Dünyanın en mutlu ülkeleri açıklandı

TT

Dünyanın en mutlu ülkeleri açıklandı

Birleşmiş Milletler'in (BM) 2012'den beri yayımladığı Dünya Mutluluk Raporu'nun bu yılki versiyonu bugün (20 Mart) paylaşıldı.
Finlandiya listede bir kez daha ilk sırada yer alarak üst üste 6 kez birinci seçildi. 150'yi aşkın ülkenin incelendiği raporda Türkiye 106. oldu.
BM Sürdürülebilir Kalkınma Çözümleri Ağı'nın hazırladığı raporda gayrisafi yurt içi hasıla, sosyal destek, ortalama sağlıklı yaşam süresi, vatandaşların kendi hayatlarıyla ilgili karar alabilme özgürlüğü, cömertlik (hayır kurumlarına yardımda bulunma) ve ülkedeki yolsuzluk düzeyleri göz önüne alınıyor. Çalışma için söz konusu ülkelerde yaşayan kişilerle görüşülüyor.
Bununla birlikte yetkililer, Singapur, Slovakya ve Çin gibi bazı ülkelerde geçen yıl görüşme yapılmadığına dikkat çekti. Aralarında Türkiye'nin de yer aldığı bu ülkelerde veriler 2020'yle 2021'de gerçekleştirilen görüşmelere dayanıyor.
Önceki seneler gibi 2023'te de İskandinav ülkeleri kendilerine ilk sıralarda yer buldu. Finlandiya'yı Danimarka ve İzlanda takip etti. İlk 5 sırayı İsrail ve Hollanda tamamladı.
En az mutlu ülkeyse suların bir türlü durulmadığı Afganistan oldu. Afganistan'ı Lübnan ve Sierra Leone izledi. Zimbabve sondan 4, Kongo Demokratik Cumhuriyeti sondan 5. sırada yer aldı.
2022'de 8 basamak gerileyerek 112. seçilen Türkiye ise bu yıl 106. oldu.
Kovid-19 mutluluğu etkilemedi
Raporun yazarlarından Lara Aknin sonuçların umut verici olduğunu söyledi. Zira bulgulara göre yardımseverlik, Kovid-19 pandemisi öncesine göre yaklaşık yüzde 25 daha fazla. 
Yetkililer dünya genelindeki mutluluk düzeyinin Kovid-19 pandemisinden darbe almadığını da ifade etti. Raporda imzası olan isimlerden John Helliwell, "olumlu duyguların olumsuz duygulardan iki kat daha yaygın" olduğunu savundu.
Araştırmacılar 2020 ve 2022 arasında 137 ülkeden 100 binden fazla kişiyle görüştü. Anket sorularını yanıtlayan binlerce katılımcıdan kendi hayatlarına 1'den 10'a kadar puan vermeleri istendi.
Katılımcıların verdiği ortalama puanların, 2017 ve 2019 arası doldurulan benzer anketlerden daha yüksek olduğu görüldü.
Görüşmeler ayrıca, bireylerin yardımseverlik seviyesinin de pandemi öncesine göre önemli ölçüde yükseldiğini gösterdi.
Dünyanın en mutlu 20 ülkesi
1- Finlandiya
2- Danimarka
3- İzlanda
4- İsrail
5- Hollanda
6- İsveç
7- Norveç
8- İsviçre
9- Lüksemburg
10- Yeni Zelanda
11- Avusturya
12- Avustralya
13- Kanada
14- İrlanda
15- ABD
16- Almanya
17- Belçika
18- Çek Cumhuriyeti
19- Birleşik Krallık
20- Litvanya
Dünyanın en az mutlu 20 ülkesi
1- Afganistan
2- Lübnan
3- Sierra Leone
4- Zimbabve
5- Kongo Demokratik Cumhuriyeti
6- Botsvana
7- Malavi
8- Komorlar
9- Tanzanya
10- Zambiya
11- Madagaskar
12- Hindistan
13- Liberya
14- Etiyopya
15- Ürdün
16- Togo
17- Mısır
18- Mali
19- Gambiya
20- Bangladeş
Dünya Mutluluk Raporu 2023'ün tamamına buradan erişebilirsiniz.
 



Ölüme yakın deneyimlerde zaman neden yavaşlıyor?

Ölüme yakın deneyim yaşayan bazı kişiler, sanki zaman ortadan kalkmış gibi hissettiğini söylüyor (Unsplash)
Ölüme yakın deneyim yaşayan bazı kişiler, sanki zaman ortadan kalkmış gibi hissettiğini söylüyor (Unsplash)
TT

Ölüme yakın deneyimlerde zaman neden yavaşlıyor?

Ölüme yakın deneyim yaşayan bazı kişiler, sanki zaman ortadan kalkmış gibi hissettiğini söylüyor (Unsplash)
Ölüme yakın deneyim yaşayan bazı kişiler, sanki zaman ortadan kalkmış gibi hissettiğini söylüyor (Unsplash)

Ölümle burun buruna gelen kişiler, yaşadıkları deneyim sırasında zamanın durmuş veya yavaşlamış gibi geldiğini sıkça bildiriyor. 

Başından böyle bir olay geçmeyen kişilerin aklına film sahneleri gelecektir. Örneğin bir trafik kazasında hayatını kaybetmekten kıl payı kurtulan bir karakter etrafına bakarken, sahne daha yavaş akıyor. 

Ölüme yakın deneyimler üzerine çalışan psikiyatr Bruce Greyson'ın 1980-1990'larda yaptığı çalışmalarda, bu türden deneyimler yaşayan kişilerin yaklaşık yüzde 70'i "zamanın durduğunu veya anlamını yitirdiğini" bildirmişti. 

Peki bu travmatik olaylar neden böyle bir etki yaratıyor ve zamanın nasıl algılandığı hakkında neler söylüyor? 

İnsanlar zamanı nasıl algılıyor?

Liverpool John Moores Üniversitesi'nde zaman psikolojisi üzerine çalışan Dr. Ruth Ogden, yıllar önce geçirdiği bir trafik kazasından sonra bu alana ilgi duymaya başlamış. 

Psikoloji hocası, Conversation için kaleme aldığı yazıda, başka bir araçla çarpıştıktan sonra adeta zaman durmuş gibi hissettiğini anlatıyor.  

15 yıl boyunca ölüme yakın deneyimlerde neden zamanın yavaşladığı ve zamanın nasıl algılandığı üzerine araştırmalar yürüten Dr. Ruth Ogden ulaştığı sonuçları şöyle açıklıyor:

Biz saniyeleri ve dakikaları mükemmel bir doğrulukla kaydeden saatler gibi değiliz. Bundan ziyade beynimiz, zamanı çevremizdeki dünyaya duyarlı bir şekilde algılamaya ayarlanmış gibi görünüyor.

Dr. Ogden, beynin duygusal ve fizyolojik uyarılmayı düzenleyen bazı bölgelerinin, aynı zamanda zamanın işlenmesinde de rol oynadığını ekliyor. 

Bu nedenle duygular yoğunlaştığı sırada beynin zaman algısı da etkileniyor. Örneğin keyifli vakit geçirirken zaman uçup gidiyor ve sıkıcı ortamlarda geçmek bilmiyor. 

Ölüme yaklaşınca zaman neden yavaşlıyor?

Ölüme yakın deneyimlerde zamanın neden yavaşladığı kesin olarak bilinmiyor. Bilim insanları bunun altında savaş ya da kaç tepkisinin yattığını düşünüyor. Evrimsel süreçte hayatta kalma içgüdüsü olarak gelişen bu tepki, tehdit anında ortaya çıkıyor.

Tehlike karşısında beyin daha hızlı çalıştığı için ölüme yakın deneyim yaşayan kişiler çevrelerinin daha yavaş hareket ettiğini görüyor. 

Psikoloji ve Ruh Sağlığı Sınır Alanları Enstitüsü'nden araştırmacı Marc Wittmann bu durumu şöyle açıklıyor:

Organizma çevresel uyaranları normalden daha hızlı işleyerek kişinin daha kolay tepki vermesini sağlıyor. Daha hızlı algılamak, düşünmek ve hareket etmek hayatta kalmak için avantaj demek.

Yaşlandıkça zaman daha mı hızlı akıyor?

Herkes ölüme yakın bir deneyim yaşamayabilir fakat birçok kişi yaşı ilerledikçe zamanın akıp gittiğinden yakınıyor. 

Geçmişe bakınca çocukken vakit daha yavaş akıyormuş gibi gelirken, yetişkinlikle beraber sanki göz açıp kapayıncaya kadar yıllar geçiyor.

Bilim insanları bu durumun birkaç nedeni olduğunu söylüyor. Örneğin çocukken bir yıl, yaşanan sürenin daha büyük bir kısmına tekabül ediyor. Nörolog Santosh Kesari "10 yaşındaki bir çocuk için bir yıl, hayatının yüzde 10'u. 60 yaşındaki biri için ise hayatının yüzde ikisinden daha azı" diyor. 

Ayrıca çocukken sürekli yeni şeylerle karşılaşmak, hafızada daha kalıcı etkiler bırakıyor. Kesari şu ifadeleri kullanıyor:

Zamanı unutulmaz olaylarla ölçüyoruz ve yaşlandıkça hatırlanmaya değecek daha az yeni şey yaşanıyor. Bu da çocukluğun daha uzun sürmüş gibi görünmesine yol açıyor.

Bilim insanın burada bahsettiği, zamanın o an içinde nasıl algılandığından ziyade, nasıl hatırlandığı. 

Yine de bazı çalışmalarda çocukken zamanın akışının daha yavaş algılandığı bulunmuştu. Nörobilimci Patricia Costello, çocukların gelişim aşamasında olduğunu belirterek "Sinirsel iletimleri yetişkinlere kıyasla fiziksel olarak daha yavaş. Bu da zamanın geçişini algılama biçimlerini etkiliyor" diyor:

Yetişkinliğe ulaşınca zaman devrelerimiz kablolamayı tamamlıyor ve zamanın geçişini doğru bir şekilde nasıl kodlayacağımızı deneyimlerimizle öğreniyoruz.

Yaşlanınca zamanın daha hızlı akıyormuş gibi gelmesi, büyük ölçüde yeni deneyimlerin azlığıyla ilişkilendiriliyor. Costello bu histen kurtulmak isteyenlere hayatlarına yenilik katmasını öneriyor.

Bilim insanı "Her şeyin çok hızlı geçip gittiği, kendi hayatımızı kaçırdığımız hissini nasıl durdurabiliriz? İş dönüp dolaşıp yeni şeyler öğrenmeye geliyor" diyerek ekliyor: 

Yeni bir beceri öğreniyor musunuz? Farklı bir şeyler pişiriyor musunuz? Mümkün olduğunca hayatınıza yenilik katmak, anıların öne çıkmasını sağlayacak ve bir bakıma zamanı uzatacaktır.

Independent Türkçe, Conversation, Psychology Today, NBC News