Sudan'da iktidar için savaşan iki general

Sudan Genelkurmay Başkanı Abdulfettah el-Burhan ve Hızlı Destek Güçleri komutanı Muhammed Hamdan Daklu, iktidar için yarışıyor

Sudan Genelkurmay Başkanı Abdulfettah el-Burhan ve Hızlı Destek Güçleri komutanı Muhammed Hamdan Daklu / Fotoğraf: AFP
Sudan Genelkurmay Başkanı Abdulfettah el-Burhan ve Hızlı Destek Güçleri komutanı Muhammed Hamdan Daklu / Fotoğraf: AFP
TT

Sudan'da iktidar için savaşan iki general

Sudan Genelkurmay Başkanı Abdulfettah el-Burhan ve Hızlı Destek Güçleri komutanı Muhammed Hamdan Daklu / Fotoğraf: AFP
Sudan Genelkurmay Başkanı Abdulfettah el-Burhan ve Hızlı Destek Güçleri komutanı Muhammed Hamdan Daklu / Fotoğraf: AFP

Sudan'da Devlet Başkanı Ömer el-Beşir'in 2019'da devrilmesi ardından ordu ile siviller arasındaki iktidar mücadelesi yoğunlaştı.
Bugün Sudan Genelkurmay Başkanı Abdulfettah el-Burhan ve Hızlı Destek Güçleri komutanı Muhammed Hamdan Daklu, iktidar için yarışıyor. 
Burhan Beşir döneminde Kara Kuvvetleri komutanlığında ve düzenli ordu komutanlığında bulunurken Daklu ise Darfur'da kanlı bir savaş veren milislerden hareketle Hızlı Destek Güçlerini kurdu.
İkili, 25 Ekim 2021 darbesinde müttefik konumdaydı. Sivillerin iktidardan çekildiğini duyuran Burhan, Daklu'ya desteğini bildirmişti. Ancak aralarındaki çatışma yavaş yavaş su yüzüne çıkmaya başladı.
Daklu, son zamanlarda yaptığı açıklamada, Beşir rejiminin destekçilerine atıfla, darbeyi kalıntıları yeniden harekete geçiren bir hata olarak nitelendirdi.
Burhan ise geçiş dönemine daha fazla siyasi gücün dahil edilmesi için hamlesinin gerekli olduğunu vurguladı.

Siyasi arzular
Rift Valley Enstitüsü'nden Sudanlı siyasi analist Mecdi el-Gizuli, "Sudan'daki güç mücadelesi artık askerler ve siviller arasında değil. Daklu'nun karşısında Burhan var. Her birinin kendi ittifakı mevcut" dedi. 
Askeri Uzman Emin İsmail, Darfur'da başlayan isyanı ortadan kaldırmak için 2013'te kurulan, ancak bölgede insan hakları ihlallerinde bulunmakla yaygın bir şekilde suçlanan Hızlı Destek Güçleri ile Silahlı Kuvvetler arasında Beşir döneminden bu yana anlaşmazlıklar olduğuna inanıyor.
İsmail, "Anlaşmazlıklar, her ikisinin siyasi özlemlerinin bir neticesidir. Aralık ayındaki Çerçeve Anlaşması'nda da bu anlaşmazlıklar vurgulanmıştır" ifadelerini kullandı.
Geçen aralık ayında iki adam, Beşir'e karşı protestolara öncülük eden Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri (ÖDBG) dahil olmak üzere sivil tarafları içeren bir Çerçeve Anlaşması imzalamıştı.
Böylece darbenin yol açtığı krizi sona erdirmeyi amaçlayan siyasi sürecin ilk adımı atılmıştı. Anlaşma, sivil liderliğinde bir geçiş için yol gösterici ilkeler belirledi.
Ancak herhangi bir zaman çizelgesi içermemesi, eleştirmenler tarafından belirsizlikle itham edilmesine sebep oldu. Bu anlaşma kapsamında iki general, sivil bir hükümet kurulur kurulmaz siyasetten çekilme sözü verdi. 
Burhan'ın anlaşmayı bir oyalama taktiği olarak gördüğünü söyleyen Gizuli, rekabet gücünü artırmaya çalışan Daklu'nun ise kendisini ÖDBG müttefiki olarak tanımlayacak kadar ileri gittiğine değindi:
"İkisinin de siyasetin dışına çıkmaya niyetinin olmadığı, zirâ hayatta kalmalarını sağlayacak ittifaklara yatırım yaptıkları çok açık."
Geçen hafta Omdurman'da Hızlı Destek Güçleri üyelerine yaptığı konuşmada orduyla herhangi bir anlaşmazlık içerisinde olduklarını yalanlayan Daklu, "Anlaşmazlığımız iktidara tutunanlar ile. Diktatör olmak isteyen herkese karşıyız" ifadelerini kullanmıştı. 
Silahlı Kuvvetler, cumartesi günü yaptığı açıklamada, ordu liderliğine yöneltilen, demokratik geçiş sürecini tamamlamak istememek ve siyaseti bırakmaktan yana olmamak ile ilgili suçlamaları kınadı.
Silahlı Kuvvetler tarafından yapılan açıklamada, "Bunlar, siyasi sempati kazanmaya ve demokratik geçiş sürecini engellemeye yönelik açık girişimlerdir" şeklinde konuştu. 
Darbeden bu yana ülkeyi yöneten Geçici Egemenlik Konseyi, pazar günü yaptığı basın açıklamasında, Burhan ve Daklu'nun ülke genelindeki güvenlik durumuyla ilgili görüşmelerde bulunduğunu doğruladı. 

Askeri bir çatışma var mı?
Analistler, güvenlik alanındaki reformlar ve Hızlı Destek Güçleri'nin orduya entegrasyonunun anlaşmazlıkların merkezinde yer aldığını söyledi.
İki adamın reformlara olan bağlılıklarını birçok kez teyit ettiğini kaydeden Gizuli, "Ancak bunu nasıl uygulayacaklarına dair farklı tasavvurları var gibi görünüyor.
Burhan, ordunun kural ve düzenlemelerine uygun olarak Hızlı Destek Güçlerini orduya entegre etmek istiyor.
Daklu ise güçlerini birleştirmeden önce ordunun yüksek komutasını yeniden yapılandırmak istiyor" vurgusunda bulunuyor. 
Siyasi analist Halud Hayr, Mısır'ın son zamanlardaki girişiminin Burhan'ın lehine göründüğünü, bu sebeple iki adam arasındaki gerilimi yeniden alevlendirdiğini söyledi. 
Şubat ayında Kahire, Aralık anlaşmasına karşı çıkanlar, bilhassa iki eski komutan Maliye Bakanı Gibril İbrahim ve Darfur valisi Minni Arko Minavi dahil olmak üzere birçok Sudanlı grup arasında bir çalıştaya ev sahipliği yapmıştı. Öncesinde ise Mısır İstihbarat Başkanı Abbas Kamil ocak ayında Hartum'u ziyaret etmişti. 
Hayr, Orta Doğu Politikası Tahrir Enstitüsü tarafından yayımlanan makalesinde, şu ifadeleri kullandı:
"Kahire'nin girişimi, Sudan'daki siyasi grupların diğerine karşı bir generalle anlaşma arayışına girmelerine neden oldu. Bu yanlış bir seçimdir. Siyasi alanda daha fazla kutuplaşmaya, Burhan ile Daklu'nun güçleri arasında feci sonuçları beraberinde getirecek silahlı bir çatışmaya yol açabilir."
Ancak askeri bir çatışma ihtimalini düşük gören Emin İsmail, "Bu, liderler arasındaki siyasi bir anlaşmazlıktır. Üslere ulaşmamıştır. Ancak Sudan halkını ayaklanıp hepsine karşı çıkmaya itebilir" vurgusunda bulundu.
 
Indepedendent Arabia, AFP



Lübnan Başbakanı:  İsrail ile barış görüşmelerine henüz başlamadı

Lübnan Başbakanı Nevvaf  Selam (NNA)
Lübnan Başbakanı Nevvaf  Selam (NNA)
TT

Lübnan Başbakanı:  İsrail ile barış görüşmelerine henüz başlamadı

Lübnan Başbakanı Nevvaf  Selam (NNA)
Lübnan Başbakanı Nevvaf  Selam (NNA)

Lübnan Başbakanı Nevvaf Selam, Çarşamba günü yaptığı açıklamada, İsrail ve Lübnan’dan iki sivil temsilcinin katıldığı ateşkesi izleme komitesindeki görüşmelerin henüz “barış müzakeresi” aşamasına gelmediğini belirtti.

Selam, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, “Ateşkesi İzleme Komitesi, saldırıların durdurulması ilanının uygulanması için bir forumdur. Henüz barış müzakeresi aşamasına gelmedik” dedi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, sivil temsilcinin gönderilmesini, “İsrail ve Lübnan arasında ekonomik iş birliğinin temeli için ilk girişim” olarak nitelendirmişti.

Selam, ekonomik görüşmelerin İsrail ile normalleşme sürecinin bir parçası olacağını ve bunun ancak bir barış anlaşmasını takip etmesi durumunda mümkün olacağını vurguladı. Ayrıca, iki ülke 2002 Arap Barış Planı’na uyarsa “normalleşmenin ardından barış geleceğini” söyledi, ancak bunun şu an için uzak bir hedef olduğunu kaydetti.

Lübnan Başbakanı, ülkesinin Ateşkesi İzleme Komitesi’nin güney Lübnan’daki Hizbullah’ın silahsızlandırılmasını denetlemesine açık olduğunu da ifade etti. Selam, “Komiteye, herhangi bir endişe veya şüphe durumunda sahada doğrulama yapmaya hazır olduğumuzu ilettik. Denetlemeye açığız” dedi.


Refah’ta tünel çatışması: 4 İsrail askeri yaralandı

İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)
İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)
TT

Refah’ta tünel çatışması: 4 İsrail askeri yaralandı

İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)
İsrail'in Gazze Şehri'nin doğusunda düzenlediği hava saldırılarının ardından dumanlar yükseliyor (AFP)

İsrail ordusu, bugün  (Çarşamba) yaptığı açıklamada, Gazze’nin güney  doğusundaki Refah’ta bir tünelden çıkan militanlarla yaşanan çatışmada dört İsrail askerinin yaralandığını duyurdu. Ordudan yapılan açıklamada, yaralılardan birinin durumunun ciddi, üçünün ise orta derecede olduğu belirtildi. Olay sırasında Golani Tugayı’na bağlı bir keşif birimine militanlar tarafından tünelden ateş açıldığı bildirildi. Yaralı askerler tedavi için tahliye edilirken, ailelerine bilgi verildi.

Yerel medyaya göre en az bir militan öldürüldü ve diğerleri için arama çalışmaları sürüyor. Çatışma, İsrail’in Gazze’nin kuzeyinde Kızılhaç aracılığıyla bir rehinenin kalıntılarını teslim almasının birkaç saat sonrasında gerçekleşti.

Gazze’deki kaynaklar, Refah’ta topçu ateşi ve silahlı çatışmaların devam ettiğini bildirerek, bölgedeki güvenlik durumunun istikrarsız olduğunu ortaya koydu.

Başbakan Binyamin Netanyahu, Hamas’ı ateşkes anlaşmasını ihlal etmekle suçlayarak, İsrail’in askerlerine yönelik herhangi bir saldırıya uygun şekilde karşılık vereceğini vurguladı. Netanyahu, “Hamas ateşkes anlaşmasını ihlal ediyor ve ordumuza yönelik terör faaliyetlerine devam ediyor. İsrail, askerlerimize yönelik herhangi bir saldırıya müsamaha göstermeyecek ve buna göre yanıt verecek” dedi.


Gazze'de kış, çocukluğumdaki mutluluğun hatırasını silip süpürdü

Deyr el-Balah'ı geçen hafta sular bastı (AP)
Deyr el-Balah'ı geçen hafta sular bastı (AP)
TT

Gazze'de kış, çocukluğumdaki mutluluğun hatırasını silip süpürdü

Deyr el-Balah'ı geçen hafta sular bastı (AP)
Deyr el-Balah'ı geçen hafta sular bastı (AP)

Çocukluğumdan beri kışı hep çok sevmişimdir. Kara bulutlar gökyüzünü kapladığında ve yağmur damlaları yere düştüğünde, ailem büyükannem ve büyükbabamın evinde toplanırdı. Dedem ateşi yakarken yanına otururdum, babaannem de çaydanlığı ateşe koyardı. Bizim için kış, bir rahatlık mevsimiydi. Hiç üşümezdik.

Gündüzleri kuzenlerimle birlikte sokaklara yayılan su birikintilerinde yalınayak koşar, yağmur bizi tepeden tırnağa ıslatırken duvarların ve ağaçların ardında gizlenerek ghommemeh (saklambaç) oynardık. Annemin hastalanmadan önce içeri girmemiz için bize bağırdığını hatırlıyorum. Geceleri büyükbabam bize 1960'lardaki seyahatlerinde geçen hikayeleri anlatırdı.

Yaşım ilerledikçe kışları arkadaşlarımla daha fazla zaman geçirmeye ve mezun olduktan sonra peşinden gitmeyi umduğumuz hedeflerimiz ve geleceğe dair hayallerimiz hakkında konuşmaya başladım. Bazen Halid, Mahmud ve ben, Muhammed Hamo'nun evinde buluşurduk, artık o bir ölü; huzur içinde yatsın. Bir ateş yakıp en sevdiğimiz içeceği, yani çayı yanan odunların üzerine koyup kağıt oynardık ya da filmler ve TV dizileri izlerdik.

Evdeyken yağmur damlalarının sesi havayı doldurduğunda veya derslerimden bunaldığımda, yağmuru izlemek ve soğuk rüzgarın tadını çıkarmak için yatak odamın balkonuna çıkardım. O balkondan günbatımını izlemek gibi bir alışkanlığım vardı. Kışın manzarayı daha da harika yapan şey, sahil boyunca dönen göçmen kuşların gökyüzünde kısa süreliğine, güzel desenler çizmesiydi.

İsrail'in Gazze'yi istilası, kışla ilgili tüm güzel duygularımı yok etti. Ailem 13 Ekim 2023'te yataklarına örtecek bir şey ya da kışlık kıyafetlerini yanına almaksızın tahliye edildi. Sonrasında birkaç battaniye satın alabildik. Her birinin bize maliyeti yaklaşık 35 dolar oldu. Küçük biraderim ve ben, tek bir battaniyenin altında örtünmek zorundaydık. Birkaç hafta sonra bir okulun arka bahçesinde uyuyorduk. Kışın rüzgarı acımasızca üzerimizden geçti. Soğuktan titreyerek uyanınca sadece hafif yağmurlar yüzünden battaniyemin sırılsıklam olduğunu gördüm. O günden beri kıştan nefret ediyorum.

Binlerce aile bizimkine benzeyen deneyimler yaşadı. Birbirine dikilmiş battaniyelerden oluşan derme çatma küçük bir çadırda 14 kişilik ailesiyle birlikte yaşayan 19 yaşındaki İsmail Abed, birkaç kez sırılsıklam halde uyandı. Aile, hava koşullarından biraz uzaklaşıp soluk almak için komşularının çadırına giderdi.

Bana "UNRWA'dan çadır alana kadar ne zaman yağmur yağsa boğuluyorduk" diyen İsmail, bu çadırı da barınağı olmayan başka bir aile grubuyla paylaşmış:

Bu yeni çadır bizi yağmurdan korudu ama rüzgarın getirdiği keskin soğuk, üzerimizi örtmeye yetecek kadar battaniyemizin olmamasıyla birleşince durum gerçekten dayanılmazdı.

Kendi çadırımızda o kadar kalabalıktık ki ısınmak için ateş yakacak yerimiz yoktu. Kışın yemek pişirmek bile daha zordu. İsrail işgali, Gazze Şeridi'ne girmesini engellediği için yemek pişirecek gazımız yoktu. Yemek pişirmek için ateş yaktığımız yerin üstü örtülü değildi, bu yüzden ne zaman yağmur yağsa ateş sönerdi.

Bir çadırda yaşamak, yiyecekleri sıçanlardan ve hamamböceklerinden saklayabileceğimiz bir buzdolabına veya başka bir güvenli yere sahip olmadığımız için her gün yiyecek alışverişine çıkmamız gerektiği anlamına geliyordu. Pazardaki un veya pirinç gibi temel yiyecekleri eve getirmek için bazen yağmurda iki saate yakın yürümek zorunda kalıyorduk.

Gazze'nin kuzeyindeki dostlarımdan Muhammed Ebu el-Mehza, kış boyunca defalarca yerinden edildi. Aralık 2023'te Muhammed'in ailesi, Gazze'nin batısındaki eş-Şati kampından zorunlu bir şekilde tahliye edilince yağmurda yürüyerek Şeyh Rıdvan mahallesine gitti.

Bana "Ben de dahil tüm ailem ertesi gün hastaydı" dedi:

İlaç o kadar az ki iyileşmemiz için 10 günden fazla süre geçmesi gerekti.

23 yaşındaki Usame Adas, eylülde ailesiyle birlikte Gazze'nin kuzeyinden güneyine tahliye edildi. Güneyde kimseyi tanımıyorlardı, bu yüzden denizden yaklaşık 20 metre uzakta bir çadır kurdular. Sahilden gelen rüzgarlar geceleri iliklere işleyen bir soğuktu, bu yüzden aile kuzeye dönebilecekleri günü bekledi.

Ateşkes ilan edildiğinde Usame evine döndü ve dört katlı binalarının tamamen yıkıldığını gördü. Ailesinin dönüşüne hazırlanmak yerine, hemen güneye yürümek zorunda kaldı ve babasından çadırı kurmak için daha iyi bir yer aramasını istedi. Aile hâlâ güvenli bir sığınağa sahip olamadan, yerinden edilmiş bir halde bekliyor. Deyr el-Balah'ın doğusundaki el-Maşala bölgesindeki yeni çadırları onları yağmurdan daha iyi koruyabilse de rüzgar boşluklardan içeri sızıyor. Usame bana "Bu kış nasıl hayatta kalacağımı bilmiyorum" dedi:

Şiddetli yağmurlar henüz başlamadı ama yine de yağmur şimdiden çadırın içine giriyor.

İlk damlanın düşmesinden beri bu mevsimin bitmesi için dua ediyorum. Kış eskiden sıcaklığın, kahkahanın ve geçici güzelliklerin mevsimiydi ancak artık Gazze'de bir korku, mücadele ve tahammül zamanı haline geldi. Kış artık bir direnç hikayesi anlatıyor: Kökünden koparılan hayatları, her şeye rağmen hayatta kalmayı ve bir gün bu mevsimin eski rahatlığını beraberinde getirip Gazze'nin çocuklarının yağmurda tekrar korkmadan yalınayak koşacağı umudunu...

Independent Türkçe