Müslüman Kardeşler içinde Genel Mürşid Vekili seçmeye yönelik mücadele hız kazandı

 İstanbul Grubu, Londra Cephesi’nin seçtiği Salah Abdulhak’a karşı ıktı.

Salah Abdulhak. (İhvan-ı Müslimin’in internet sitesi)
Salah Abdulhak. (İhvan-ı Müslimin’in internet sitesi)
TT

Müslüman Kardeşler içinde Genel Mürşid Vekili seçmeye yönelik mücadele hız kazandı

Salah Abdulhak. (İhvan-ı Müslimin’in internet sitesi)
Salah Abdulhak. (İhvan-ı Müslimin’in internet sitesi)

Müslüman Kardeşler (İhvan-ı Müslimin) örgütünde Londra Cephesi’nin Salah Abdulhak'ı örgütün yeni Genel Mürşid Vekili olarak seçmesi, kararı reddeden İstanbul Grubu ile olan anlaşmazlığı derinleştirdi. Eski Genel Mürşid Vekili İbrahim Münir’in geçtiğimiz yıl hayatını kaybetmesinden bu yana iki taraf arasındaki tartışmalar aralıksız devam ediyor. Gözlemciler, her biri liderliğe uygun olduğunu iddia eden iki taraf arasındaki bu çatışmanın önümüzdeki dönemde hız kazanacağı görüşünde.
Londra Cephesi, geçtiğimiz pazar akşamı Müslüman Kardeşler örgütünün saflarında eğitimden sorumlu olan 79 yaşındaki Abdulhak'ı seçtiğini açıklamıştı. Ancak İstanbul Grubu, ismin açıklanmasından saatler sonra bir açıklama yayınlayarak buna karşı olunduğunu duyurdu. İstanbul Grubu’nun açıklamasında “Bu duyurunun yapıldığı hesaplar hiçbir şekilde Müslüman Kardeşler’i temsil etmiyor” ifadelere yer verildi. Hareket Genel Mürşid Vekili olarak Mahmud Hüseyin’e bağlılığa teyit edildi. Mısır'daki Müslüman Kardeşler örgütünün 2013 yılında bağlı olduğu Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin cumhurbaşkanlığından uzaklaştırılmasının ardından ağır bir yenilgiye uğraması üzerine yetkililer, aynı oluşumun üyelerini ‘terör’ suçları işlemekle itham ederek kovuşturmaya başladı. Bunun üzerine örgütün liderleri birkaç ülkeye dağıldı. Ancak medyadaki en güçlü cepheleri Türkiye ve İngiltere'deki cepheler oldu.
İstanbul Grubu tarafından yayınlanan bir bildiride şu ifadeler kullanıldı:
“Londra Cephesi’nin Salah Abdulhak'ı Müslüman Kardeşler’in Genel Mürşid Vekili olarak atanması, resmi Müslüman Kardeşler kurumlarına paralel oluşumlar yaratmaya veya sözde görev ve isimlere sahip kişileri adlandırmaya yönelik yenilenen girişimler kapsamında yer alıyor. Bir oldu bitti dayatılamayacak ve işe yaramayacak.”
Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Londra Cephesi’nin açıklamasında Abdulhak’ın örgütü yeniden tanımlayacak, konumunu güçlendirecek, yeniden birleştirecek ve örgütün gençlerini bir sonraki aşamayı yönetmeleri için yetkilendireceği kaydedildi.
Londra Cephesi’nin kontrolü altındaki Müslüman Kardeşler örgütünün internet sitesinde Abdulhak’ın örgüt saflarındaki hayat hikayesinin özeti yayınlandı. Bu özette daha önce örgüt içinde liderlik pozisyonlarına gelmediği gözlendi. 1950’li yıllarda örgüt saflarına katılan Abdulhak, Seyyid Kutub ve Örgüt Genel Mürşid Vekili Muhammed Bedi’nin sanık olduğu davada 1965 yılında cezaevine girdi.
Müslüman Kardeşler’in Londra Cephesi’nin Şura Konseyi’nden bir lider “Genel Şura Konseyi tarafından seçildikten ve Uluslararası Şura Konseyi'nin desteğini aldıktan sonra, şu andan itibaren Abdulhak tartışmasız Genel Mürşid Vekili oldu” dedi.
Müslüman Kardeşler’den bir lider, Şarku'l Avsat’a yaptığı açıklamada şu açıklamada bulundu:
“Mahmud Hüseyin ve beraberindeki beş kişi hakkında 10 Ekim 2021'de görevi durdurma kararı çıkarıldı. Bu nedenle örgüt içerisinde bir statüye sahip değil. Hüseyin'in bahsettiği Şura Konseyi artık yok. Çünkü üyeleri ya öldü ya da Mısır'daki hapishanelerde. Şu an tanınan ve karar verme yetkisine sahip olan yeni bir Şura Konseyi oluşturuldu.”
Diğer yandan radikalizm konusunda uzmanlaşmış Mısırlı bir araştırmacı olan Amr Abdulmunim, Şarku'l Avsat’a yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“İstanbul Grubu'nun Londra Cephesi’nin Salah Abdulhak'ı Genel Mürşid Vekili olarak seçmesini reddi yurtdışındaki liderler arasındaki çatışma bağlamında beklenen bir durumdu. İstanbul ve Londra cepheleri arasındaki anlaşmazlıkların son aylarda eski Genel Mürşid Vekili İbrahim Münir'in ölümünün ardından derinleşti. Bununla birlikte Abdulhak’ın seçilmesi konusunda Londra Cephesi içinde de bölünmeler meydana geldi. Ancak çoğunluk eski ekipten olması ve eğitim sorumlusu olması nedeniyle Abdulhak’ın seçilmesini onayladı.”
Abdulmunim, önümüzdeki dönemde iki cephe arasında yaşanabilecek anlaşmazlık senaryolarına ve bu çatışmaya ilişkin iki ihtimal olduğuna inanıyor. Birincisi; Abdulhak'ın örgüt içindeki tüm çatışan grupları kontrol altına alabilmesi ve bağlılık yemini etmek ve örgütü yeniden birleştirmek için onlarla diyaloglar yürütebilmesi. İkincisi; ihtilafın olduğu gibi kalması ve iki cephe arasındaki medya atışmasının önümüzdeki dönemde artması ve İstanbul Grubu’nun konumunu koruması ve Abdulhak'ı seçmeyi reddedip Londra Cephesi açısından, Müslüman Kardeşler örgütünden sadece muhalif bir grup olarak kalması. Abdulmumim ayrıca Abdulhak'ın Müslüman Kardeşler içindeki grupları birleştiremeyeceğini ve önümüzdeki dönemde çatışmanın artacağını öne sürdü.



Trump’ın açıklaması ateşkesi tehlikeye mi attı? 17. Maddeyle Gazze'de fiili bölünme ihtimali masada mı?

Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)
Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)
TT

Trump’ın açıklaması ateşkesi tehlikeye mi attı? 17. Maddeyle Gazze'de fiili bölünme ihtimali masada mı?

Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)
Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump’ın, Gazze’deki ateşkes anlaşmasının “ikinci aşamasının değiştirileceği” yönündeki kısa ve belirsiz açıklaması, bu değişikliğin ne anlama geldiğine ilişkin soruları gündeme taşıdı.

Uzmanlara göre Trump’ın işaret ettiği değişiklik, anlaşmanın uygulanma biçiminde bir revizyon anlamına geliyor. Buna göre, İsrail’in hâlihazırda yüzde 55’ini kontrol ettiği Gazze’den çekilmesi ve Hamas’ın silahsızlandırılmasına geçilmesi yerine, 17. maddenin devreye alınması söz konusu olabilir. Bu madde, barış planının taraflardan biri kabul etmese bile tek taraflı olarak ilerletilmesine imkân tanıyor.

10 Ekim’de yürürlüğe giren ateşkes anlaşmasındaki 17. madde, Hamas’ın öneriyi geciktirmesi veya reddetmesi halinde, “yardımların genişletilmesi dahil, planın belirtilen unsurlarının, İsrail ordusunun terörden arındırılmış olarak uluslararası istikrar gücüne devrettiği bölgelerde uygulanacağını” düzenliyor.

Geçen ekim ayında Hamas ile İsrail arasında imzalanan “barış belgesi” sadece birinci aşamayla ilgili maddeleri içeriyordu. Bu aşama; ilk ateşkes, İsrail güçlerinin geri çekilmesi, esir takası ve insani yardım girişlerinin kolaylaştırılmasını kapsıyor. Ancak savaş sonrası Gazze’nin yönetimine ilişkin “ikinci aşama” konusunda resmî bir mutabakat sağlanmış değil.

Perşembe günü yaptığı açıklamada Trump, planın ikinci aşamasının “çok yakında değiştirileceğini” söyledi. Açıklama, sürecin tıkanması ve sahadaki ilerlemenin sınırlı kalması nedeniyle endişelerin arttığı bir döneme denk geldi; ancak Trump değişikliğin içeriğine dair ayrıntı vermedi.

Görsel kaldırıldı.
Filistinli bir kadın, İsrail'in Han Yunus'ta düzenlediği bir baskın sonucu akrabalarından birinin öldürülmesine tepki gösteriyor (AFP)

Ahram Siyaset ve Strateji Merkezi İsrail Çalışmaları uzmanı Dr. Said Okaşa, (Saeed Okasha) Trump’ın sözünü ettiği değişikliğin büyük olasılıkla 17. maddeye dayanacağını belirtiyor. Okaşa’ya göre bu adım, “eski Gazze” ve “yeni Gazze” ayrımını güçlendirecek bir fiili bölünmeye kapı aralayabilir. Bu yaklaşımı geçen ay ABD’nin bölge özel temsilcisi Steve Witkoff’un da çeşitli görüşmelerde dile getirdiğini hatırlattı.

Okkaşa, anlaşmanın geçen ay Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından onaylandığını anımsatarak, Hamas’ın silahsızlanma sürecine yanıt vermemesi gibi gerekçelerle 17. maddenin yeniden devreye sokulmasının mümkün olduğunu söyledi. Uzman, böyle bir senaryonun Gazze’de “ne savaş ne barış” şeklinde sürecek bir çıkmaz yaratabileceğini ifade etti.

Görsel kaldırıldı.
Filistinliler, Cebaliye'de yıkılan binaların enkazı arasında sokaklara kurulmuş çadırların yanından geçiyor (AFP)

Filistinli siyaset analisti Dr. Ayman el-Rakkab da, Trump’ın değişiklik açıklamasının içeriğinin belirsizliğine işaret ederek, “İsrail’in bölgede kalma isteğiyle birleştiğinde, Gazze’nin fiilen ikiye bölünmesi ihtimali güçleniyor” değerlendirmesinde bulundu.

Bu belirsizlik sürerken, Axios haber sitesi Trump’ın 25 Aralık’tan önce Gazze’de barış sürecinin ikinci aşamasına geçileceğini açıklamayı planladığını duyurdu. Habere göre Washington, Gazze’de oluşturulacak yeni yönetim yapısı ve uluslararası istikrar gücünün son hazırlıklarını tamamlıyor. ABD Başkanı’nın, bu adımları görüşmek üzere İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile ay sonundan önce bir araya gelmesi bekleniyor.

İkinci aşamanın önünde ciddi engellerin olduğunu ifade eden Rakkab: “Barış Konseyi ile teknokrat hükümet henüz kurulmadı. Güvenliği devralacak polis gücü ve uluslararası istikrar kuvveti oluşturulmadı. Bu nedenle somut bir hareketin en erken ocak ayında mümkün olabileceğini düşünüyorum” dedi.

Okaşa, yakın vadede İsrail’in kontrolde tuttuğu bölgeyi yüzde 60 seviyesine çıkarmaya çalışabileceğini, ancak anlaşmanın genel çerçevesinde büyük bir tırmanış beklemediğini belirtti.

Geçtiğimiz günlerde Yedioth Ahronoth, İsrail’in yaklaşık iki milyon Filistinliyi sarı çizginin doğusunda İsrail kontrolündeki yeni bölgelere yeniden yerleştirmeyi, Hamas kontrolündeki bölgeleri tamamen sivillerden boşaltmayı ve Hamas unsurlarını bu bölgelerde aşamalı şekilde takip etmeyi içeren bir plan hazırladığını yazmıştı. Şarku’l Avsat’ın  Telegraph gazetesinin Batılı diplomatlara dayandırdığı haberinden aktardığı bilgilere göre ABD planının Gazze’nin kalıcı biçimde ikiye ayrılması riskini barındırdığını bildirmişti.

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati ise geçtiğimiz günlerde Barselona’da AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas ile yaptığı görüşmede, Gazze ile Batı Şeria’nın birliğinin korunması gerektiğini vurgulayarak, ayrıntıları tartışılan hiçbir adımın “bölünmeyi pekiştirmesine” izin verilemeyeceğini söyledi. Abdulati, çarşamba günü yaptığı başka bir açıklamada da, “Gazze’nin bölünmesini konuşmak dahi mümkün değildir. Gazze, Doğu Kudüs dâhil olmak üzere, kurulacak Filistin devletinin ayrılmaz bir parçasıdır” dedi.

Uzman Okaşa’ya göre Mısır, hem Gazze’nin bölünmesini hem de anlaşmayı zayıflatacak her türlü değişikliği engellemek için diplomatik çabalarını sürdürecek. Buna karşın, Trump’ın planı etrafındaki belirsizlik nedeniyle önümüzdeki döneme ilişkin tüm senaryolar hâlâ masada.


Avn, BM Güvenlik Konseyi heyetinden İsrail'e ateşkes ve geri çekilme anlaşmasını uygulaması için baskı yapmasını istedi

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)
TT

Avn, BM Güvenlik Konseyi heyetinden İsrail'e ateşkes ve geri çekilme anlaşmasını uygulaması için baskı yapmasını istedi

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)

Lübnan Cumhurbaşkanlığı, Cumhurbaşkanı Joseph Avn’ın bugün ülkede bulunan Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle bir araya geldiğini açıkladı. Görüşmede Avn, Lübnan ordusunun görevini tamamlaması için destek çağrısında bulunarak, İsrail’in Güney Lübnan’dan çekilmesi için baskı yapılmasını talep etti.

Cumhurbaşkanlığı, heyetin ‘uluslararası kararların uygulanması yoluyla Lübnan’da istikrarı destekleme ve ülkelerin Lübnan ordusuna yardım ederek birliklerini tamamlamaya ve silah tekelini sağlamaya hazır olduklarını’ belirttiğini duyurdu.

Açıklamada Avn’ın, Lübnan’ın uluslararası kararları uygulama taahhüdünü yinelediği ve “İsrail tarafını ateşkesi uygulamaya ve çekilmeye zorlamamız gerekiyor; bu konuda sizden destek bekliyoruz” ifadelerini kullandığı kaydedildi.

Geçen yıl kasım ayında, ABD arabuluculuğunda İsrail ile Hizbullah arasında bir ateşkes sağlanmıştı. Bu ateşkese rağmen, İsrail hâlâ Güney Lübnan’daki bazı noktalarda kontrolünü sürdürüyor ve ülkenin doğusu ile güneyine yönelik saldırılarını devam ettiriyor.


Ukrayna: Rusya ile taviz değil, gerçek barış peşindeyiz

Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
TT

Ukrayna: Rusya ile taviz değil, gerçek barış peşindeyiz

Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)

Ukrayna Dışişleri Bakanı Andriy Sibiga, dün Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'na (AGİT) yaptığı açıklamada, Ukrayna'nın Rusya ile "taviz değil, gerçek barış" istediğini söyledi.

Güvenlik ve insan haklarına odaklanan bir kuruluş olan AGİT, savaş sonrası Ukrayna'da rol oynamayı hedefliyor.

ABD Başkanı Donald Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile ABD elçileri arasında "oldukça iyi" olarak nitelendirdiği görüşmelerin ardından çarşamba günü yaptığı açıklamada, barış görüşmelerine giden yolun şu anda belirsiz olduğunu söyledi.

Sibiga, örgütün yıllık bakanlar kurulu toplantısından önce, "Münih'te gelecek nesillere ihanet edenlerin isimlerini hâlâ hatırlıyoruz" diyerek, "Bu bir daha asla olmamalı. İlkelerden taviz verilmemeli ve uzlaşmaya değil, gerçek barışa ihtiyacımız var" ifadelerini kullandı.

devfdr
Rus askerleri Kursk bölgesindeki Sudzha’da devriye geziyor (Arşiv- AP)

Bakan, görünüşe göre İngiltere, Fransa ve İtalya'nın Adolf Hitler'in o dönem Çekoslovakya olan toprakları ilhak etmesini kabul ettiği 1938 tarihli Nazi Almanyası anlaşmasına atıfta bulunuyordu. Bu anlaşma, tehditkâr bir güçle yüzleşmemenin işareti olarak yaygın olarak kullanılıyor.

Sibiga, ABD'ye barışı sağlama çabalarından dolayı teşekkür etti ve Ukrayna'nın "bu savaşı sona erdirmek için mümkün olan her fırsatı değerlendireceğine" söz verdi. "Avrupa geçmişte çok fazla adaletsiz barış anlaşması imzaladı. Hepsi yeni felaketlere yol açtı" diye ekledi.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy dün, ekibinin Amerika Birleşik Devletleri'ndeki toplantılara hazırlandığını ve Trump'ın temsilcileriyle diyaloğun devam edeceğini söyledi.

Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Rusya ve Avrupa ile Orta Asya'nın büyük bir bölümünü içeren 57 üye ülkeyi kapsayan Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT), Soğuk Savaş döneminde Doğu-Batı diyaloğu için kilit bir forum olarak ortaya çıktı.

Örgüt son yıllarda, Rusya'nın kilit kararların uygulanmasını engellemesi ve örgütü Batı kontrolü altında olmakla suçlamasıyla sık sık çıkmaza giriyor. Rusya, açıklamasında Ukrayna'nın AGİT gündemine "tamamen hakim olmasından" şikayet etti.