaldırılması kararının uygulanması için atılan adımları ve ABD'nin Suriye'deki güçlerinin durumunu, İsrail'in Suriye topraklarına yönelik saldırılarını, bunların durdurulması ihtiyacını ve Suriye'nin birliği ve egemenliğinin desteklenmesi için yapılacak çalışmaları’ da ele aldığını söyledi.

dfrgthy
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer dün Lahey'de düzenlenen NATO zirvesi çerçevesinde görüşmelerde bulundu. (Türkiye Cumhurbaşkanlığı)

Erdoğan dün NATO zirvesi çerçevesinde Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer ile yaptığı görüşmede, “Türkiye, Suriye'nin toprak bütünlüğünü ve siyasi birliğini koruyarak istikrarını desteklemeye devam edecektir” dedi.

Suriyeliler için kolaylıklar

Öte yandan Türkiye'deki Suriyeli sivil toplum aktivistleri, geçtiğimiz günlerde İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ve Göç İdaresi Başkanlığı yetkilileriyle görüştüklerini ve Suriyelilerin statülerine ilişkin güvence aldıklarını açıkladılar.

Aktivistler, ‘Türkiye'de kalmak isteyen hiçbir Suriyelinin ülkesine dönmeye zorlanmayacağı, dönüşün sadece gönüllülük esasına dayanacağı ve daha sonra Türkiye'ye giriş yasağı getirilmeyeceği’ yönünde güvence aldıklarını ifade ettiler.

Türk yetkililer, ‘giriş ve vize işlemlerinin kolaylaştırılacağını, 1 Temmuz itibariyle sınır kapılarının çifte vatandaşlık sahiplerine ve birinci derece akrabalarına açılacağını ve Suriyeli üniversite öğrencilerinin, geçici koruma kartına sahip üniversite öğrencileri de dahil olmak üzere, yılda dört kez kara kapılarından ülkelerine giriş yapmalarına izin verileceğini’ doğruladı.

Suriyeli aktivistler, Suriyelilerin ve Türklerin, Türkiye ve Suriye'de gayrimenkul sahibi olmalarının önündeki engellerin kaldırılması için de çalışmaların sürdüğünü kaydetti.

hyu
Okulların kapanmasının ardından ülkelerine dönen Suriyeli mültecilerin sayısı artmaya başladı. (AFP)

Türkiye'deki Suriyelilerin ülkelerine dönüşü, geçtiğimiz cuma günü okulların kapanmasının ardından gönüllü ve kalıcı dönüşler kapsamında gözle görülür bir artışa sahne olmaya başladı.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, geçtiğimiz cuma günü Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, Göç İdaresi Başkanlığı, Türk Kızılayı ve bazı sivil toplum kuruluşlarının iş birliği yaptığı bir proje kapsamında gönüllü geri dönüşleri desteklemek amacıyla kurulan merkezin açılışında, Beşşar Esed rejiminin 8 Aralık 2024'te devrilmesinden bu yana 273 binden fazla Suriyelinin gönüllü olarak ülkelerine döndüğünü açıkladı.