Rusya, Putin için yakalama kararı çıkaran Lahey'i hipersonik füzeyle tehdit etti

Putin'in sağ kolu Medvedev, "Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin kararı korkunç sonuçlar doğurur" dedi.

Ukrayna, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin hakkındaki kararını memnuniyetle karşıladı (AP)
Ukrayna, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin hakkındaki kararını memnuniyetle karşıladı (AP)
TT

Rusya, Putin için yakalama kararı çıkaran Lahey'i hipersonik füzeyle tehdit etti

Ukrayna, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin hakkındaki kararını memnuniyetle karşıladı (AP)
Ukrayna, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin hakkındaki kararını memnuniyetle karşıladı (AP)

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin hakkında yakalama kararı çıkaran Hollanda'nın Lahey kentindeki Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne (UCM), Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitri Medvedev'den çok sert bir tepki geldi.
Medvedev bugün Telegram kanalında yaptığı açıklamada Lahey'deki binasını hipersonik füzeyle tehdit etti.
Eski Başbakan, "Beyler, ne yazık ki herkes Tanrı'nın ve roketlerin altında yürüyor. Kuzey Denizi'ndeki bir Rus gemisinden Onyx hipersonik füzenin Lahey'deki mahkemeyi hedef alarak kullanılmasını hayal etmek mümkün" dedi.
57 yaşındaki siyasetçi, uluslararası kamu hukukunun "temel kusurunun verimsizlik" olduğunu da savundu:
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nun taraflı kararlarını uygulamak istemeyen ülkeler BM Güvenlik Konseyi'nin kararlarını veto ediyor, BM'nin çeşitli kurumlarını terk ediyor. Bunun nedeni, bir grup egemen ülkenin onlar gibi egemen devletleri zorlamanın kabul edilemezliğine dayanan adaletsizlikleridir… Eşitin eşit üzerinde hükmü yoktur.
Medvedev, UCM'nin Putin hakkındaki kararının "uluslararası hukuk açısından korkunç sonuçlar doğuracağını" da ileri sürerek şöyle konuştu:
Bu, hukukun temellerinin, ilkelerinin çöküşüdür. Sorumluluğun kaçınılmazlığına ilişkin varsayımlar da buna dahildir. Bundan böyle hiç kimse herhangi bir uluslararası kuruluşa başvurmayacak, herkes kendi arasında anlaşacak. BM'nin ve diğer kurumların tüm aptalca kararları paramparça olacak. Tüm uluslararası ilişkiler sisteminin kasvetli düşüşü yaklaşıyor. Güven tükendi.
Ne olmuştu?
UCM, Putin ve Rusya'nın Çocuk Hakları Komiseri Maria Alekseyevna Lvova-Belova hakkında Rusya-Ukrayna Savaşı sırasında Ukraynalı çocukların Rusya'ya kaçırılması suçundan yakalama kararı çıkarıldığını 17 Mart'ta bildirmişti.
Yapılan açıklamada Ukraynalı çocukların Rusya'ya hukuka aykırı olarak götürülmesi suçuna her iki şüphelinin de iştirak ettikleri savunulmuştu. UCM, Putin'in, kontrolü altındaki kişilerin bu suçu işlemesine engel olmadığı gerekçesiyle sorumlu tutulduğu ifade etmişti.
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, kararın ardından "Rusya bazı devletler gibi bu mahkemenin yargı yetkisini tanımamakta. Bu nedenle, bu türden herhangi bir karar hukuk açısından Rusya Federasyonu için geçersiz" ifadesini kullanmıştı. 
Independent Türkçe, Newsweek, AA



BM raporu: Batı Şeria'daki yerleşim faaliyetleri 2017'den bu yana en yüksek seviyesine ulaştı

İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (AFP)
İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (AFP)
TT

BM raporu: Batı Şeria'daki yerleşim faaliyetleri 2017'den bu yana en yüksek seviyesine ulaştı

İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (AFP)
İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (AFP)

AFP'nin dün gördüğü BM Genel Sekreteri'nin raporuna göre, İsrail'in işgal altında bulunan Batı Şeria'daki yerleşim genişlemesi, BM'nin 2017'de izlemeye başlamasından bu yana 2025'te rekor seviyeye ulaştı.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Güvenlik Konseyi üyelerine gönderdiği belgede, "İşgal altındaki Batı Şeria'da, Doğu Kudüs de dahil olmak üzere, İsrail yerleşimlerinin devam eden genişlemesini kınıyorum. Bu durum gerilimleri körüklemeye, Filistinlilerin topraklarına erişimini engellemeye ve bağımsız, demokratik, bütünleşik ve tam egemen bir Filistin devletinin kurulma olasılığını tehdit etmeye devam ediyor" ifadelerini kullandı.

İsrail'in 1967'de işgal edip ilhak ettiği Doğu Kudüs'te yaklaşık üç milyon Filistinli yaşıyor; bunların yanı sıra Birleşmiş Milletler'in uluslararası hukuka göre yasadışı saydığı yerleşim yerlerinde de yaklaşık 500 bin İsrailli bulunuyor.

Batı Şeria'daki yerleşim faaliyetleri hem sağcı hem de solcu çeşitli İsrail hükümetleri döneminde devam etmiştir.

Bu yerleşim faaliyetleri, özellikle 7 Ekim 2013'te Hamas'ın güney İsrail'de gerçekleştirdiği benzeri görülmemiş saldırının ardından Gazze'de savaşın başlamasından bu yana, mevcut hükümetin döneminde önemli ölçüde yoğunlaştı.


Abbas, İsrail'in Gazze Şeridi'ni ayırma veya yeniden işgal etme planlarını reddetti

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas (Reuters)
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas (Reuters)
TT

Abbas, İsrail'in Gazze Şeridi'ni ayırma veya yeniden işgal etme planlarını reddetti

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas (Reuters)
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas (Reuters)

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas dün yaptığı açıklamada, Filistin Yönetimi'nin İsrail'in Gazze Şeridi'ni Kudüs de dahil olmak üzere Batı Şeridi'nden ayırma veya Şeridi yeniden işgal etme ya da herhangi bir bölümünü ilhak etme planlarını kabul etmeyeceğini belirtti.

Şu anda İtalya'yı ziyaret eden Abbas, Gazze Şeridi'nde güvenlik veya askeri çözümlerin olmadığını, Şeridin Filistin devletinin ayrılmaz bir parçası olduğunu vurguladı.

Filistin Haber Ajansı, Abbas'ın İtalyan Dışişleri Bakanı'na işgal altındaki Filistin topraklarındaki son gelişmeler, Gazze Şeridi'ndeki ateşkesin güçlendirilmesi çabaları ve Başkan Donald Trump'ın planının ikinci aşamasının uygulanması hakkında bilgi verdiğini bildirdi. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre bu aşama, Hamas yönetiminin sona erdirilmesi, İsrail'in çekilmesi, yeniden yapılanma ve yerinden edilmenin önlenmesini içeriyor.


Suriye'nin güneyindeki Dera kırsalında meydana gelen patlamada 33 kişi yaralandı

Dera ve Süveyda arasındaki otoyolda gıda malzemeleri yüklü kamyonlardan oluşan bir konvoy (AP)
Dera ve Süveyda arasındaki otoyolda gıda malzemeleri yüklü kamyonlardan oluşan bir konvoy (AP)
TT

Suriye'nin güneyindeki Dera kırsalında meydana gelen patlamada 33 kişi yaralandı

Dera ve Süveyda arasındaki otoyolda gıda malzemeleri yüklü kamyonlardan oluşan bir konvoy (AP)
Dera ve Süveyda arasındaki otoyolda gıda malzemeleri yüklü kamyonlardan oluşan bir konvoy (AP)

Güney Suriye'deki Dera vilayetinin sağlık müdürlüğü dün yaptığı açıklamada, Dera kırsalının batısındaki Abidin kasabasında bir düğün merasimi sırasında meydana gelen ve kaynağı bilinmeyen patlamada 33 kişinin yaralandığını duyurdu.

Dera Sağlık Müdürü Ziyad el-Mehamid, yaralılar arasında çocukların da bulunduğunu söyledi.

Dera Ulusal Hastanesi 19, Tafas Ulusal Hastanesi 6 ve el-Şecere kasabasındaki sağlık merkezi 8 yaralıyı tedavi altına aldı.

Abidin kasabası sakinleri Alman Basın Ajansı'na (DPA) şunları söyledi: “Ne olduğunu bilmiyoruz. Patlayıcı bir cihaz mıydı yoksa bir top mermisi miydi? Bazıları düğün kutlaması sırasında patlayan bir el bombası olduğunu söyledi ve çoğunluğu çocuk olmak üzere yüzlerce insan toplanmıştı.”

Suriye medyası, İsrail ordusuna ait bir devriyenin batı Dera kırsalındaki patlama bölgesine doğru ilerlediğini bildirdi, ancak daha fazla ayrıntı vermedi.

Bu arada, Suriye devlet televizyonu, güneydeki Süveyda vilayetinde silahlı grupların el-Mezra kasabasında İç Güvenlik Güçlerine ait bir aracı silahlı insansız hava aracıyla (SİHA) hedef aldığını bildirdi.

Bir güvenlik kaynağı televizyon kanalına, "isyancı grupların bombardımanı ateşkes anlaşmasının ihlali anlamına geliyor ve güvenlik güçleri bu ihlallere kararlı bir şekilde karşılık verecektir" ifadelerini kullandı.