Uzmanlara göre, AUKUS anlaşması, Avustralya'yı ABD'nin yanında olası bir "3. Dünya Savaşı'na" çekebilir

Uzmanlara göre, Avustralya'nın nükleer enerjili denizaltılara sahip olmasını öngören AUKUS anlaşması, ülkeyi Çin-ABD arasında olası bir "3. Dünya Savaşı'nın" içine çekebilir.

AA
AA
TT

Uzmanlara göre, AUKUS anlaşması, Avustralya'yı ABD'nin yanında olası bir "3. Dünya Savaşı'na" çekebilir

AA
AA

The New Zealand Herald'ın haberine göre, eski Avustralya Savunma Bakanlığı görevlilerinden ve Avustralya Ulusal Üniversitesi Savunma Araştırmaları Merkezi stratejisti Prof. Dr. Hugh White, Avustralya'nın nükleer enerjili denizaltılara sahip olmasını sağlayacak AUKUS anlaşmasının, ABD-Avustralya güvenlik ittifakının doğasını "çok ciddi" şekilde değiştirdiğini kaydetti.
White, ABD'nin bu anlaşmaya yaklaşımının, Avustralya'nın "denizaltı kapasitesi" ile değil, Çin'e karşı olası bir savaşında "Avustralya'yı, Çin'i çevreleme stratejisinin bir parçası haline getirmekle" ilgili olduğunu dile getirdi.
Bu bağlamda White, Avustralya'nın denizaltılar üzerinden ABD ile kurduğu ortaklığı, Tayvan meselesi nedeniyle patlak verebilecek olası bir "3. Dünya Savaşı'nda", ABD'nin yanında yer alma "taahhüdü" olarak değerlendirdi.
Avustralya'nın savaş tecrübesinin, "kazananın yanında olma" eğilimi taşıdığını vurgulayan White, ancak olası Çin-ABD savaşının, ABD'nin galibiyeti ile sonuçlanmasını beklemenin "mantıksız" olduğunu belirtti.
White, "3. Dünya Savaşı'nın" nükleer bir savaşa dönüşme olasılığının yüksek olduğunu ve nükleer enerjili denizaltıların, bölgedeki olası bir çatışmada "ABD tarafından kullanılmak üzere Avustralya'ya satıldığını" söyledi.
Ayrıca White, halihazırda ulusal bütçe üzerinde yarattığı baskı nedeniyle eleştirilerin odağındaki AUKUS anlaşmasının, ABD'de hükümet değişikliği ile sekteye uğrayabileceğine dikkati çekti.

Rapor: Çin füzeleri Avustralya topraklarının 3'te 2'sine erişebilir
AUKUS anlaşmasına ülke içinden tepkiler sürerken, Avustralyalı güvenlik analistleri tarafından hazırlanan yeni bir rapor, olası saldırı halinde Çin'in ateşlediği füzelerin, Avustralya topraklarının 3'te 2'sine ulaşabileceğini gösteriyor.
Townsville Bulletin gazetesinin haberine göre, eski güvenlik analistleri ve uluslararası güvenlik konularında çalışmalar yürüten ABD merkezli düşünce kuruluşu Rand Şirketi tarafından "Savunma Stratejik İncelemesi" için hazırlanan 33 sayfalık rapor, Avustralya'nın olası bir Çin saldırısına karşı "savunmasız" olabileceğine işaret etti.
Raporda, Güney Çin Denizi'nin yüzde 80'inde egemenlik iddiasında bulunan ve deniz altı kaynakları açısından zengin olan ihtilaflı bölgede kurduğu yapay adaları askeri üsler inşa ederek silahlandıran Çin'in, Avustralya için ne ölçüde "tehdit" olduğu değerlendirildi.
Çin'in bu yapay adalardan "DF-26" orta menzilli balistik füzeler ateşleyebileceği, bu hususta Darwin şehrinin 3000 kilometre kuzeybatısındaki Mischief resifinin özellikle endişe yarattığı kaydedildi.
Uzmanlar, raporda, adalar üzerinden Çin tehdidine karşı Queensland eyaletindeki ve ülkenin kuzey ile batı kesimlerindeki Avustralya Savunma Kuvvetlerine (ADF) ait üslerin ve yakıt depolarının, güneye kaydırılması gerektiği uyarısında bulundu.
Avustralya Başbakanı Anthony Albanese tarafından geçen yıl duyurulan ve Avustralya'nın güvenliği konusunda yürütülen akademik çalışmaların dikkate alındığı ve "savunma kuvvetlerinin hangi alanlara yatırım yapmayı öncelemesi gerektiğine" ışık tutması beklenen "Savunma Stratejik İncelemesi" nihai raporunun bazı kısımları, bu ay kamuoyu ile paylaşılacak.

Silahlanmanın arttığı bölgede yeni AUKUS "endişesi"
AUKUS anlaşması, Avustralya'yı "nükleer güce ulaşmadan önce nükleer denizaltılara sahip ilk ülke" konumuna getirmesi nedeniyle gelecekte bölgedeki gerilimi artırabileceği yönünde endişelere yol açıyor.
Nükleer teknolojinin, nükleer silahlı bir devletten silahsız bir devlete aktarılacak olması, Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesine İlişkin Antlaşma'ndaki (NPT) "boşluk" olarak değerlendirilirken, Avustralya'nın bu alanda emsal teşkil edeceğine inanılıyor.
Avustralya'nın eski başbakanlarından Paul Keating, AUKUS'u, "1. Dünya Savaşı'ndaki zorunlu askerlik kararından bu yana bir İşçi Partisi hükümetince verilen en kötü uluslararası karar" olarak tanımlamıştı.
Ülke içinden gelen eleştirilere karşı Avustralya Başbakanı Albanese, Çin'in bölgedeki askeri gücünü ciddi şekilde artırdığı ve bu yüzden de anlaşmanın gerekli olduğu savunmasını yapmıştı.
Avustralya, Ekim 2021'de, ABD ve İngiltere ile nükleer denizaltı teknolojisi alanında işbirliğini öngören AUKUS anlaşmasını imzalamıştı.



Barrack: Lübnan, Hizbullah konusunu İsrail ile görüşmeli

ABD'nin Türkiye Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack, 22 Temmuz 2025'te Lübnan'ın Beyrut kentinde Reuters'a verdiği röportajda. (Arşiv-Reuters)
ABD'nin Türkiye Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack, 22 Temmuz 2025'te Lübnan'ın Beyrut kentinde Reuters'a verdiği röportajda. (Arşiv-Reuters)
TT

Barrack: Lübnan, Hizbullah konusunu İsrail ile görüşmeli

ABD'nin Türkiye Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack, 22 Temmuz 2025'te Lübnan'ın Beyrut kentinde Reuters'a verdiği röportajda. (Arşiv-Reuters)
ABD'nin Türkiye Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack, 22 Temmuz 2025'te Lübnan'ın Beyrut kentinde Reuters'a verdiği röportajda. (Arşiv-Reuters)

ABD'nin Türkiye Büyükelçisi ve Başkan Donald Trump'ın Suriye temsilcisi Tom Barrack, bugün, Lübnan'ın Hizbullah meselesini İsrail ile görüşmesi gerektiğini belirterek, İsrail'in Lübnan'a yönelik saldırılarını genişletmemesini umduğunu söyledi.

Abu Dabi'de düzenlenen bir konferansta yaptığı konuşmada, Lübnan'ın geçmişi unutup İsrail ile bir anlaşmayı hızlandırma zamanının geldiğini belirterek, Lübnan, Hizbullah ve İsrail arasında doğrudan görüşmeler çağrısında bulundu.

ABD elçisi ayrıca, ABD'nin geçen yıl devrilmeden önce eski Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed rejimine uyguladığı Sezar Yasası kapsamındaki Suriye yaptırımlarının da kaldırılmasını umduğunu belirtti.

Trump, mayıs ayında Riyad'da Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara ile yaptığı görüşmenin ardından Suriye'ye yönelik tüm yaptırımların kaldırılacağını duyurdu. Ancak, Şam ile ticareti kısıtlayan ve Sezar Yasası olarak bilinen en katı yaptırımlar, ancak ABD Kongresi kararıyla kaldırılabiliyor.

Bu arada Barrack, Türkiye'nin Gazze Şeridi'nde planlanan uluslararası istikrar gücüne katılmasının, "karşılıklı güven eksikliği" olarak nitelendirdiği bir durum nedeniyle pek olası olmadığını söyledi.

Barrack, Türkiye'nin Gazze'deki uluslararası güce katılımının, Hamas ile ilişkileri ve Filistin hareketini silahsızlandırmaya yönelik ABD destekli çabaları göz önüne alındığında faydalı olacağını belirtti.

Axios haber sitesi dün, iki ABD'li yetkili ve Batılı bir kaynağa dayanarak, ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze barış sürecinin ikinci aşamasına geçişini duyurmayı ve Noel'den önce bölgedeki yeni yönetim yapısını açıklamayı planladığını bildirdi.

Trump yönetimi, savaşın geri dönmesini önlemek ve kırılgan ateşkesi sürdürmek için Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına geçmeyi hedefliyor. İlk aşamanın temel bileşenlerinden biri olan Hamas'ın hayatta olan ve ölen tüm tutukluları serbest bırakması neredeyse tamamlandı ve iade edilecek yalnızca bir tutuklunun naaşı kaldı.

Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre anlaşmanın ikinci aşaması, İsrail'in Gazze'nin ek bölgelerinden çekilmesini, uluslararası bir istikrar gücünün konuşlandırılmasını ve Trump liderliğindeki "Barış Konseyi"ni de içeren yeni yönetim yapısının harekete geçirilmesini içeriyor. BM Güvenlik Konseyi, geçen ay hem uluslararası istikrar gücünü hem de Barış Konseyi'ni yetkilendirmişti.

 


İsrail, Lübnan'ın diplomatik girişimlerine hava saldırılarıyla karşılık verdi

Lübnanlılar, dün Güney Lübnan'daki Cba köyünü hedef alan İsrail hava saldırısının ardından hayatta kalanları arama çalışmalarını izliyor (AFP)
Lübnanlılar, dün Güney Lübnan'daki Cba köyünü hedef alan İsrail hava saldırısının ardından hayatta kalanları arama çalışmalarını izliyor (AFP)
TT

İsrail, Lübnan'ın diplomatik girişimlerine hava saldırılarıyla karşılık verdi

Lübnanlılar, dün Güney Lübnan'daki Cba köyünü hedef alan İsrail hava saldırısının ardından hayatta kalanları arama çalışmalarını izliyor (AFP)
Lübnanlılar, dün Güney Lübnan'daki Cba köyünü hedef alan İsrail hava saldırısının ardından hayatta kalanları arama çalışmalarını izliyor (AFP)

İsrail dün, Lübnan ile sivil müzakerelerin sonucunda oluşan "olumlu atmosfer" hakkındaki yetkililerinin çelişkili pozisyonlarını çözüme kavuşturdu ve bunlarla askeri yoldan ayrı olarak ilgileneceğinin açık bir işaretini verdi. Ateşkes izleme komitesi toplantısından 24 saatten kısa bir süre sonra, Güney Lübnan'da dört evi hedef alan, bunlardan birinde Litani Nehri'nin kuzeyindeki bir eve yönelik saldırılar düzenledi.

İsrail'in bu gerilimi artırışı, Lübnan medyasının sızdırdığı bilgilere bir yanıt gibi görünüyor. Buna göre, İsrail ile müzakere heyetinin başkanı olan Büyükelçi Simon Karam'ın görevi, düşmanlıkların sona erdirilmesi, esirlerin iadesi, işgal altındaki topraklardan çekilme ve sadece Mavi Hat üzerindeki noktaların düzeltilmesi konularını görüşmekti. Yerel el Cedid kanalı ise Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın "Lübnan'ın normalleşmeye girmediğini ve bir barış anlaşması imzalamadığını vurguladığını" bildirdi.

Cumhurbaşkanı Avn, dün geceki hükümet toplantısında yaptığı konuşmada, "İlk oturumun çok verimli olmayacağı açık, ancak bu ayın 19'unda başlayacak olan sonraki oturumların önünü açtı" dedi ve "savaş dili yerine müzakere dilinin hakim olması gerektiğini" vurguladı.


İsrail, Gazze'deki son rehinenin kalıntılarının iadesini görüşmek üzere Kahire'ye heyet gönderdi

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
TT

İsrail, Gazze'deki son rehinenin kalıntılarının iadesini görüşmek üzere Kahire'ye heyet gönderdi

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisi yaptığı açıklamada, askeri ve güvenlik servislerinden temsilcilerin de aralarında bulunduğu bir heyetin, Gazze Şeridi'nde tutulan son İsrailli rehinenin naaşının iadesini görüşmek üzere dün Mısır'ı ziyaret ettiğini duyurdu.

Ofis tarafından yapılan açıklamada, "Başbakan'ın talimatları doğrultusunda bir heyet Kahire'ye gitti... ve son rehine Ran Gvili'nin derhal iadesini sağlamak amacıyla arabulucularla görüşmelerde bulundu." ifadeleri yer aldı. Açıklamada, "Görüşme sonucunda, çabaların derhal yoğunlaştırılması konusunda mutabakata varıldı" ifadeleri kullanıldı.

frgt
Hamas'ın askeri kanadı Kassam Tugayları'na bağlı savaşçılar, Kızılhaç çalışanlarıyla birlikte, 1 Aralık 2025'te Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye mülteci kampının enkazı arasında İsrailli rehinelerin cesetlerini ararken nöbet tutuyor (EPA)

Ateşkes anlaşmasının 10 Ekim'de yürürlüğe girmesinden bu yana İsrail, Filistinli grupların teslimi geciktirdiği yönündeki suçlamalarına rağmen, 20 canlı rehineyi ve Gvili'ninki hariç tüm cesetleri aldı. Hamas, savaştan kalan devasa moloz yığınları nedeniyle cesetlerin kurtarılma sürecinin yavaş ilerlediğini savunuyor.