Libya'da ‘ortak askeri güç’ kurma çabaları arttı… Çavuşoğlu’nun Mısır ziyaretinin ardından Hafter Kahire yolcusu

Menfi, Geçici Libya UBH’nin Genelkurmay Başkanı Muhammed el-Haddad (Başkanlık Konseyi)
Menfi, Geçici Libya UBH’nin Genelkurmay Başkanı Muhammed el-Haddad (Başkanlık Konseyi)
TT

Libya'da ‘ortak askeri güç’ kurma çabaları arttı… Çavuşoğlu’nun Mısır ziyaretinin ardından Hafter Kahire yolcusu

Menfi, Geçici Libya UBH’nin Genelkurmay Başkanı Muhammed el-Haddad (Başkanlık Konseyi)
Menfi, Geçici Libya UBH’nin Genelkurmay Başkanı Muhammed el-Haddad (Başkanlık Konseyi)

Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi, Libya Ulusal Birlik Hükümeti’ne (UBH) bağlı kuvvetlerin Genelkurmay Başkanı Muhammed el-Haddad ile ülkedeki güvenlik ve askeri durumu görüştü. Öte yandan Mısır ve Libya kaynakları, Libya Ulusal Ordusu (LUO) Başkomutanı Halife Hafter'in yakın zamanda Kahire'yi ziyaret etmesini bekliyor.
Menfi’nin Ofisi tarafından geçtiğimiz Pazar günü yapılan açıklamada, Haddad’ın askeri kurumun birleştirilmesi ve tüm bölgelerden ordu personelini içeren ortak bir askeri güç oluşturmak için atılan adımlar hakkında brifing verdiği ifade edildi.
Mısırlı ve Libyalı kaynaklar Şarku'l Avsat'a yaptıkları açıklamada, Hafter'in yakında Kahire'ye yapacağı ziyaretin Mısır'ın Doğu Libya'daki müttefiklerini Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun Kahire ziyareti sırasında varılan mutabakatların içeriği hakkında bilgilendirme isteği çerçevesinde geldiğine dikkati çekti. Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih'in ‘Mısır'ın Libya halkını temsil eden meşruiyete bağlı kalma konusundaki kararlı tutumu’ olarak nitelediği açıklamasının da bu çerçeveye girdiği ifade edildi.

ABD Dışişleri Bakanlığı'ndan bir heyet Bingazi'de
Öte yandan ABD Dışişleri Bakanlığı'nın Yakın Doğu İşlerinden Sorumlu Müsteşarı Barbara Leaf, Hafter, Dış Komite Başkanı Salih ve doğu bölgesindeki bazı siyasi ve güvenlik liderlerinin de dahil olduğu bir dizi toplantı düzenlemek üzere Libya'ya geldi.
ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü tarafından geçtiğimiz Çarşamba günü yayınlanan bir açıklamada, Leaf’ın Ürdün, Mısır, Lübnan ve Tunus'u ziyaret edeceğini açıkça belirtmesine rağmen, Libya'yı ziyaret etme niyetinden söz edilmedi.
Hafter'e yakın kaynaklar Şarku'l Avsat'a yaptıkları açıklamada ABD'li yetkilinin ziyaretinin ‘ABD yönetiminin Hafter'e karşı devam eden açıklığı çerçevesinde’ olduğunu ve CIA Direktörü William Burns'ün geçtiğimiz Ocak ayında Libya’ya gerçekleştirdiği ender ziyaretinin sonuçlarını takip etmek istediğini söyledi.
Hafter'e yakın bir yetkili, adının açıklanmaması kaydıyla Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada Leaf'ın Hafter'le görüşmek üzere yaptığı ziyaretin ‘ABD’nin Libya da dahil olmak üzere Afrika'daki Rus askeri varlığına ilişkin devam eden endişesini’ yansıttığını söyledi.
Burns, son görüşmelerinde Hafter'i ‘Rusya ile askeri angajmandan çekilmeye ve Rus özel askeri şirketi Wagner unsurlarının Libya'nın doğu bölgesindeki varlığına son vermeye’ çağırmıştı. Ancak LUO’ya yakın bir kaynağa göre Halife Hafter, “Ulusal Ordu’nun kullandığı silahların çoğunun Rus endüstrisi olduğu düşünüldüğünde, Rus askeri uzmanların kullanılması doğal bir meseledir” dedi.
Temsilciler Meclisi üyelerinin duyurduğuna göre, bugün yapılması planlanan oturumun, Temsilciler Meclisi ile Devlet Yüksek Konseyi (6+6) arasındaki ortak komitenin oluşumu ve ertelenen seçimlerle ilgili yasaların geliştirilmesine hazırlık olarak yapılması bekleniyor.

Göstericiler karargaha giden yolu kapattı
Öte yandan başkent Trablus'ta es-Sekka yolu üzerindeki Dibeybe hükümetinin karargahı önünde çok sayıda kişi gösteri düzenledi. Görgü tanıkları, göstericilerin silahlı gruplar tarafından üzerlerine ateş açılmasının ardından karargaha giden yolu kapattığını söyledi.
Sabratha şehrindeki silahlı oluşumların en önde gelen liderlerden biri olarak bilinen Ahmed ed-Debbaşi'nin kuzeni Muhammed ed-Debbaşi'nin Sabratha Hastanesi yakınında, kendisine kurşun yağdıran ve kaçan silahlı kişiler tarafından öldürülmesinden saatler sonra (başkentin Trablus'un 70 kilometre batısındaki) Sabratha kentinde gerilim yükseldi.
Uluslararası kuruluşların raporlarına göre, Libya ve Afrika'daki yasadışı göçmen kaçakçılığının en büyük merkezlerinden biri olarak kabul edilen bu kıyı kentinde, genellikle nüfuz ve kontrol alanları için savaşan silahlı milisler arasında şiddetli ve aralıklı çatışmalar yaşanıyor.



Suveyda'daki olaylar SDG ile aşiretler arasındaki ittifaklara ışık tutuyor

Suveyda vilayetindeki Bedevi aşiret savaşçıları, 19 Temmuz (AFP)
Suveyda vilayetindeki Bedevi aşiret savaşçıları, 19 Temmuz (AFP)
TT

Suveyda'daki olaylar SDG ile aşiretler arasındaki ittifaklara ışık tutuyor

Suveyda vilayetindeki Bedevi aşiret savaşçıları, 19 Temmuz (AFP)
Suveyda vilayetindeki Bedevi aşiret savaşçıları, 19 Temmuz (AFP)

Suveyda'da yerel Dürzi gruplar ile Şam'daki hükümet güçlerini destekleyen Bedevi aşiretler arasında yaşanan kanlı olaylar ve Arap aşiretlerinin Bedeviler lehine savaşa girmesi, Suriye'nin güneyinde yaşananların ülkenin doğu ve kuzeyinde de tekrarlanabileceği ve ABD destekli Suriye Demokratik Güçleri'ne (SDG) karşı bir aşiret ayaklanması olasılığı spekülasyonlarına yol açtı.

Bu olasılık, Halep, Deyrizor ve Rakka vilayetlerinden gelen binlerce aşiret savaşçısının Suveyda'daki cephe hatlarına ulaşmasının ardından ortaya çıktı. Bu vilayetler, Kürt-Arap ittifakı bağlamında SDG ve Suriye hükümeti tarafından ortaklaşa kontrol ediliyor.

dfrgthyu7
Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG), 2024 yılında Rakka kentindeki Arap aşiretlerinin şeyhleri ve liderleri için bir program düzenledi. (Şarku’l Avsat)

Arap Şammar aşiretinin şeyhi Şeyh Mani Hamidi Deham el-Cerba'ya göre Suveyda'daki olayların Cezire bölgesindeki durumla ilişkilendirilmesi söz konusu olamaz. Şarku’l Avsat'a açıklamalarda bulunan el-Cerba, “SDG'nin ve lideri Mazlum Abdi'nin bu zor ve son derece hassas aşamada siyasi uzlaşma ve dengelerin sağlanmasındaki rolüne değer veriyoruz. Ortaklığımız sayesinde bölgemiz ve tüm halkımız için tarihi bir başarı olarak kabul edilen mutabakatlara ulaşmayı başardık” ifadelerini kullandı.

Çoğunlukla Suriye'nin kuzeydoğusundaki Haseke vilayetinde bulunan Şammar aşireti, 2013 yılında kurulan ve doğudaki Irak sınırı boyunca Kamışlı'nın doğusundaki Tel Elo ve Tel Tahmis köylerinde konuşlanmış tahmini 7-10 bin savaşçısı olan es-Sanadid güçlerine bağlıdır. Aşiret, Rakka ve Deyrizor kentlerinden yerel Arap gruplarla birlikte SDG'nin kurucu ortakları arasında yer alıyor.

Şeyh el-Cerba sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu yıllar boyunca, kendimizi toprağın kardeşleri olarak adlandırdığımız bir aşamaya ulaştık. Çünkü bizler aynı bölgenin evlatlarıyız ve bu bölgenin tüm bileşenleri arasında kardeşlik ruhuyla birleşen ortak bir davanın sahipleriyiz.”

SDG Ekim 2015'te yayınladığı ilk bildiride kendisini ‘Arapları, Kürtleri, Suriyelileri ve Suriye coğrafyasındaki diğer tüm bileşenleri bir araya getiren, tüm Suriyeliler için ortak bir ulusal askeri güç’ olarak tanımladı. SDG lideri Mazlum Abdi, 10 Mart'ta Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ile güçlerini ve sivil idareyi bu yılın sonuna kadar Savunma Bakanlığı ve devlet kurumlarının yapılarına entegre etmek üzere tarihi bir anlaşma imzaladı.

Raman Araştırma Merkezi'nde (Raman Center) Kürt meseleleri konusunda uzmanlaşmış bir araştırmacı olan Bedr Mulla Reşid, SDG'nin kuruluşundan bu yana aşiret niteliğindeki Arap askeri konseyleriyle ittifaklara dayandığını açıkladı. Şarku’l Avsat'a konuşan Reşid, “Suveyda'daki olaylar Suriye'nin kuzeydoğusundaki ittifakları kesinlikle etkileyecek. Şam hükümetinin, Cezire bölgesinde yerel bir aktörün yokluğunda SDG üzerindeki baskısını artırmak için yeni gerçeklikten yararlanmaya çalışması da dahil olmak üzere çeşitli senaryolar ortaya çıkabilir” dedi.

fghyjuı
Suriye'nin kuzeyindeki Rakka kenti el-Velde, Elbu Şaban ve el-Fedaile aşiretlerine ev sahipliği yapıyor. (Şarku’l Avsat)

Reşid, ABD'nin durumu istikrara kavuşturma çabaları, Suriye'ye yönelik ekonomik yaptırımların kısmen kaldırılması ve Türkiye'deki Kürtlerle yürütülen barış sürecine dikkat çekerek mevcut koşullar altında bir aşiret ayaklanması olasılığını dışladı. Reşid, ülkenin kuzeydoğusundaki Suveyda'da yaşananların tekrarlanmasını engelleyen başka faktörlerin de bulunduğuna işaret ederek, Suveyda'daki gibi yerel bir askeri grubun ve bu eğilimi destekleyen bölgesel bir tarafın bulunmadığına dikkat çekti. Reşid sözlerine şöyle devam etti: “ABD Suriye'nin istikrarını korumaya çalışıyor ve Türkiye şu anda PKK ile barış süreciyle meşgul; kendi iç sürecini etkilememek için SDG bölgelerinde tam ölçekli bir çatışmayı desteklemeyecektir.”

Aşiret liderleri, Suriye'nin birlik ve bütünlüğüne vurgu yaptı

Suriye'nin kuzeydoğusundaki Cezire ve Fırat bölgeleri, başta el-Bakara, Tay, Şammar, Cis, el-Akidat, el-Velde ve Elbu Şaban olmak üzere Arap aşiretleriyle doludur. Ancak bu aşiretler savaşın son yıllarında ciddi bölünmeler yaşadılar. Geçen yılın yaz aylarında, el-Akidat aşireti lideri Musab el-Hifl'in kardeşi İbrahim el-Hifl'in, eski Suriye rejimi ve İranlı milislerin desteğiyle SDG'ye karşı yerel aşiretler ve savaşçılarla ittifak kurarak askeri bir isyana öncülük etmesinin ardından kanlı çatışmalar yaşandı. Bu çatışmalarda yüzlerce sivil ve silahlı unsur öldürüldü.

sdfgthy
Suveyda vilayetindeki Bedevi aşiret savaşçıları, 19 Temmuz (AFP)

Ancak Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi İhtiyar Heyeti Başkanı ve Haseke'deki Arap Cabur aşiretinin danışmanı Ekrem Mahşuş ez-Zuba, ister Deyrizor'da ister Rakka'da olsun SDG ile yerel aşiretler arasında herhangi bir çatışma yaşanması ya da aşiret savaşçılarının Suveyda cephesinden Cezire bölgesine hareket etmesi ihtimaline ilişkin şunları söyledi: “Bu çağrılar ve hareketler Arap aşiretlerinin değerlerini temsil etmiyor. Burada Arap, Kürt ve Hıristiyan bölge bileşenlerinin kanı, tarihi direnişte ve DEAŞ terörünün yenilgiye uğratılmasında birbirine karıştı. Hepimiz tek bir halk olarak kalacağız ve ülkemize ve güçlerimize bağlı kalacağız”.

Ez-Zuba, SDG'nin tüm bileşenleri temsil ettiğini belirterek, “Birçok tarafın fitne çıkarma çabalarına rağmen kuzey ve doğu bileşenleri ile askeri güçler arasında çatlak yaratma çabalarını reddediyoruz” dedi. Özyönetim bölgelerini diğer bölge ve vilayetlere kıyasla en istikrarlı bölgeler olarak değerlendiren ez-Zuba, toprağın sahibinin kendileri olduğuna dikkat çekti. Ez-Zuba, “Kaderimizi biz belirleriz, sosyal medya sayfaları değil. Aşiret ya da kabile, bölge dışından kişiler tarafından değil, sahada kim varsa onlar tarafından temsil edilir. Biz Suriye topraklarının birlik ve bütünlüğünü vurguluyoruz… Hiç kimse vatanseverliğimize dil uzatamaz” şeklinde konuştu.

dfrgtyu
Arap el-Velde aşiretinin şeyhi Şeyh Hamid el-Ferac (Şarku’l Avsat)

Tabka ve Rakka vilayetindeki Arap el-Velde aşiretinin şeyhi Şeyh Hamid el-Ferac da Şeyh el-Cerba ve ez-Zuba’nın sözlerine katılarak, özerk yönetim bölgelerindeki Arap aşiret mensuplarının SDG'ye desteğini yineledi. “Buradaki tüm Arap aşiretleri ve bileşenleri, bölgelerimizin güvenlik ve istikrarını bozmaya çalışan tüm gündemlere karşı SDG ile dayanışma içindedir” diyen Şeyh el-Ferac, aşiret mensuplarına şu çağrıda bulundu: “Yönetim bölgelerindeki istikrarı her gün baltalamaya çalışan projelere karşı durmak için herkesin birleşmesi gerekiyor. SDG terörizmi ortadan kaldırdı, bölge halkının güvenliğini koruyor ve mevcut imkanlar doğrultusunda tüm hizmetleri sağlıyor.”

Elbette Arap aşiretlerinin SDG yanlısı tutumları ortak değil. Zira özerk yönetim bölgelerinin dışında yaşayan aşiret üyeleri arasında SDG'nin kontrolünü açıkça reddeden ve bölgelerinin Şam'daki Ahmed eş-Şera hükümetine devredilmesini destekleyenler de var.