Avustralyalı bilim insanları, The Last of Us benzeri bir felaketten sağ çıkacak hayvanı araştırdı

Bulgular mantar enfeksiyonlarına karşı yeni ilaçlar geliştirilmesini sağlayabilir

The Last of Us'ın başrollerini Bella Ramsey ve Pedro Pascal paylaşıyor (HBO)
The Last of Us'ın başrollerini Bella Ramsey ve Pedro Pascal paylaşıyor (HBO)
TT

Avustralyalı bilim insanları, The Last of Us benzeri bir felaketten sağ çıkacak hayvanı araştırdı

The Last of Us'ın başrollerini Bella Ramsey ve Pedro Pascal paylaşıyor (HBO)
The Last of Us'ın başrollerini Bella Ramsey ve Pedro Pascal paylaşıyor (HBO)

Avustralyalı bilim insanları, HBO'nun yeni hit dizisi The Last of Us'takine benzer bir kıyamet senaryosunda hayvanların felaketten nasıl etkileneceğini araştırdı.
La Trobe Üniversitesi'nden akademisyenler, su timsahlarının mantar pandemisiyle en iyi mücadele edecek türlerden biri olduğu sonucuna vardı.
Geçen hafta sezon finaline giren The Last of Us, insanları enfekte ederek bilinçlerini ele geçiren bir zombi mantarı pandemisini konu alıyor.
Aynı adlı video oyunundan uyarlanan dizi, mantarpandemisinin başlamasından 20 yıl sonrasını konu ediniyor.
Birkaç ay önce vizyona giren dizi, şimdiden bir dizi bilimsel tartışmanın fitilini ateşledi.
Uzmanların büyük kısmı zombi mantarlarının insanları enfekte edemeyeceğini söylerken, bir kısmı da iklim değişikliğinin etkisiyle mantarların güçlendiğine ve yeteneklerini artırdığına dikkat çekiyor.
Hakemli bilimsel dergi Nature Communications'ta yayımlanan yeni araştırmada ise tuzlu su timsahlarındaki defensin adı verilen antimikrobiyal proteinlere daha yakından baktı.
Timsahlar ve akrabaları milyonlarca yıldır bataklıklarda ve su yollarında yaşarken, buralardaki zararlı mikroplarla savaşabilmek için güçlü bağışıklık sistemleri geliştirdi.
Araştırmacılar timsahlardaki antimikrobiyal proteinlerin bulaşıcı hastalıklara karşı ilk savunma hattı olduğunu söylüyor.
Buna göre defensin proteinlerini derinlemesine incelemek, gelecekteki olası mantar pandemilerinden insanları korumak için ilaçlar geliştirilmesinin de önünü açabilir.

Defensin nedir?
Defensinler, aslında tüm bitki ve hayvanlarda üretilen küçük proteinler. Bitkilerde defensinler genellikle çiçek ve yapraklarda üretilirken, hayvanlarda beyaz kan hücrelerinde ve mukus zarlarında (örneğin akciğerlerde ve bağırsaklarda) oluşuyor.
Görevleriyse bulaşıcı organizmaları öldürerek konakçıyı korumak.
Timsahlardaki defensinler bilim insanlarının dikkatini özellikle çekiyor. Zira kirli suda yaşamalarına rağmen bu hayvanlar, avlanırken veya bölgeleri için savaşırken sıklıkla yaralansalar da nadiren enfeksiyon kapıyor.
Bu da timsahların güçlü bir bağışıklık sistemine sahip olduğunu gösteriyor. Bu yüzden bilim insanları defensinlerin timsahların güçlü bağışıklık mekanizmasındaki rolünü anlamak istedi.

Mantarları öldürmede etkili
Tuzlu su timsahının genomunu inceleyen araştırma ekibi, CpoBD13 adlı belirli bir defensinin, dünya genelinde insanları etkileyen mantar enfeksiyonlarının arkasındaki Candida albicans mantarını öldürmede etkili olduğunu buldu.
Bazı bitki ve hayvan defensinlerinin Candida albicans'ı hedef aldığı daha önce de görülmüştü. Ancak CpoBD13'ün mantarlara karşı etkisi "benzersiz" diye niteleniyor.
Bunun nedeni, CpoBD13'ün aktivitesini çevredeki ortamın pH'ına göre kendi kendine düzenleyebilmesi. Nötr pH'ta (örneğin kanda) defensin aktif değil. Ancak daha düşük, asidik bir pH'a sahip enfeksiyon bölgesine ulaştığında aktive oluyor ve enfeksiyonu temizliyor.
Bu mekanizma defensinlerde ilk kez gözlemleniyor.

Yeni tedavilerin önünü açabilir
Mantarlar, özellikle bağışıklık sistemi zayıf kişilerde ciddi sorunlar oluşturabiliyor. Dünyada yılda yaklaşık 1,5 milyon kişinin mantar enfeksiyonları nedeniyle hayatını kaybettiği düşünülüyor.
Mevcut mantar tedavileri ise bir avuç ilaçla sınırlı. Ayrıca bu ilaçların aşırı kullanımı bazı ilaca dirençli mantar türlerinin ortaya çıkmasına neden oldu.
Yeni araştırmanın arkasındaki ekipse bulgularının ilaç geliştirmede önemli olabileceği kanısında. Ekip The Conversation'da yayımladıkları yazıda şu ifadelere yer veriyor:
“Timsahlardaki defensinleri karakterize ederek, CpoBD13'ü etkili bir mantar ilacı haline getirmek için gereken temeli sağladık.”
Öte yandan ekip, klinik deneylere girişmenin uzun ve maliyetli bir süreç olduğunu vurguluyor.
Buna göre ilk keşiften itibaren yeni bir ilacın onaylanması 5 ila 20 yıl sürebilir.
 
Independent Türkçe, IFL Science, The Conversation



Deepfake videoları tespit etmek giderek zorlaşıyor: Artık gerçekçi kalp atışları var

Kişilerin rızası ve bilgisi dışında üretilen deepfake görüntüler endişe yaratıyor (Reuters)
Kişilerin rızası ve bilgisi dışında üretilen deepfake görüntüler endişe yaratıyor (Reuters)
TT

Deepfake videoları tespit etmek giderek zorlaşıyor: Artık gerçekçi kalp atışları var

Kişilerin rızası ve bilgisi dışında üretilen deepfake görüntüler endişe yaratıyor (Reuters)
Kişilerin rızası ve bilgisi dışında üretilen deepfake görüntüler endişe yaratıyor (Reuters)

Deepfake videoların gelişmiş saptama yöntemlerini yanıltabildiği ve her geçen gün daha gerçekçi hale geldiği tespit edildi. 

Bir kişinin yüzünün ya da vücudunun dijital olarak değiştirilmesiyle oluşturulan deepfake videolar endişe yaratmaya devam ediyor. 

Bu videolar gerçek bir kişinin görüntüsünün yapay zeka kullanılarak değiştirilmesiyle yapılıyor. Aslında bu teknoloji, kullanıcıların yüzünü kediye dönüştüren veya yaşlandıran uygulamalar gibi zararsız amaçlarla da kullanılabiliyor.

Ancak insanların cinsel içerikli videolarını üretmek veya masum insanlara iftira atmak için de kullanılabilmesi ciddi bir sorun teşkil ediyor.

Bu videoların sahte olup olmadığını anlamak için kullanılan gelişmiş yöntemlerden biri kalp atışlarını izlemek. 

Uzaktan fotopletismografi (rPPP) adlı araç, deriden geçen ışıktaki küçük değişiklikleri tespit ederek nabzı ölçüyor. Nabız ölçen pulse oksimetreyle aynı prensiple çalışan bu araç, çevrimiçi doktor randevularının yanı sıra deepfake videoları tespit etmek için de kullanılıyor.

Ancak bulguları hakemli dergi Frontiers in Imaging'de bugün (30 Nisan) yayımlanan çalışmaya göre deepfake görüntülerde artık gerçekçi kalp atışları var.

Bilim insanları çalışmalarına videolardaki nabız hızını otomatik olarak saptayıp analiz eden bir deepfake dedektörü geliştirerek başladı. 

Ardından rPPP tabanlı bu aracın verilerini, EKG kayıtlarıyla karşılaştırarak hassasiyetini ölçtüler. Son derece iyi performans gösteren aracın EKG'yle arasında dakikada sadece iki-üç atımlık fark vardı. 

Ekip aracı deepfake videolar üzerinde test ettiğindeyse rPPP, videoya kalp atışı eklenmese bile son derece gerçekçi bir kalp atışı algıladı. 

Bilim insanları kalp atışlarının videoya kasten eklenebileceği gibi, kullanılan kaynak videodan kendiliğinden geçebileceğini de söylüyor.

Almanya'daki Humboldt Üniversitesi'nden çalışmanın ortak yazarı Peter Eisert "Kaynak video gerçek bir kişiye aitse, bu artık deepfake videoya aktarılabiliyor" diyerek ekliyor: 

Sanırım tüm deepfake dedektörlerinin kaderi bu; deepfake'ler gittikçe daha iyi hale geliyor ve iki yıl önce iyi çalışan bir dedektör bugün tamamen başarısız olmaya başlıyor.

Araştırmacılar yine de sahte videoları saptamanın başka yolları olduğunu düşünüyor. Örneğin sadece nabız hızını ölçmek yerine, yüzdeki kan akışını ayrıntılı olarak takip eden dedektörler geliştirilebilir.

Eisert, "Kalp atarken kan, damarlardan geçerek yüze akıyor ve daha sonra tüm yüz bölgesine dağılıyor. Bu harekette gerçek görüntülerde tespit edebileceğimiz küçük bir gecikme var" diyor.

Ancak bilim insanına göre nihai çözüm deepfake dedektörlerinden ziyade, bir görüntünün üzerinde oynanıp oynanmadığını anlamaya yarayan dijital işaretlere odaklanmaktan geçiyor:

Bir şeyin sahte olup olmadığını tespit etmek yerine bir şeyin değiştirilmediğini kanıtlayan teknolojiye daha fazla odaklanmadığımız sürece, deepfake'lerin saptanmalarını zorlaştıracak kadar iyi olacağını düşünüyorum.

Independent Türkçe, BBC Science Focus, TechXplore, Frontiers in Imaging