Rabat yönetimi Cezayir sınırındaki Doğu Bölgesi’ni kalkındırıyor

Fas Kralı 6. Muhammed’in Ucda Konuşması’nın 20. Yıldönümü Doğu Bölgesi’nde kutlanıyor (Şarku’l Avsat)
Fas Kralı 6. Muhammed’in Ucda Konuşması’nın 20. Yıldönümü Doğu Bölgesi’nde kutlanıyor (Şarku’l Avsat)
TT

Rabat yönetimi Cezayir sınırındaki Doğu Bölgesi’ni kalkındırıyor

Fas Kralı 6. Muhammed’in Ucda Konuşması’nın 20. Yıldönümü Doğu Bölgesi’nde kutlanıyor (Şarku’l Avsat)
Fas Kralı 6. Muhammed’in Ucda Konuşması’nın 20. Yıldönümü Doğu Bölgesi’nde kutlanıyor (Şarku’l Avsat)

Mart 2003’de Fas Kralı 6. Muhammed tarafından yapılan Ucda Konuşması’nın 20. Yıldönümü yurt çapında anıldı. Ucda Konuşması, Cezayir ile temas halinde olan bu hassas bölgenin kalkınması için yol haritasını içeriyor. Fas’ın Cezayir sınırında yer alan Ucda kenti, Ağustos 1994’te bir otelde yaşanan silahlı saldırının ardından Cezayir'in Fas ile kara sınırını kapatma kararından bu yana olağanüstü hâl yaşıyor. Rabat, saldırının arkasında Cezayir istihbaratının olduğunu iddia ediyor.
Fas’ın Doğu Bölge Valisi Muaz Cemai, Fas Kralı'nın Doğu Bölgesi’ni geliştirme girişimini "bölge için tarihi bir atılım ve yeni bir doğum belgesi" olarak nitelendirerek, iş fırsatları yaratmak ve bölge sakinlerinin yaşam koşullarını iyileştirmek adına bölgeyi gelecek vaat eden bir gelişme direği ve yatırımları çekmek için teşvik edici bir alan haline getirdiğini söyledi.
2003 Ucda Konuşması’nın kutlandığı Şarkiyat gösterisinin açılış oturumunda konuşan Cemai, Kral’ın konuşmasında ağırlıklı olarak yatırım, altyapı, büyük ekonomik projeler ve insan unsurunun oluşumunda temsil edilen bölgede bir kalkınma hamlesi için yol haritasının ana yönlerinin özetlediğini belirtti. Ayrıca, Doğu Bölgesi’nin getirdiği ve bölgenin dahil olduğu yapılanma projelerinin yanı sıra büyük atölye çalışmaları, bölgenin kentsel, ekonomik ve sosyal manzarasının önemli ölçüde değişmesine ve yeni gelişme ufuklarının oluşmasına katkı sağladığını söyledi.
2003 Kraliyet Girişimi öncelikleri arasında Fez ve Ucda’yı birbirine bağlayan otoyol ile Taourirt ile Nador birbirine bağlayan tren, kuzey sahil yolunun hızla tamamlanması, Nador, Icda ve Figig’i birbirine bağlayan yolların genişletilmesi, Ucda ve Taourirt’de içme suyunun sağlanmasına yönelik projenin tamamlanarak bölgedeki tüm kasaba ve vadilere dağıtılması, Nador’da serbest bölge oluşturulması, imanın yanı sıra doğu bölgesinin kalkınmasına bir Akdeniz kapısı açmayı amaçlayan ekonomik, ticari, endüstriyel ve turistik alanlar, Fas ekonomisinin ilerlemesine katkıda bulunulması, yerli ve yabancı yatırımı çekmek amacıyla Saidia’nın kıyı bölgesinin hazırlanması gibi projeler yer alıyor.
Öte yandan Şarku’l Avsat.’a konuşan Doğu Konseyi Başkanı Abdulnabi Baivi, Ucda Konuşması’ndan bu yana geçen yirmi yılda birçok başarıya ulaşıldığını belirtti. Baivi, kapsamlı bir dinamizmin yaratıldığına değinerek, bunun özellikle 2005 yılında Ulusal İnsani Gelişme Girişimi'nin başlatılmasından sonra, doğu bölgesindeki kalkınma yoluna güçlü bir ivme kazandırdığını söyledi.
Kral 6. Muhammed’in liderliğindeki büyük reformların çeşitli alanları içeren derin ve yapısal dönüşümlere yol açtığını ve bölgesel yönetim ilkelerini pekiştirmeyi amaçlayan stratejik bir seçenek olarak gelişmiş bölgeselleştirme çalıştaylarının başlatılmasını sağladığını dile getiren Baivi, bu kapsamda, seçilmiş yetkililere ve bölge işlerinden sorumlu olanlara "bölgesel kalkınma programı ve toprağın hazırlanması için bölgesel tasarımı hazırlama" fırsatı verildiğini aktardı.
Doğu Kalkınma Ajansı Genel Müdürü Muhammed Mübareki, bölgenin kalkınmasına yönelik Kraliyet Girişimi’nin, bölgenin niteliklerine ve kendi yeteneklerine dayanan önemli büyük projelerle geldiğini söyleyerek, bu girişimlerin tüm bölgeler üzerinde doğrudan etki sağladığını aktardı. Ayrıca bu projelerin bölgenin "ulusal düzeyde diğer kuruluşlarla rekabete girmesini" sağladığına atıfta bulundu.
Doğu'daki Programlama, Planlama ve Çevre Dairesi Başkanı İlham Mahrezi ise en az 28 bin 600 istihdamın sağlandığı 1,9 milyar dirhem (190 milyon dolar)  bütçeyle bölgedeki yatırım programlarının doğru yolda olduğunu doğruladı.  Mahrezi, başkanı olduğu dairenin ise 280 milyon dirhem ( 28 milyon dolar) olduğunu söyledi.
Mahrezi, yetkili makamın şu anda 316 milyon dirhem (31,6 milyon dolar) bütçe ve Silvan'daki sanayi bölgesini iyileştirmeye yönelik projelerle ekonomik altyapıyı güçlendirdiğine değinerek, çeşitli sanayi bölgelerinde 79 milyon dirhemli yatırım olduğunu vurguladı. Doğu bölgesindeki köylerde mekansal ve sosyal eşitsizliklerin azaltılmasına yönelik programın uygulanmasının hızlandırılması (2017-2023) ve Ulusal İnsani Gelişme Girişiminin üçüncü aşamasının (2019-2023) tamamlanması bağlamında,  bölgesel şlerden sorumu genel sekreter Raşid ez Zenati, bu iki programın temel olarak, kırsal alanların kalkınması için ana stratejik yönlerle ilgili yönetim çerçevesine dayandığını söyledi.



İsrail ordusu: El Halil yakınlarında araçla saldırı olayı yaşandı, geniş çaplı insan avı başlatıldı

Batı Şeria'daki İsrail askerleri (DPA)
Batı Şeria'daki İsrail askerleri (DPA)
TT

İsrail ordusu: El Halil yakınlarında araçla saldırı olayı yaşandı, geniş çaplı insan avı başlatıldı

Batı Şeria'daki İsrail askerleri (DPA)
Batı Şeria'daki İsrail askerleri (DPA)

İsrail ordusu dün akşam yaptığı açıklamada, el Halil yakınlarında bir araçla saldırı gerçekleştiğini ve askerlerin saldırgana ateş açarak karşılık verdiğini, geniş çaplı bir insan avı başlatarak karşılık verdiğini duyurdu.

Ordu, Batı Şeria'da el Halil yakınlarındaki Yehuda Kavşağı'na araçlı saldırı ihbarı üzerine bölgeye birlik gönderildiğini belirtti.

Batı Şeria'daki İsrail askerleri (Reuters)Batı Şeria'daki İsrail askerleri (Reuters)

Açıklamada, "Askerler, saldırının failini bulmak için geniş çaplı arama çalışmaları yürütüyor ve ayrıntılar daha sonra açıklanacak" ifadelerine yer verildi. Yerel basında yer alan bazı haberlere göre olayda bir kadın asker yaralandı.

Araçla gerçekleştirilen saldırının sonuçları ve faili hakkında henüz bir açıklama yapılmadı.


Hamas: Gazze'ye giren tırlar asgari temel ihtiyaçları karşılamıyor

İnsani yardım taşıyan bir kamyon, Kerem Ebu Salim sınır kapısından Gazze Şeridi'ne doğru yola çıktı (Reuters)
İnsani yardım taşıyan bir kamyon, Kerem Ebu Salim sınır kapısından Gazze Şeridi'ne doğru yola çıktı (Reuters)
TT

Hamas: Gazze'ye giren tırlar asgari temel ihtiyaçları karşılamıyor

İnsani yardım taşıyan bir kamyon, Kerem Ebu Salim sınır kapısından Gazze Şeridi'ne doğru yola çıktı (Reuters)
İnsani yardım taşıyan bir kamyon, Kerem Ebu Salim sınır kapısından Gazze Şeridi'ne doğru yola çıktı (Reuters)

Hamas Sözcüsü Hazım Kasım, Gazze Şeridi'ne giren yardım kamyonlarının halkın asgari temel ihtiyaçlarını karşılamaktan çok uzak olduğunu belirterek, Şeride izin verilen yardımların niteliğinde köklü bir değişiklik yapılması çağrısında bulundu.

Kasım dün yaptığı açıklamada, "İşgalin girmesine izin verdiği kamyonların çoğu ticari sektöre ayrılmış olup, mevcut insani felaket nedeniyle vatandaşlar için gerekli görülmeyen ilave malzemeler taşımaktadır" dedi.

Kasım, "İki milyondan fazla insanı etkileyen krizin boyutuna uygun miktarda temel yardım malzemesi taşıyan kamyonların getirilmesi gerekiyor" ifadelerini kullandı.

Kasım, kış ve sert hava koşullarının yaklaştığı bu günlerde, arabuluculara ve ilgili tüm ülkelere, mobil evler (karavanlar) getirmek ve sivilleri kurtarmak için "ciddi ve acil adımlar atma" çağrısında bulundu.


Suriye İçişleri Bakanlığı'nın yeni kimlik kutlamaları fahri rütbelerle ilgili tartışmanın gölgesinde kaldı

Şam sokaklarındaki yeni Suriye polis araçlarından oluşan büyük bir geçit töreni (İçişleri Bakanlığı'nın X hesabından)
Şam sokaklarındaki yeni Suriye polis araçlarından oluşan büyük bir geçit töreni (İçişleri Bakanlığı'nın X hesabından)
TT

Suriye İçişleri Bakanlığı'nın yeni kimlik kutlamaları fahri rütbelerle ilgili tartışmanın gölgesinde kaldı

Şam sokaklarındaki yeni Suriye polis araçlarından oluşan büyük bir geçit töreni (İçişleri Bakanlığı'nın X hesabından)
Şam sokaklarındaki yeni Suriye polis araçlarından oluşan büyük bir geçit töreni (İçişleri Bakanlığı'nın X hesabından)

Mustafa Rüstem

Suriye İçişleri Bakanlığı'nın yeni görsel kimliğinin lansmanı sırasında Şam sokaklarında dolaşan lüks araç konvoyu bir kutlama vesilesi gibi görünüyordu. Ancak bu aynı zamanda, Beşşar Esed rejiminin devrilmesinden sonra tüm personel ve memurlarının terhis edilmesinin ardından iç güvenlik teşkilatının yeniden yapılandırılmasına, yerlerine yeni birliklerin getirilmesine yönelik çabaların da olduğunu gösterdi.

Bu sahnelere rağmen, gözlemciler, Suriye İçişleri Bakanlığı'nın kimlik lansmanı ile Türkiye'de yeni güvenlik ve polis araçlarından oluşan bir filonun sergilenmesiyle aynı zamana denk gelen Suriye’deki modern araç geçit töreni arasındaki bağlantıyı sorguluyorlar. Bu olayların zamanlaması arasında bir bağlantı olup olmadığı, Türkiye’ye bağlılık konusunda gizli mesaj taşıyıp taşımadığını, yahut zamanlamanın sadece bir tesadüf olup olmadığını sorguluyorlar.

Çelişkili duygular

Şam’daki bu sahne, çelişkili görüşlere yol açtı. Bazı Suriyeliler, bunu kuşatma ve yoksulluktan bitkin ve yorgun düşmüş bir halk için hiçbir işe yaramayan, sadece görsel bir “dekor” için yapılmış bir harcama olarak gördü. Ancak bazıları da, bu araçları bir ilerleme tezahürü, özellikle güvenlik ve istihbarat servislerinin tekelinde olan Station Wagon Peugeot araçlar gibi Esad döneminin eski, harap arabalarının yerini alan hoş bir değişiklik olarak gördü. Zira bu araçlar, onlarca yıl boyunca Suriyelilerin hafızasına baskının ve demir yumruk yönetiminin araçları olarak kazındılar.

dfrgt
Trafik Dairesi'nin modernize edilmiş araçları ve motosikletleri, daha gelişmiş bir profesyonel varlığı yansıtıyor (İçişleri Bakanlığı'nın X hesabından)

Şam Valisi Mahir Mervan İdlibi ise etkinlik sırasında düzenlediği basın toplantısında, İçişleri Bakanlığı'nın yeni kimliğinin yalnızca bir formalite değil, geleceğe yönelik yeni bir vizyon olduğunu belirtti. Bu arada, İçişleri Bakanlığı Sözcüsü, bir aracın hangi makama ait olduğunun belirlenmesi de dahil olmak üzere bu kimliğin faydalarını sıraladı.

Yeniden yapılandırma ve rütbeler

Bu arada, İçişleri Bakanı Enes el-Hattab'ın mart ayında göreve başlamasından bu yana Suriye hükümeti tarafından bir dizi atama ve kararı içeren yeni bir yeniden yapılandırmanın hayata geçirildiği konuşuluyor. Bunlar arasında, polis, göç, pasaport ve nüfus müdürlüğü gibi birçok alanı denetlemek üzere farklı rütbelerden altı bakan yardımcısının atanması da yer alıyor. Bu atamaların ardından, halen hükümetin kontrolü dışında olan Haseke ve Rakka hariç olmak üzere, tüm illerdeki iç güvenlik müdürlüklerine 12 müdür atanması kararı alındı.

Aynı zamanda, bakanlıkta görev yapan bazı din adımlarına yaş ve görev yerlerine göre askeri rütbeler verileceğine dair bilgiler de dolaşıyor. Yerel medya kuruluşları, bu din adamlarının sayısının 70'e ulaştığını bildirdi. Yerel haber sitesi “Hashtag”, bazılarının ortaokul diplomasına bile sahip olmadığını, ayrıca şube ve üst düzey daire başkanlarına albay rütbesi verildiğini aktardı.

fbg
Yeni araçlar, karayollarının düzenlenmesine katkıda bulunan ileri teknolojilerle donatılmış (İçişleri Bakanlığı'nın X hesabından)

Güvenlikle ilgili gözlemcilere göre, özellikle din adamlarının artan nüfuzu ve üst düzey görevlere atanmaları göz önüne alındığında, rütbe almaya hak kazanan din adamları arasında, İçişleri Bakanlığı'nın iç güvenlik, polis, kapsamlı bir eğitim, yıllar içinde edinilmiş bir deneyim ve bilgi gerektiren suç soruşturmaları gibi uzmanlık alanıyla çelişen, Şeriat hukuku diplomasına sahip olanlar da bulunuyor.

Bu haberler, Suriye İçişleri Bakanlığı'nın devrik rejim döneminde görev yapmış binlerce suç ve güvenlik uzmanını görevinden almasının ortasında geldi. Yeni yönetim, tüm güvenlik kurumlarını, orduyu ve siyasi partileri lağvederken, Savunma ve İçişleri Bakanlıkları hâlâ rejimin 8 Aralık 2024'teki çöküşünün ardından yaşanan büyük kayıpların yaralarını sarmaya çalışıyor. Ortaya çıkan kaos ve güvenlik zafiyeti, Suriye devriminin “savaşçılara ve cihatçılara” güvenerek ülke genelinde güvenliği ve emniyeti yeniden tesis etmek için acil çözümler aramasını gerektiriyor.

Fahri rütbeler

Bu haberler ışığında, askeri ve güvenlik meseleleri araştırmacısı Albay Muhsin Hamdan, “Cumhurbaşkanı, Ordu ve Silahlı Kuvvetler Komutanı adına bir kararname yayınlanmadıkça askeri rütbelerin verilmesiyle ilgili tüm söylemlerin asılsız olduğunu ve hiçbir dayanağı olmadığını” kesin bir dille belirtti. Kişinin takdiri hak eden seçkin bir kahramanlık eylemi gerçekleştirmesi halinde fahri askeri rütbenin kararnameyle verilebileceğini, ancak bunun “fahri rütbe” olarak kalacağını ifade etti.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia'dan aktardığı röportaja göre  Hamdan, “Din adamlarına verildiği iddia edilen rütbeler hakkındaki araştırmalar ve soruşturmalar sonucunda, bu bilginin yanlış ve hiçbir dayanağı olmadığı ortaya çıktı. Mevcut bilgilere göre, bir çalışma devam ediyor ve konu yıl sonuna kadar incelenecek ve bu noktada, Esed rejiminden ayrılık sırasında sahip olunan rütbe ve hizmet yılı esas alınarak uygun işlem yapılacak.”

Askeri ve güvenlik meseleleri araştırmacısı, askeri rütbelerin askeri okullara katılım sistemi kapsamında nasıl verildiğini de açıkladı. Bir subay, üç yıllık bir eğitimden geçtikten sonra tüm sınavları başarıyla geçmesinin ardından, (deneme süresinde olan) teğmen rütbesiyle mezun olur. Deneme süresi iki yıl sürmektedir ve sonunda terfi eder ve rütbesi onaylanır. Akademik eğitim ve öğretim görenler beş yıllık bir eğitimden geçerler ve eğitim süresince yapılan bütün sınav ve çalışmaları başarıyla tamamlamaları halinde üsteğmen rütbesini alırlar.

sdfrgt
Şam'da İçişleri Bakanlığı araçlarının görsel kimliğinin sergilenmesi geniş çaplı etkileşimlere yol açtı (İçişleri Bakanlığı'nın X hesabından)

“Her rütbe ile bir sonraki rütbe arasında, subayın onaylı bir derecelendirme ölçeğine göre (iyi ve üzeri) dört yıllık bir değerlendirme süreci vardır. Askeri kurumdaki terfi sistemi ve tüm terfiler, aynı zamanda cumhurbaşkanı olan başkomutan tarafından imzalanan özel bir kararname ile düzenlenir” dedi.

Albay Hamdan, yapılan açıklamalarda tüm Esed ordusundan ayrılan subayların göreve iade edilmesi yönünde bir niyet görülse de, bu sayının Savunma ve İçişleri Bakanlıkları için hâlâ düşük olduğunu düşünüyor. Ona göre bakanlıklar bu sayının birkaç katına ihtiyaç duyuyorlar. Bu açığı kapatmak için de kısa süreli kurslar düzenlenmesinin ve mezunlar verilmesinin veya bazı din adamlarına rütbe verilmesinin mümkün olabileceğini, ancak bu sonuncusunun nihayetinde “yanlış bir prosedür” olduğunu ifade etti.

Yetkinlikler ve cihatçılar

Bu arada, Suriye İnsan Hakları Gözlemevi Direktörü Rami Abdurrahman, “Suriye'deki güvenlik yönetiminin, çoğu yeterli deneyime sahip olmayan, yalnızca ilkokul veya ortaokul mezunu olan din adamları tarafından yönetildiğine” inanıyor.

 “Gözlemciler, güvenlik teşkilatlarının Genel Güvenlik adı altında tek bir kurumda birleştirilmesinin ardından yeni yapının olumlu yönleri olduğunu düşünüyor. Daha önce, teşkilatlar çok sayıdaydı ve güvenlik, askeri güvenlik, devlet güvenliği ve siyasi güvenlik gibi farklı uzmanlıklara sahipti. Her birinin tüm şehirlerde şubeleri vardı ve bunlar birbiriyle uyumlu bir şekilde çalışmıyordu, bürokrasi ile doğrudan cumhurbaşkanlığına bağlı üst düzey yönetimler bunlarda etkili olabiliyordu” diyor.

Yeni makamlar, Aralık 2024'te Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'nın Esed ordusunu feshetmesinin ardından, yeni Suriye ordusunun kurulması kapsamında Savunma Bakanlığı'na yeni katılan örgüt liderlerine yüksek askeri rütbeler verdi. Bunlar arasında tümgeneral, tuğgeneral ve albay rütbeleri verilen yabancı cihatçılar da vardı.

Esed döneminde Suriye devriminin patlak vermesiyle düzenli kuvvetlerden ayrılan subaylar, terfi ve atama listelerinin gözden geçirilmesini talep etmişlerdi, çünkü listede yer alan isimlerin çoğu sivildi. Askeri kurum içindeki bu atamalar ve kararlar, özellikle uzmanlar başta olmak üzere ulusal yetkinlikleri dikkate almıyor ve sadakati ön planda tutuyor.