Galatasaray Başkanı Dursun Özbek, TFF ve Fenerbahçe'yi eleştirdi

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Galatasaray Başkanı Dursun Özbek, TFF ve Fenerbahçe'yi eleştirdi

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Dursun Özbek, MHK Başkanı Lale Orta'nın yayıncı kuruluşu aramasına TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi ve TFF Yönetim Kurulu Üyelerinin sessiz kalmasına tepki gösterdi.
Dursun Özbek, Nef Stadyumu'nda yaptığı basın açıklamasında, Merkez Hakem Kurulu (MHK) Başkanı Lale Orta'nın yayıncı kuruluşu aramasına TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi ve TFF Yönetim Kurulu Üyelerinin sessiz kalmasına tepki gösterdi.
Yaşanan gelişmeler üzerine açıklama kararı aldıklarını ifade eden Galatasaray Başkanı Dursun Özbek, şunları söyledi:
"Sözlerime Kasımpaşa maçındaki bir pozisyonla ilgili başlamak istiyorum. Bu maçta Zaniolo'ya yapılan hareket, sonrasındaki gelişmeler ve yorumlar, bütün bir sezona ışık tutmaktadır. Bu hareketin önemine binaen bu açıklamaya ihtiyaç duyduk. Oyuncumuz Zaniolo'ya yapılan hareket, önemli bir hareketti. Sonraki gelişmeler de çok önemliydi. Şu anda geldiğimiz noktada MHK Başkanı Lale Orta, başında bulunduğu kurumun görev tanımının dışına çıkarak hakem yorumcularına baskı yaptı."
MHK Başkanı Lale Orta'nın yaptığı açıklamaya değinen Dursun Özbek, "Bu açıklamaların sebebiyle ne TFF Başkanı ne de yönetim kurulu üyeleri yorum yapmamış ve sessiz kalmıştır. Demek ki şunu anlıyoruz; TFF Başkanı ve yönetim kurulu üyeleri, Lale Orta'yla aynı fikirdedir, Lale Orta da onların sözcülüğünü üstleniyor." diye konuştu.

"Bir kişi hem savcı hem de hakim olamaz"
Yaşanan gelişmeler nedeniyle hayal kırıklığı içinde olduklarını ifade eden Dursun Özbek, şöyle devam etti:
"Olayı Konya'da öğrendim. Basın mensuplarıyla yaptığım konuşmada bunun inanılmaz bir durum olduğunu, inanmak istemediğimi belirtmiştim. Bunun gerçek olmadığını düşündüm. MHK'nin görev ve yetkileri talimatlarla bellidir. Görev ve yetkisi arasında yayıncı kuruluşa ya da herhangi bir basın kuruluşuna müdahale etme yoktur. Bundan daha da vahimi, yönetim kurulu kararı olmadan çıkarılmayacak bir VAR videosunun VAR odasından çıkarılmasıdır. Demek ki VAR odasında gösterilmesi gereken ya da gösterilmemesi gereken görüntüler var. Burada MHK Başkanı istediği gibi karar veriyor, istediği görüntüleri istediği kadar ekrana getiriyor. Hukukta şu söylem vardır, bir kişi hem savcı hem de hakim olamaz. Burada MHK Başkanı hem savcılığa hem de hakimliğe, adalet dağıtan kişi rolüne soyunmuştur. Bunu kabul etmiyoruz."
Galatasaray olarak daha önce yayıncı kuruluşa 300 sayfalık bir taleple giderek haklarını savunmak istediklerini dile getiren Özbek, "Sezon başından bu yana yapılan haksızlık daha iyi anlaşılıyor. Demek ki bazı görüntüler yayınlanabilir, bazılarının da yayınlanmaması lazım. Bunun yayınlanabilir ya da yayınlanamaz olduğu konusu, MHK Başkanının anlattığı çerçevede, onun inisiyatifinde. Hukukta böyle bir şey yok. Deliller herkese açık olmalı, herkes o deliller çerçevesinde kendi hakkını arama mecburiyetindedir." değerlendirmesinde bulundu.
Hataların kabul edilmesi yerine durumun normalleştirilmesinin daha büyük hatalara yol açtığını dile getiren Dursun Özbek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Güçlü görünmek için adaletten vazgeçerseniz, tarafsızlığınızı kaybedersiniz. Bu kurulun başkanının arka kapılardan bulduğu çözümlerle, yaptığı telefon görüşmeleriyle değil, adaletli hakem seçimleriyle hepimize örnek olması gerekir. Sayın Lale Orta'nın müdahale ettiği programda görevli bir arkadaşımız istifa etmiş. Lale Orta televizyondaki konuşmasında bu arkadaşın EYT'den istifa ettiğini açıklamış. Birilerinin aklıyla alay etmek istediğiniz zaman bu tip örnekler verirsiniz. Bu arkadaşın istifasıyla, televizyonda yaptığı yorum aynı saate denk gelmiş. Kimse bizim aklımızla alay etmeye kalkmasın. Lale Orta'nın seçildiği dönemde yapılan tüm spekülasyonlara rağmen, herkes için adalet konusunda kendisinin yanında olacağımızı belirttik. Ama geldiğimiz noktada bunun tam tersi oluyor. Kimse bunun acemice bir hata olduğunu söyleyemez. Böyle bir ortamda TFF neden sessiz. Bunu anlamakta güçlük çekiyorum. Neredeyse tüm ülkenin hemfikir olduğu, bu konunun yanlışlığıyla ilgili TFF Başkanı neden açıklama yapmıyor? Yönetim kurulu üyeleri neden sessiz? Niçin ve kimden çekiniyorsunuz? Böyle bir ortamda bütün bir sezona ışık tutacak bir olayda herkes susuyor, Lale Orta hem TFF'nin sözcülüğünü yapıyor hem de olaylara açıklama getirmek zorunda kalıyor. Neden çekiniyorsunuz Sayın Başkan. Yönetim kurulu arkadaşlarım, neden çekiniyorsunuz?"
"Bu hakem (Mete Kalkavan) Galatasaray maçında rakip takımın formasıyla maç seyrederken görüldü"
Herkes için adalet istediklerini ilk günden bu yana söylediklerini söyleyen Dursun Özbek, adaletin herkes için sağlanmaması durumunda mevcut durumdaki gibi birilerinin adaleti kendisine göre dizayn edebileceğini ileri sürdü.
Hafta sonunda yaşanan gelişmelerin bir plan dahilinde göz göre göre oynandığını da iddia eden Özbek, konuşmasında şunları aktardı:
"Birbirine benzer pozisyonlar. Dubois'ya yapılan bir hareket var. Hareketi yapan kişi itirafta bulunmuştur. Kırmızı kartı hak ettiğini söylüyor ama hakem bunu görmüyor, VAR görmüyor. Rakibimizin (Fenerbahçe) maçında aynı hareket yapılıyor. Gereken kart gösterilmiyor. Hakem görüyor, VAR görüyor ama verilmiyor. Anlaşılması zor görüntüler var. Hakem elini kırmızı karta götürürken birden bire vazgeçiyor. Kaldı ki çok iyi hatırlıyoruz, bu hakem (Mete Kalkavan) bir Galatasaray maçında rakip takım formasıyla maç seyrederken görüldü. Böyle bir şeye nasıl izin verilir. Bu konu daha önce de gündeme geldi. TFF Başkanı, TFF yetkilileri, MHK yetkilileri, hakem tayininin bir algoritmayla yapıldığı konusunda bizi ikna etmeye çalıştılar. Hakemin performansından tutun, verileceği maçtaki akrabalık ilişkisi gibi detaylar var algoritmada. Galatasaray'a rakip olan bir takımın taraftarı olduğunun görüntüsünü veren bir hakemle ilgili bunu algoritmaya yazmayı unuttunuz mu? Bu algoritmanın değerlerini kim yazıyor, kim çiziyor? Kırmızı kart gösterilmesi gereken pozisyonla ilgili tüm spor yorumcuları, herkes hem fikir. Hakemin hareketi de o yönde. Kim müdahale ediyor bir anda da hakemin hareketi değişiyor? Yan hakem mi müdahale ediyor, VAR'dan mı müdahale var? Kimse anlamıyor. Rashica'ya yapılan hareketin aynısı Konya'da penaltı değil ama Alanya'da penaltı."
Demir Grup Sivasspor maçının ardından açıklanan kayıtlara da değinen Özbek, Fenerbahçe'nin açıklamalarına işaret ederek "Sivasspor maçında herkesin hata olduğu konusunda hem fikir olduğu pozisyonu dillerine dolamışlar, oradan bir şey çıkarma peşindeler. Alanyaspor maçının 21. dakikasında oyuncularının kırmızı kart görmesi gerekiyor. Uzatmalarla birlikte maç neredeyse 90 dakika 10 kişi oynanacak. Türkiye'de sporu bilen herkes bunun zor bir durum olduğunu açıklar. Kimse bu kırmızı kartı konuşmasın istiyorlar." şeklinde konuştu.
Fenerbahçe'nin Corendon Alanyaspor deplasmanında oynanan maçın devre arasında yaptığı açıklamaya da değinen Özbek, şöyle devam etti:
"Sahada maç oynanıyor, devre arasında açıklama yapılıyor. Maçı sahada kazanacağını iddia eden bir kulüp, devre arasında neden açıklama yapar. Önünüzde 45 dakika var. Federasyona, hakemlere baskı yapmak ve kırmızı kartı unutturmak için bunu yapıyorlar. 'Bizi sistem dışına itiyorlar' diye devamlı mağdur edebiyatı yapılıyor. Amaç belli, kendi lehlerine yapılan hataların üstünü kapatmak."
"Hocaları uluslararası basının önünde Türk futbolunun değerini iki paralık etmek için demeç veriyor"
Fenerbahçe'nin Sevilla mücadelesinin ardından sarı-lacivertli ekibin teknik direktörü Jorge Jesus'un "Maçların sahada kazanılması gerekiyor, masada değil." açıklaması hakkında de eleştirler de bulunan Özbek, konuyla ilgili şunları ifade etti:
"Avrupa Ligi'nde maç bitiyor, hocaları (Jorge Jesus) uluslararası basının önünde Türk futbolunun değerini iki paralık etmek için demeç veriyor. Hep beraber Türk futbolunun marka değerini yukarıya çekmek için çabaladığımız bir dönemde böyle mi olur? Herkes suskun, herkes dilini yutmuş vaziyette. Kimse konuyla ilgili yorum yapmıyor. Fatih hocamız, Schalke maçından önce Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu (PFDK) ile ilgili yorum yaptı diye 3 maç ceza aldı. Bunu herkese hatırlatıyorum. Türk futbolu hepimizin ortak faydası. Marka değerini hepimizin koruması lazım. Aslında her şey planlı. Geçen sene ligi 13. sırada bitiren takımımızın bu sene bu başarıyı elde edeceğini hesaplamamışlar. Galatasaray taraftarının gücünü, bu takımın kapasitesini hafife aldıkları için ne yapacaklarını bilmiyorlar. Bu yüzden rekabetin seviyesini aşağıya indirmeye çalışıyorlar."
Rakipleriyle yüksek seviyede rekabet etmek istediklerini söyleyen Başkan Özbek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Herkes şunu bilsin. Biz sizinle bu kadar düşük seviyede rekabet etmek istemiyoruz. İftiralarla, ayak oyunlarla rekabeti aşağıya çekmek istiyorsunuz. İnsanları manipüle etmekten vazgeçin. Buradan bir kez daha söylüyorum, ne yaparsanız yapın, biz kazanacağız ve sahada kazanacağız. Adaleti size ve sinsi oyunlarınıza rağmen getireceğiz. Utancı giden kimsenin kalbi ölür. Ben buradan utancı giden, kalbi ölmüş olanlara sesleniyorum. Artık hiçbir şeyin sizi utandırmayacağını çok iyi biliyorum. Bizim adalete ve doğruya inancımızın önünde duracak gücünüz ve cesaretiniz yok. Şimdi çekilin karanlık köşelerinize, size rağmen Türk futboluna aydınlığı getireceğiz. Herkes bunu böyle bilsin."



Salih Yoluç ve Ayhancan Güven'in yarışacağı WEC nedir?

Serinin en ünlü ve prestijli yarışı, Fransa'da gerçekleştirilen Le Mans 24 Saat (WEC)
Serinin en ünlü ve prestijli yarışı, Fransa'da gerçekleştirilen Le Mans 24 Saat (WEC)
TT

Salih Yoluç ve Ayhancan Güven'in yarışacağı WEC nedir?

Serinin en ünlü ve prestijli yarışı, Fransa'da gerçekleştirilen Le Mans 24 Saat (WEC)
Serinin en ünlü ve prestijli yarışı, Fransa'da gerçekleştirilen Le Mans 24 Saat (WEC)

Adrenalin'den herkese merhaba. Bu hafta Racing Team Turkey'nin Asian Le Mans Series'te yarışacağını açıklaması, motor sporları hayranlarının gözünü Dünya Dayanıklılık Şampiyonası'na (WEC) çevirdi. Biz de bu hafta WEC'i inceleyeceğiz.

FIA WEC, 2012'de FIA (Uluslararası Otomobil Federasyonu) ve Automobile Club de l'Ouest (ACO) tarafından kuruldu. Şampiyona, 6 saatten 24 saate kadar sürebilen uzun mesafeli yarışları içeriyor. Serinin temel özelliği, aracın performansıyla birlikte dayanıklılığı, yakıt stratejisini, lastik yönetimini ve pilot değişim temposunu aynı anda test eden bir format sunması.

WEC, yıllar içinde üretici katılımı açısından da motor sporlarının en yoğun rekabetçi alanlarından biri haline geldi. 2026 sezonunda 14 üretici mücadele edecek:
Alpine, Aston Martin, BMW, Cadillac, Corvette, Ferrari, Ford, Genesis (yeni katılım), Lexus, McLaren, Mercedes-AMG, Peugeot, Porsche ve Toyota.

Bu geniş üretici listesi, serinin teknoloji geliştirme açısından önemini de yansıtıyor. Yarışlarda kullanılan aerodinamik paketler, hibrit sistemler, dayanıklılık parçaları ve güvenlik çözümleri daha sonra üreticilerin yol araçlarına adapte ediliyor. Bu nedenle WEC, hem pist hem de ticari otomotiv sektörü için bir inovasyon laboratuvarı niteliğinde.

WEC'te yarışan arabalar temelde iki sınıfa ayrılıyor: Hypercar ve LMGT3. Bu ayrım ilk bakışta karmaşık görünebilir ama aslında basit bir mantığa dayanıyor. Hypercar sınıfı, şampiyonanın zirvesi kabul ediliyor.

Bu sınıftaki araçlar tamamen yarış için tasarlanmış, ileri mühendislik ürünleri. Onları yollarda görebileceğimiz bir otomobille karşılaştırmak mümkün değil. Üreticiler, Ferrari'den Porsche'ye, Toyota'dan Peugeot'ya kadar, kendi özel tasarımlarını geliştirip dayanıklılık yarışlarının sınırlarını zorlayan araçlar ortaya koyuyor.

Bu sınıfın amacı hız, teknoloji ve mühendislik üstünlüğü. Le Mans 24 Saat gibi dev bir yarışı genel klasmanda kazanan ekip de her zaman Hypercar kategorisinden çıkıyor. Yani bu sınıf, hem marka prestiji hem de teknik rekabet açısından şampiyonanın kalbi.

LMGT3 ise çok daha tanıdık bir görüntü sunuyor. Bu araçlar, herkesin günlük hayatta gördüğü veya bildiği spor otomobillerin yarışa uyarlanmış versiyonları.

Porsche 911, Ferrari 296, BMW M4 veya Aston Martin Vantage gibi modeller, LMGT3 sınıfında ciddi bir dönüşüm geçirmiş halleriyle piste çıkıyor. Bu dönüşüm; daha hafif gövde, artırılmış aerodinamik parçalar, yarış frenleri ve güvenlik ekipmanları gibi birçok değişikliği içeriyor.

Ancak araçların temel silueti ve karakteri hâlâ yol versiyonunu hatırlatıyor. Bu nedenle LMGT3 yarışları genellikle çok yakın mücadelelere sahne oluyor çünkü araçların performansları birbirine epey yakın.

Bu iki sınıfın en ilginç yanıysa aynı anda, aynı pistte yarışmaları. Hypercar'lar daha hızlı olduğundan yarış boyunca LMGT3 araçlarına tur bindiriyorlar.

Bu durum, izleyenler için sürekli hareket, trafik yönetimi ve strateji gerektiren çok katmanlı bir yarış deneyimi oluşturuyor. Sürücüler sadece kendi içinde rekabet etmiyor, aynı zamanda farklı sınıflardan gelen tempolara uyum sağlamak zorunda kalıyor. İşte dayanıklılık yarışlarının hem karmaşık hem de büyüleyici olmasının nedeni bu.

WEC'teki sınıf ayrımı aslında şampiyonanın ruhunu oluşturan çeşitliliğin ta kendisi. Hypercar sınıfı üreticilerin teknoloji gösterisi, LMGT3 ise tanıdık spor otomobillerin yarış ruhunu temsil ediyor. Bu iki dünyanın tek bir yarışta buluşması, WEC'i diğer tüm motor sporlarından farklı ve benzersiz kılıyor.

WEC’de her yarış hafta sonu, belirli bir akışa sahip programla ilerliyor. Hafta sonu antrenman seanslarıyla başlıyor. Bu seanslarda takımlar araç ayarlarını denerken, yakıt tüketimini, lastik davranışlarını ve pist koşullarını analiz ediyor.

Ardından sıralama turları başlıyor. 2025’te yenilenen ve 2026’da da devam edecek bu formatta, her sınıf için önce 12 dakikalık bir sıralama bölümü yapılıyor. Bu bölümde en hızlı turları atan ilk 10 araç, Hyperpole adı verilen final seansına kalıyor. Hyperpole kısa, stresli ve tamamen hız odaklı bir mücadele; burada atılan en hızlı tur, yarışa kimin pole pozisyonundan başlayacağını belirliyor.

Tüm bu yapı hem rekabeti sıkı tutmak hem de seyirciye heyecan dolu bir hafta sonu sunmak için tasarlanmış durumda.

csdfgth
Takvim, WEC'in küresel görünürlüğünü artırmak amacıyla farklı pazarlara hitap edecek şekilde planlanmış durumda (WEC)

Türk motor sporları tarihinde uluslararası başarılarıyla bilinen Salih Yoluç, 2026'da WEC'e resmi dönüş yapacağını açıkladı. Daha önce Le Mans dahil birçok dayanıklılık yarışında zafer kazandı ve GT kategorilerinde önemli dereceler elde etti. 2026 sezonu için hedefi, LMGT3 sınıfında istikrarlı bir performans ortaya koymak.

Geçen yılın DTM şampiyonu Ayhancan Güven ise 2026'da Manthey Racing'le WEC'te yarışacak. Porsche destekli kariyerinin ardından dayanıklılık arenalarına geçişi, onun için yeni bir profesyonel sayfa anlamına geliyor. Sprint yarışlarındaki agresif ve kontrollü sürüş stilini uzun mesafe formatına nasıl adapte edeceği merakla bekleniyor.

Her iki pilotun da aynı sezon WEC'te yer alması, Türk motor sporları camiası adına tarihi bir gelişme. 

Racing Team Turkey'nin mücadele edeceği Asian Le Mans Series (ALMS), dayanıklılık yarışlarının Asya ayağını temsil eden FIA onaylı bir şampiyona.

Genellikle 4 saatlik yarışlardan oluşan bu seri LMP2, LMP3 ve GT sınıflarını içeriyor.

Takımların WEC öncesi araçlarını test etmeleri için önemli bir hazırlık kategorisi Asian Le Mans Series'te gösterilen başarılar, ekiplerin Le Mans 24 Saat için davet alma şansını doğrudan etkiliyor. Racing Team Turkey'nin katılımı, hem sportif hem de uluslararası görünürlük açısından ciddi önem taşıyor.

WEC, modern motor sporlarının en teknik, en stratejik ve en çok dayanıklılık gerektiren platformlarından biri. 2026 sezonuna girerken hem üretici sayısının artması hem de sınıflardaki rekabet dengesi, şampiyonayı daha çekişmeli bir hale getiriyor. Yoluç ve Güven'in aynı sezonda yer alması ve Racing Team Turkey'nin ALMS programı ise Türkiye adına tarihi bir dönem başlatıyor.

2026 sezonu, Türk motor sporları tutkunları için kaçırılmaması gereken bir dönem olacak.

Kaynaklar: WEC, ALMS


Mike Tyson, Floyd Mayweather maçının yer ve zamanını açıkladı

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Mike Tyson, Floyd Mayweather maçının yer ve zamanını açıkladı

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Mike Tyson, Floyd Mayweather'la planladığı gösteri maçının martta Afrika'da gerçekleşeceğini öne sürdü.

Tyson ve Mayweather'ın 2026 baharında dövüşeceği eylülde duyurulmuş ancak herhangi bir yer veya tarih açıklanmamıştı.

Bu detaylar henüz resmi olmasa da Tyson, geçen hafta "Mike Tyson'la Bir Deneyim" adlı etkinlikte konuşurken konuya değindi.

59 yaşındaki eski dünya ağırsıklet şampiyonu, "Floyd Mayweather, buna inanabiliyor musun?" dedi.

Martta Afrika'da olacak. İnanılmaz olacak, tüm rekorları kıracak. Sporun gelmiş geçmiş en büyük etkinliklerinden biri olacak.

Tyson en son Kasım 2024'te, 8 rauntluk profesyonel bir maçta eski YouTuber Jake Paul'la karşılaşmış ve puanla kaybetmişti. Bu, Tyson'ın 2020'de kendisi gibi boks ikonu Roy Jones Jr.'a karşı çıktığı gösteri maçından bu yana ilk karşılaşması ve 2005'ten beri ilk profesyonel müsabakasıydı.

Öte yandan Mayweather, eski UFC şampiyonu Conor McGregor'ı boks kariyerindeki ilk maçında nakavt ettikten sonra 2017'de 50-0'lık mükemmel bir karneyle emekliye ayrılmıştı. Ancak 48 yaşındaki sporcu daha sonra çok sayıda gösteri maçında mücadele etti.

Mayweather-Tyson karşılaşması gösteri maçı olarak duyurulsa da tarih, yer veya kurallar açıklanmadı ve hatta Mayweather'la Manny Pacquiao arasında bir rövanş karşılaşmasının, iki Amerikalının dövüşeceği bu müsabakayı engelleyebileceği bile düşünülüyordu.

Pacquiao ekimde, Mayweather'la rövanş maçından bahsederken "Şu anda görüşmeler sürüyor" demişti. 2015'te Mayweather, tarihin en yüksek hasılatlı boks maçında Filipinli boksörü puanla yenmişti.

46 yaşındaki Pacquiao, "Birbirimizi anlayıp anlayamayacağımıza bağlı" diye devam etmişti.

Ekiplerimiz doğrudan koordinasyon içinde. Rövanş yakında gerçekleşirse boks dünyasının heyecanlanacağından eminim. Kendi kararı, bu yüzden Mike Tyson'la dövüşmesini engelleyemem. [Birbirimizle] neredeyse aynı fikirdeyiz ancak hâlâ müzakere ettiğimiz birkaç detay var. Muhtemelen Las Vegas'ta gerçekleşecek. [Eski dünya şampiyonu Vasyl] Lomachenko'yla bir gösteri maçı için de bir görüşmemiz var. Ancak şu anda müzakere ettiğimiz Mayweather maçı gerçek bir dövüş.

Bu yaz profesyonel boksa geri dönen Pacquiao, WBC yarı ortasıklet kemeri için Mario Barrios'a meydan okumuştu. Pacquiao, 30 yaşındaki boksörle berabere kalmıştı.

Independent Türkçe


Tyson Fury, 2026'da dönüyor mu?

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Tyson Fury, 2026'da dönüyor mu?

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

2026'da emeklilikten döneceği iddia edilen Tyson Fury, Anthony Joshua'yla uzun zamandır beklenen "Britanya Savaşı"nı düzenlemek yerine dünya şampiyonluklarını geri kazanmayı hedeflemiş gibi görünüyor.

Fury, birleşik ağırsıklet dünya şampiyonu Usyk'e üst üste ikinci yenilgisini aldığı geçen aralık ayında boksu bırakmıştı.

Ancak iki kez şampiyon olan Fury, 2022'de yaptığı gibi 6 ay sonra ringe dönüşünü neredeyse kesinleştirdi. Fury bu yıl Instagram'da 18 Nisan 2026'da Usyk'le üçüncü kez dövüşeceğini duyurdu.

Eldivenlerini asmadan önce Anthony Joshua'yla bir Britanya süper maçına çıkacağı uzun süredir konuşuluyordu ancak Ukraynalı'yla bir üçleme, önceliği olmaya devam ediyor gibi görünüyor.

Fury, "Kral, tahtına dönmeli" diye yazdı.

Bu uzun ve yalnız yolda sadece ben yürüyebilirim ancak uzun ve zorlu mücadelelerin ardında ölümsüzlük var! Tanrılar tek kişilik orduyla savaşıyor, bu savaş 2000 yıldan fazla süre önce Yesuar adıyla bilinen bir adam tarafından kazanıldı. Onun kutsal adıyla ilerliyorum, 2026.

34-2-1'lik karnesiyle Fury, Usyk'e üst üste yenilmeden önce Francis Ngannou'ya karşı zorlanmıştı.

Bu son gönderi geri dönüşün hâlâ mümkün olduğunu ima etse de Fury, son zamanlarda emeklilik kararında tutumunu değiştiriyor. Ekimde ringe geri dönmek için "hiçbir nedeni" olmadığını söylemişti.

FurociTV'ye verdiği röportajda Fury, şöyle konuşmuştu:

Boks ringine geri dönmem için gerçek bir neden yok. 37 yaşındayım, son 25 yıldır yumruk yiyorum, neden boksa geri dönmek isteyeyim? Eskiden para ve unvanlar içindi ama artık harcayabileceğimden fazla param var, sınırsız sayıda kemerim ve unvanım var. Peki bu beni daha mutlu ediyor mu? Hayır. Kovalamak, zaferden daha mı iyiydi? Evet. Dürüst olmak gerekirse, tırmanış dağın zirvesinden daha iyiydi. Her zaman böyledir. İstediğim zaman boksa geri dönebilirim ama istemiyorum. O gürültüye, ilgi odağı olmaya veya tekrar yumruklanmaya hiç ilgim yok, ilgilenmiyorum, bana hiçbir faydası yok. Bugün bana 1 milyar sterlin teklif etseniz bile bu hiçbir şeyi değiştirmez çünkü artık başkalarının ne düşündüğünü umursamayacak noktayı geçtim.

Independent Türkçe