80 yaş ve üzeri 4 erkek, 160 kilometrelik yarışı nasıl bitirdi?

David Blaylock koşu boyunca arada sırada dursa da hiç oturmadığını söyledi (Twitter/@AravaipaRunning)
David Blaylock koşu boyunca arada sırada dursa da hiç oturmadığını söyledi (Twitter/@AravaipaRunning)
TT

80 yaş ve üzeri 4 erkek, 160 kilometrelik yarışı nasıl bitirdi?

David Blaylock koşu boyunca arada sırada dursa da hiç oturmadığını söyledi (Twitter/@AravaipaRunning)
David Blaylock koşu boyunca arada sırada dursa da hiç oturmadığını söyledi (Twitter/@AravaipaRunning)

ABD'nin Nevada eyaletinde 3-4 Mart'ta düzenlenen USA Track & Field 100 Mile Road Championships adlı ultra maratona 80 yaş ve üzeri 5 atlet katıldı. 
Yaşlı koşuculardan dördü bu uzun parkuru tamamlamayı başardı. Yarışmacılar, 160 kilometreyi koşma sırlarını The Washington Post'a anlattı.
Yarışı 29 saat 49 dakika 29 saniyede tamamlayarak 80-84 yaş grubunun kazananı olan David Blaylock, gençken böyle bir başarıyı elde edemeyeceğini ve atletizm takımına bile giremediğini söyledi:
"Hiç hızlı değildim. Kısa bacaklarım ve kısa ayaklarım var."

80 yaşındaki yarışçı, maraton koşmaya 40'larında başladığını ve 50'lilerinden sonra ultra maratona geçtiğini belirtti. 
Parkuru 30 saat 9 dakika 8 saniyede bitiren Eddie Rousseau da koşmaya 40'lı yaşlarında başladığını belirtti:
"Bacaklarım yeni."
Teksas Üniversitesi'nde görev yapan egzersiz fizyolojisi profesörü Hirofumi Tanaka da ikiliye destek verdi:
"Bugünlerde karşılaştığınız usta sporcuların çoğu, hayatları boyunca atlet değildi. Bu cesaret verici bir haber. Çünkü size egzersiz yapmaya başlamak için asla geç olmadığını ve tembel olsanız da veya gençken rekabetçi birisi değilseniz bile elit statüsüne ulaşabileceğinizi gösteriyor."
37 saat 15 dakika 39 saniyeyle 80-84 yaş grubunu üçüncü tamamlayan Ian Maddieson, lisede koştuğunu ancak ayağını kırdıktan sonra bu sporu bıraktığını belirtti. 80 yaşındaki adam, koşmaya 30'larında tekrar başladığını kaydetti.
Ultra maratonu 37 saat 59 dakika 42 saniyede tammalayan Denis Trafecanty ise koşmaya 20'lerinde başladığını ve 60 yıldır devam ettiğini bildirdi. 
Yarışma yetkililerinden lin Gentlnig, etkinliğin yaşlıları cezbedebilecek bazı özellikleri olabileceğini söyledi. bunlar arasında 160 kilometreyi tamamlamak için 40 saatlik süre belirlenmesi, yardım istasyonu noktalarının fazlalığı ve parkurun düz olması var. 

Hızlı yürüme ve koşma
Yarışa katılan 80 yaş ve üzeri 5 koşucu da her hafta kilometrelerce yol kat edip antrenman yapıyor. Bunların çoğunda koşmak yerine hızlı yürüyüşü tercih ediyorlar. 
Blaylock pazar hariç her gün yaklaşık 20 kilometre yürüdüğünü söyledi. Grubun en yaşlısı olan 83 yaşındaki Rousseau, yarışlarda koşmayı ve hızlı yürümeyi tercih etmesiyle arkadaşları arasında “Hızlı Eddie” lakabını kazandı. 
Rousseau, bazen 10 saniye koşup 50 saniye yürüdüğünü veya 30 saniye koşup 30 saniye yürüdüğünü belirtti:
"Etkinliğe ve antrenmana bağlı."
Rousseau haricindeki diğer yarışmacılar ultra maratonda hızlı yürümeyi tercih etti. yaklaşık 150 kilometre yürüdükten sonra yarışa devam edemeyen 81 yaşındaki Todd Leigh ve Maddieson, etkinlikte yürüyüş sopasından yardım aldı. 
Leigh ise şöyle konuştu:
"Keşke koşabilseydim. Ama açıkçası yürüyüşüm en hızlı koşuşumdan daha hızlı. Eddie harika. O çok hızlı."

Yemek çok önemli
Blaylock dürüm ve hamburger gibi yemekleri yemekten çekinmediğini, canı ne isterse onu tükettiğini ifade etti:
"O kadar çok kalori yakıyorsan, biraz savurganlık yapabilirsin."
Rousseau ise elektrolit içeren spor içeceklerini ve besleyici karışımları içtiğini açıkladı.
Kendisini hepobur olarak tanımlayan Maddieson, tabağının genellikle et, sebze ve nişastadan oluştuğunu söyledi.
Trafecanty de et, sebze ve meyve tükettiğini söylerken kahveden kaçındığını vurguladı.
Güne bir bardak kereviz suyuyla başladığını belirten Leigh, ardından protein içeceği içtiğini belirtti. Leigh'in öğle yemeğinde haşlanmış yumurta, kızarmış ekmek ve bazen de yulaf ezmesi var. Yaşlı sporcu akşamlarıyla et, pilav ve patates gibi ürünleri tükettiğini açıkladı.
 
Independent Türkçe, The Washington Post, Canadian Running Magazine



Brad Pitt'in yeni filmi sadece 10 günde rekor kırdı

61 yaşındaki Oscarlı oyuncu Brad Pitt, F1 Filmi'nde özel tasarlanmış 320 km. hız yapabilen bir araçla piste çıktı (Apple)
61 yaşındaki Oscarlı oyuncu Brad Pitt, F1 Filmi'nde özel tasarlanmış 320 km. hız yapabilen bir araçla piste çıktı (Apple)
TT

Brad Pitt'in yeni filmi sadece 10 günde rekor kırdı

61 yaşındaki Oscarlı oyuncu Brad Pitt, F1 Filmi'nde özel tasarlanmış 320 km. hız yapabilen bir araçla piste çıktı (Apple)
61 yaşındaki Oscarlı oyuncu Brad Pitt, F1 Filmi'nde özel tasarlanmış 320 km. hız yapabilen bir araçla piste çıktı (Apple)

Brad Pitt'in başrolünde yer aldığı F1 Filmi (F1: The Movie), vizyona girmesinden sadece 10 gün sonra dünya çapında 293 milyon dolarlık gişe hasılatına ulaşarak Apple Stüdyoları'nın en çok kazanan sinema yapımı oldu.

Top Gun: Maverick'in yönetmeni Joseph Kosinski'nin yönettiği spor draması, Formula 1 pistlerine uzun bir aradan sonra geri dönen emekli pilot Sonny Hayes'i konu alıyor. 

Pitt'e filmde Joshua rolündeki Damson Idris, Kate'i canlandıran Kerry Condon ve Ruben'i oynayan Javier Bardem eşlik ediyor. Yapımcılığını Apple Stüdyoları'nın üstlendiği F1 Filmi, Warner Bros. tarafından da dağıtıldı.

Film sadece ABD ve Kanada'da 109,5 milyon dolar kazanırken, uluslararası pazarlarda 184,1 milyon dolar elde etti. Aksiyon dolu spor dramasının küresel toplamı ise 293,6 milyon dolara ulaştı. Böylece F1 Filmi, Martin Scorsese'nin gişede 158 milyon dolar kazanan Oscar adayı filmi Dolunay Katilleri'ni (Killers of the Flower Moon) ve Ridley Scott'ın 221 milyon dolar hasılatlı dev projesi Napolyon'u (Napoleon) geride bırakarak Apple'ın sinemada en çok kazanan yapımı unvanını aldı.

Bu başarı, Apple için sinema yatırımlarında önemli bir dönüm noktası olabilir. Daha önce yüksek bütçelerine rağmen gişede başarısız olan yapımların ardından, F1 Filmi'nin bu çıkışı stüdyonun sinema alanındaki geleceğini belirlemede etkili olabilir. 

Dijital yayın platformu AppleTV+'ta Severance ve Ted Lasso gibi popüler dizilerle televizyon tarafında başarı elde eden şirket, sinemada benzer bir istikrar yakalama çabasında.

Ancak film henüz kâra geçmiş değil. Yapım maliyeti 250 milyon doların üzerinde olan F1 Filmi'nin tanıtım için de yaklaşık 100 milyon dolar harcandığı tahmin ediliyor. Buna rağmen, orijinal bir senaryoya sahip ve yetişkin izleyiciye hitap eden bir film için ulaşılan bu rakamlar, Apple'ın sektörde kalması için umut verici.

Haziran sonunda vizyona giren film, açılış haftasında ABD'de 57 milyon dolarlık hasılatla Apple'ın en iyi çıkış yapan filmi olmuştu. F1 Filmi; Çin, Birleşik Krallık, Meksika, Fransa ve Avustralya gibi ülkelerde de yüksek gelir elde etti.

Filmin IMAX kameralarla, gerçek Formula 1 yarışlarının çevresinde çekilmiş olması da büyük ekranlardaki etkisini artırdı. Dünya genelinde yalnızca IMAX gösterimlerinden 60 milyon dolar kazanan F1 Filmi, toplam gelirinin yaklaşık yüzde 20'sini bu formatlardan sağladı.

Independent Türkçe, Variety, ScreenRant