Çavuşoğlu: Erdoğan-Sisi görüşmesi normalleşme yolunda bir dönüm noktası oldu

Çavuşoğlu ve Şukri Kahire’de (AP)
Çavuşoğlu ve Şukri Kahire’de (AP)
TT

Çavuşoğlu: Erdoğan-Sisi görüşmesi normalleşme yolunda bir dönüm noktası oldu

Çavuşoğlu ve Şukri Kahire’de (AP)
Çavuşoğlu ve Şukri Kahire’de (AP)

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi’nin geçtiğimiz Aralık ayında Doha’da yaptığı görüşmenin, Ankara-Kahire ilişkilerinin normalleşme sürecinde en önemli dönüm noktası olduğunu söyledi.
Çavuşoğlu, geçtiğimiz hafta Mısır ziyareti kapsamında mevkidaşı Samih Şukri ile yaptığı görüşme ve iki ülke ilişkileri hakkında yaptığı açıklamada şunları söyledi;
“Aslında, Şukri’yle New York’ta da biz bir yol haritası üzerinde anlaşmıştık. Önce yardımcılarımız bir araya gelecekti, sonra üçüncü ülkede biz bir araya gelecektik, sonra Cumhurbaşkanlarımızın bir araya gelmesinin hazırlığını yapacaktık. Fakat Doha’da birden olumlu anlamda bir oldu-bitti oldu. Esas dönüm noktası Sayın Cumhurbaşkanı’mızın Doha’daki görüşmesi oldu.”
Şukri ile görüşmesini ‘açık ve samimi’ olarak nitelendiren Çavuşoğlu, “Enerji, lojistik, eğitim, kültür konularının hepsine değindik. Mısır tarafı, Türk firmalarının Mısır'da yaptıkları yatırımların artırılmasını istiyor. Diplomatik ilişkilerimizi en üst düzeye çıkarma konusunda mutabık kaldık. Önümüzdeki süreçte hangi adımları atacağız onları değerlendirdik” diye konuştu.
Mısırlı mevkidaşını Ankara’ya davet ettiğini söyleyen Çavuşoğlu, kendisini özellikle Ramazan ayında Türkiye’de ağırlamak istediğini dile getirdi.
İki ülke arasındaki ticaret hacmine değinen Çavuşoğlu şu ifadelerle devam etti;
“Ticaretimiz, 10 milyar dolara yaklaştı. LNG ithalatı sebebiyle biraz denge onların lehine ama biz bundan şikayetçi değiliz. Türkiye daha uzun vadeli LNG anlaşması yapmak istiyor. Bizdeki LNG terminalleri sayesinde şu anda Güneydoğu Avrupa ülkelerine, Balkan ülkelerine gaz ihracatı da yapıyoruz. Dolayısıyla Mısır gazının da Türkiye üzerinden üçüncü ülkelere ihracatı yapılabilir.”
Çavuşoğlu görüşmede, 10 yıl önce askıya alınan Ro-Ro seferlerinin yeniden başlatılması, iki ülke arasında savunma işbirliğinin geliştirilmesi ve askeri diyaloğu artırma konusunun görüşüldüğünü bildirdi.
Çavuşoğlu, gazetecilerin Mısır’a büyükelçi atanması hakkındaki bir sorusuna ise, “Cumhurbaşkanları bir araya gelirse onlar açıklasınlar diye planlıyorduk. Şimdi seçim zamanında bu bir araya gelme gecikirse, o zaman tekrar Cumhurbaşkanlarına arz edeceğiz, belki bir sonraki ziyarete hazırlanırız” şeklinde yanıt verdi.
Libya
Görüşmede Libya konusunu ele aldıklarını söyleyen Çavuşoğlu, “Libya’da özellikle birbirimize rakip olmadığımız ve aslında Libya’nın istikrarı için birlikte çalışmamız gerektiği konusunda hemfikiriz. Bu konuda da istişarelerimizi sıklaştıracağız” dedi.
Çavuşoğlu, “Mısır’ın rahatsız olduğu konu, başından beri söylediği konu bizim oradaki mevcudiyetimiz. Biz de oradaki mevcudiyetimizin Mısır için bir tehdit oluşturmadığını, o günkü meşru hükümetin (Fayiz Serrac başkanlığındaki Ulusal Mutabakat Hükümeti) daveti ve sonraki hükümetlerin (Abdulhamid Dibeybe başkanlığındaki Ulusal Birlik Hükümeti) de devam ettirdiği, eğitim dahil bir işbirliğine dayandığını söylüyoruz” dedi.
Çavuşoğlu, 27 Kasım 2019’da Serrac hükümetiyle deniz yetki alanı alanında imzalanan mutabakat zaptı ile ilgili açıklamasında şu ifadeleri kullandı;
“Bizim Libya’yla yaptığımız deniz yetki alanları anlaşması, Mısır’ın aleyhine değil. Mısır’ın Yunanistan’la yaptığı anlaşma da bizim aleyhimize değil. O anlaşmada Mısır tarafı ilişkiler soğukken bile bizim kıta sahanlığımızın sınırlarına riayet etti.”
Çavuşoğlu, Ekim ayında Dibeybe hükümeti ile imzalanan hidrokarbon anlaşması hakkında yöneltilen soru üzerine, ülkelerin herhangi bir ülkeyle hidrokarbon anlaşması yapabileceğini belirtti.
Mısır’ın bu konuya, Libya’daki mevcut hükümetin süresinin dolduğu ve artık meşru olmadığı için anlaşma imzalayamayacağı argümanıyla itiraz ettiğini hatırlatarak, “İmzalanan anlaşmanın kendileri aleyhine olduğunu söylemiyorlar” dedi.
Libya’nın doğusundaki silahlı güçlerin lideri Halife Hafter ile temas hakkında konuşan Çavuşoğlu şunları söyledi;
“Biz sadece Batı ile değil Doğu ile de görüşüyoruz. O bölgeye büyükelçimiz ziyarete gidiyor. Biz Libya’yı bir bütün olarak görüyoruz. Bu bizim sadece meşru hükümeti tanıdığımız gerçeğini değiştirmez. Şu anda Libya’da farklı güçler var. Bu ülkedeki askeri varlığımız bir anlaşma (Kasım 2019’da Serrac ile imzalanan güvenlik ve askeri işbirliği mutabakat zaptı) çerçevesinde geliyor. Oradaki en meşru mevcudiyet bizim askeri mevcudiyetimiz.”
Çavuşoğlu, Kahire’deki görüşmelerde Suriye, Irak, İran-Suudi Arabistan normalleşmesi, Ukrayna-Rusya Savaşı, Filistin konusu, Somali ve Etiyopya gibi bölgesel meselelerin görüşüldüğünü belirtti.
Dışişleri Bakanı, “Mısır’ın Etiyopya ile su meselesi var, bizim de komşu ülkelerle, İran, Irak, Suriye ile aynı şekilde su meselemiz var. O konularda tecrübeliyiz. Özellikle arabuluculuk konusunda yardıma ihtiyaç duyarlarsa gerekli desteği verebileceğimizi söyledik” diye konuştu.



Suriye'nin güneyindeki Dera kırsalında meydana gelen patlamada 33 kişi yaralandı

Dera ve Süveyda arasındaki otoyolda gıda malzemeleri yüklü kamyonlardan oluşan bir konvoy (AP)
Dera ve Süveyda arasındaki otoyolda gıda malzemeleri yüklü kamyonlardan oluşan bir konvoy (AP)
TT

Suriye'nin güneyindeki Dera kırsalında meydana gelen patlamada 33 kişi yaralandı

Dera ve Süveyda arasındaki otoyolda gıda malzemeleri yüklü kamyonlardan oluşan bir konvoy (AP)
Dera ve Süveyda arasındaki otoyolda gıda malzemeleri yüklü kamyonlardan oluşan bir konvoy (AP)

Güney Suriye'deki Dera vilayetinin sağlık müdürlüğü dün yaptığı açıklamada, Dera kırsalının batısındaki Abidin kasabasında bir düğün merasimi sırasında meydana gelen ve kaynağı bilinmeyen patlamada 33 kişinin yaralandığını duyurdu.

Dera Sağlık Müdürü Ziyad el-Mehamid, yaralılar arasında çocukların da bulunduğunu söyledi.

Dera Ulusal Hastanesi 19, Tafas Ulusal Hastanesi 6 ve el-Şecere kasabasındaki sağlık merkezi 8 yaralıyı tedavi altına aldı.

Abidin kasabası sakinleri Alman Basın Ajansı'na (DPA) şunları söyledi: “Ne olduğunu bilmiyoruz. Patlayıcı bir cihaz mıydı yoksa bir top mermisi miydi? Bazıları düğün kutlaması sırasında patlayan bir el bombası olduğunu söyledi ve çoğunluğu çocuk olmak üzere yüzlerce insan toplanmıştı.”

Suriye medyası, İsrail ordusuna ait bir devriyenin batı Dera kırsalındaki patlama bölgesine doğru ilerlediğini bildirdi, ancak daha fazla ayrıntı vermedi.

Bu arada, Suriye devlet televizyonu, güneydeki Süveyda vilayetinde silahlı grupların el-Mezra kasabasında İç Güvenlik Güçlerine ait bir aracı silahlı insansız hava aracıyla (SİHA) hedef aldığını bildirdi.

Bir güvenlik kaynağı televizyon kanalına, "isyancı grupların bombardımanı ateşkes anlaşmasının ihlali anlamına geliyor ve güvenlik güçleri bu ihlallere kararlı bir şekilde karşılık verecektir" ifadelerini kullandı.


İsrail, Güney Lübnan’ı hedef aldı

Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)
Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)
TT

İsrail, Güney Lübnan’ı hedef aldı

Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)
Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)

Lübnan’ın resmî haber ajansı Ulusal Haber Ajansı (NNA), bugün (Cuma) Güney Lübnan’daki Vezzani ve Mecidiye çevresinin İsrail topçuları tarafından hedef alındığını bildirdi.

Ajansa göre, İsrail’e ait bir insansız hava aracı Ras el-Nakura bölgesinde bir balıkçı teknesinin yakınına ses bombası bıraktı; olayda yaralanan olmadı. Aynı bölgede İsrail’e ait bir savaş botu da ülkenin kara sularına doğru makineli tüfekle ateş açtı.


İslami Cihad, son İsrailli esirin cesedinin teslim edilmediği iddiasını yalanladı

Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)
Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)
TT

İslami Cihad, son İsrailli esirin cesedinin teslim edilmediği iddiasını yalanladı

Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)
Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)

Filistinli kaynaklar, İsrail’in iki gündür öne sürdüğü, İslami Cihad Hareketi’nin Hamas ile iş birliği yapmayı reddettiği ve ateşkesin ikinci aşamasına geçilmeden önce elindeki son İsrailli esirin cesedini teslim etmediği yönündeki iddiaları yalanladı.

İsrail’in Maariv gazetesinin güvenlik kaynaklarına dayandırdığı haberine göre, Hamas ile İslami Cihad arasında, Ran Gafeli isimli son esirin cesedinin teslim edilmemesi konusunda gerilim yaşandığı iddia edildi. İsrail, Gafeli’nin kaçırılmasında İslami Cihad mensuplarının doğrudan rol aldığını düşünüyor.

İslami Cihad’ın askeri kanadı Saraya el-Kudüs, günler önce yaptığı açıklamada tüm esirleri teslim ettiklerini ve ateşkes anlaşmasına tamamen uyduklarını belirtti. Hareketten Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklar, Gafeli’nin cesedinin kendi ellerinde bulunmadığını, cesedin Hamas’ın kontrolünde olduğunu ifade etti. Kaynaklar, Hamas ile koordinasyonun “mükemmel seviyede” olduğunu ve İsrail basınında yer alan gerilim iddialarının gerçeği yansıtmadığını vurguladı.

dsvf
İslami Cihad savaşçıları ve Mısırlı işçiler, Gazze Şeridi'ndeki Nuseyrat'ın kuzeyinde İsrailli rehinelerin cesetlerini arıyor (Arşiv - AP)

Hamas kaynakları da Şarku’l Avsat’a, cesedin Gazze kentinin doğusundaki Şucaiyye ve Zeytun mahallelerinde 3 veya 4 farklı noktada bulunmuş olabileceği yönünde şüpheler olduğunu aktardı. Ancak bu noktalarda yürütülen aramalarda cesede ulaşılamadığı, esir alma ve gömülme süreçlerine dahil olan saha sorumluları ve militanların tamamının çeşitli saldırılarda öldüğü için kesin yer tespiti yapmanın zorlaştığı bildirildi. Kaynaklar ayrıca yoğun bombardıman ve bölgenin tamamen yıkılması nedeniyle tespit çalışmalarının daha da güçleştiğini belirtti.

Yediot Aharonot gazetesine göre İsrail, arabulucular aracılığıyla Hamas’a, cesedin yerinin belirlenmesine yardımcı olabilecek kişilere ilişkin bilgiler ve bölgenin olası konumunu gösteren uydu görüntüleri iletti. Hamas kaynakları, bu dosya ve diğer konularla ilgili arabulucularla temasın sürdüğünü söyledi.

Yeni videonun ortaya çıkardığı soru işaretleri

Bu gelişmeler, İsrailli esir ailelerinin yayımladığı görüntülerle eş zamanlı yaşandı. Videolarda, Ağustos 2024’te Refah’taki bir tünelde cesetleri bulunan altı esirin, tünelde birlikte yaşarken Hanuka’yı kutladıkları, 2024 yeni yılına girdikleri, konuşup saç tıraşı oldukları ve tünel içinde farklı noktalara hareket ettikleri görülüyor.

dfgh
Hamas militanları, 20 Şubat 2025'te Han Yunus'ta İsrailli rehinelerin cesetlerinin Kızılhaç'a teslimi sırasında tabutlardan birini taşıyor (DPA)

Görüntüler, İsrail ordusunun söz konusu altı kişinin tünele ulaşımdan iki gün önce Hamas tarafından öldürüldüğü yönündeki açıklamalarına dair soru işaretleri doğurdu. Hamas bu iddiayı reddederek, esirlerin bölgeyi hedef alan İsrail bombardımanında öldüğünü söyledi.

Maariv'den gazeteci Miki Levine, esirlerin “Nisan ayında anlaşma sağlanmış olsaydı hayatta olabileceklerini” belirten bir değerlendirme yayımladı. Levine, Başbakan Netanyahu ile bakanlar Smotrich ve Ben-Gvir’in “tam zafer” stratejisinde ısrar etmelerinin, Refah’a girilmesinin esirleri tehlikeye atacağı yönündeki uyarıları göz ardı ettiklerini yazdı.

İsrail devlet televizyonu da, esirlerin öldürülmesinden birkaç gün önce müzakerelerin tıkanma noktasına gelmesinin, Tel Aviv’in Filadelfi Koridoru’nun kontrolünü şart koşmasından kaynaklandığını; o aşamada anlaşma imzalansaydı altı esirden beşinin serbest bırakılacağını aktardı.

Hamas kaynakları ise Şarku’l Avsat’a, esirlerin topçu ve hava bombardımanında öldüğünü, saldırı sırasında bazı esir gardiyanlarının da yaşamını yitirdiğini teyit etti. Kaynaklar, savaş boyunca İsrail güçleri esirlere yaklaşırsa “tehlike durumunda esirin öldürülmesi” yönünde talimat bulunduğunu da belirtti.7Tünelin Refah’ın batısındaki Tel Sultan’da bulunduğu, İsrail ordusunun sonraki incelemelerinde esirlerin “bölgedeki yoğun askeri baskı nedeniyle hayatını kaybettiğini” kabul ettiği bildirildi.

Ekim 2024’te İsrail, Hamas’ın eski siyasi büro şefi Yahya es-Sinvar’ı, Tel Sultan’daki bir evde, yanında silahlı bir grupla bulunduğu sırada öldürmüştü. Kasım ayında Hamas kaynakları, Muhammed es-Sinvar’ın oğlu İbrahim’in de Refah’taki bir tünelde hava saldırısında öldüğünü açıklamıştı. DNA bulgularının, aynı tünelde Hamas mensuplarının bulunduğuna işaret ettiği belirtildi. Esirlerin, İbrahim es-Sinvar’ın öldüğü saldırıda hayatını kaybetmiş olabileceği değerlendiriliyor.

Hamas kaynakları, İsrailli esirlere ilişkin talimatların çok sıkı olduğunu ve hayatta kalmaları için tüm imkânların seferber edildiğini vurguladı.