Üst düzey yetkililerden Netanyahu’ya: Ulusal güvenliğe zarar veriyorsunuz

İsrail’de aşırı sağcı Ben-Gvir’in destekçileri ile göstericiler arasında arbede çıktı

İsrailli yedek askerlerin geçen ay Netanyahu’nun yargı sistemine yönelik planlarına karşı protestolardan bir kare (AP)
İsrailli yedek askerlerin geçen ay Netanyahu’nun yargı sistemine yönelik planlarına karşı protestolardan bir kare (AP)
TT

Üst düzey yetkililerden Netanyahu’ya: Ulusal güvenliğe zarar veriyorsunuz

İsrailli yedek askerlerin geçen ay Netanyahu’nun yargı sistemine yönelik planlarına karşı protestolardan bir kare (AP)
İsrailli yedek askerlerin geçen ay Netanyahu’nun yargı sistemine yönelik planlarına karşı protestolardan bir kare (AP)

İsrail’de yaklaşık 250 eski üst düzey güvenlik yetkilisi ve diplomat, Başbakan Binyamin Netanyahu’ya bir mektup gönderdi. Mektupta ‘hükümetin yargı reformu adı altında sistemi değiştirmek üzere izlediği kötü yol nedeniyle’ Netanyahu ve kabine üyeleri, ulusal güvenliğe zarar vermek, İsrail toplumunda bölünme ve nefreti kışkırtmakla suçlandı. Mektubu imzalayanlar, ‘İsrail hükümetinin, ABD yönetimiyle arasında gerçek bir krize neden olduğunu ve bunun İsrail’in siyasi izolasyonuna yol açabileceğini’ belirttiler.
Mektubu imzalayan isimler, İsrail’de ulusal güvenliği ve ekonomiyi tehlikeye attığını ve dikkatleri İran, Hizbullah ve Filistinlilerin tehditlerinden başka yöne çevirdiğini söyleyerek Netanyahu’yu eleştirdiler. Netanyahu’nun yıkıcı bölünmelere yol açtığını, korku ve yalan kültürü geliştirdiğini ve sosyal uyuma ciddi zarar verdiğini de vurguladılar. İmzacılar arasında eski Şin Bet Başkanı Ami Ayalon, eski Ulusal Güvenlik Konseyi Başkanı Uzi Arad, eski Dışişleri Bakanlığı Genel Müdürü Nissim Ben Shitrit, eski Mossad şefleri Danny Yatom ve Tamir Pardo, büyükelçiler ve yetkililer de bulunuyor.
İmzacılar, ‘hükümetin uçurum kenarında durmasına son verme ve İsrail’in güvenliğini ve geleceğini garanti altına alan geniş kapsamlı bir ulusal uzlaşma süreci başlatma’ çağrısında bulundu. Bu isimler ayrıca Netanyahu ve hükümetini yargıya güvensizlik tohumları ekmekle, İsrail ekonomisini gerçek bir tehlikeye atmakla, ordu ve polis emir komuta zincirine, gerekli sorumluluk ve yetki birliğine büyük bir hasar vermekle ayrıca mevcut ve eski güvenlik güçlerinin mensuplarını Lahey’deki ve başka yerlerdeki Ceza Mahkemesi’ndeki uluslararası yasal işlemler önünde yalnız bırakmakla suçladı.
Söz konusu mektup, Netanyahu’nun Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’un yargı reformu konusunda gündeme getirdiği uzlaşma planını reddettiğini açıklamasının ve bununla alay etmesinin ardından, kendisine ve hükümetine karşı gerginliğin zirve noktasında geldi. ‘Diktatörlüğe Karşı Direnişi Güçlendirme’ günü kapsamında İsrail’in dört bir yanında on binlerce İsrailli perşembe günü sokaklara döküldü. Sokağa dökülen vatandaşlar, yolları kapattı. Yargı sisteminde radikal bir reform yapmaya ve Yüksek Adalet Divanı’nın yetkilerini kısıtlamaya dayalı bir yasama süreci yürüten hükümeti protesto etti.
Dün onlarca protestocu, hafta sonu tatilini Beit Shemesh yakınlarındaki Oriye bölgesinde geçirdiğini öğrendikten sonra Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in kaldığı evi kuşatmaya çalıştı. Protestocular, hoparlörlerden Ben-Gvir ve hükümet aleyhine protesto sloganları attı. Sonrasında Ben-Gvir destekçileri ortaya çıktı ve iki taraf arasında karışıklık yaşandı. Ben-Gvir destekçileri gaz bombası kullandı ayrıca protestocuların arasına sis bombaları attı. KAN radyosu, polisin bölgeye geldiğin talimatlarına uymayan çok sayıda protestocuyu gözaltına aldığını belirtti.
Mavi-Beyaz İttifakı lideri Benny Gantz, Twitter hesabından paylaştığı bir paylaşımda ‘iç savaş çıkmasından’ korktuğunu belirtti. Gantz “Burada kimsenin böyle bir savaş peşinde olmadığı kanaatindeyim ancak durumun hızla bozulması, savaş tehlikelerini teşvik ediyor” dedi. Ayrıca “Bunlar sadece sözler ve öfkeli kehanetler değil. Aksine, ben kendi halkım arasında yaşıyorum ve nasıl parçalara ayrıldığımızı kendim görüyorum. Hükümette sorumlu hiçbir aklı başında kişi bu kötüleşmeyi durdurmaya karşı çıkmayacaktır” ifadelerini sözlerine ekledi.



Ukrayna ordusu, Rusya'nın güneyindeki büyük bir kimyasal tesisi hedef aldığını duyurdu

Stavropol bölgesinde yangın (Arşiv)
Stavropol bölgesinde yangın (Arşiv)
TT

Ukrayna ordusu, Rusya'nın güneyindeki büyük bir kimyasal tesisi hedef aldığını duyurdu

Stavropol bölgesinde yangın (Arşiv)
Stavropol bölgesinde yangın (Arşiv)

Ukrayna ordusu, dün yaptığı açıklamada, Rusya'nın güneyindeki Stavropol bölgesinde büyük bir kimyasal tesise saldırı düzenleyerek yangına neden olduğunu bildirdi.

Genelkurmay Başkanlığı, Telegram uygulaması üzerinden yaptığı açıklamada, Nevinnomısski Azot tesisinin dün bombalandığını, tesisin patlayıcı madde bileşenleri ürettiğini ve Rusya'daki türünün en büyük tesislerinden biri olduğunu belirtti.

Rus yetkililerden henüz bir açıklama gelmedi ve Reuters, Ukrayna ordusunun iddialarını bağımsız olarak doğrulayamadı.


ABD'nin uyuşturucu kaçakçılığı yaptığı düşünülen tekneyi hedef alan saldırısında 4 kişi öldü

ABD Başkanı Donald Trump'ın Venezuela açıklarında ABD hava saldırısı sonucu yanan bir tekneyi gösteren videodan (Arşiv- Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump'ın Venezuela açıklarında ABD hava saldırısı sonucu yanan bir tekneyi gösteren videodan (Arşiv- Reuters)
TT

ABD'nin uyuşturucu kaçakçılığı yaptığı düşünülen tekneyi hedef alan saldırısında 4 kişi öldü

ABD Başkanı Donald Trump'ın Venezuela açıklarında ABD hava saldırısı sonucu yanan bir tekneyi gösteren videodan (Arşiv- Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump'ın Venezuela açıklarında ABD hava saldırısı sonucu yanan bir tekneyi gösteren videodan (Arşiv- Reuters)

ABD ordusu, dün Doğu Pasifik'te uyuşturucu kaçakçılığı yaptığı düşünülen bir tekneyi hedef alan hava saldırısında 4 kişinin öldüğünü açıkladı. Saldırıya yönelik eleştiriler artarken, saldırılarda şu ana kadar 87'den fazla kişi hayatını kaybetti.

ABD Güney Komutanlığı, X platformunda yaptığı paylaşımda, "uluslararası sularda terör örgütü tarafından işletilen bir tekneyi hedef aldıklarını" belirterek, "istihbarat, teknenin yasadışı uyuşturucu taşıdığını ve Doğu Pasifik'te bilinen bir uyuşturucu kaçakçılığı rotasından geçtiğini doğruladı" ifadelerini kullandı.

Güney Komutanlığı, gemide bulunan 4 uyuşturucu karteli üyesinin ölümünü doğruladı ve çok motorlu bir teknenin hızla giderken patlama sonucu alev aldığını gösteren bir video yayınladı.

Ağustos ayından bu yana Trump yönetimi, uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele bahanesiyle Karayipler'deki ve Venezuela açıklarındaki ABD askeri varlığını artırıyor ve Venezuela Devlet Başkanı Nicolás Maduro'yu bir kaçakçılık karteline liderlik etmekle suçluyor.

ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, salı günü yaptığı açıklamada, ABD'nin uyuşturucu gemilerine yönelik saldırılarının "henüz başlangıç aşamada" olduğunu söyledi.

Bu saldırılar uluslararası eleştirilere maruz kaldı ve BM uzmanları tarafından "yargısız infaz" olarak nitelendirildi. Ancak Pentagon sözcüsü Kingsley Wilson salı günü saldırıların yasal olduğunu vurguladı.

Wilson, düzenlediği basın toplantısında operasyonların "ABD ve uluslararası hukuka göre yasal olduğunu ve tüm eylemlerin silahlı çatışma hukukuna uygun olduğunu" söyledi.

ABD saldırısında hayatını kaybeden Kolombiyalı balıkçı Alejandro Carranza'nın ailesi, çarşamba günü Washington merkezli Amerika İnsan Hakları Komisyonu'na (IACHR) ABD aleyhine şikayette bulunduklarını duyurdu.

Ailesinin verdiği bilgiye göre, Carranza 15 Eylül'de Kolombiya'nın kuzeyindeki Santa Marta şehrinden açık denizlerde balık tutmaya çıkmış ve birkaç gün sonra ölü bulunmuştu.

ABD güçleri, eylül ayından bu yana Karayipler ve Doğu Pasifik'te uyuşturucu kaçakçılığı için kullanıldığından şüphelenilen 20'den fazla tekneyi imha etti ve saldırılarda 87'den fazla kişi öldü.


Avrupalıların yarısı Trump’ı düşman olarak görüyor

İspanya'nın başkenti Madrid'de düzenlenen "Krallara Hayır" mitinginde Trump karşıtı pankartlar taşınmıştı (Reuters)
İspanya'nın başkenti Madrid'de düzenlenen "Krallara Hayır" mitinginde Trump karşıtı pankartlar taşınmıştı (Reuters)
TT

Avrupalıların yarısı Trump’ı düşman olarak görüyor

İspanya'nın başkenti Madrid'de düzenlenen "Krallara Hayır" mitinginde Trump karşıtı pankartlar taşınmıştı (Reuters)
İspanya'nın başkenti Madrid'de düzenlenen "Krallara Hayır" mitinginde Trump karşıtı pankartlar taşınmıştı (Reuters)

Avrupa Birliği'nde (AB) yapılan ankete göre vatandaşların yarısı, ABD Başkanı Donald Trump'ı Avrupa'nın düşmanı olarak görüyor. 

Fransız politika dergisi Le Grand Continent'te yayımlanan ankete Belçika, Fransa, İspanya, İtalya, Hollanda, Almanya, Portekiz, Hırvatistan ve Polonya'dan yaklaşık 10 bin kişi katıldı. 

Katılımcıların yüzde 48'i Trump'ı kesin düşman gördüğünü belirtti. Bu oran Belçika'da yüzde 62, Fransa'da yüzde 57, Hırvatistan'da yüzde 37, Polonya'daysa yüzde 19 oldu.

Öte yandan Avrupalılar, ABD'yle ilişkileri stratejik açıdan önemli görüyor. AB'nin ABD yönetimine karşı hangi tutumu benimsemesi gerektiği sorulduğunda "uzlaşma" seçeneği yüzde 48'le en popüler tercih oldu. 

AB vatandaşlarının yüzde 51'i gelecek yıllarda Rusya'yla doğrudan savaş riskinin olduğunu düşünüyor. Bunun çok ciddi bir risk olduğunu savunanların oranıysa yüzde 18. 

Ülkelerin Rusya'ya coğrafi yakınlık derecesine göre görüşler büyük farklılık gösterdi. Polonyalı katılımcıların yüzde 77'si savaş riskinin yüksek olduğunu düşünürken, bu oran Fransa'da yüzde 54, Almanya'da yüzde 51, Portekiz'de yüzde 39 ve İtalya'da yüzde 34 oldu. 

Çoğu kişi AB'nin muhtemel savaşa karşı yeterince hazır olmadığını da düşünüyor. Katılımcıların yüzde 69'u ülkelerinin Rusya'ya karşı savunma kapasitesinin "zayıf kaldığını" ya da "hiç olmadığını" söyledi.

Rusya'dan gelebilecek tehditler arasında teknoloji ve dijital güvenliği etkileyecek saldırılar yüzde 28'le en üst sırada yer aldı. Askeri güvenlikse bunun ardından yüzde 25 oranındaydı.

Katılımcıların yüzde 69'u muhtemel savaş durumunda AB'nin birliğini pekiştirerek koruyucu bir rol oynaması gerektiğini söyledi.

9 ülkedeki katılımcıların büyük çoğunluğu AB üyeliğini destekledi, vatandaşların yüzde 74'ü ülkelerinin blokta kalmasını istediğini belirtti. 

Bu oran yüzde 90'la Portekiz ve yüzde 89'la İspanya'da en yüksek seviyedeyken, yüzde 68'le Polonya'da ve yüzde 61'le Fransa'da en düşük orandaydı.

Anketi düzenleyen Cluster 17 şirketinin kurucusu Jean-Yves Dormagen, AB'de "Trumpçılığın düşmanca bir güç olarak görüldüğünü" belirterek şöyle devam ediyor: 

Avrupa sadece artan risklerle karşı karşıya değil, aynı zamanda kendi tarihsel, jeopolitik ve siyasi yapısında da dönüşüm geçiriyor. Ankette çıkan genel tablo, endişeli, kendi kırılganlıklarının çok iyi farkında olan ve olumlu bir geleceği düşünebilmek için mücadele eden bir Avrupa'yı gösteriyor.

Independent Türkçe, Guardian, La Voce di New York