Çinli gemi taşımacılığı şirketi Cosco, Mısır limanından yüzde 25 hisse satın aldı

Çin'in devlete ait gemi taşımacılığı şirketi Cosco, Kızıldeniz'de Mısır'ın Ayn el-Sokna şehrindeki liman işletmesinin yüzde 25 hissesini devraldı.

AA
AA
TT

Çinli gemi taşımacılığı şirketi Cosco, Mısır limanından yüzde 25 hisse satın aldı

AA
AA

Caixin Global'in haberine göre, Cosco Shipping Ports, 375 milyon dolar karşılığında, Sokna Yeni Konteyner Terminali'nin yüzde 25'lik hissesine 30 yıllığına sahip oldu.
Halen dünyanın en büyük üçüncü konteyner taşımacılığı filosuna sahip şirket, liman işletmesinden aldığı payla gelişmekte olan ülkelere yönelik büyüme stratejisini sürdürdü.
Başkent Kahire'nin 120 kilometre doğusunda, Kızıldeniz kıyısındaki liman, Mısır'ın küresel lojistik üssü olarak planladığı Süveyş Kanalı Ekonomik Bölgesi'ne komşu bir bölgede yer alıyor.
Yeni inşa edilen terminalin yılda 1,7 milyon TEU konteyner yükleme kapasitesine sahip olacağı öngörülüyor.
Cosco Shipping Ports, halen dünya genelinde 36 limanda 367 rıhtımın işletmesini yürütüyor. Bu limanların yılda toplam 122 milyon TEU konteyner yükleme kapasitesi bulunuyor.
Kızıldeniz'de ayrıca Port Said Limanı Suveyş Kanalı Terminali'nde hisse sahibi olan şirketin, Çin dışında, Güneydoğu Asya, Orta Doğu, Afrika, Akdeniz, Avrupa ve Güney Amerika'da terminal işletmelerinde ortaklıkları bulunuyor.
Şirket yakın dönemde Yunanistan'ın Piraeus Limanı Terminali ile Hollanda'nın Rotterdam Limanı Euromax Terminali'nin işletmesine ortak olmuş, Singapur'da yerli ortağı ile COSCO-PSA Terminali'ni kurmuştu.
Şirketin geçen yıl Almanya'da Hamburg Limanı'nın konteyner terminaline yüzde 35'lik hisse alma teklifi, 24,9 hisseye indirilerek onaylanmıştı. Devir işlemi, Almanya'da hükümet içinde tartışmalara yol açmış, bakanlıklar ve istihbarat yetkilileri "ulusal güvenliğe" ilişkin endişelerini dile getirmişti.



Pakistan-Hindistan ateşkesinin perde arkasında neler yaşandı?

Hindistan-Pakistan sınırında ateşkese rağmen yer yer karşılıklı taciz atışları sürüyor (Reuters)
Hindistan-Pakistan sınırında ateşkese rağmen yer yer karşılıklı taciz atışları sürüyor (Reuters)
TT

Pakistan-Hindistan ateşkesinin perde arkasında neler yaşandı?

Hindistan-Pakistan sınırında ateşkese rağmen yer yer karşılıklı taciz atışları sürüyor (Reuters)
Hindistan-Pakistan sınırında ateşkese rağmen yer yer karşılıklı taciz atışları sürüyor (Reuters)

İhtilaflı Keşmir bölgesindeki saldırının ardından Hindistan ve Pakistan arasındaki gerginlik, topyekun savaşa dönüşmeden durduruldu. 

Nükleer silahlara sahip iki ülke, 10 Mayıs'ta ABD'nin arabuluculuğunda ateşkes ilan etmişti.

Guardian, tüm dünyayı korkutan çatışmaların durdurulması için yürütülen ateşkes sürecinin perde arkasını yazdı. 

Kimliklerinin açıklanmaması şartıyla gazeteye konuşan Pakistanlı iki istihbarat yetkilisi, ABD Dışişleri Başkanı Marco Rubio’nun, Pakistan Kara Kuvvetleri Komutanı Asim Munir’le 10 Mayıs sabahı telefonla görüştüğünü söylüyor. 

Yetkililer, ABD arabuluculuğundaki ateşkes görüşmelerinin yaklaşık 8 saat sürdüğünü belirtiyor. 

Analizde, Trump’ın ilk başta devreye girmediği, Başkan Yardımcısı JD Vance’in de çatışmalarla ilgili “Bizim sorunumuz değil” dediği hatırlatılıyor. Ancak iki nükleer güç arasındaki gerginliğin topyekun savaşa dönüşme ihtimalinin Washington’ı korkuttuğu, Trump’ın da sonunda harekete geçmeye karar verdiği yazılıyor. 

ABD Başkanı’nın, 9 Mayıs’ta Rubio’ya Pakistan tarafıyla, Vance’e de Hindistan lideri Narendra Modi’yle görüşme talimatı verdiği aktarılıyor. 

Rubio’nun yalnızca Munir’le değil, Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif ve İstihbarat Genel Müdürü General Asım Malik’le de irtibata geçtiği ifade ediliyor.

Pakistanlı yetkililer, Washington’ın devreye girmesinden memnun olduklarını belirtiyor: 

ABD'nin müdahalesini memnuniyetle karşıladık. Savaş istemiyoruz ama bize dayatılırsa, o zaman yaptığımız gibi saldırganlıkla karşılık vermekten başka seçeneğimiz kalmıyor.

Haberde, ABD’nin yanı sıra Suudi Arabistan, İran ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin taraflarla iletişime geçtiği, Birleşik Krallık’ın da diplomatik arka kanallar aracılığıyla baskı uyguladığı belirtiliyor.

İslamabad yönetimi, ABD arabuluculuğunda ateşkes sağlandığını kamuoyuyla paylaşmasına rağmen Yeni Delhi, Washington’ın süreçteki rolüne dair bir açıklama yapmadı. Modi, ateşkesle ilgili konuşmasında teklifin Pakistan’dan geldiğini savunmuştu.

BBC’nin analizinde Hindistan’ın, Keşmir meselesinde üçüncü tarafların müdahalesine izin vermek istemediğine ve konunun bir tabu olarak görüldüğüne dikkat çekiyor. Dolayısıyla Trump’ın devreye girmesinin Modi yönetimini zor bir pozisyona soktuğuna işaret ediliyor. Yeni Delhi’nin bir yandan Washington’ın arabuluculuğunu istemediği, diğer yandan da Trump yönetimiyle iyi ilişkileri korumayı hedeflediği belirtiliyor.

Hindistan-Pakistan çatışmaları

Hindistan'ın idaresindeki Cammu Keşmir'in Pahalgam bölgesinde 22 Nisan'da düzenlenen saldırıda 26 turist öldürülmüş, olayı Pakistan'da yasaklı Leşker-i Tayyibe (LET) örgütünün uzantısı olan Direniş Cephesi (TRF) üstlenmişti. Keşmir Direnişi diye de bilinen radikal İslamcı örgütten yapılan açıklamada, bölgedeki "demografik değişime" karşı çıkıldığı belirtilmişti.

Bunun ardından Yeni Delhi yönetimi, saldırıyı düzenleyenlerin Pakistan'dan geldiği suçlamasında bulunmuş, İslamabad ise iddiaları reddetmişti.

Sonrasında Hindistan ordusunun 6 Mayıs'ta Pakistan'a ve İslamabad yönetimi kontrolündeki Azad Keşmir bölgesine düzenlediği füze saldırılarıyla gerginlik daha da büyümüştü.

Independent Türkçe, Guardian, BBC