Şi'nin zirveye taşımak istediği Çin futbolu yolsuzluk skandallarıyla çalkalanıyor

Çin'de pandemi önlemlerinin kalkması sonrasında stadyumlar açılmaya başlasa da önemli figürler hakkındaki soruşturmalar futbolu gölgeliyor

Çinli futbol kulüpleri 2011 ile 2017 arasında uluslararası transferlere 1,7 milyar dolar harcadı (Reuters)
Çinli futbol kulüpleri 2011 ile 2017 arasında uluslararası transferlere 1,7 milyar dolar harcadı (Reuters)
TT

Şi'nin zirveye taşımak istediği Çin futbolu yolsuzluk skandallarıyla çalkalanıyor

Çinli futbol kulüpleri 2011 ile 2017 arasında uluslararası transferlere 1,7 milyar dolar harcadı (Reuters)
Çinli futbol kulüpleri 2011 ile 2017 arasında uluslararası transferlere 1,7 milyar dolar harcadı (Reuters)

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping 2015'te Birleşik Krallık'ı ziyaret ettiğinde, 2050'ye kadar ülkesini dünya üzerindeki önemli futbol merkezlerinden biri haline getirmek istiyordu. 
2016'da Çin Futbol Federasyonu ülkede 70 bin futbol sahası inşa edileceğini ve 50 milyon kişinin 2020'ye kadar futbol oynamasının sağlanacağını açıkladı. Bu planı Çin Devlet Başkanı Şi'nin, Çin'in bir gün Dünya Kupası'na ev sahipliği yapması gerektiğini söyleyen sözleri izlemişti. 
Ancak 2021 itibariyle sadece 27 bin saha inşa edilirken, hükümetin Çin futbolunu dünyanın zirvesine taşıma konusundaki isteği de geriledi. 
Pandemi önlemlerinin sona ermesinin ardından stadyumlar açılsa da, Çin futbolu şimdi de yolsuzluk skandalıyla çalkalanıyor.
Soruşturma dalgası federasyona uzandı
Yolsuzluk skandalı kasımda Çin futbolunun önemli figürlerinden Li Tie'nin ortadan kaybolmasıyla başladı. Eski bir Everton oyuncusu ve Çin milli takımının eski teknik direktörü olan Li'nin "ciddi yasa ihlalleri" nedeniyle soruşturma altında olduğu açıklandı.
Li'nin ardından birkaç spor yöneticisi hakkında daha soruşturma yürütülürken, Çin Futbol Federasyonu (CFA) Başkanı Çen Şuyuan'ın gözaltına alınması soruşturma dalgasının doruğa çıktığı nokta oldu.
Çen, 2019'da CFA'nın başına atandığına popüler bir isimdi. Daha önce başında bulunduğu Shanghai International Port Group, şehrin takımını satın alarak 2018'de şampiyonluğa taşımıştı.
Manchester Üniversitesi'nde spor yönetimi üzerine dersler veren Qi Peng, "Geçmişte CFA Başkanı her zaman hükümet tarafından atanıyordu. Bu da Çin futbolunun oyunun kültürüne ve ticaretine aşina olmayan bürokratlar tarafından yönetilmesiyle sonuçlanıyordu. Ancak Çen başkan olduğunda, kendisi de oyunun içinden geldiği için bu olumlu bir işaret olarak agılandı" diye konuştu.
Ancak Çen'in iş dünyasından geliyor oluşu, spordaki ticarileşmeyi azaltacak adımlar atmasını engellemedi. Bu adımlar birçok kulübü finansal olarak istikrarsız hal getirdi.

Kayıp vergilerin nereye gittiği bilinmiyor
2011 ile 2017 arasında Çinli futbol kulüpleri, uluslararası transfere 1,7 milyar dolar harcadı. Harcama furyası 450 milyon doların harcandığı 2016'da zirve yaptı. 
2017'de hükümet yetkilileri, bu paranın neden yabancılara ödenerek ülke dışına çıkarıldığını sordu ve transfer harcamalarını engellemeye başladı. Aynı yıl 5 milyon doların üzerindeki yabancı oyuncu ve 2 milyon doların üzerindeki yerli oyuncu transferlerine yüzde 100 transfer vergisi getirildi.
China CLub Football isimli bir futbol okulunun başında bulunan Rowan Simons, "Bu paranın altyapı gelişimine harcanması gerekiyordu ancak kayboldu" ifadelerini kullandı.
Birçok kişi toplanan vergilerin bazı yöneticiler tarafından iç edildiğini düşünüyor. Diğerleri ise Çen ve Li hakkındaki soruşturmaların siyasi olabileceğini düşünüyor.
Gerekçesi ne olursa olsun 2012'de Şi'nin göreve gelmesinin ardından görülen en büyük futbol soruşturması, son 10 yılda dünya futbol sahnesinde önemli bir aktör olabilmek için yapılan reformların boşa gittiğini gösteriyor.

Independent Türkçe, The Guardian, AFP, Economist



Katz–Zamir geriliminin tırmanmasının nedeni Netanyahu’nun gizli planı mı?

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (solda) ve Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir (İsrail Savunma Bakanlığı)
İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (solda) ve Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir (İsrail Savunma Bakanlığı)
TT

Katz–Zamir geriliminin tırmanmasının nedeni Netanyahu’nun gizli planı mı?

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (solda) ve Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir (İsrail Savunma Bakanlığı)
İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (solda) ve Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir (İsrail Savunma Bakanlığı)

İsrail Savunma Bakanı Yoav Katz ile Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir, Başbakan Binyamin Netanyahu’nun ofisinde düzenlenen uzlaşı toplantısında bir araya gelmiş olsalar da aralarındaki gerilim dinmedi. Tartışma, İsrail kamuoyunda büyük tepki yaratırken yorumcular bunu “öğretmenin çocukların kavgasından keyif aldığı bir anaokulu”na benzetiyor.

Anlaşmazlık, Zamir’in 7 Ekim 2023’te Hamas’ın saldırısı sırasında yaşanan “büyük başarısızlıktan” sorumlu tuttukları üst düzey subaylara ceza vermesiyle başladı. Savunma Bakanı Katz ise bu kararların kendisine danışılmadan alındığını söyleyerek uygulamayı reddetti. Uzmanlara göre konu artık yalnızca iki isim arasındaki bir çekişme değil; hükümet ile güvenlik kurumları arasındaki güç mücadelesine dönüşmüş durumda.

Netanyahu’nun bu krizi kendi lehine kullanmaya çalıştığı belirtiliyor. Başbakanın, yaklaşan Likud iç seçimleri öncesinde Katz’ın parti içindeki konumunu zayıflatmak, aynı zamanda Zamir’in ordudaki konumunu da tartışmalı hâle getirmek istediği ifade ediliyor.

Gerilim son olarak dün gece doruğa ulaştı. Netanyahu, iki tarafı barıştırmak için Katz ve Zamir’i birlikte toplantıya çağırdı. Ancak Katz toplantıya zamanında gelmedi ve iki ayrı görüşme yapılmasını tercih ettiğini bildirdi. Netanyahu’nun da bu talebi kabul ettiği aktarıldı.

Netanyahu’dan iki tarafa da mesajlar

Başbakanlık çevreleri, basına yapılan sızıntılarla iki tarafa da mesajlar iletti. Medyaya yansıyan haberlere göre Netanyahu, Katz’ın “Genelkurmay Başkanıyla gereksiz çatışma çıkardığını ve aşırı şekilde saygısız davrandığını” düşünüyor. Öte yandan başka sızıntılarda Netanyahu’nun, “Zamir’in atanmasının hata olduğunu düşündüğü, bağımsız hareket ettiği ve görev öncesi verdiği sözlerden döndüğü” iddia edildi.

fgthy
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yisrael Katz, bir ordu karargahındabir araya geliyor. (İsrail hükümeti)

Bu sızıntılar kamuoyunda tartışma yaratınca, bu kez “askerî çevrelerin kasıtlı olarak gerilimi artırmak için bilgi sızdırdığı” iddia edildi. Netanyahu’ya yakın isimler, başbakanın Katz’ı da Zamir’i de görevden almayı planlamadığını savundu.

Çatışmanın kökeni

Gerilim, Zamir’in Hamas saldırısı sırasında güney cephesinden sorumlu komutanlara disiplin cezaları vermesi ve terfi listesini bakanlığa danışmadan hazırlamasıyla büyüdü. Katz, buna karşılık terfileri askıya aldı ve ordu içi incelemelerin yeniden araştırılmasını içeren başka bir komisyon kurdu.

Zamir, yapılan tüm atama ve cezaların “profesyonel askerî kararlar” olduğunu savunurken, Katz bunu “otoriteye başkaldırı” olarak niteliyor. Netanyahu ise hem Zamir’i “bakanı yok saymakla”, hem de Katz’ı “gerilimi tırmandırmakla” eleştirdi.

Orduyu suçlama stratejisi

Haaretz gazetesi, yaşananları “7 Ekim hükümetinin tüm sorumluluğu orduya yükleme çabasının” bir parçası olarak değerlendirdi. Gazete, hükümetin “kamuoyunun orduya güvenini sarsmayı, atamaları siyasallaştırmayı ve Genelkurmay Başkanı’nı küçük düşürmeyi” amaçladığını iddia etti.

Strateji uzmanı Efrahim Ganor da Maariv’e yaptığı açıklamada, yaşananların “devlet güvenliğini tehlikeye atan bir skandal” olduğunu belirterek, “Gerçek bir devlet adamı önceliğini güvenliğe ve ülkenin geleceğine verirdi” dedi.

Lapid’den Netanyahu’yu sıkıştıracak hamle

İsrail muhalefet lideri Yair Lapid, gelecek hafta ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze krizinin çözümü ve rehinelerin serbest bırakılması için sunduğu 20 maddelik planı Knesset’e oylatacağını açıkladı. Lapid’in amacı, bu plana karşı çıkan koalisyon partilerini zor durumda bırakarak Netanyahu’yu ABD yönetimi karşısında sıkıştırmak.

Lapid, muhalefetteki ortağı Avigdor Liberman’ı da plana destek vermeye ikna etmeye çalışıyor. “İsrail halkı, Başkan Trump’ın rehinelerin serbest bırakılması için yürüttüğü cesur girişime minnettardır” diyen Lapid, tüm partilere plana destek çağrısı yaptı.


Mamdani, Oval Ofis'te gördüğü en tuhaf şeyi açıkladı

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Mamdani, Oval Ofis'te gördüğü en tuhaf şeyi açıkladı

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

New York Belediye Başkanı seçilen Zohran Mamdani, geçen hafta ABD Başkanı Donald Trump'la yaptığı görüşme sırasında Oval Ofis'te karşılaştığı en tuhaf şeyin "Beyaz Saray'da UFC" başlıklı bir dosya olduğunu açıkladı.

Çarşamba günü Adam Friedland Show'a katılan Mamdani, odaya girdiğinde mobilyaların üzerine serpiştirilmiş "bir sürü farklı sehpa üstü kitabı" gördüğünü söyledi.

"Bunlardan biri 'Beyaz Saray'da UFC' isimliydi" diye devam eden Mamdani, başkanın gelecek yıl haziranda Amerika'nın 250. yıldönümünü kutlamak için Güney Çimleri'nde düzenlemeyi planladığı karma dövüş sanatları etkinliği hakkında daha önce "hiçbir fikri olmadığını" da ekledi.

dfrgty
New York Belediye Başkanı seçilen Zohran Mamdani, 25 Kasım 2025 Çarşamba günü Adam Friedland'e röportaj verdi (The Adam Friedland Show/YouTube)

"Sadece göz gezdiriyordum" diyen Mamdani, daha fazla ayrıntı istendiğinde, bunun aslında gelecek yaz Beyaz Saray'da kurulacak sekizgen şeklindeki kafes arenanın nasıl görüneceğine dair konsept çizimlerinden oluşan bir dosya olduğunu açıkladı.

Friedland dövüşe katılmayı düşünüp düşünmediğini sorunca seçilmiş belediye başkanı kıkırdayarak "Hayır!" cevabını verdi.

Trump bu spor etkinliğinden ilk olarak temmuzda, Iowa Eyaleti Fuar Alanı'nda yaptığı bir konuşmada söz etmişti. Etkinliğin, ABD Başkanı'nın da 80. doğum günü olan 14 Haziran 2026'da düzenlenmesi ve dövüşçülerin Lincoln Anıtı önünde tartılması bekleniyor.

Trump ilk önce, 25 bin kişinin müsabakayı canlı izleyebileceğini söylemiş ancak UFC Başkanı ve CEO'su Dana White, eylülde Fox News'un sorusuna cevap verirken kapasitenin sadece 5 bin kişi olduğunu açıklamıştı.

White, müsabakayı 85 bin kişilik bir kalabalığa aktarmak için yakındaki bir parka büyük ekranlar kurulacağının sözünü vermişti.

Ayrıca ekimde Sports Business Journal'a yaptığı açıklamada, şirketinin etkinlikten sonra Güney Çimleri'nin onarımı için 700 bin dolar ödeyeceğini söylemişti.

Hangi dövüşçülerin mücadelede yer alacağına dair henüz bir açıklama yok.

Dövüş sporlarıyla epeydir ilgilenen Trump, geçen yılki başkanlık seçimlerini kazandıktan sonra Mar-a-Lago'daki zafer partisinde konuşma yapan White'la da uzun süredir arkadaş.

Seçim kampanyası sırasında eski dövüşçü ve podcast sunucusu Joe Rogan'a verdiği röportajın, Trump'ın daha geniş bir kitleye ulaşmasına yardımcı olduğu söyleniyordu.

Başkan, son bir yılda Elon Musk'ın yanı sıra Robert F. Kennedy Jr. gibi kabine bakanlarıyla UFC müsabakalarına katıldı. İrlandalı eski UFC şampiyonu Conor McGregor ise Aziz Patrick Günü'nde Beyaz Saray'da ağırlanmıştı.

Mamdani'nin cuma günü Trump'la yaptığı görüşme, başkanın, demokratik sosyalisti seçim kampanyası sırasında "yüzde 100 komünist deli" diye nitelendirmesine ve kazanması halinde New York'tan federal fonları çekmekle tehdit etmesine rağmen, beklenmedik bir şekilde samimi geçti. Bu sonuç, MAGA müttefiklerini şoke etti.

Independent Türkçe


Venezuela’nın ABD’ye karşı pazarlık kozu: Çin’e satışlar azaltılabilir

Analizde, Maduro yönetiminin ABD'ye karşı en büyük pazarlık kozunun petrol tedariki olacağı belirtiliyor (Reuters)
Analizde, Maduro yönetiminin ABD'ye karşı en büyük pazarlık kozunun petrol tedariki olacağı belirtiliyor (Reuters)
TT

Venezuela’nın ABD’ye karşı pazarlık kozu: Çin’e satışlar azaltılabilir

Analizde, Maduro yönetiminin ABD'ye karşı en büyük pazarlık kozunun petrol tedariki olacağı belirtiliyor (Reuters)
Analizde, Maduro yönetiminin ABD'ye karşı en büyük pazarlık kozunun petrol tedariki olacağı belirtiliyor (Reuters)

Amerikan ordusunun Karayipler'deki askeri yığınağı nedeniyle ABD'yle Venezuela arasında başlayan gerginlik sürüyor. 

Donald Trump yönetimi, Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro'yu da dahil ettiği Cartel de los Soles'i Yabancı Terörist Örgütler (FTO) listesine dün eklemişti. 

Öte yandan Trump, "terör örgütü lideri" olmakla suçladığı Maduro'yla görüşmeye açık kapı bıraktığını da söylemişti.

Reuters'ın analizinde, Venezuela'nın ABD'yle müzakereye başlaması durumunda çoğunlukla Çin'e sattığı ham petrolü "pazarlık kozu" olarak kullanabileceği belirtiliyor. 

Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) üyesi Venezuela'nın petrol üretimi bu yıl günde 1,1 milyon varil civarında sabitlendi. Nakliye verilerine göre, ihracatın yüzde 80'inden fazlası haziran ve ekim arasında Çin'e gönderildi.

Analistler, pazarlık kozu olarak bu sevkıyatların bir kısmının ABD'ye yönlendirilebileceğini ve Amerikan şirketlerine esnek işletme lisansları verilebileceğini söylüyor. 

Trump ilk döneminde Venezuela Devlet Petrol Şirketi'ni (PDVSA) yaptırım listesine almıştı. 2019'daki bu hamlenin ardından PDVSA'nın tedarik sözleşmelerinin çoğu askıya alınmış, şirket neredeyse tüm petrolünü spot piyasada büyük indirimlerle satmak zorunda kalmıştı.

Enerji analisti Thomas O'Donnell, "ABD'ye daha fazla petrol göndermek ve onların Venezuela'daki yatırımlarını korumak Maduro'nun sunabileceği bir teklif" diyor. 

Washington, Maduro yönetiminin kartellerle işbirliği yaptığını savunuyor. İddiaları reddeden Karakas ise Trump yönetiminin ülkede darbe planladığını öne sürüyor. 

Venezuela Devlet Başkanı Yardımcısı ve Petrol Bakanı Delcy Rodriguez, pazartesi günkü açıklamasına ABD'nin petrol nedeniyle ülkesini hedef aldığını savunmuştu. 

Kolombiya lideri Petro: Trump'ın derdi petrol

Kolombiya lideri Gustavo Petro da CNN'e verdiği röportajda, Trump yönetiminin Venezuela üzerindeki baskılarının uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadeleden çok ülkenin petrolüne erişmekle ilgili olduğunu ileri sürdü. 

Petro, Venezuela'nın küresel uyuşturucu ticaretinin küçük bir kısmında rol oynadığını savunarak, ABD'nin ülkedeki geniş petrol rezervlerini ele geçirmeye çalıştığını iddia etti.

Batı Yarımküre'de uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele için Güney Mızrağı Operasyonu başlattığını bu ay duyuran ABD, dünyanın en büyük uçak gemisi USS Gerald R. Ford'un da aralarında bulunduğu çok sayıda savaş gemisiyle birlikte 15 bin askerini bölgeye sevk etti.

Bölgede en az 21 operasyon düzenleyen Amerikan ordusu, uyuşturucu kaçakçılığına karıştığını iddia ettiği 83 kişiyi öldürdü. 

Independent Türkçe, Reuters, CNN