BM: Husiler Yemen’de insani yardımları engelliyor

200 bin Yemenli KSRelief’in sağladığı insan yardımlardan yararlandı

Sanaa’daki yoksullara yardım eden sağlık merkezinde bir bebeği taşıyan Yemenli kadın (AFP)
Sanaa’daki yoksullara yardım eden sağlık merkezinde bir bebeği taşıyan Yemenli kadın (AFP)
TT

BM: Husiler Yemen’de insani yardımları engelliyor

Sanaa’daki yoksullara yardım eden sağlık merkezinde bir bebeği taşıyan Yemenli kadın (AFP)
Sanaa’daki yoksullara yardım eden sağlık merkezinde bir bebeği taşıyan Yemenli kadın (AFP)

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Yemen Ofisi, Kral Selman Yardım ve İnsani Çalışmalar Merkezi’nin (KSRelief) Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) ve diğer uluslararası kuruluşlarla iş birliği içinde sağladığı yardımdan 200 bin Yemenli kadının yararlandığını açıkladı.
Diğer yandan, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreter Yardımcısı, Husilerin kontrol bölgelerindeki yardım çalışmalarına müdahale ettiğine ilişkin şikayetini yineledi ve Husilerin kadınların ülke içinde ve dışında seyahat etmesini engelleme kararının, yardım kurumlarının kadınlara ve genç kızlara güvenli ve güvenilir bir şekilde yardım etme çalışmalarında ciddi aksamalara yol açtığı konusunda uyarıda bulundu.
Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Yemen Ofisi yaptığı açıklamada, KSRelief tarafından UNFPA’ya sağlanan desteğin, Haziran 2022’den bu yana yasal hükümetin kontrolü altına olan alanlarda hayat kurtaran doğum sağlığı hizmetlerinin 200 binden fazla kadın ve genç kıza ulaşılmasına yardımcı olduğunu belirtti.
Açıklamaya göre, KSRelief’in mali katkısı, 15 sağlık tesisini ve 50 ebeyi destekleyerek kadınlar ve kız çocukları için doğum hizmetlerine erişimin artmasına yardımcı oldu ve doğum komplikasyonları oluşmadan hamile kadınların güvenli bir şekilde doğum yapmasını sağladı. 20 binden fazla kadın, nitelikli sağlık personelinin yardımıyla güvenli bir şekilde doğum yapabildi. Geçtiğimiz 8 ayda 5 bin hamile kadın doğum öncesi ve doğum sonrası sağlık hizmeti aldı.
BM Ofisi, KSRelief ile UNFPA arasında 2015 yılından bu yana kurulan ortaklığın, doğum sağlığı ve hamilelikle ilgili bilgi ve hizmet vermeyle yüzbinlerce kadın ve kız çocuğuna ulaşmaya yardımcı olduğunu vurguladı.
Farklı bir bağlamda, Birleşmiş Milletler (BM) İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı ve Acil Yardım Koordinatörü Yardımcısı Joyce Msuya, Husi kontrolündeki bölgelerde Yemenli kadın yardım görevlilerinin hala erkek vasiler olmadan ülke içinde ve dışında seyahat edemediğini belirtti. Bu durumun, yardım ajanslarının kadınlara ve kız çocuklara güvenli ve güvenilir bir şekilde yardım çalışmalarında ciddi aksamalara neden olduğunu söyledi.
BM yetkilisi, Husi darbesi yetkililerine seyahat üzerindeki tüm bu kısıtlamaları kaldırma ve bu konuda ilerleme kaydetmek amacıyla kabul edilebilir bir yol belirlemek için birlikte çalışma çağrısında bulundu. Bunun yanı sıra, Husilerin yardım operasyonlarına müdahale etme girişimlerinin hala yaygın olduğunu ve ajansları üçüncü taraf izleme ve değerlendirmelere güvenmek zorunda bıraktığını söyledi.
BM Güvenlik Konseyi’ne sunduğu ifadesinde, Msuya Kasım 2021’de Husi yetkililer tarafından tutuklanan iki BM personelinin hala Sanaa’da tutuklu olduğunu hatırlattı ve derhal serbest bırakılmaları için çağrıda bulundu. Yetkili, BM kuruluşlarının, özellikle Husi kontrolündeki bölgelerde, aşılara karşı artan şüphecilikten ve bu durumun kızamık ve çocuk felci gibi aşıyla önlenebilir hastalıkların oranlarındaki artışta etkili olmasından endişe duyduğunu söyledi.
Msuya, mevcut yetersiz beslenme seviyeleri göz önüne alındığında, BM aşılama oranlarının düşmesinin daha fazla çocuğun kızamık, çocuk felci ve diğer hastalıklara yakalanmasına veya hayatlarını kaybetmesine yol açacağından endişe duyuyor.
Bu zorlukların yanı sıra, Msuya güvensizliğin pek çok alanda devam ettiğini, yardım çalışanlarını tehdit ettiğini, Şebve ve Abyan başta olmak üzere bazı yerlere ulaşımı engellediğini belirtti. 5 BM çalışanının Abyan’da kaçırılmasının üzerinden bir yıldan fazla zaman geçtiğini de vurguladı.
BM yetkilisine göre, geçtiğimiz yıl boyunca, yardım kuruluşları her ay yaklaşık 11 milyon kişiye yardımda bulundu. Msuya yardım çalışmalarının karşılaştığı zorluklardan şikayetçi oldu. Bu zorlukların genellikle birkaç tur müzakere gerektirdiğini ve sık sık gecikmelere yol açtığını, ancak BM’nin yeterli parası olması durumunda bunun hala mümkün olduğunu söyledi.
Bağış fonlarının çok yetersiz olduğunu ve diğer krizlerin destek almak için yarıştığını kabul ederken, BM’nin acilen tüm taahhütlerin derhal ödenmesi çağrısında bulunduğunu belirtti. Msuya “Verilen sözler hızlı bir şekilde yerine getirilmeli, zira bu, bir kısmı kapatılmış olan temel programlarda sürekliliği sağlamak için gerekli” ifadelerini kullandı.



Hamas, anarşi ve casuslukla suçlanan kişilerle savaşıyor

 Haziran ayında Gazze Şeridi'nde gıda yardımı dağıtılan bir alanın yakınında eşek arabasının üzerine uzanmış yaralı bir Filistinli kadın (AP)
Haziran ayında Gazze Şeridi'nde gıda yardımı dağıtılan bir alanın yakınında eşek arabasının üzerine uzanmış yaralı bir Filistinli kadın (AP)
TT

Hamas, anarşi ve casuslukla suçlanan kişilerle savaşıyor

 Haziran ayında Gazze Şeridi'nde gıda yardımı dağıtılan bir alanın yakınında eşek arabasının üzerine uzanmış yaralı bir Filistinli kadın (AP)
Haziran ayında Gazze Şeridi'nde gıda yardımı dağıtılan bir alanın yakınında eşek arabasının üzerine uzanmış yaralı bir Filistinli kadın (AP)

Hamas, dün şafak vakti Gazze Şeridi'nin orta kesiminde büyük bir aşiretin üyelerini, diğer suçlamaların yanı sıra anarşi ve yardım tırlarının yağmalanması olaylarına karıştıkları iddiasıyla öldürdü. Olay, İsrail'in, Hamas ile El Fetih'e bağlı bazı aktivistler ya da bazı Filistinli aileler arasındaki farklılıkları istismar etmeye ve onları Gazze Şeridi'ndeki Hamas yönetimini zayıflatmak için ordusuyla koordineli çalışan silahlı milisler haline gelmiş gibi göstererek kendi çıkarlarına hizmet etmek için kullanmaya çalıştığı bir dönemde meydana geldi.

İsrail, Gazze Şeridi'nde 20 aydır sürdürdüğü savaşın başından bu yana, El Fetih aktivistlerinin ya da Gazze Şeridi'ndeki bazı aşiret üyelerinin Hamas'a yönelik düşmanlıklarını istismar ederek, Hamas'a karşı silahlı gruplar oluşturmaya çalıştı. Ekim 2023'ten bu yana savaşta yaşadığı gerilemelere rağmen Gazze Şeridi'ni yönetmeye devam eden Hamas ise bu yaklaşıma, İsrail'le bağlantısı olduğundan şüphelenilen bir dizi kişiyi infaz ederek karşılık verdi.

Hamas'ın son operasyonunda dün şafak vakti Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta büyük bir aşirete mensup yaklaşık 12 Filistinli öldürüldü. Söz konusu aşiretin üyeleri, Deyr el-Balah'ın doğusunda İsrail güçlerinin konuşlandığı bölgelerde ya da yakınlarında bulunuyordu.

Şarku’l Avsat'a konuşan saha kaynakları, öldürülenlerin bir kısmının son zamanlarda yaşanan anarşinin ve yardım tırlarını yağmalama girişimlerinin arkasında olduklarından şüphelenildiğini bildirdi. Bazılarının ise İsrail için casusluk faaliyeti yürüttüklerini iddia eden kaynaklar, bunun da Hamas kaynakları tarafından doğrulandığını söyledi.

İsrail'in Hamas'la mücadele etmek için desteklemeye çalıştığı, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ın bazı bölgelerinde, İsrail'in tamamen işgal ettiği ve sakinlerini yerinden ettiği bölgelerde bulunan Yaser Ebu Şebab silahlı grubu gibi pek çok benzer vaka olduğu açık. Filistin Yönetimi, Ebu Şebab'ın kendisiyle olan ilişkisini reddetmiş olsa da Ebu Şebab, Filistin Yönetimi'ne atıfta bulunarak defalarca ‘Filistin meşruiyeti’ altında faaliyet gösterdiğini iddia etti.

Yedioth Ahronoth gazetesinde yayınlanan bir habere göre İsrail ordusu, Gazze ve Han Yunus'ta faaliyet gösteren ve üyeleri El Fetih üyesi ya da Filistin Yönetimi güvenlik servisleri mensubu olan iki silahlı grupla koordinasyon kurmaya başladı. Bu gruplar Gazze Şeridi'ndeki Hamas yönetimini zayıflatmak amacıyla mali destek alıyor.

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat'ta yiyecek almaya çalışan Filistinli çocuklar, 30 Haziran (AFP)Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat'ta yiyecek almaya çalışan Filistinli çocuklar, 30 Haziran (AFP)

Haberde Rami Halas adlı bir kişinin liderliğindeki silahlı grubun, Gazze şehrinin Şucaiye mahallesinde faaliyet gösterdiği ve mahalle içindeki Hamas mensuplarına karşı operasyonlar düzenlediği, ikinci grubun ise Yaser Hanidek tarafından yönetildiği ve Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta faaliyet gösterdiği belirtildi.

Haberde bu iki grubun İsrail'den silah ve insani yardım desteği aldığı, üyelerinin ise Filistin Yönetimi'nden maaş aldığı iddia edildi.

Söz konusu haber üzerine Yaser Hanidek bir video yayınlayarak, İsrail'in iddialarını yalanladı ve kendisine yöneltilen suçlamaları reddettiğini vurgulayarak halen Han Yunus'ta olduğunu, normal bir şekilde çalıştığını, anarşiyi reddettiğini, direnişin yanında yer aldığını ve direnişin sırtında bir hançer olmayacağını söyledi. Bununla birlikte, iki kardeşinin ölümüne neden olan ailevi anlaşmazlıkların kendisini silahlanmaya ittiğini belirterek, İsrail, El Fetih ya da Filistin Yönetimi'nin herhangi bir kurumuyla hiçbir bağı olmadığını açıkladı.

Öte yandan, tanınmış Halas ailesi vatanseverlik dışı her türlü eylemi reddeden bir açıklama yayınlayarak, Filistinlilerin genel tutumunun dışındaki her türlü davranışı reddettiklerini vurguladı.

Bu ailenin mensuplarınn çoğu El Fetih'e mensup, ancak aralarında Hamas ve İslami Cihad Hareketi üyeleri de var.

Gazze Şeridi’ndeki İçişleri ve Ulusal Güvenlik Bakanlığı Ebu Şebab'a teslim olması için 10 gün süre vermiş, ‘vatana ihanet’, ‘casusluk’, ‘silahlı hücre kurmak’ ve ‘silahlı isyan’ ile suçlamış, teslim olmaması halinde gıyabında yargılamakla tehdit etmişti.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu bir aydan uzun bir süre önce İsrail'in Hamas'a muhalif silahlı grupları desteklediğini itiraf etmişti.

Hamas sık sık kamuoyu önünde İsrail'i Gazze Şeridi'ndeki kaosun arkasında olmakla suçluyor ve daha önceki açıklamalarına göre ‘vatandaşların güvenliğine müdahale etmeye cesaret eden herkese karşı demir yumrukla saldıracağını’ vurguluyor.

Hamas, Gazze Şeridi'ndeki büyük kaos ortamında güvenlik durumunun kontrolünü yeniden ele geçirmek için ateşkesten faydalanıyor ki bunu, iki aydan fazla süren bir önceki ateşkes sırasında da yapmıştı. Hareket son zamanlarda silahlı adamlara, tüccarlara, çetelere, hırsızlara ve İsrail'le iş birliği yapanlara karşı daha kapsamlı güvenlik operasyonları düzenlemeye ve bu kişileri infaz etmeye ya da yaralamaya başladı.