Beyaz Saray: Şi ile Putin'in görüşmesi savaşın yakın zamanda biteceğine dair umut vermedi

Fotoğraf (AFP)
Fotoğraf (AFP)
TT

Beyaz Saray: Şi ile Putin'in görüşmesi savaşın yakın zamanda biteceğine dair umut vermedi

Fotoğraf (AFP)
Fotoğraf (AFP)

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Koordinatörü John Kirby, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Moskova'daki görüşmesine ilişkin "Bugünkü toplantının, bize, savaşın yakın zamanda biteceğine dair büyük umutlar verdiğini düşünmüyorum." dedi.
Kirby, günlük basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Rusya ve Çin Devlet Başkanlarının Moskova'daki görüşmelerinin ardından yayımladıkları ortak açıklamayla ilgili konuşan Kirby, "İki taraf, BM Şartı'nın amaç ve ilkelerine uyulması gerektiğini ve uluslararası hukuka saygı gösterilmesi gerektiğini söyledi. Yani buna biz de katılıyoruz." dedi.
Kirby, BM'nin ilgili maddelerinin Rusya'nın bir başka BM üyesi olan Ukrayna topraklarından çekilmesi gerektiği anlamına geleceğini kaydetti. Çin'in, yapıcı bir rol oynamak istiyorsa, Rusya'ya Ukrayna'dan çekilmesi konusunda baskı yapması gerektiği görüşünü savunan Kirby, Pekin'in savaşla ilgili "Rus propagandasını taklit ettiğini" söyledi.
Şi ve Putin'in görüşmelerinden savaşın gidişatını değiştirecek bir sonuç çıkmadığını belirten Kirby, "Bugünkü toplantının, bize, savaşın yakın zamanda biteceğine dair büyük umutlar verdiğini düşünmüyorum." dedi. Kirby, Rus tarafının, "müzakerelere istekli olduğu ancak bunu reddedenin Ukrayna ve Batı olduğuna" yönelik iddialarının kesinlikle yanlış olduğunu söyledi.
Kirby, Çin'in arabuluculuğunda Ukrayna'nın müzakerelere yanaşması ihtimaline ilişkin bir soruya ise Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy'nin "adil barışın" sağlanabileceğine inanması durumunda ABD'nin böyle bir durumu destekleyeceği yanıtını verdi. Kirby, halihazırda Ukrayna pahasına bir ateşkesi ise desteklemeyeceklerinin altını çizdi.
Çin'in, Güney Çin Denizi'ndeki iddiaları, fikri mülkiyet hırsızlığı, Rusya'ya verdiği destek gibi bir dizi konudaki tutumu hakkında ABD'nin ciddi endişeleri olduğunu dile getiren Kirby diğer yandan Çin ile iletişim kanallarının açık kalmasını önemsediklerini vurguladı.
Kirby, Putin'in Afrika ülkelerini, "gıda ve enerji krizlerinin nedeninin Batı olduğu" şeklinde ikna etmeye çalıştığını öne sürerek "Afrika'da herhangi bir lider olsaydım, Başkan Putin'in mali, ekonomik veya enerji yardımı güvenceleri hakkında söylediği her şeyi büyük bir şüpheyle karşılardım." ifadesini kullandı.
İran'ın Rusya'ya çok sayıda insansız hava aracı sağladığını söyleyen Kirby, iki ülke arasındaki savunma ilişkilerinin giderek arttığını işaret etti. Kirby, bunun sadece Ukrayna için değil, Orta Doğu halkları için de tehlikeli olduğu değerlendirmesinde bulundu.
Kirby, Tayvan lideri Tsai Ing-wen'in muhtemel ABD ziyaretine ilişkin soru üzerine taraflar arasındaki bu ziyaretlerin "sıra dışı olmadığını" belirtti. Kirby bunların resmi ziyaretler olmadığını söyledi.



Martin Scorsese'nin yeni filminin konusu belli oldu

Scorsese, 1988 yapımı Günaha Son Çağrı'yla dünyanın dört bir yanındaki Katolikleri kızdırmıştı (Reuters)
Scorsese, 1988 yapımı Günaha Son Çağrı'yla dünyanın dört bir yanındaki Katolikleri kızdırmıştı (Reuters)
TT

Martin Scorsese'nin yeni filminin konusu belli oldu

Scorsese, 1988 yapımı Günaha Son Çağrı'yla dünyanın dört bir yanındaki Katolikleri kızdırmıştı (Reuters)
Scorsese, 1988 yapımı Günaha Son Çağrı'yla dünyanın dört bir yanındaki Katolikleri kızdırmıştı (Reuters)

Martin Scorsese, 1920'lerde geçen ve ABD'de petrol zengini Amerikan yerlilerinin öldürülmesini konu alan suç destanının ardından yeni filminin konusunu duyurdu. 

Cannes Film Festivali'nde son filmi Killers of the Flower Moon'la büyük beğeni toplayan ve dakikalarca ayakta alkışlanan Scorsese, şu sıralar İtalya'da dini ve sinemayla ilgili etkinliklere katılıyor. 

Scorsese ve eşi Helen Morris, Roma'da Katolik Hayal Gücünün Küresel Estetiği başlıklı konferansa katıldı ve kısa bir süre Papa Francis'le görüştü.

Hafta sonu Vatikan'da düzenlenen konferansta konuşan 80 yaşındaki Scorsese şunları söyledi: 

Papa'nın sanatçılara yaptığı çağrıya bildiğim tek yolla yanıt verdim: İsa hakkında bir film hayal edip senaryosunu yazarak.

Efsane yönetmen sözlerini şöyle sürdürdü: 

Ve bunu yapmaya başlamak üzereyim.

Scorsese'nin temsilcileri, Guardian'a proje hakkında yönetmenin açıklamaları dışında farklı bir bilgiye sahip olmadıklarını söyledi. 

Scorsese'nin 1988'de çektiği Günaha Son Çağrı (The Last Temptation of Christ), Willem Dafoe tarafından canlandırılan İsa'yı, Tanrı'yla dünyevi zevkler arasında kalmış bir adam olarak tasvir ettiği için pek çok muhafazakar Katoliği kızdırmıştı. Filmde İsa'nın Mecdelli Meryem'le seks yaptığı bir rüya sekansı da yer alıyordu.

Bazı sinemalar filmi göstermeyi reddetti ve Papa Francis'in anavatanı Arjantin de dahil olmak üzere pek çok ülke filmi yıllarca yasakladı.

Scorsese, İtalya turu kapsamında Roma'da kendi filmlerinin ve ilham aldığı eserlerin gösterimini gerçekleştirdi. Ünlü yönetmen bugün Roma'daki Centro Sperimentale adlı film okulu öğrencileri için bir ustalık sınıfı eğitimi verecek. Scorsese ayrıca Bologna'da gerçekleşecek bir festivale konuşmacı olarak katılacak ve söyleşi gerçekleştirecek.

Independent Türkçe, Guardian, Variety


WHO: 30'lu yaşlarda sigarayı bırakanlarda yaşam süresi yaklaşık 10 yıl artıyor

AA
AA
TT

WHO: 30'lu yaşlarda sigarayı bırakanlarda yaşam süresi yaklaşık 10 yıl artıyor

AA
AA

AA muhabirinin 31 Mayıs Dünya Tütünsüzlük Günü dolayısıyla WHO'dan derlediği verilere göre, tütün ürünü kullanımı, her yıl milyonlarca insanın sağlığını ve yaşamını kaybetmesine sebep olan önlenebilir risk faktörlerinin başında geliyor.

Dünyada genelinde 1,3 milyar tütün ürünü kullanıcısının yüzde 80'inden fazlası düşük ve orta gelirli ülkelerde yaşıyor. Tütün ürünü kullananların yaklaşık yarısı, tütün kullanımıyla ilişkili hastalıklar nedeniyle beklenen yaşam süresinden daha erken dönemde hayatını kaybediyor.

Her yıl tütün ürünü kullanımına bağlı yaşamını kaybeden 8 milyondan fazla kişinin yaklaşık 1,3 milyonunu, kullanmadığı halde tütünün dumanına maruz kalanlar oluşturuyor.

Tütün dumanından yaklaşık 700 milyon çocuk etkileniyor. Her yıl 65 bin çocuk, pasif etkilenimin yol açtığı solunum yolu enfeksiyonları nedeniyle 5 yaşından önce yaşamını yitiriyor.

Ekonomik kaybın yıllık 1,4 trilyon dolar olduğu öngörülüyor

Tütün endüstrisi, sigara, pipo, puro gibi tütün ürünlerinin yanı sıra elektronik sigara, nargile, meyve aromaları, mentol topları gibi ürünlerle çeşitlilik sağlayarak tütün bağımlılığının sürdürülmesini sağlamaya çalışıyor. WHO, bu ürünlerin tamamının sağlığı tehdit ettiğine dikkati çekiyor.

Tütün ürünleri sağlığın yanı sıra ekonomiye de zarar veriyor. WHO, tütün ürünü kullanımına bağlı ekonomik kaybın yıllık 1,4 trilyon dolar olduğunu öngörüyor.

Çevreye de zarar veren sigara izmaritleri, dünyada en yaygın atılan atıkları oluşturuyor. İzmaritlerdeki kimyasallar ve elektronik sigara atıkları, su ve toprağa sızarak doğaya zarar veriyor.

Tütün endüstrisi, sigara üretimi için yıllık yaklaşık 600 milyon ağaç kesilmesinden sorumlu tutuluyor.

İlk sigara bırakma gününden itibaren sağlık verileri iyileşiyor

Bu bağımlılıktan kurtulmak sağlık, sosyal, ekonomik ve çevresel pek çok kazanç elde edilmesine olanak sağlıyor.

DSÖ, 30'lu yaşlarda sigarayı bırakanların yaşam süresinin, sigara içmeye devam edenlere göre yaklaşık 10 yıl arttığına dikkati çekiyor.

İlk sigara bırakma gününden itibaren yüksek kalp atış hızı, kan basıncı, karbonmonoksit seviyesi normale dönüyor ve zamanla bağışıklık sistemi güçleniyor. Yaklaşık 2-12 hafta içinde dolaşım düzeliyor, akciğer kapasitesi artıyor.

"ALO 171 Sigara Bırakma Danışma Hattı ile canlı destek sağlanıyor"

Sağlık Bakanlığınca tütün ürünü kullananlara, bu bağımlılıktan kurtulmaları için ALO 171 Sigara Bırakma Danışma Hattı ve sigara bırakma poliklinikleri aracılığıyla destek veriliyor.

ALO 171 Sigara Bırakma Danışma Hattı, 7 gün 24 saat kesintisiz ve canlı destek sağlıyor. Danışma Hattını arayan bireyler, motivasyonel görüşmelerle bırakma girişiminde bulunmaları için teşvik ediliyor.

Nikotin bağımlılık düzeyini belirlemek amacıyla nikotin bağımlılık testi uygulanan kişilere, bağımlılık düzeyine göre sigara bırakma planı hazırlanıyor, sigara bırakma sürecinde rehberlik ediliyor ve nikotin yoksunluk belirtileriyle baş etmeye yönelik davranış değişiklikleri hakkında danışmanlık veriliyor.

Nikotin bağımlılık düzeyi daha yüksek olanlar, sigara bırakma hizmeti sunan sağlık birimleri hakkında bilgilendiriliyor ve sigara bırakma polikliniklerine yönlendiriliyor. Bu kişilerin randevusu Danışma Hattı tarafından alınıyor.

Sigara bırakma planı yapılanların onay vermeleri halinde Danışma Hattı tarafından yapılan geri dönüş aramalarıyla, bu kişiler bir yıl boyunca takip ediliyor.


UEFA Avrupa Ligi'nin rekortmeni Sevilla 7. şampiyonluk peşinde

AA
AA
TT

UEFA Avrupa Ligi'nin rekortmeni Sevilla 7. şampiyonluk peşinde

AA
AA

Avrupa futbolunun kulüp düzeyindeki iki numaralı organizasyonu UEFA Avrupa Ligi, 1955 yılında Fuar Şehirleri Kupası adı altında düzenlenmeye başlandı.

UEFA Kupası adını 1971-1972 sezonundan itibaren alan organizasyon, 2009-2010 sezonundan bu yana ise UEFA Avrupa Ligi olarak düzenleniyor.

Macaristan'ın başkenti Budapeşte'deki Puskas Arena'da yarın oynanacak 2023 finali ise İspanya kulübü Sevilla ile İtalya'nın Roma takımını karşı karşıya getirecek.

Kupada 2006, 2007, 2014, 2015, 2016 ve 2020 yıllarında mutlu sona ulaşan Sevilla, 7. şampiyonluğu için mücadele edecek. Geçen sezon UEFA Avrupa Konferans Ligi'nde zafere ulaşan Roma ise 32 yıl sonra bir kez daha finale yükseldiği UEFA Avrupa Ligi'nde ilk şampiyonluğunu hedefleyecek.

"Kupa 2"nin kralı Sevilla

Sevilla, 2015-2016 sezonunda kazandığı zaferle Avrupa'nın 2 numaralı kupasını üst üste 3 kez müzesine götüren ilk ekip oldu.

Kupayı toplamda 6 kez kazanan Sevilla, 3'er şampiyonluk yaşayan İngiltere'nin Liverpool, İspanya'nın Atletico Madrid, İtalya'nın Juventus ve Inter takımlarının önünde bulunuyor.

Şimdiye dek kupayı kazanan takımlar şöyle:

6 kez: Sevilla (İspanya)

3 kez: Juventus, Inter (İtalya), Liverpool (İngiltere), Atletico Madrid (İspanya)

2 kez: Borussia Mönchengladbach, Eintracht Frankfurt (Almanya), Tottenham, Chelsea (İngiltere), Real Madrid (İspanya), Göteborg (İsveç), Parma (İtalya), Feyenoord (Hollanda), Porto (Portekiz)

1 kez: Anderlecht (Belçika), Ajax (Hollanda), Bayer Leverkusen, Bayern Münih, Schalke 04 (Almanya), CSKA Moskova, Zenit (Rusya), Galatasaray (Türkiye), Napoli (İtalya), PSV (Hollanda), Valencia, Villarreal (İspanya), Shakhtar Donetsk (Ukrayna), Manchester United, Ipswich Town (İngiltere)

Galatasaray tarihe geçti

UEFA Kupası'nı kazanan tek Türk kulübü Galatasaray, bu başarısını 1999-2000 sezonunda gerçekleştirdi.

Kupaya maç kaybetmeden uzanan sarı-kırmızılılar, Danimarka'nın başkenti Kopenhag'daki finalde, İngiltere'nin Arsenal takımına penaltılar sonucu 4-1 üstünlük sağlayarak büyük bir başarıya imza attı.


Kenya Devlet Başkanı Ruto'dan "Afrika'da yerel para kullanalım" çağrısı

Ruto destekçileri sokakta (AA)
Ruto destekçileri sokakta (AA)
TT

Kenya Devlet Başkanı Ruto'dan "Afrika'da yerel para kullanalım" çağrısı

Ruto destekçileri sokakta (AA)
Ruto destekçileri sokakta (AA)

Kenya Devlet Başkanı William Ruto, Afrika ülkeleri arasındaki ticarette dolar kullanılmasını eleştirerek "Afrika'da yerel para kullanalım." dedi.

Kenya basınındaki habere göre, Ruto, başkent Nairobi'de düzenlenen Afrika Kıtasal Serbest Ticaret Bölgesi (AfCFTA) ile ilgili düzenlenen forumda açıklamalarda bulundu.

Küresel olarak doların yükselişine dikkati çeken Ruto, "Afrika'da yerel para kullanalım" diyerek Afrika ülkelerinin, 2022'de başlatılan Pan-Afrika Ödeme ve Uzlaşma Sistemi'ne (PAPSS) dahil olması gerektiğini vurguladı.

Ruto, "Farklı para birimleri kullandığımızdan dolayı mal ve hizmetler için bir Afrika ülkesinden diğerine ödeme yaparken zorlanıyoruz. Bu nedenle hepimiz dolar kullanmak zorunda kalıyoruz." diye konuştu.

Yerel para kullanımının, doların küresel yükselişinde Afrika ülkelerinin ekonomilerini koruyacağının altını çizen Ruto, "Ülke içinde ve ülkeler arasında yerel para birimlerimizi kullanacak bir mekanizmaya sahip olmayı öneriyorum." ifadesini kullandı.

Afrikalı iş insanları ve bankalar, ülkeler arası para transferlerinde daha çok ABD ve Avrupa ülkelerindeki bankaları kullandığı için bu işlemler 3 ila 5 güne uzayabiliyor.

Pan-Afrika Ödeme ve Uzlaşma Sistemi, 13 Ocak 2022'de Gana'nın başkenti Akra'da başlatılmıştı.

Yeni sistem, Afrika ülkeleri arasında yerel para birimiyle ödeme yapılmasına olanak sağlıyor.


İsrail ordusu, Nablus ve Tulkarem’e baskınlar düzenledi

İki İsrail askeri Batı Şeria'daki bir kontrol noktasında dururken (AFP)
İki İsrail askeri Batı Şeria'daki bir kontrol noktasında dururken (AFP)
TT

İsrail ordusu, Nablus ve Tulkarem’e baskınlar düzenledi

İki İsrail askeri Batı Şeria'daki bir kontrol noktasında dururken (AFP)
İki İsrail askeri Batı Şeria'daki bir kontrol noktasında dururken (AFP)

Yerel kaynaklar bugün, İsrail ordusunun dün gece Nablus kenti ve yakındaki Askar Mülteci Kampı’nın yanı sıra Batı Şeria'nın kuzeyindeki Tulkarem vilayetindeki Nur Şems Mülteci Kampı’na baskın düzenlediğini duyurdu.

Kaynaklar, İsrail güçlerinin Askar ve Nablus'ta iki Filistinlinin evlerine baskın düzenleyerek onları operasyon yürütmekle suçladığını söyledi. Baskın sırasında ordu güçleri bazı evlerin içinde ölçümler yaptı. Bu İsrail makamlarının genellikle yıkım gerçekleştirmeden önce uyguladığı bir prosedür.

İsrail ordusu, Askar kampında baskın düzenlenen ve ölçüm yapılan evin, geçtiğimiz Nisan ayında 3 yerleşimcinin öldürüldüğü Hamra kontrol noktası operasyonunu yürütmekle suçlanan bir Filistinliye ait olduğunu açıkladı.

Açıklamada, bahsi geçen diğer evin ise geçtiğimiz yıl bir İsraillinin öldürüldüğü saldırıyı düzenlemekle suçlanan başka bir Filistinliye ait olduğu aktarıldı.

Kenti ve kampını basan İsrail güçleri ile Filistinli gençler arasında çatışma çıktı ve silah sesleri duyuldu.

Filistin Kızılayı, 46 kişinin yaralandığını, bir kişinin vurulduğunu bazılarının ise boğulma tehlikesi atlattığını ve sahada tedavi edildiğini bildirdi.

İsrail güçleri Tulkarem’in doğusundaki Nur Şems Mülteci Kampı’na baskın düzenledi. Olayda herhangi bir yaralanma veya gözaltı bildirilmedi.


Beyrut’ta Suudi vatandaşını kaçıranlar 400 bin dolar fidye istedi

Lübnan’ın başkenti Beyrut (AFP)
Lübnan’ın başkenti Beyrut (AFP)
TT

Beyrut’ta Suudi vatandaşını kaçıranlar 400 bin dolar fidye istedi

Lübnan’ın başkenti Beyrut (AFP)
Lübnan’ın başkenti Beyrut (AFP)

Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta, Cumartesi gece yarısından sonra bir Suudi vatandaşı, 400 bin dolar fidye isteyen kimliği belirsiz kişilerce kaçırıldı.

Suudi Arabistan’ın Beyrut Büyükelçiliği tarafından yapılan açıklamada, Pazar günü şafak vakti kendisiyle iletişim kesilen vatandaşın ailesinden olayın öğrenildiği ve Lübnanlı yetkililerle en üst düzeyde temasa geçildiği bilgisi verildi.

Beyrut’taki bir Suudi diplomatik kaynak, Suudi Arabistan Havayolları için çalışan vatandaşın kaçırılmasını ‘çok tehlikeli’ olarak nitelendirirken, büyükelçiliğin konuyu yetkili Lübnan makamlarıyla yakından takip ettiğini kaydetti.

Kaçırılma olayının gerçekleştiği yer hakkında çelişkili haberler çıktı.

İlk bilgiler, kaçırma olayının Beyrut Uluslararası Havaalanı’na giden yolda gerçekleştiği yönündeydi.

Şarku’l Avsat’a konuşan Lübnanlı güvenlik kaynakları, olayın başkentin merkezinde meydana geldiğini söyledi.

Suudi Arabistan merkezli Al Ekhbariya kanalına göre, ismi açıklanmayan Suudi vatandaşı Zaitunay Bay bölgesindeki bir restorandan çıkarken kaçırıldı.

Askeri üniforma giyen 4 kişi onu iki arabayla takip etti ve Suudi vatandaşını Hizbullah’ın kalesi olan güney banliyösüne götürdü.

Güvenlik kaynaklarına göre, kaçıranlar Suudi vatandaşının ailesiyle temasa geçerek 400 bin dolar fidye istedi.

Al Ekhbariya kanalına göre, mesaj Beyrut’un güney banliyölerinden gönderildi ve çalıntı olan telefon ile birkaç farklı konumdan aramalar yapıldı.

İçişleri Bakanı’ndan uyarı

Lübnan İçişleri Bakanı Bessam Mevlevi, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “Beyrut’ta bir Suudi vatandaşının kaçırılması olayını dünden beri İç Güvenlik Güçleri Enformasyon Birimi ile takip ediyoruz ve Büyükelçi Velid Buhari ile en ince ayrıntısına kadar temas halindeyiz. Kaçırılan kişiyi kurtarmak için demir yumrukla çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.

Bakan, “Yaşananlar Lübnan’ın kardeşleriyle olan ilişkilerini etkiliyor, faillerin cezası ağır olacak” diye ekledi.

Mevlevi, Al Arabiya kanalına yaptığı açıklamada ise, Beyrut’ta kaçırılan Suudi vatandaşının telefonunun birden fazla bölgede izlendiğini, bu olay sonucunda ‘caydırıcı’ bir ceza verileceğini bildirdi.

Lübnan Caferi Fıkhı Müftüsü Şeyh Ahmed Kabalan ise, “Suudi kardeşler başta olmak üzere Arap kardeşleri etkileyenler tüm adam kaçırma olaylarını kınıyorum” dedi.

Lübnan devletini, güvenlik ve yargı kurumlarını ‘demir yumrukla hareket etme ve bu tehlikeli oyuna bir son vermeye’ çağıran Şeyh Kabalan şu ifadeleri kullandı;

“Bu yaşananlar, tehlikeli bir kaosun hüküm sürdüğü bir ülkede, bireysel çıkarları doğrultusunda ülke istikrarını baltalamak isteyen çeteler ve mafyaların oyunudur. Çözüm, devletin siyasi rolünü korumak ve anayasal gücünü, hizmet tesislerini ve idari ve güvenlik sektörlerini güvence altına almaktır. Gerekli olan, tüm Lübnan’ı kasıp kavuran tüm çeteleri ve mafyaları vuran proaktif bir güvenliktir.”

Bu olay, 10 Kasım 2017’de Beyrut’un kuzeyindeki Akabiye bölgesinde Suudi vatandaşı Ali El Basravi’nin (1985 doğumlu) kaçırılma konusunu yeniden gündeme getirdi.

Basravi, kimliği belirsiz kişiler tarafından Adma yakınlarındaki evinden zorla dışarı çıkarılarak kaçırıldı. Bu kişiler bir süre sonra eşini arayarak fidye istedi.

Dönemin Lübnan İçişleri Bakanı Nihad El-Machnouk, siyasi krizin atmosferi bozmak için kullanılmasına izin verilmemesi gerektiğini vurguladı.

Machnouk, “Suudi vatandaşları ve tüm Arap ve yabancı uyrukluların emniyeti ve güvenliği Lübnan makamları ve kurumları için bir önceliktir. Güvenlik ve istikrarı bozmak, geçilmemesi gereken kırmızı bir çizgidir” ifadelerini kullandı.

Suudi Arabistan, 17 Ekim 2021’de, tanık olunan güvenlik olayları nedeniyle vatandaşların ilgili makamlardan izin almadan Lübnan’a seyahat etmesini yasakladı.

Ayrıca Lübnan’da bulunan vatandaşlara tedbir almaları, kalabalık yerlerden uzak durmaları ve herhangi bir acil durumda gerekli makamlarla iletişime geçmeleri çağrısında bulundu.

Riyad, 29 Ekim’de ise, Lübnan’ın Riyad Büyükelçisi’nden ülkeyi 48 saat içinde terketmesini istedi ve Lübnan’ın Suudi Arabistan’a yaptığı tüm ithalatı durdurma kararı aldı.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı, 7 Nisan 2022’de, Lübnan’daki ılımlı ulusal ve siyasi güçlerin çağrılarına, Lübnan hükümetinin Suudi Arabistan ve Körfez ülkeleriyle işbirliğini geliştirmek için gerekli önlemleri alma ve Körfez ülkelerini etkileyen tüm siyasi, askeri ve güvenlik faaliyetlerini durdurma taahhüdüne yanıt olarak, Lübnan’ın Riyad Büyükelçisi’nin geri döndüğünü duyurdu.


Biden ve Erdoğan ‘F-16 satışı ve İsveç’in NATO üyeliğini’ görüştü

ABD Başkanı Joe Biden ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçen yaz Madrid’de düzenlenen NATO Zirvesi’nde (Reuters)
ABD Başkanı Joe Biden ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçen yaz Madrid’de düzenlenen NATO Zirvesi’nde (Reuters)
TT

Biden ve Erdoğan ‘F-16 satışı ve İsveç’in NATO üyeliğini’ görüştü

ABD Başkanı Joe Biden ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçen yaz Madrid’de düzenlenen NATO Zirvesi’nde (Reuters)
ABD Başkanı Joe Biden ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçen yaz Madrid’de düzenlenen NATO Zirvesi’nde (Reuters)

ABD Başkanı Joe Biden, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile seçim zaferini tebrik etmek amacıyla bir telefon görüşmesi yaptı.

Biden, Erdoğan’ın görüşmede F16 savaş uçaklarının satışını gündeme getirdiğini, kendisinin de İsveç’in NATO üyeliğine değindiğini söyledi.

Görüşmenin tebrik amacı taşıdığını vurgulayan Biden, “Gelecek hafta bunun hakkında daha fazla konuşacağız” dedi.

Türkiye, daha önce ABD ile arasındaki çekişmeli konularla ilgili olarak geri adım atmayacağını ve Rusya’ya yönelik yaptırımlara katılma yönündeki Batı baskısını reddettiğini yinelemişti.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın bir süre önce yaptığı açıklamada, ABD’nin Türkiye’nin ilişki içinde olduğu önemli aktörlerden biri olduğunun altını çizerek, bu açıdan hem ABD ile, hem de Rusya, Çin ve Avrupa Birliği (AB) ülkeleri ile ilişkileri dikkate aldıklarını dile getirmişti.


Somali Cumhurbaşkanı terörü ortadan kaldırma sözü verdi

Federal Parlamento açılışında Somali Cumhurbaşkanı (SONNA)
Federal Parlamento açılışında Somali Cumhurbaşkanı (SONNA)
TT

Somali Cumhurbaşkanı terörü ortadan kaldırma sözü verdi

Federal Parlamento açılışında Somali Cumhurbaşkanı (SONNA)
Federal Parlamento açılışında Somali Cumhurbaşkanı (SONNA)

Somali ordusunun teröre karşı yürüttüğü savaşa övgüde bulunan Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud, “terör örgütü Eş Şebab kalıntılarını ortadan kaldırma” sözü verdi.

Halk Meclisi ve Senato'nun üçüncü oturumunun açılışında söz alan Mahmud, “Alimler, askeri veya dini açıdan, harici milislerle her alanda savaşmanın ve bu teröristleri ortadan kaldırmak için gerekli desteği aramanın zorunlu olduğuna dair bir fetva yayınladılar” açıklamalarında bulundu.

Parlamentonun bir önceki oturumunda 11 yasanın onaylanmasıyla elde edilen başarılara övgüde bulunan Mahmud, Halk Meclisi ve Senato'nun anayasanın gözden geçirilmesiyle ilgili komiteler oluşturmasını talep etti. Aynı zamanda Somali vatandaşlarının ihtiyaçlarını yansıtan entegre bir anayasaya sahip olmanın önemine işaret etti.

Cumhurbaşkanı ve yardımcısının seçilmesinin federal sistemden uzaklaşmak anlamına gelmediği değerlendirmesinde bulunan Somali Başbakanı Hamza Abdi Barre ise siyasileri bu konudaki endişeleri ve şüpheleri gidermeye çağırdı. Ayrıca amacın gücü halka geri vermek olduğuna dikkat çekti.

Dün akşam Benadir il yönetiminin Ulusal Danışma Meclisi üyeleri onuruna düzenlediği akşam yemeğinde söz alan Barre, meclisin başkent Mogadişu'da yaptığı son toplantılarda, uluslararası yetkilerin, güvenlik yapısının, adli ve mali sistemin belirlenmesi gibi hayati kararlar aldığına dikkati çekti.

Çatışmalar, yerinden edilme ve yıkım gibi engellerin ardından Mogadişu'nun kalkınma ve yeniden yapılanma yolunda olduğunu söyleyen Barre, özerk Puntland eyaletinin ise federal hükümet ile bazı bölge eyaletleri arasında imzalanan anlaşmayı, anayasanın askıya alınması ve siyasi darbe anlamına geldiği düşüncesiyle reddettiğine dikkat çekti.

Puntland Enformasyon Bakanı Mahmud Aidiid, anayasaya aykırı buldukları bu anlaşmayı kabul etmeyeceklerini söylemişti.

Puntland Eyalet Başkanı Said Abdullahi Dani, yönetimi ile federal hükümet arasındaki anlaşmazlık nedeniyle Mogadişu'da diğer devlet başkanlarının katıldığı Danışma Meclisi toplantısına katılmadı.

Şarku’l Avsat’ın SONNA’dan aktardığı haberine göre, Somali ordusu 26. Tümeni birliklerinin Galgudud Valiliği'ndeki bölgelerden birinde düzenlediği planlı askeri operasyonda El Kaide bağlantılı eş-Şebab hareketinin önde gelen liderleri tutuklandı.

Operasyonun hareketin Ebu Mahmud olarak bilinen istihbarat yetkilisi Muhtar Muhammed Mahmud ve finans yetkilisi Asir Muhammed Mahmud’un tutuklanması ile sonuçlandığı bildirildi. Operasyonu gerçekleştiren birimde görevli Osman Abdullah’ın bildirdiğine göre, bu operasyonda komutanların koruyucularından 8 kişi etkisiz hale getirildi.

SONNA’nın haberine göre, ordu yetkilileri ülkeyi harici milislerden kurtarmaya katkı sağlamak için vatandaşları, harici milis unsurlarıyla ilgili bilgi sağlama konusunda işbirliğinde bulunmaya çağırdı.

Aşağı Şabel bölgesindeki Bulo Marer kasabasında Afrika Birliği Somali Misyonu’na (AMISOM) bağlı Uganda taburuna ait kampa yapılan saldırıyı kınayan Doğu Afrika Hükümetler Arası Kalkınma Otoritesi (IGAD), “Terör ile mücadelelerinde ve Somali'de barış ve istikrarın tesis edilmesi yönündeki çabalarında Somali hükümeti ve halkıyla dayanışma içinde bir arada durmalıyız” açıklamalarında bulundu.

Uganda ordusu, Cuma günü kaydedilen saldırıyı araştırmak üzere uzmanlardan oluşan bir ekip göndereceğini duyurmuştu.


Suudi Arabistan Dışişleri Bakan Yardımcısı, Nijerya Devlet Başkanı’nın yemin törenine katıldı

Suudi Arabistan Dışişleri Bakan Yardımcısı, Nijerya Devlet Başkanı ile Abuja’da (SPA)
Suudi Arabistan Dışişleri Bakan Yardımcısı, Nijerya Devlet Başkanı ile Abuja’da (SPA)
TT

Suudi Arabistan Dışişleri Bakan Yardımcısı, Nijerya Devlet Başkanı’nın yemin törenine katıldı

Suudi Arabistan Dışişleri Bakan Yardımcısı, Nijerya Devlet Başkanı ile Abuja’da (SPA)
Suudi Arabistan Dışişleri Bakan Yardımcısı, Nijerya Devlet Başkanı ile Abuja’da (SPA)

Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz adına Dışişleri Bakan Yardımcısı Velid el-Harici dün Nijerya Devlet Başkanı Bola Ahmed Tinubu’nun yemin törenine katıldı.

Harici, heyet başkanlarıyla birlikte Nijerya’nın başkenti Abuja'da düzenlenen Bola Ahmed Tinubu’nun yemin törenine katıldı.

Bu vesileyle Kral Selman ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman, Nijerya hükümeti ve halkına daha fazla ilerleme, gelişme ve refah diledi.


Iron Man'in yönetmeni: Robert Downey Jr. neredeyse başka bir süper kahramanı canlandıracaktı

İlk Iron Man, 2008'de gösterime girmişti (Zade Rosenthal/ Marvel)
İlk Iron Man, 2008'de gösterime girmişti (Zade Rosenthal/ Marvel)
TT

Iron Man'in yönetmeni: Robert Downey Jr. neredeyse başka bir süper kahramanı canlandıracaktı

İlk Iron Man, 2008'de gösterime girmişti (Zade Rosenthal/ Marvel)
İlk Iron Man, 2008'de gösterime girmişti (Zade Rosenthal/ Marvel)

Iron Man'in yönetmeni, Robert Downey Jr.'ın Marvel Sinematik Evreni'nde Tony Stark rolüne seçilmeden önce hangi rol için seçmelere girdiğini açıkladı. 

Iron Man'de Stark'ın şoförü ve kişisel asistanını da canlandıran Jon Favreau, 15. yıldönümü şerefine Iron Man'in başlangıç hikayesini anlattı.

Marvel Stüdyoları başkanı Kevin Feige'le bir araya gelen Favreau, Downey Jr.'ın rol için seçildikten sonra prodüksiyonla ilgili pek çok şeyi ve oyuncu kadropsunu etkilediğini söyledi.

Marvel Entertainment'ın YouTube kanalında yayımlanan söyleşide Feige, rol için başka kişileri de düşündüklerini ama Downey Jr.'ın net bir seçim olduğunu söyledi. Favreau da aktörün Iron Man'den önce başka bir süper kahraman rolü için düşünüldüğünü itiraf etti.

Sanırım Fantastik Dörtlü için gelmişti, herkes onun kim olduğunu biliyordu. Adamla oturduğumu hatırlıyorum ve 'Tanrım, içinde var, gözlerinde o kıvılcım var ve hazır' diyordum.

İlk görüşmelerinin ardından Favreau, seçmelere katılan oyuncuları ofisinde Feige'le tartıştığını ve her ikisinin de Downey Jr.'da özel bir şeyler olduğunu bildiğini söyledi.

Onun fotoğrafını işaret ediyor ve 'Bunu deneyip çözmeliyiz' diyorduk.

Ayrıca Downey Jr.'ın Gwyneth Paltrow gibi isimlerin projeye katılmasına da yardımcı olduğunu söyleyen Favreau, sözlerini şöyle sürdürdü:

Downey Jr.'ı belirledikten sonra diğer her şey yerli yerine oturdu. İşte o zaman hayatım çok daha kolaylaştı.

Favreau, daha sonra Stark'ın aşkı Pepper Potts'u canlandıran Gwyneth Paltrow'la filmin kötü adamı Jeff Bridges gibi oyuncuların da projeye katıldığını ve her şeyin hareketlendiğini söyledi. 

O andan itibaren Feige, Favreau'nun rahat bir nefes aldığını ve artık "sadece filmi yapabileceğini" söylediğini hatırladığını anlattı. 

Feige, Robert Downey Jr. olmasa 42 film üreten Marvel Stüdyoları'nın bugünkü başarısını elde edemeyeceğini vurguladı. 

O olmasaydı bir stüdyomuz olmazdı.

Independent Türkçe, Insider, Deadline