IMF'den, Sri Lanka'nın talep ettiği 2,9 milyar dolarlık kurtarma paketine onay

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

IMF'den, Sri Lanka'nın talep ettiği 2,9 milyar dolarlık kurtarma paketine onay

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Uluslararası Para Fonu (IMF), Sri Lanka'nın talep ettiği 2,9 milyar dolarlık (yaklaşık 55 milyar TL) kurtarma paketini onayladı.
Sri Lanka Devlet Başkanlığı'ndan yapılan açıklamada, IMF'nin ülkeye yönelik Genişletilmiş Fon Kolaylığı (EFF) kapsamında 2,9 milyar dolarlık kurtarma paketini kabul ettiği belirtildi.
IMF'den yapılan açıklamada da yönetim kurulunun EFF kapsamında 48 ay süreli programı onayladığı kaydedildi.
Açıklamada, programın amacının "Sri Lanka'nın makroekonomik istikrarı ile borç sürdürülebilirliğini inşa etme, ekonominin yoksullar üstündeki etkisini azaltma, finansal sektör istikrarını koruma ve yönetim ile büyüme potansiyelini güçlendirme" olduğu belirtildi.
IMF Başkanı Kristalina Georgieva, açıklamada yer verilen değerlendirmesinde, Sri Lanka'nın bu krizin üstesinden gelmesi için EFF destekli programın hızlıca ve zamanında uygulanmasının önemli olduğunu ifade etti.

- Sri Lanka'daki durum
Ekonomik krizle mücadele eden Sri Lanka'da, mali durum ve yakıt sıkıntısına yönelik artan protestoların ardından Devlet Başkanı Gotabaya Rajapaksa, eşi ve iki korumasıyla 13 Temmuz 2022'de Maldivler'e, bir sonraki gün de Singapur'a gitmişti.
Rajapaksa, 14 Temmuz 2022'de elektronik posta yoluyla istifa mektubunu göndermişti. Bunun ardından 20 Temmuz 2022'de Sri Lanka Meclisi'nde yapılan oylamada, Geçici Devlet Başkanı ve Başbakan Ranil Wickremesinghe, ülkenin yeni devlet başkanı seçilmişti.
Sri Lanka'nın toplam dış borcu 51 milyar doları aşarken 2021'de vadesi dolan yaklaşık 7 milyar dolarlık borcu temerrüde düşmüştü.
Tarihinin en ağır ekonomik kriziyle karşı karşıya kalan Sri Lanka, IMF ile yürüttüğü görüşmeler sonucu 2,9 milyar dolarlık kredi ön anlaşmasına varmıştı.



İş stresi alkol tüketimini artırıyor: Çalışanların yüzde 64'ü etkileniyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

İş stresi alkol tüketimini artırıyor: Çalışanların yüzde 64'ü etkileniyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Yeni bir araştırmaya göre çalışanların neredeyse üçte ikisi iş kaynaklı stres veya baskılar nedeniyle daha fazla alkol tüketiyor.

Alcohol Change UK'in 2 bin çalışanla yaptığı ankete göre, Birleşik Krallık'ta çalışanların yüzde 64'ü işle ilgili nedenlerden dolayı alkol kullandığını bildirdi. Son 12 ayda artan tüketimin arkasında iş stresi, baskı ve kaygı var.

Her 10 kişiden 4'ü işle ilgili kaygılar nedeniyle alkol tüketimini artırdığını söylerken, katılımcıların yüzde 38'i iş stresiyle başa çıkmak için daha fazla içtiğini belirtti.

Üçte birinden fazlası işyerindeki baskı veya son teslim tarihleri nedeniyle daha fazla içki içerken, yüzde 29'u iş güvensizliği nedeniyle alkol tüketiminin arttığını söyledi.

Alcohol Change UK araştırma grubunun danışmanlık ve eğitim müdürü Jane Gardiner şunları söyledi:

Yaptığımız işler son derece çeşitli olsa da bu araştırma geçen yıl birçoğumuzun işle ilgili stres, kaygı, baskı ve iş güvensizliğini yönetmek amacıyla daha fazla alkol aldığını gösteriyor. Ancak alkol, yetersiz uykudan akşamdan kalmalığa, yüksek tansiyondan depresyona kadar birçok sağlık sorununa yol açarak genel sağlığımıza ve refahımıza ciddi zararlar verebilir. Bazıları için kısa süreli bir rahatlama sağlasa da zaman içinde stres, kaygı ve baskı duygularını daha da kötüleştirmesi ve istesek bile kurtulması zor bir kendi kendini tedavi etme döngüsüne yol açması daha olası.

Alkol Farkındalık Haftası'nın başlangıcı münasebetiyle yayımlanan araştırma, çalışanların işyerinde alkol konusunda önleyici eylem ve eğitim taleplerini ortaya koydu.

Bu yılın teması "Alkol ve iş", çalışma ortamlarının ve baskıların içki içme şeklimizi nasıl etkileyebileceğine ve nasıl daha sağlıklı, daha kapsayıcı işyeri kültürleri oluşturabileceğimize odaklanıyor.

Ankete katılan her 10 çalışandan 8'inden fazlası, işverenlerin işyerinde alkol konusunu ele almada bazı sorumlulukları olduğuna inanıyor. Ancak üçte birinden fazlası işyerinde alkol yerine ruh sağlığı hakkında konuşurken kendini daha rahat hissettiğini söyledi.

Gardiner sözlerini şöyle sürdürdü:

Son yıllarda işyerlerinde ruh sağlığı alanında görülen ilerlemenin bir yansıması olarak, konuşmaları teşvik etmek, şefkat ve desteği artırıp damgalanmayı azaltmak için, çalışanlardan alkol farkındalığı ve eğitimi konusunda bu kadar güçlü bir iştah görmek çok cesaret verici. Olumlu olan şu ki, çalışanlar alkolle ilgili sorunlarda reaktif müdahale yerine önleyici ve proaktif yaklaşımın daha etkili olduğunu kabul ediyor gibi görünüyor. İşte bu tür bir destek, alkolü tabu olmaktan çıkarmaya başlayacak, içki içme alışkanlıklarımızın genel sağlığımız ve refahımız üzerindeki etkisine dair farkındalık yaratacak ve önlenebilir alkol zararlarını daha meydana gelmeden önleyecek.

Independent Türkçe