Lübnan’daki binlerce Suriyeli çocuğun kimliği yok

Lübnan’daki Suriyelilere yönelik yardımlar tartışmalara yol açıyor: Sosyal İşler Bakanlığı çocukların nüfus kaydı için bir plan üzerinde çalışıyor

Lübnan'ın kuzeyindeki Akkar’da yerinden edilmiş insanlara yönelik bir kamptaki Suriyeli çocuklar (AFP)
Lübnan'ın kuzeyindeki Akkar’da yerinden edilmiş insanlara yönelik bir kamptaki Suriyeli çocuklar (AFP)
TT

Lübnan’daki binlerce Suriyeli çocuğun kimliği yok

Lübnan'ın kuzeyindeki Akkar’da yerinden edilmiş insanlara yönelik bir kamptaki Suriyeli çocuklar (AFP)
Lübnan'ın kuzeyindeki Akkar’da yerinden edilmiş insanlara yönelik bir kamptaki Suriyeli çocuklar (AFP)

16 yaşındaki Sara, eşinin onu terk edip çocuğu kendi nüfusuna kaydettirmeyi reddetmesinin ardından iki buçuk yaşındaki oğlu Muhammed’i büyütmek için temizlikçi olarak çalışıyor. Sara’nın eşi, daha önce evliliğini kaydettirmeyi de reddetmiş ve şeyhlerden birinin kitabına yazdırmakla yetinmişti. Sonrasında Sara hamileyken sözlü olarak onu boşadı. Ancak asıl orun, Muhammed’in doğmasının ve babasının onu nüfusuna almamasının ardından başladı. Sara’nın babası, torununu kendi nüfusuna kaydettirmeyi seçti ve resmi kayıtlara göre, Sara oğlunun ‘kız kardeşi’, dedesi çocuğun ‘babası’ oldu.
Kısaca anne oğlun durumu zor olsa da, özellikle çocuğun eğitim, sağlığı ve diğer haklarını elde edebilmesi açısından daha iyi bir karar olabilir. Lübnan’daki binlerce Suriyeli çocuk nüfusa kayıtlı değil sonuç olarak da kimlikleri, vatanları, hakları bulunmuyor. Lübnanlılar arasındaki yoksulluk oranı görülmemiş bir düzeye ulaştığı için Suriyeliler geniş çapta tartışmalara neden olan yardımlarla yaşıyorlar.
Baalbek-Hermel Valisi Beşir Hadar tarafından gündeme getirilen Suriyeli çocuklarla ilgili bu sorun, özellikle Suriye savaşının başlamasından bu yana Lübnan’da doğanları içeriyor. Ayrıca diğer ülkelerde de tam sayılarını gösteren doğru istatistikler de bulunmuyor. Çocuklar kayıtlı ve kayıtsız olarak ikiye ayrılıyor. Sosyal İşler Bakanlığı, çocukları kaydetmek ve bu konuya çözüm bulmak için başta UNHCR olmak üzere uluslararası kuruluşlarla iş birliği içinde çalışıyor.
Sorun, bu çocukların çoğunun kayıtlı olmamasından kaynaklanırken, Hadar, dolaylı da olsa kayıtlı olamayan çocuk sayısının artmasından Suriyelilere yardım sağlayan dernekleri sorumlu tutuyor. Baalbek bölgesinde Dar el-Fetva tarafından çağrılan derneklerin koordinasyon toplantısında, Arsal bölgesinde mülteci kampları koordinatörünün mültecilere yönelik yardımları artırma çağrısına yanıtıyla, tartışmaları ateşleyen bir açıklama yayınladı. Hadar’ın yanıtı, yerinden edilmiş Suriyelinin aldığının, vali olarak aldığı maaştan daha yüksek olduğunu belirtti. Bu bağlamda “Lübnan devletindeki en yüksek idari pozisyonlardan biri yani bir vali olarak maaşım, Lübnan’da mülteci Suriyelinin maaşından daha az. Suriyeliler, Lübnanlıların sahip olmadığı avantajları elde ediyor ve bu göç asla ırkçılıktan ayrı olamaz” ifadelerini kullandı. 
Sosyal İşler Bakanlığı’ndaki ilgililer, Bakan Hector Haccar’ın kararıyla bu konuda herhangi bir bilgi vermeyi reddederken, konuyla ilgili olan kaynaklar Şarku’l Avsat’a sonuçları haftalar içinde açıklanacak şekilde, iki ana bölüme ayrılan eksiksiz bir plan üzerinde çalışmanın gerekli olduğunu vurguladılar. Söz konusu iki ana bölümün hala kayıtsız olan çocukların sayılarının ve doğum kayıtlarını içermesi gerektiğini belirtti.
Vali Hadar Twitter’da yaptığı bir paylaşımda, “Baalbek-Hermel’de doğmuş, 12 yaşın altındaki Suriyelilerin yüzdesi, yerinden edilen toplamın yüzde 48’ini oluşturuyor” ifadelerine yer verdi. Derneklerden birinin iki gün önce bir kasabada 720 hamile mülteci kadını desteklemeye yönelik bir projeyi onaylatmak için yetkili mercilere başvuru yaptığına dikkat çekildi.
Kaynak, sorunun Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’ne kayıtlı olmayan çocukların sayısından kaynaklandığını belirtti. Ayrıca Sosyal İşler Bakanlığı'nın kayıt altına alınan Suriyeli yenidoğanlara kimlik vermek için iki yıldır istatistiksel ve elektronik arşivleme süreci yürüttüğünü vurguladı. Bu adım ile, çocukların daha sonra çeşitli açılardan Lübnan’a ek yük oluşturabilecek kayıt dışı kişiler arasında kalmamalarını amaçladığı belirtildi.
Kaynak, 2011 yılından bugüne kadar 814 bin çocuktan 221 bininin kayıtlı olduğunu belirtirken, “Temel hedef, daha sonra çocukların büyükelçilikte veya ülkelerinde kayıt altına alınması böylece maruz kalacakları risklerden korunmalarının sağlanması için gerekli adımlar atılması amacıyla yabancıların kayıt makamlarına teslim etmek için kimlik belgelerini gerekli tüm yasal prosedürleri tamamlamaktır” ifadelerini kullandı.
Suriyelilere yapılan yardımı ve bunun doğurganlığı artırdığını düşünenlere cevap olarak kaynak, “Lübnan Kriz Müdahale Planı kapsamında sağlanan yardımlar ve uluslararası toplum örgütleriyle iş birliği içinde sağlanan yardımlar, Suriyeli ailelerin yalnızca 5 üyesine yani baba, anne ve üç çocuğa veriliyor.  Lübnanlı yoksul ailelere yapılan yardımda 6 aile üyesi hedefleniyor” ifadelerini kullandı. Ayrıca Yardım sunmanın, ev sahibi toplulukların üzerindeki yükün kaldırılmasına katkıda bulunduğunu ve yoksul Suriyelileri para elde için suç, hırsızlık veya başka şeyler yapmaktan uzaklaştırdığını vurguladı.
Çocuk koruma çalışmalarıyla ilgilenen “Beyond” Derneği İcra Direktörü Maria Assi, Suriyeli çocukların yaşadığı sorunlardan bahsederken, çocukların büyük bir kısmının çeşitli nedenlerle, özellikle de ekonomik duruma bağlı olarak kayıtlı olmadığını belirtti.
Assi Şarku’l Avsat’a kayıt dışı çocukların çoğunun kamplarda doğduğunu ve bu nedenle kayıtsız kaldığını, kayıtsız kalmalarının onları eğitim ve tıbbi tedavi hakkından mahrum bıraktığını, iş piyasasına erken girmekten başka çarelerinin kalmadığını sonuç olarak, insan ticareti de dahil olmak üzere çeşitli risk türleri ile karşı karşıya kaldıklarını söyledi.
UNHCR, Suriyeli mülteci kadınların doğum masraflarının sorumluluğunu üstlenirken, Assi kadınların hastaneye gitmemelerinin nedeninin, doğumdan sonra çok masraf çıkaracağından korkmaları olduğunu, bu nedenle evde doğum yaptıklarını ve çocuklarının resmi olarak nüfusa kaydettirmediklerini belirtiyor. Assi çocukların kayıt dışı kalmasına yol açan başka bir soruna daha değindi. Bunun anne ve babanın ilk etapta evliliklerini tescil ettirmeleri ve sonrasında çocukları kaydettirme sorunun artırdığını belirti.
Assi Lübnan’da 14 yaşının altında yaklaşık 600 bin çocuğun olduğunu, bunların arasında en az 200 binin okula gitmediğini işgücü piyasasına erken giriyor ve istismarın en kötü biçimlerine maruz kaldığını önce sürdü. Erken yaşta çalışmalarının sebeplerinden birinin de kayıtlarının olmaması ve kendilerine ait herhangi bir kimlik belgesinin bulunmaması olduğunu anlattı.
Assi, diğer dernek ve kuruluşların yanı sıra Beyond derneğinin kadınları doğum kaydının önemi konusunda bilgilendirdiğini söyledi. Ayrıca “Mültecilerin çeşitli bölgelere yayılması ve bilinen kamplarda sınırlı kalmamaları nedeniyle, zor bir görev olduğunu belirtti.



Suriye'nin Hama kentinde bir adam karısını ve üç kızını öldürdükten sonra intihar etti

Hama'da Beşşar Esed rejiminin devrilmesinin birinci yıl dönümü kutlamaları sırasında dalgalanan Suriye bayrağı (Arşiv- AFP)
Hama'da Beşşar Esed rejiminin devrilmesinin birinci yıl dönümü kutlamaları sırasında dalgalanan Suriye bayrağı (Arşiv- AFP)
TT

Suriye'nin Hama kentinde bir adam karısını ve üç kızını öldürdükten sonra intihar etti

Hama'da Beşşar Esed rejiminin devrilmesinin birinci yıl dönümü kutlamaları sırasında dalgalanan Suriye bayrağı (Arşiv- AFP)
Hama'da Beşşar Esed rejiminin devrilmesinin birinci yıl dönümü kutlamaları sırasında dalgalanan Suriye bayrağı (Arşiv- AFP)

Suriye'nin Hama şehrinin el-Beyad mahallesinde, dün akşam bir ailenin beş üyesi evlerinde gizemli koşullar altında öldürüldü.

İçişleri Bakanlığı'na göre, ilk incelemeler kocanın önce karısını ve üç kızını öldürdükten sonra intihar ettiğini ortaya koydu.

Suriye'nin "Al Ekhbariya " kanalında bugün yer alan habere göre, suçun nedenleri ve tüm ayrıntılarını belirlemek için soruşturmalar devam ediyor.

Şarku’l Avsat’ın Yerel medyadan aktardığına göre cinayette kullanılan silah Kalaşnikov tipi bir saldırı tüfeği.


İsrail Ramallah'ın kuzeyindeki askeri kontrol noktasını kapattı

İsrail'in Cenin yakınlarındaki Kabatiya kasabasına düzenlediği baskında askeri araçlar çalışıyor (Reuters)
İsrail'in Cenin yakınlarındaki Kabatiya kasabasına düzenlediği baskında askeri araçlar çalışıyor (Reuters)
TT

İsrail Ramallah'ın kuzeyindeki askeri kontrol noktasını kapattı

İsrail'in Cenin yakınlarındaki Kabatiya kasabasına düzenlediği baskında askeri araçlar çalışıyor (Reuters)
İsrail'in Cenin yakınlarındaki Kabatiya kasabasına düzenlediği baskında askeri araçlar çalışıyor (Reuters)

İsrail güçleri, bu sabah Batı Şeria'daki Ramallah'ın kuzeyinde bulunan Atara askeri kontrol noktasını kapattı. Filistin Haber Ajansı (WAFA) haberinde, "işgal güçleri kontrol noktasını sabahın erken saatlerinde kapatarak, özellikle Ramallah'ın kuzeybatı ve batısındaki köylerden ve kasabalardan ve kuzeydeki vilayetlerden gelen ve giden vatandaşların hareketini aksattı" ifadelerini kullandı.

Şarku’l Avsat’ın Duvar ve Yerleşim Direnişi Komisyonu’nun ekim ayında yayınladığı rapordan aktardığına göre, Filistin topraklarını bölen kalıcı ve geçici engellerin toplam sayısı, askeri kontrol noktaları ve kapılar da dahil olmak üzere 916'ya ulaştı.


Lübnan'daki Birleşmiş Milletler gücü, askerlerinden birinin İsrail ateşiyle yaralandığını duyurdu

Lübnan-İsrail sınırına yakın bir noktada UNIFIL askerleri ve Lübnan askerleri (Reuters)
Lübnan-İsrail sınırına yakın bir noktada UNIFIL askerleri ve Lübnan askerleri (Reuters)
TT

Lübnan'daki Birleşmiş Milletler gücü, askerlerinden birinin İsrail ateşiyle yaralandığını duyurdu

Lübnan-İsrail sınırına yakın bir noktada UNIFIL askerleri ve Lübnan askerleri (Reuters)
Lübnan-İsrail sınırına yakın bir noktada UNIFIL askerleri ve Lübnan askerleri (Reuters)

Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü (UNIFIL), dün güney Lübnan'daki mevzilerinden birinin yakınında İsrail'in düzenlediği saldırıda bir askerinin yaralandığını duyurdu ve İsrail'e "saldırgan davranışlarına son vermesi" çağrısını yineledi.

Bu, İsrail ve Lübnan arasında tampon güç olarak görev yapan ve İsrail ile Hizbullah arasındaki bir yıllık ateşkesi desteklemek için Lübnan ordusuyla iş birliği yapan UNIFIL'in güney Lübnan'da bildirdiği son olaydır.

Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığına göre UNIFIL açıklamasında, "Bu sabah, Mavi Hat'ın güneyinde, Bastra köyünde yoldaki bir engeli inceleyen UNIFIL devriyesinin yakınlarına İsrail ordusunun mevzilerinden ağır makineli tüfek ateşi açıldı. Ateş, yakınlarda bir el bombasının patlamasının ardından başladı" ifadeleri yer aldı.

UNIFIL şöyle devam etti: "UNIFIL mülkünde herhangi bir hasar meydana gelmese de silah sesleri ve patlama nedeniyle barış gücü mensuplarından biri hafif bir beyin sarsıntısı geçirdi."

UNIFIL ayrıca dün, Lübnan'ın güneyindeki Kfarşuba kasabasında başka bir olayın yaşandığını bildirdi ve rutin operasyonel görev yürüten bir başka barış gücü devriyesinin, mevzilerinin yakınlarında İsrail tarafından ateş açıldığını belirtti.

Bu ayın başlarında UNIFIL, İsrail güçlerinin Lübnan'ın güneyinde barış güçlerine ateş açtığını bildirmişti.

UNIFIL, geçtiğimiz ay İsrail askerlerinin Güney Lübnan'daki güçlerine ateş açtığını bildirirken, İsrail ordusu barış güçlerini yanlışlıkla "şüpheli" olarak algıladığını ve onlara uyarı ateşi açtığını belirtti.

Ekim ayında UNIFIL, personelinden birinin Güney Lübnan'daki BM mevzisinin yakınlarına atılan bir İsrail el bombası nedeniyle yaralandığını bildirdi; bu, bir ay içinde yaşanan üçüncü benzer olaydı.

UNIFIL, barış güçlerine yönelik veya yakınlarında yapılan saldırıların, Kasım 2024 ateşkesinin temelini oluşturan BM Güvenlik Konseyi Kararı 1701'in "ciddi ihlalleri" olduğunu belirtti.

İsrail ordusuna, "Mavi Hat boyunca veya yakınında barış ve istikrar için çalışan barış güçlerine yönelik saldırgan davranışlarını ve saldırılarını durdurması" çağrısını yineledi.

İsrail, ateşkes anlaşmasına rağmen Lübnan topraklarına düzenli saldırılar düzenlemeye devam ediyor ve Hizbullah mevzilerini ve personelini hedef aldığını, onları yeniden silahlandıklarını iddia ederek suçluyor. İsrail ayrıca Güney Lübnan'ın stratejik açıdan önemli beş bölgesinde askeri varlığını sürdürüyor.