Yahudi yerleşimciler işgal altındaki Doğu Kudüs'te kiliseye saldırdı

İsrail Polisi saldırganın "akıl sağlığı yerinde olmayan" bir Hristiyan olduğunu açıklarken, görgü tanıkları ise iki saldırganın Yahudi yerleşimci olduğunu ve cemaate İbranice küfrettiğini aktardı

Yerleşimciler Kudüs'teki Azize Meryem Kabir Kilisesi'nde (WAFA)
Yerleşimciler Kudüs'teki Azize Meryem Kabir Kilisesi'nde (WAFA)
TT

Yahudi yerleşimciler işgal altındaki Doğu Kudüs'te kiliseye saldırdı

Yerleşimciler Kudüs'teki Azize Meryem Kabir Kilisesi'nde (WAFA)
Yerleşimciler Kudüs'teki Azize Meryem Kabir Kilisesi'nde (WAFA)

İşgal altındaki Doğu Kudüs'ün Zeytin Dağı bölgesindeki tarihi "Azize Meryem Kabir Kilisesi" cemaatine saldıran bir Yahudi yerleşimci gözaltına alındı.
Saldırgana müdahale eden kilisenin güvenlik görevlisi Bilal Ebu Naab, olaya ilişkin AA muhabirine konuştu.
Ebu Naab, "İki Yahudi yerleşimciyi getiren taksi şoförü bana yerleşimcilerin başlarındaki kipayı çıkartarak ellerindeki çantayla Azize Meryem Kilisesi'ne girdiklerini söyledi." dedi.
Kiliseye ulaştığında saldırganlardan birinin kapıyı tutuğunu ve bağırdığını, diğerinin de elindeki demir çubukla kilisede bulunanlara saldırdığını belirten Ebu Naab, olay esnasında cemaatten bir kişinin yaralandığını ve saldırgana kilisedekilerle müdahale ettiklerini aktardı.
Kaçan diğer Yahudi yerleşimciyi taksi şoförünün yakaladığını söyleyen Ebu Naab, polisin olay yerine geç geldiğini, bu sırada diğer saldırganın kaçtığını kaydetti.
Ebu Naab, saldırganların Yahudi yerleşimci olduğuna, saldırı sırasında İbranice küfürler ettiğine dikkati çekti.

İsrail Polisi: Saldırganın akıl sağlığı yerinde değil
İsrail Polisinden yapılan yazılı açıklamada ise Zeytin Dağı'ndaki bir kilisede bazı kişilerin cemaati demir çubukla tehdit ettiği ihbarı alındığı belirtildi.
Cemaati demir çubukla tehdit eden şüphelinin, İsrail'in güneyinden akıl sağlığı yerinde olmayan 27 yaşındaki bir kişi olduğu aktarıldı. Açıklamada, olay sonucu yaralanma ve kilisede hasar oluşmadığı kaydedildi.
Açıklamada, "kutsal mekanlara saldırı ve her türlü şiddet olayına karşı kararlılıkla hareket edileceği ve failleri adalete teslim etmek için taviz verilmeyeceği" vurgulandı.
Saldırganın gözaltına alındığı ifade edilen açıklamada, bugün mahkemeye sevk edileceği belirtildi.
Öte yandan İsrail Polis Sözcülüğünden bir kaynak ise şüphelinin "akıl sağlığı yerinde olmayan bir Hristiyan olduğunu" ileri sürdü.

Filistin Dışişleri Bakanlığından ABD'ye çağrı
Yazılı açıklama yayımlayarak saldırıyı kınayan Filistin Dışişleri Bakanlığı, bu olayın "İsrail'in Kudüs'teki Hristiyan ve Müslüman kutsallarını hedef almasının son örneği olduğunu" belirtti.
Bakanlık, Yahudi yerleşimci saldırılarının tekrarlanmasının İsrail'in "Kudüs'ü İsraillileştirme ve Yahudileştirme suçları kapsamında" olduğunu vurguladı.
Açıklamada, "İsrail işgalinin, fanatik Yahudi yerleşimcilerin, genelde Filistin halkı özelde ise Kudüs ve kutsallarına saldırılarının durdurulması için etkili bir uluslararası ve ABD müdahalesi" çağrısı yapıldı.

Doğu Kudüs'te Hristiyanlara ve kutsal mekanlarına yerleşimci saldırıları
İşgal altındaki Doğu Kudüs'te Hristiyan cemaati ve kutsal mekanlarına yönelik Yahudi yerleşimci şiddeti son dönemde artış gösteriyor.
Fanatik bir Yahudi yerleşimci geçen ay işgal altındaki Doğu Kudüs'te bulunan Çile Yolu üzerindeki tarihi kiliseye saldırmıştı. Yerleşimci, elindeki çekiçle 1920'lerde yapılmış ahşap Hazreti İsa heykelini kırmıştı.
Kudüs'ün Eski Şehir bölgesindeki Hristiyan cemaatinin kiliseleri ve uluslararası liderleri, İsrail hükümetini, fanatik Yahudi yerleşimcilerin kutsal mekanlara, din adamlarına ve halka yönelik saldırılarına karşı kayıtsız kalmakla suçlayan açıklamalar yapmıştı.
İsrail'de Başbakan Binyamin Netanyahu'nun 2022 sonunda kurduğu koalisyon hükümetinde, Filistinlilere yönelik ırkçı eylem ve söylemleriyle tanınan Yahudi yerleşimcilerin destekçisi aşırı sağcı Bezalel Smotrich ve Itamar Ben-Gvir gibi isimler kritik görevlere getirilmişti.
İki isim de geçmişte Yahudi yerleşimcilerin gerçekleştirdiği şiddet olaylarına karışmıştı.



Hamas: Edan Alexander'ın serbest bırakılmasının İsrail'in ‘askeri baskısı’ ile ilgisi yok

ABD vatandaşı İsrailli asker Edan Alexander, Tel Aviv'de ailesiyle buluştu. (AFP)
ABD vatandaşı İsrailli asker Edan Alexander, Tel Aviv'de ailesiyle buluştu. (AFP)
TT

Hamas: Edan Alexander'ın serbest bırakılmasının İsrail'in ‘askeri baskısı’ ile ilgisi yok

ABD vatandaşı İsrailli asker Edan Alexander, Tel Aviv'de ailesiyle buluştu. (AFP)
ABD vatandaşı İsrailli asker Edan Alexander, Tel Aviv'de ailesiyle buluştu. (AFP)

Hamas bugün yaptığı açıklamada ABD vatandaşı İsrailli asker Edan Alexander'ın serbest bırakılmasının İsrail'in askeri baskısının bir sonucu değil, ABD yönetimiyle yapılan temasların bir ‘meyvesi’ olduğunu bildirdi.

Hamas'tan yapılan açıklamada, “Edan Alexander'ın geri dönüşü, Siyonist saldırganlığın ya da askeri baskı yanılsamasının bir sonucu değil, ABD yönetimiyle yapılan ciddi temasların ve arabulucuların çabalarının bir meyvesidir” denildi.

Hamas dün, ABD Başkanı Donald Trump'ın Körfez turu öncesinde Gazze Şeridi'nde tutulan Edan Alexander'ı serbest bıraktı. 21 yaşındaki Alexander, 19 aydan uzun bir süredir Gazze Şeridi'nde tutuluyordu ve ABD vatandaşlığına sahip yaşayan son esirdi.

Hamas tarafından yapılan açıklamada, Alexander'ın serbest bırakılmasının İsrail Başbakanı’nın söylediğinin aksine İsrail'in askeri baskısının değil, Washington'la yapılan ‘ciddi temasların’ bir sonucu olduğu belirtildi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Alexander'ın dönüşünü ‘sıcak’ bir şekilde karşıladı ve ‘İsrail hükümetinin yaşayan ya da ölü tüm esirleri ve kayıp kişileri geri getirmeye kararlı olduğunu’ vurguladı. Netanyahu, Alexander'ın serbest bırakılmasının İsrail devletinin askeri baskısı ve Trump'ın ‘siyasi baskısı’ sonucunda gerçekleştiği değerlendirmesinde bulundu.

İsrail ordusu, 7 Ekim saldırısı sırasında kaçırılan 251 esirden 57'sinin halen Gazze Şeridi'nde tutulduğunu, bunlardan 34'ünün öldüğünü açıkladı. Ayrıca Hamas, 2014 yılından bu yana bir İsrail askerinin cesedini elinde tutuyor.

Gazze Şeridi’ndeki Sağlık Bakanlığı'nın son verilerine göre savaşın başlamasından bu yana Gazze Şeridi'nde çoğu sivil olmak üzere en az 52 bin 862 Filistinli hayatını kaybetti. Bunların 2 bin 749'u yaklaşık iki ay süren kırılgan bir ateşkesin ardından İsrail'in 18 Mart'ta saldırılarına yeniden başlamasından sonra yaşamını yitirdi.