ABD'deki banka iflaslarının petrol fiyatlarını kısa vadede 75-80 dolarda tutacağı öngörülüyor

AA
AA
TT

ABD'deki banka iflaslarının petrol fiyatlarını kısa vadede 75-80 dolarda tutacağı öngörülüyor

AA
AA

ABD'de bankaların iflasıyla başlayan finansal kriz endişesi, küresel petrol talebi görünümünü olumsuz etkileyerek petrol fiyatlarını aşağı yönlü baskılamaya devam ediyor. Söz konusu gelişmelerin petrol piyasalarına etkisinin "kısa süreli" olacağı ve fiyatların varil başına 75 ila 80 dolarda seyredeceği tahmin ediliyor.
ABD'de Silikon Vadisi Bankası (SVB) ve Signature Bank'ın iflasıyla başlayan süreç, Amerikan First Republic ve İsviçre merkezli Credit Suisse'deki gelişmelerle daha da derinleşti.
Bankacılık sektöründeki söz konusu krizin temel nedenlerinden biri olarak ABD Merkez Bankasının (Fed) para politikası gösterilirken, küresel ekonomik resesyon endişelerini de körükleyen bu gelişmeler sonrasında Fed'in daha temkinli adım atması bekleniyor.
ABD'de başlayan banka iflaslarının küresel çaplı bir bankacılık sistemi krizini tetikleyeceği endişeleriyle petrol piyasasındaki oynaklık artarken, ABD ve Avrupa merkez bankalarının atacağı adımlara odaklanan petrol fiyatları son 15 ayın en düşük seviyelerine geriledi.
Uluslararası referans olarak kabul edilen Brent türü petrolün varil fiyatı cuma günü 71,44 dolara kadar düştü. WTI türü petrolün varili ise 65,27 dolar seviyesinden işlem gördü. Böylece her iki petrol türü de Aralık 2021'den bu yana en düşük seviyelerini kaydetti.

"Petrol fiyatlardaki düşüşler, arz ve talep kaynaklı değil"
PetroIndustrial Petrol Depolama Çözümleri Şirketi Yönetici Direktörü Randall Mohammed, AA muhabirine, petrol fiyatlarındaki düşüşlerin, ABD petrol stoklarındaki artışlar, SVB'nin iflasıyla tetiklenen bankacılık sektörüne yönelik endişeler ve Fed'in olası faiz artışından kaynaklandığını söyledi.
Mohammed, "Son dönemde petrol fiyatlarında görülen düşüşler finansal kaynaklı, dolayısıyla dünya genelindeki petrol arz ve talebiyle pek de alakalı değil. Bu nedenle söz konusu bankacılık krizinin petrol fiyatlarına etkisi uzun süreli olmayacaktır." dedi.
ABD'deki krizin yerel bankalarla sınırlı olduğuna ve hızla düşen petrol fiyatlarının hükümetin müdahalesi sonrası bir miktar toparlandığına dikkati çeken Mohammed, "OPEC+ grubunun arz tarafında sorun olmadığına ilişkin açıklaması, Çin'de artan talep ve ABD dolarının nispeten zayıf seyrediyor olması da bu toparlanmaya katkıda bulundu. Petrol fiyatlarının varil başına 75 ila 80 dolarda olacağı tahmin ediliyor." ifadelerini kullandı.
Washington Arap Körfez Ülkeleri Enstitüsü Misafir Öğretim Üyesi Kate Dourian, petrol fiyatları üzerindeki aşağı yönlü baskıya ilişkin, "Fiyat düşüşleri devam ederse OPEC+ grubu müdahale etmek zorunda kalacak. Daha ilginci ise G7 ülkelerinin Rus petrol ihracatına getirdikleri varil başına 60 dolar tavan fiyat. Fiyatlar zaten şu an 72 dolar bandında seyrediyor ki bu haliyle 60 dolar tavan fiyat Rusya'ya pek de dokunmayacak." değerlendirmesinde bulundu.



ABD Hazine Bakanı: Çin'in hazine tahvillerini silah olarak kullanma riski yok

Hazine Bakanı Scott Besant, Washington'daki Kongre binasını gezdi (Reuters)
Hazine Bakanı Scott Besant, Washington'daki Kongre binasını gezdi (Reuters)
TT

ABD Hazine Bakanı: Çin'in hazine tahvillerini silah olarak kullanma riski yok

Hazine Bakanı Scott Besant, Washington'daki Kongre binasını gezdi (Reuters)
Hazine Bakanı Scott Besant, Washington'daki Kongre binasını gezdi (Reuters)

ABD Hazine Bakanı Scott Besant dün yaptığı açıklamada, tahvil piyasasındaki dalgalanmaya rağmen Çin'in Hazine tahvillerini ülkeye karşı bir silah olarak kullanması korkusunu küçümsedi ve Pekin'in elinde bulundurduğu devasa tahviller yoluyla ABD'ye ekonomik zarar verme riski olmadığını söyledi.

Besant Yahoo Finance'e verdiği bir röportajda, “Hazine tahvilleri belli bir seviyeye ulaşırsa ya da Federal Rezerv (ABD merkez bankası) yabancı bir varlığın- ben buna düşman demezdim ama yabancı bir varlığın- siyasi kazanç için ABD devlet tahvili piyasasını silah olarak kullandığına ya da istikrarsızlaştırmaya çalıştığına inanırsa, eminim ortak harekete geçeriz ama henüz böyle bir şey görmedik,” dedi. Besant “Güçlü bir araç setimiz var” ifadesini kullandı.

Çin, ocak ayında yaklaşık 761 milyar dolar değerinde tahvil ile Japonya'dan sonra ABD devlet borçlarının en büyük ikinci yabancı sahibi konumunda.

Besant, “(Çin) Hazine tahvillerini satsaydı, yuan satın almak zorunda kalacaktı ve bu da para birimini güçlendirecekti (bu da Çin ihracatının dış pazarlarda rekabet avantajını kaybetmesine neden olacaktı)” dedi. “Tam tersini yaptı” diyen Besant, satışın Çin'in ekonomik çıkarına olmadığını ifade etti.

ABD Başkanı Donald Trump, ABD'nin tüm ticaret ortaklarına yönelik daha geniş kapsamlı karşılıklı gümrük vergilerinin bir parçası olarak bu yıl Çin mallarına yüzde 145 gümrük vergisi getirdi. Bu durum Pekin'in alay ve eleştirilerine yol açmış, Pekin de ABD mallarına uygulanan gümrük vergilerini %125'e çıkararak karşılık vermişti. Pekin, Trump'ın gümrük vergisi stratejisini Besant'ı çok üzecek şekilde “şaka” olarak nitelendirdi.

Şarku’l Avsat’ın Bloomberg TV’den aktardığına göre Besant kanala verdiği bir röportajda “Bu bir şaka değil. Bunlar gerçekten büyük rakamlar" demişti. Besant, ABD ile Çin arasındaki herhangi bir müzakerenin “tepeden”, yani Trump ve Çinli mevkidaşı Şi Cinping ile yapılması gerektiğini ifade etti.