Amman ve Ramallah’tan aşırı sağcı Bakan Smorich’e tepki

Amman ve Ramallah, aşırı sağcı İsrailli Bakan Smotrich'in açıklamalarını ‘uluslararası anlaşmaların ihlali ve kaosa davetiye’ olarak değerlendirdi

 Bir Filistinli dün yağmurlu bir günde Gazze Şehri'nde sular altında kalan bir sokağın fotoğraflarını çekerken (AFP)
Bir Filistinli dün yağmurlu bir günde Gazze Şehri'nde sular altında kalan bir sokağın fotoğraflarını çekerken (AFP)
TT

Amman ve Ramallah’tan aşırı sağcı Bakan Smorich’e tepki

 Bir Filistinli dün yağmurlu bir günde Gazze Şehri'nde sular altında kalan bir sokağın fotoğraflarını çekerken (AFP)
Bir Filistinli dün yağmurlu bir günde Gazze Şehri'nde sular altında kalan bir sokağın fotoğraflarını çekerken (AFP)

Aşırı sağcı İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich'in Filistin halkının varlığını inkâr ederek yeni bir siyasi bombayı patlatmasının ve bir platformda İsrail'in Ürdün'ü ve tüm Filistin topraklarını işgal ettiğini gösteren bir haritayla boy göstermesinin Ürdün ve Filistin hükümetlerinden sert bir dille kınama açıklamaları yapıldı. Böylesine yüksek bir mevkii işgal eden bir bakanın açıklamaları barış anlaşmalarına aykırılık, kaosa ve kanlı çatışmalara tahrik olarak değerlendirildi.
Smotrich, radikal Siyonist aktivist ve eski Likud Partisi Başkanı Jacques Kupfer onuruna Fransa’da düzenlenen etkinliğe yoğun güvenlik önlemleri altında katılmıştı. Smotrich bu gerekçeyle Paris'e gizli bir ziyarette bulunmuştu. Smotrich, El Halil bölgesinde bulunan Kiryat Arba yerleşim yerinde yanında yaşadığı sırada Kupfer'i tanıdığı için özel olarak davet edildi. Paris'e geldiği haberinin sızdırılmasının ardından kutlama yeri üç kez değiştirildi.
Smotrich katılımcılara hitaben yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Filistin halkı diye bir şey yoktur. Bu insanlar 100 yıldan daha eski bir icattan başka bir şey değil.”
Tel Aviv'deki haber sitesinde yer alan açıklamalara göre Smotrich, ayrıca “Gerçek Filistinli on üçüncü kuşaktan beri Kudüs'te olan dedem. 100 yılı aşkın bir süre önce Tula'da öncü bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen büyükannem Filistinli. Boykot hareketinin ve Filistin yanlısı örgütlerin ikiyüzlülüğüne yenik düşmeden gerçekleri söylemek gerekiyor” dedi. Smotrich, bunun yanı sıra ilk Filistin Kralı kimdi? Filistinlilerin dili nedir ve Filistin para birimi nerede, Filistin tarihi veya kültürü var mı? diye sordu.
Ardından “Ortadoğu'da Yahudi göçü ve Siyonizm'in başlangıcı ile aynı zamanda İsrail Topraklarına gelen Araplar var. Sırf Siyonist hareketle savaşmak için hayali bir ulus icat ediyor ve İsrail Topraklarında hayali haklar talep ediyorlar. Bu gerçek burada, Elysee Sarayı'nda, Washington'da ve Beyaz Saray'da duyulmalıdır” şeklinde konuştu.
Umman Dışişleri ve Gurbetçi İşleri Bakanlığı, Smotrich’in açıklamalarına cevaben yayınladığı açıklamada, “Amman, Smotrich'in, pervasız bir kışkırtıcı eylemi ve uluslararası normların ve Ürdün-İsrail barış anlaşmasının ihlalini temsil eden, Ürdün Haşimi Krallığı'nın sınırlarını ve işgal altındaki Filistin topraklarını kapsayan bir İsrail haritası kullanmasını şiddetle kınıyor” ifadelerine yer verildi. Bakanlığın resmi sözcüsü Sinan el-Mecali, “Bakanlık ayrıca, aşırılık yanlısı İsrailli bakanın kardeş Filistin halkına ve onların var olma haklarına ve Filistin ulusal topraklarındaki bağımsız ve egemen devletlerindeki tarihsel haklarına karşı yaptığı ırkçı ve tahrik edici aşırılık yanlısı açıklamaları da kınıyor” dedi.
Mecali, bakanlığın İsrail hükümetinin ‘İsrail hükümetinde görev yapan bir bakan tarafından sarfedilen bu kışkırtıcı, nefret dolu ifadeler konusunda’ açık ve net bir pozisyon alması gerektiğini vurguladığını söyledi. Bakanlığı, bu tür aşırılık yanlısı, nefret dolu açıklamalara ve bunların güvenliği ve istikrarı tehdit eden ve tırmanışa iten tehlikeli bir tırmanışa karşı koymak için gerekli tüm siyasi ve yasal önlemleri alacağının altını çizdi.
Ramallah’ta ise Başbakan Dr. Muhammed İştiyye, “Smotrich'in açıklamaları, mevcut İsrail hükümetini yöneten radikal, ırkçı, Siyonist ideolojinin kesin kanıtıdır. Bu ifadeler, ilk Siyonist slogan “Topraksız bir halk için bir halksız bir toprak” söylemiyle ve Filistin toprakları tartışmalı ve burası Vaat Edilmiş Topraklar iddiasıyla tutarlıdır” dedi.
İştiyye, “Huvara'yı (Batı Şeria'nın kuzeyindeki) yok etmek isteyenlerin bu açıklamaları kibir ve güç budalalığı ifade eder, topraklarımıza ve tarihimize olan aidiyetimizi sarsmaz. İsrail, sömürgeciler ve yerleşimciler tarafından kurulan ve tarih boyunca herhangi bir yerleşimci sömürgecilik gibi genişleyen bir sömürge devletidir ve biz tarihten sömürgeciliğin sona ereceğini öğrendik" dedi.



Hamas, İsrail medyasına konuştu: “Filistin devleti kurulursa silah bırakırız”

İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)
İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)
TT

Hamas, İsrail medyasına konuştu: “Filistin devleti kurulursa silah bırakırız”

İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)
İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)

Hamas, ateşkesin ikinci aşamasına geçilmesini desteklediklerini ve silah bırakmaya açık olduklarını duyurdu.

Adının paylaşılmaması şartıyla Times of Israel'e konuşan Hamas yetkilisi, Filistin devletinin kurulmasını sağlayacak müzakerelerin başlatılması halinde silah bırakacaklarını söylüyor:

Bu zorla veya ültimatomlarla yapılamaz. İsrail iki yıl boyunca Hamas'ı silahsızlandırmak için tüm askeri gücünü kullandı ama işe yaramadı. Silah bırakma meselesi siyasi bir sorunla bağlantılıdır ve bu nedenle siyasi bir çözüm gerektirir.

Yetkili, Filistinlilerin 78 yıllık İsrail işgaline karşı silahlı mücadele hakkının olduğunu belirterek, 1967 sınırlarının esas alınacağı bir Filistin devleti kurulması taleplerini yineliyor.

Gazze savaşının sonlandırılması için ABD öncülüğünde hazırlanan 20 maddelik barış planı 10 Ekim'de devreye girmişti. Anlaşmanın garantörleri arasında Türkiye, Mısır ve Katar var.

Plan kapsamında Hamas'ın silah bırakması ve Gazze'nin geleceğinde söz sahibi olmaması isteniyor. Bunun yerine Gazze Şeridi'nin yönetiminin Filistinlilerin yer alacağı bir teknokratlar komitesine geçici olarak devredilmesi planlanıyor. ABD Başkanı Donald Trump'ın başkanlık edeceği Barış Kurulu'na ek olarak bölgeye Uluslararası İstikrar Gücü (ISF) konuşlandırılması öngörülüyor.

Anlaşmanın ilk aşamasında Hamas ve İsrail arasında rehine takası gerçekleştirilmişti. Ayrıca İsrail askerleri belirlenen "sarı hatta" geri çekilmişti. Haberde, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin yüzde 53'ünü kontrol ettiği belirtiliyor.

İsrail, Hamas'ın elindeki 28 rehinenin hepsini teslim etmeden ikinci aşamaya geçilmeyeceğini duyurmuştu. Filistinli örgüt şimdiye dek 27 rehineyi İsrail'e gönderdi. Ancak 7 Ekim saldırısında öldürülen İsrailli polis memuru Ran Gvili'nin naaşı hâlâ Gazze'de. Hamas yetkilisi, cesedin yerini bulmak için çalışmaların sürdüğünü söylüyor.

İkinci aşama kapsamında Barış Kurulu üyelerinin belirlenmesi ve Gazze'ye güvenlik gücü konuşlandırılması hedefleniyor. Bu aşamaya geçiş için Hamas'ın silah bırakmayı kabul etmesi gerekli. Bunun ardından İsrail askerleri daha gerideki bir hatta çekilecek.

Trump ikinci aşamaya "çok yakında geçileceğini" söylemiş fakat bir takvim açıklamamıştı. Ocak itibarıyla Gazze'ye ISF askerlerinin gönderilmesi planlanıyor.

Hamas yetkilisi, 7 Ekim 2023'te düzenlenen Aksa Tufanı'nda esir alınan kişileri ilk etapta operasyondan kısa süre sonra bırakmayı düşündüklerini söylüyor.

Ancak İsrail'in saldırıları durdurmaması ve arabulucular tarafından savaşın sonlandırılacağına dair garantiler sunulmaması nedeniyle bu plandan vazgeçtiklerini ifade ediyor.

ABD Başkanı Donald Trump'ın öncülüğünde hazırlanan plana göre ISF, Hamas'ın silahsızlandırılmasında da rol oynayacak.

Öte yandan Hamas yetkilisi, ISF kontrolündeki böyle bir sürece yanaşmayacaklarını belirterek, güvenlik gücü askerlerinin Gazze'de İsrail ordusuyla Filistin halkı arasında "tampon bölge" görevi görmesi gerektiğini savunuyor.

Ayrıca silahsızlanma karşılığında İsrail ordusunun tamamen Gazze'den çekilmesini talep ettiklerini aktarıyor.

7 Ekim 2023'te düzenlenen Aksa Tufanı'nın sonuçlarından pişmanlık duymadıklarını söyleyen Hamas yetkilisi, dünya kamuoyunun İsrail'in gerçek yüzünü görmesini sağladıklarını vurguluyor:

Tarihi değiştirmeyi başardık. Dünya gözlerini açtı, Filistinlilerin yaşadıklarını ve İsrail'in ne suçlar işlediğini gördü.

IDF ve Yahudi yerleşimciler işbirliği yapıyor

Diğer yandan İsrail Savunma Kuvvetleri'nin (IDF), Batı Şeria'daki Yahudi yerleşimcilerle aktif işbirliği yaptığı aktarılıyor.

İsrail'in kamu yayıncısı Kan'ın hazırladığı Zman Emet (Gerçek Zamanlı) programına katılan Tuğgeneral Avi Bluth, ISF'nin "sınır bölgelerinde çiftlikler kurmaları için yerleşimcilerle tam işbirliği içinde hareket ettiğini" söyledi.

Bluth, bu işbirliğinin özellikle geçen yıl temmuzda hızlandırıldığını belirtti.

Independent Türkçe, Times of Israel, Haaretz


Muhammed bin Salman ve eş-Şara Suriye ekonomisini canlandırma çabalarını görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, geçen şubat ayında Riyad'da Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'yı kabul etti (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, geçen şubat ayında Riyad'da Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'yı kabul etti (SPA)
TT

Muhammed bin Salman ve eş-Şara Suriye ekonomisini canlandırma çabalarını görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, geçen şubat ayında Riyad'da Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'yı kabul etti (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, geçen şubat ayında Riyad'da Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'yı kabul etti (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman bin Abdulaziz, dün Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'dan telefon aldı.

Prens Muhammed bin Salman ve Ahmed eş -Şara, Suudi Arabistan ve Suriye arasındaki ikili ilişkilerin çeşitli yönlerini ve bu ilişkileri bir dizi alanda güçlendirme fırsatlarını gözden geçirdiler.

İki taraf ayrıca ortak ilgi alanlarına giren konuları ve Suriye'de güvenlik ve istikrarın pekiştirilmesi ile ekonomik toparlanmanın sağlanması çabalarını görüştü.


Suriye’de sivillerin üzerine varil bombası atılmasını öneren komitenin üyesi olan bir pilot tutuklandı

Suriye’de sivillere karşı varil bombası kullanılmasına karışan isimlerden Tuğgeneral Faik Miyase (Suriye İçişleri Bakanlığı)
Suriye’de sivillere karşı varil bombası kullanılmasına karışan isimlerden Tuğgeneral Faik Miyase (Suriye İçişleri Bakanlığı)
TT

Suriye’de sivillerin üzerine varil bombası atılmasını öneren komitenin üyesi olan bir pilot tutuklandı

Suriye’de sivillere karşı varil bombası kullanılmasına karışan isimlerden Tuğgeneral Faik Miyase (Suriye İçişleri Bakanlığı)
Suriye’de sivillere karşı varil bombası kullanılmasına karışan isimlerden Tuğgeneral Faik Miyase (Suriye İçişleri Bakanlığı)

Lazkiye'deki iç güvenlik güçleri, Suriye’deki devrimin başlangıcında savunmasız Suriye halkına karşı varil bombalarının kullanılmasını öneren eski rejimin askeri komitesinin üyesi olan Tuğgeneral Faik Eyub Miyase’yi tutukladı.

Suriye Arap Haber Ajansı (SANA), Lazkiye İç Güvenlik Komutanı Albay Abdulaziz el-Ahmed, Haffah bölgesindeki İç Güvenlik Müdürlüğü birimlerinin Terörle Mücadele Şubesi ile iş birliği içinde özel bir güvenlik operasyonu gerçekleştirdiğini söylediğini ve birkaç gün süren dikkatli izleme ve takip sonucunda, Lazkiye kırsalındaki Lukmani köyünden pilot Tuğgeneral Faik Eyub Miyase’nin tutuklandığını aktardı.

Albay Ahmed, Miyase'nin askeri rütbelerde yükseldiğini, teğmen pilot rütbesiyle mezun olduğunu ve 1982 yılında Hama Askeri Havaalanı’nda çalıştığını belirtti. Suriye devriminin başlangıcında Taftanaz Askeri Havaalanı'ndaki 63. Tugay'ın komutanlığına atanan Miyase, İdlib kırsalındaki Mestuma’daki hava ve kara harekât odalarıyla birlikte hedefleri belirlemekle görevlendirildi, böylece tüm bu noktalar daha sonra helikopterler tarafından hedef alınabilecekti.

Suriye rejimi tarafından Suriye'nin güneyinde bulunan Dera kentindeki İnhil beldesine atılan varil bombası (Arşiv - Reuters)Suriye rejimi tarafından Suriye'nin güneyinde bulunan Dera kentindeki İnhil beldesine atılan varil bombası (Arşiv - Reuters)

Miyase, ön soruşturmalar sırasında, devrimin başlangıcında varil bombalarının kullanılmasını öneren askeri komitenin üyesi olduğunu itiraf etti. Ayrıca, çeşitli illerde varil bombaları ve deniz mayınlarıyla hedef alınacak yerlerin belirlenmesinden de sorumluydu.

Lazkiye iç güvenlik komutanı, masumların kanıyla lekelenmiş her suçluyu adalete teslim etmek ve yasalar uyarınca hesap vermelerini sağlamak için her türlü çabayı göstereceğine dair taahhüdünü teyit etti.

Bu operasyon, İçişleri Bakanlığı ve ilgili makamların, geçiş dönemi adaletinin uygulanması, mağdurların ve ailelerinin haklarının güvence altına alınması ve hiçbir suçlunun hesap vermekten kaçmaması ilkeleri temelinde, Suriye halkına karşı işlenen suçlara ve ihlallere karışan eski rejimin simalarının peşine düşme ve hesap sorma çabaları çerçevesinde gerçekleşti.