Anayasayı değiştirmeyi reddeden Hamaney protestolar nedeniyle Batı'yı suçladı

Yeni yıl münasebetiyle yaptığı konuşmasında ‘enflasyonun düşürülmesi’ çağrısında bulunan Hamaney, Asya ülkeleriyle ilişkilerde kaydedilen ilerlemeye övgüde bulundu ve Ukrayna savaşına müdahale ettikleri yönündeki iddiaları yalanladı.

Dün Hamaney’in internet sitesinde yayınlanan Meşhed’deki konuşmasından bir kare
Dün Hamaney’in internet sitesinde yayınlanan Meşhed’deki konuşmasından bir kare
TT

Anayasayı değiştirmeyi reddeden Hamaney protestolar nedeniyle Batı'yı suçladı

Dün Hamaney’in internet sitesinde yayınlanan Meşhed’deki konuşmasından bir kare
Dün Hamaney’in internet sitesinde yayınlanan Meşhed’deki konuşmasından bir kare

İran Dini Lideri Ali Hamaney yıllık konuşmasında, ABD'yi ve Avrupalı ​​müttefiklerini ülkeyi aylardır sarsan halk protestolarının arkasında olmakla suçladı. Aynı zamanda, ekonominin ülkenin karşı karşıya olduğu en önemli sorun olduğunu vurgulayarak, ülke içindeki değişim çağrılarına kilit vurdu. Tahran'ın Ukrayna savaşında taraf olduğu iddialarını reddeden Dini Lider, Asya'da diplomatik ilişkilerin gelişmesini memnuniyetle karşıladı. Hamaney ayrıca, ABD politikasını ‘körü körüne takip etmekten’ kaçınmaları şartıyla, Avrupalılarla ilişkilere açık kapı bıraktı.
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının patlak vermesinden üç yıl sonra, bu, Hamaney'in Nevruz Bayramı münasebetiyle Tahran'daki karargahının dışına çıkarak ülkenin kuzeybatısındaki Horasan eyaletinin yönetim merkezi Meşhed kentindeki Şii’lerin sekizinci imamının türbesinde destekçilerinden oluşan bir kalabalığa yaptığı ilk konuşmaydı. Meşhed, Hamaney'in yanı sıra İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve İslami Şura Meclisi Başkanı Muhammed Bakır Galibaf’ın da memleketi olarak biliniyor.
Hamaney, geçtiğimiz Eylül ayında Mahsa Amini adlı Kürt asıllı bir genç kızın ölümünün ardından ülkeyi kasıp kavuran protestolara ilişkin kendi anlatısını savundu. Hamaney, ABD'yi protesto hareketini kışkırtmakla suçlayarak eleştirdi.
Hamaney “Halk, ülkenin temel meselelerinin farkında olmalı ve bunların ele alınmasına katılmalı” ifadelerini kullanarak ‘kamuoyunun bir fikri hoş karşılamadığı durumlarda, pratikte bu fikrin uygulanmayacağını’ vurguladı.
Ülkede son sözü söyleyen Hamaney, İran devlet televizyonunda yayınlanan konuşmasında, “Düşmanların istediği gelişme ve geçiş, bizim inandığımız noktanın tam tersidir” dedi. Bu kişileri ‘yapısal değişim ve devrimden bahsederken İran’ın İslami kimliğini’ değiştirmeye çalışmakla suçladı. “Amaçları, insanlara kimliklerini hatırlatan her şeyi silmek” diyen Hamaney, bu kişilerin ‘ilk Dini Lider’in (Humeyni) hatırasına ve velayet-i fakihe karşı çıktıklarını’ sözlerine ekledi.
İran’ın resmi haber ajanslarının aktardığına göre Hamaney “Düşmanın amacı, dini halk egemenliğine dayalı hükümeti, görünüşe göre sahte bir Batı demokrasisi biçiminde kendilerine sadık bir hükümete dönüştürmektir” dedi. Hamaney ‘içeride anayasa değişikliğinden bahsedenlerin düşmanların söylediklerini tekrarladığını’ kaydetti.
Hamaney bu sözleri ile üstü kapalı olarak, reformist lider Mir Hüseyin Musevi ve İran'ın en önde gelen Sünni din adamı Zahidan Cuma İmamı Abdulhamid İsmailzehi tarafından yapılan referandum çağrılarına işaret ediyordu.
Hamaney uyarıcı bir ses tonuyla “Gözümüzü açmazsak, değişim adına güçlü yönlerimize zarar verebiliriz” dedi. Suçu kendi deyimiyle ‘rejimi koruyan ve devrimi sevenlere’ atarak “Bazen olumlu bir adım için dikkatli olmuyorlar ve böylece güçlü yönlere zarar veriyorlar” dedi.

Uluslararası bir komplo
Tüm bunlara ek olarak Hamaney ‘düşmanları’ hibrit bir savaş başlatmak ve bir iç savaş çıkartma peşinde olmakla suçladı. ‘Düşmanların karmaşık planları’ olduğundan söz ederek “İran halkı darbeye, yaptırımlara, medya savaşına ve güvenlik komplolarına göğüs gerdi” dedi. Ayrıca ‘İran’a karşı başlattıkları savaş ve korku uyandırma hamlesinin eşi benzeri görülmediğini’ belirtti. ‘Son isyanlarda herkesin sahneye girdiğini ve ABD gibi bir ülkenin başkanının da sahnede olduğunu’ vurgulayarak “İslam Cumhuriyeti zayıf değil, güçlü olduğunu kanıtladı. Bu tür isyanlarda ve küresel komplolarda üstün geldi ve dünyaya güçlü olduğunu gösterdi” ifadelerini kullandı.
Öte yandan küçük anlaşmazlıklar nedeniyle tartışmalardan kaçınılmasını tavsiye eden Hamaney “Bazen hoşgörü ve tolerans göstermek gerek. İki kişinin siyasi bir konuda fikir ayrılığına düşmesi mümkündür. Bu, toplumda farklılıklara ve dualiteye yol açar” dedi. Yetkilileri ve önemli pozisyonlarda yer alanları iyimserlik oluşturmaya çağırarak “Düşmanlar gençleri umutsuzluğa düşürmeye çalışıyorlar. İyimserlik gerektiren konular az değil. Herkes iyimserlik oluşturmalı (...) İyimserlik oluşturmak, kendimizi kandırmak anlamına gelmez” dedi.
Hamaney “Bölgede ezeli düşmanımız ABD tarafından gördüğümüz farklı durumlarla mücadele ediyoruz. Bizim politikamız netken ABD’liler ne yapacaklarını şaşırmış durumdalar” dedi. Ayrıca “ABD’liler, İran üzerinde benzeri görülmemiş bir ekonomik baskı uyguladıklarını söylüyorlardı. Bütün yalanlarına rağmen burada söyledikleri doğru” ifadelerini kullandı.
İran’ın dış politikasındaki son gelişmelere değinen Hamaney, ‘Avrupalıların ve ABD’lilerin İran’ı yalnızlaştırmak ve ilişkilerinin kesilmesi için baskı yaptığını ancak arzularının tam tersinin olduğunu’ söyleyerek İran ile Avrupa ülkeleri arasındaki ilişkilerin gerilediğini kabul etmekle birlikte ‘Asya ülkelerinin önemli bir bölümü ile ilişkilerinin yüzde 100 arttığını ve bu yoldan devam edeceklerini’ vurguladı.
Bu konuda Hamaney, "Yalnız kalmadık, aksine masadayız" dedi. Hamaney 'Afrika ve Latin Amerika ile güçlü ilişkiler kurmanın planları arasında yer aldığını ve bu konunun takipçisi olacaklarını' kaydetti. Bununla birlikte "Avrupa ülkelerine küsmüş değiliz. ABD'nin politikalarını körü körüne takip etmekten kaçınan her ülkeyle ilişki kurmaya hazırız" diye ekledi.
Hamaney, ülkesinin Rusya'nın Ukrayna'ya karşı açtığı savaşa müdahil olduğu yönündeki iddiaları yalanlayarak “Direniş cephesini desteklediğimizi açıkça beyan ediyoruz. Ancak Ukrayna'daki savaşa katıldığımızı asla kabul etmiyoruz” dedi. Hamaney “Silahlar ABD yapımı. Şu ana kadar savaştan tek yararlanan taraf ABD oldu” diyerek ‘ABD merkezli silah fabrikalarının durumdan çıkar sağlarken Ukrayna halkının sıkıntıda olduğunu’ vurguladı.

Ekonomi en önemli mesele
Hamaney konuşmasında ülkedeki ekonomik duruma değinerek, İran ekonomisinin ABD doları ile bağlantısının ülkenin karşı karşıya olduğu en önemli sorunlardan biri olduğunu ve hükümetin ihracat ve ithalatta yerel para birimini kullanması gerektiğini söyledi.
Hamaney “Mevcut hükümet dikkatle izleyip ekonomi yönetimini halka bırakmalıdır. Devlet şirketleri özel sektörle rekabet etmemelidir” şeklinde öneride bulundu.
Hamaney “Ham petrol ihracatına bağımlı olmamız eksikliktir. Petrol dışı ihracatı artırma yönünde bir eğilim var” dedi.
Dün erken saatlerde İran devlet televizyonu, Hamaney'in İran'da yeni yılın ilk günü olarak kutlanan Nevruz Bayramı münasebetiyle kaydedilmiş konuşmasını yayınlamıştı.
Ekonomik kriz, Hamaney'in konuşmasında öne çıktı. Hamaney, yeni yılda hükümet başta olmak üzere devlet kurumları için genel bir çerçeve oluşturmak amacıyla, son yıllarda izlediği politika bağlamında bir kez daha halka ekonomi sloganı attı.
ABD yaptırımları sonucunda petrol satışlarında düşüş kaydedilmesiyle, önceki yılların sloganları ekonomik durumu iyileştirmede başarılı olamadı. 2015 nükleer anlaşmasına varılmadan önce bile İran'a ABD ekonomik yaptırımları uygulandığından beri, Hamaney'in tüm Nevruz konuşmalarına ekonomik sloganlar hakim oldu.
Hamaney, ‘ülkedeki en önemli konunun ekonomi’ olduğunu söyleyerek ekonomik duruma ilişkin olumlu ve olumsuz konulara değindi. Olumsuzluk yönünde Hamaney, enflasyona ve hayat pahalılığına, özellikle de gıda ve temel ihtiyaçların fiyatlarındaki artışa dikkati çekti. Hamaney “Gerçekten acı bir durum. Gıda ve temel ihtiyaçların fiyatları yükseldiğinde, en ağır yük toplumun en yoksul sınıflarının omuzlarına biniyor” dedi.



Katar'dan Netanyahu'ya: Uluslararası hukuku ihlal etmeye hesap sorulmadan devam edilmeyecek

Mecid el-Ensari, dün Katar Dışişleri Bakanlığı'nın haftalık brifinginde konuşuyor (QNA)
Mecid el-Ensari, dün Katar Dışişleri Bakanlığı'nın haftalık brifinginde konuşuyor (QNA)
TT

Katar'dan Netanyahu'ya: Uluslararası hukuku ihlal etmeye hesap sorulmadan devam edilmeyecek

Mecid el-Ensari, dün Katar Dışişleri Bakanlığı'nın haftalık brifinginde konuşuyor (QNA)
Mecid el-Ensari, dün Katar Dışişleri Bakanlığı'nın haftalık brifinginde konuşuyor (QNA)

Katar Dışişleri Bakanlığı yetkilisi, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun uluslararası hukuk ihlallerinin hesap sorulmadan devam etmeyeceğini vurgulayarak, Gazze Şeridi'nde ateşkes için arabuluculuk yapmanın "gerçekçi görünmediğini ve şu anda odak noktamızın ulusal egemenliğimizi savunmak ve hain İsrail saldırısına yanıt vermek olduğunu" belirtti.

Bu açıklama, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio'nun dün Doha'ya yaptığı ziyaretin ardından düzenlenen basın toplantısında Bakanlık Sözcüsü Mecid el Ensari tarafından yapıldı. Ziyaret, İsrail'in Doha'daki birkaç Hamas liderinin ikametgahını hedef alan saldırısından bir hafta sonra gerçekleşti.

Rubio, Katar'ı Gazze'de ateşkes sağlanması için İsrail ve Hamas arasında arabuluculuk rolünü sürdürmeye çağırdı. Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre açıklamalarında, "anlaşmaya varmak için çok kısa bir zaman dilimi var" dedi ve "Dünyada arabuluculuk yapabilecek bir ülke varsa, o da Katar'dır. Bunu yapabilecek olanlar onlar" ifadelerini kullandı.

El-Ensari ise bu arabuluculuğun "özellikle İsrail başbakanının kendisiyle müzakere eden herkesi öldürmek ve arabulucu ülkeyi bombalamak istemesi nedeniyle şu anda gerçekçi görünmediğine" inanıyor. Ülkesinin, ABD'nin bu konudaki rolünü ve Gazze'de ateşkes sağlanmasına verdiği desteği takdir ettiğini vurguladı. İki ülke arasındaki kapsamlı iş birliğini "sadece Gazze'de değil, dünya çapında da birçok konuda" memnuniyetle karşıladı.

"Katar'ın şu anda tamamen ulusal egemenliğini savunmaya, hain İsrail saldırısına karşılık vermeye, bunun tekrarlanmamasını sağlamak için gerekli tüm önlemleri almaya ve buna sebep olanlardan hesap sormaya odaklandığını" yineleyerek, "Diğer tüm siyasi mülahazalar, bugün uğraştığımız durum karşısında artık ikinci plandadır" ifadelerini kullandı.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun pazartesi günü Doha'ya yapılan saldırının başarısız olmadığı ve bunun bir mesaj olduğu yönündeki açıklamasına Katar Dışişleri Bakanlığı sözcüsü şu yanıtı verdi: "Pervasız politikaları nedeniyle her başarısızlıktan sonra başarısızlığını haklı çıkarmaya çalışmasına alışkınız. Bu yüzden mesajı bu şekilde geldi."

Sözcü şöyle devam etti: "Ayrıca ona bir mesaj da iletmek istiyoruz: Uluslararası hukukun hesapsızca ihlal edilmesine devam edilmeyecek ve arabuluculuk yapan bir devleti hedef almak, uluslararası topluma veya arabuluculuğa saygı duymadığının ve Gazze Şeridi'nde rehin tutulan vatandaşlarının bile geri dönüşünü öncelik olarak görmediğinin açık bir mesajıdır." Sözcü açıklamasını şöyle sürdürdü: "Bu nedenle mesajı uluslararası toplum için açıktı ve Doha'daki acil Arap-İslam zirvesinin mesajına ilave olarak, Güvenlik Konseyi toplantısı aracılığıyla da kendisine yanıt verdiler."

ABD Dışişleri Bakanlığı ise Rubio'nun ziyareti sırasında, Doha ile ilişkilerin gücünü yinelediğini ve "Gazze Şeridi'ndeki savaşı durdurma ve rehineleri iade etme çabaları için Doha'ya teşekkür ettiğini" belirtti. Dışişleri Bakanlığı ayrıca, Rubio'nun "Katar Devleti'nin güvenliğine güçlü destek verdiğini ve daha güvenli bir bölge konusundaki ortak kararlılığımızı ele aldığını" ifade etti.

El-Ensari ayrıca, İsrail saldırısını görüşmek üzere pazartesi günü Doha'da düzenlenen acil Arap-İslam zirvesinin, Arap ve İslam dünyasının Katar ile dayanışmasının ve kararlılığının açık bir göstergesi olduğunu ve Katar'a yönelik saldırının reddedildiğini vurguladı.

Katar Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, pazartesi günü Doha'da düzenlenen olağanüstü Körfez zirvesi açıklamasının "bu saldırıya karşı net önlemler içerdiğini, bu dayanışma mesajının önemli olduğunu ve yalnızca Katar'da, Arap ve İslam ülkelerinde değil, aynı zamanda genel olarak dünyada uluslararası yankı bulduğunu" belirtti.

Açıklamada, "ülkelerinden biri saldırıya maruz kaldığında Konsey'in doğal mekanizmalarından biri olan bir mekanizmaya açıkça atıfta bulunulduğunu" belirten El Ensari, bu nedenle zirvenin "Doha'da Katar ile dayanışma içinde düzenlendiğini ve bunun Körfez İşbirliği Konseyi'nin herhangi bir dış güç tarafından üyelerinden herhangi birine yönelik saldırılara ilişkin tutumunu teyit etmede çok önemli bir adım teşkil ettiğini" söyledi. El Ensari, ülkesinin Körfez, Arap ve İslam ülkelerinin tutumuna duyduğu derin takdiri dile getirerek, "önümüzdeki günlerde yürütme düzeyinde adımlar atılacağını" ifade etti.


Trump, İsrail'in Gazze'ye yönelik kara harekâtını savunuyor

Donald Trump, 16 Eylül 2025'te İngiltere ziyaretine çıkmadan önce basına konuştu (Reuters)
Donald Trump, 16 Eylül 2025'te İngiltere ziyaretine çıkmadan önce basına konuştu (Reuters)
TT

Trump, İsrail'in Gazze'ye yönelik kara harekâtını savunuyor

Donald Trump, 16 Eylül 2025'te İngiltere ziyaretine çıkmadan önce basına konuştu (Reuters)
Donald Trump, 16 Eylül 2025'te İngiltere ziyaretine çıkmadan önce basına konuştu (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump, İsrail'in Gazze'ye yönelik kara harekatını savunma amaçlı bir eylem olarak nitelendirerek, binden fazla noktaya yayılan saldırının şiddetine dikkat çekti. Hamas'a rehineleri insan kalkanı olarak kullanmaya kalkışmaması konusunda sert bir uyarıda bulunan Trump, bu taktiği sürdürmesi halinde korkunç sonuçlarla karşılaşacağı tehdidinde bulunarak sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunu yaparlarsa, başları büyük belaya girecek.”

İngiltere ziyareti öncesi gazetecilere konuşan Trump, İsrail güçlerinin müdahale etmek istediklerini duyduğunu ve Hamas'ın 20 rehinemizi ve cesetlerini alıp cepheye koymayı planladığını söyledi.

ABD başkanının Gazze hakkındaki açıklamaları, Birleşmiş Milletler de dahil olmak üzere uluslararası kuruluşlara yönelik eleştirilerle doluydu. İsrail'i Gazze'de soykırım yapmakla suçlayan bir BM raporuna atıfta bulunarak, “Bunu oyladılar... Ne olacağını göreceğiz. Oylamaya sunulacak” diyerek raporu reddetti. Trump, ABD'nin alacağı somut önlemler hakkında ayrıntılı bilgi vermedi, ancak kimsenin bu durumdan memnun olmadığını vurguladı.

Trump'ın açıklaması, İsrail'in Gazze'ye büyük bir kara harekatı başlattığı bir dönemde geldi. Trump, Beyaz Saray'da İngiltere'ye yapacağı  resmi ziyaret öncesi gazetecilere yaptığı açıklamada bu sözleri sarf etti.

Bir İsrail askeri yetkilisi Salı günü, ordunun Gazze Şehri'ni kontrol altına almak için başlattığı saldırıda “ana” operasyona başladığını belirterek, kara kuvvetlerinin şehrin derinliklerine doğru ilerlediğini ilerlediğini kaydetti.

Ordunun Hamas'ı yenmek için gerekli olduğu sürece operasyonlara devam etmeye hazır olduğunu da ekleyen yetkili, hareketin militanlarının sayısının “2 bin ila 3 bin  arasında” olduğunu tahmin ettiğini belirtti.

İsrail, Gazze'de askeri operasyona hazırlık olarak geçen ay Gazze Şehri sakinlerini tahliye etmeye çağırdı, ancak çoğu kişi Gazze'nin güneyindeki aşırı kalabalık ve yüksek ulaşım maliyetleri nedeniyle tahliye edemediklerini söyledi.

Pazartesi günü erken saatlerde, tahmini 300 bin  Gazze sakini Gazze Şehrinden güneye kaçmış, ancak yaklaşık 700 bin kişi şehirde kalmıştı.


İsrail ordusu kara harekâtı kapsamında Gazze şehrinin merkezine doğru ilerliyor

TT

İsrail ordusu kara harekâtı kapsamında Gazze şehrinin merkezine doğru ilerliyor

İsrail ordusu kara harekâtı kapsamında Gazze şehrinin merkezine doğru ilerliyor

İsrail ordusu Gazze'de genişletilmiş operasyonun başladığını duyurdu ve şehir sakinlerini güneye gitmeye çağırdı.

Bir İsrail askeri yetkilisi bugün, ordunun Gazze şehrini kontrol altına almak için başlattığı operasyonda ‘ana’ harekâta başladığını belirterek, kara kuvvetlerinin şehrin derinliklerine ve merkezine doğru ilerlediğini kaydetti.

Ordunun Hamas'ı yenmek için gerekli olduğu sürece operasyonlara devam etmeye hazır olduğunu ifade eden yetkili, Hamas mensuplarının sayısının ‘2 bin ila 3 bin arasında’ olduğunun tahmin edildiğini belirtti.

Yetkili, “Ordu, Gazze şehrinde hızlı ama güvenli bir şekilde operasyonlar yürütmeyi planlıyor ve rehinelerin ve sivillerin güvenliğini öncelikli tutuyor... İsrail, nüfusun yaklaşık yüzde 40'ının şimdiden Gazze Şeridi'nin güneyine göç ettiği şehirdeki güçlerini kademeli olarak artıracak ve insani yardım çabalarını genişletecek” ifadelerini kullandı.

İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee bu sabah X platformu üzerinden yaptığı paylaşımda, kuzey Gazze'yi hedef alan ve en az 20 kişinin hayatını kaybetmesine yol açan şiddetli hava saldırılarının ardından İsrail operasyonunun genişletileceğini duyurdu.

İsrail, Gazze'de askeri operasyon hazırlıkları kapsamında geçtiğimiz ay Gazze şehri sakinlerine tahliye çağrısı yapmıştı. Ancak birçok kişi Gazze'nin güneyindeki aşırı kalabalık ve yüksek ulaşım maliyetleri nedeniyle şehirden ayrılamadıklarını söyledi.

Adraee’nin X platformundaki paylaşımında şu ifadeler yer aldı: “Gazze sakinleri… İsrail Savunma Kuvvetleri Gazze şehrindeki Hamas altyapısını yok etmeye başladı. Gazze şehri tehlikeli bir savaş bölgesi ve bu bölgede kalmak sizi tehlikeye atıyor. Er-Reşid Caddesi üzerinden Gazze Vadisi'nin güneyindeki bölgelere araçla veya yürüyerek mümkün olan en kısa sürede gidin. Güvenliğinizi ve sevdiklerinizin güvenliğini sağlamak için, şehri terk eden bölge sakinlerinin yüzde 40'ından fazlasına katılın.”

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu bugün Gazze şehrinde ‘yoğun bir operasyonun’ başladığını duyurdu. Şehri kontrol altına almak için kara harekâtı başlattığını açıklayan İsrail ordusu, şehir sakinlerine ve Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki sakinlere ‘mümkün olduğunca çabuk’ güneye gitmeleri konusunda uyarıda bulundu.

İsrailli bir askeri yetkili kara operasyonunun ana aşamasının başladığını bildirirken, İsrail medyası ordudan aldığı bilgiye dayanarak 162. ve 98. tümenlerin Gazze şehrinin batı kesiminde operasyon yürüttüğünü bildirdi.

İki İsrailli yetkili daha önce CNN'e yaptıkları açıklamada, ordunun Gazze şehrine kara harekâtı başlattığını doğrulamıştı. CNN, yetkililerden birinin Gazze şehrindeki kara operasyonunun başlangıçta ‘kademeli’ olacağını söylediğini aktardı.

‘Gazze yanıyor’

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, Filistin topraklarına yönelik yoğun hava saldırılarının ardından bugün yaptığı açıklamada, Gazze'nin ‘yandığını’ söyledi ve ülkesinin ‘geri adım atmayacağını’ bildirdi.

Katz, İsrail ordusunun ‘terörün altyapısını demir yumrukla vurduğunu ve askerlerin rehinelerin serbest bırakılması ve Hamas'ın yenilgisi için gerekli koşulları yaratmak amacıyla cesurca savaştığını’ belirtti. Katz, “Misyonumuzu tamamlayana kadar durmayacağız ve geri adım atmayacağız” dedi.

AFP'ye konuşan görgü tanıklarına göre, Gazze şehri bu sabah erken saatlerde İsrail'in yoğun bombardımanına maruz kaldı. Bu olay, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio'nun Yahudi devletine ABD'nin ‘sarsılmaz’ desteğini ifade etmek için İsrail'i ziyaret etmesinden bir gün sonra meydana geldi.

The Jerusalem Post'a göre, Gazze şehrine yönelik hava saldırılarının haftalarca sürmesi ve çok katlı yüksek binaların yıkılmasıyla birlikte, İsrail ordusu daha geniş çaplı bir kara harekâtı için dönüm noktasına ulaşmış görünüyor.

Dün erken saatlerde tahmini 300 bin Gazze sakini Gazze şehrinden güneye kaçmak zorunda kaldı, ancak yaklaşık 700 bin kişi şehirde kaldı.

İsrail ordusu, Refah'ta olduğu gibi, İsrail kara kuvvetleri şehre ilerlemeye başladığında Gazze'deki sivillerin çoğunun kaçacağını umuyordu.