Katolik Maruni Patriği er-Rai: Lübnan için dua edelim

‘Hristiyan Milletvekillerinin inzivaya çekilmesi Lübnan cumhurbaşkanlığı seçimlerinin gerçekleştirilmesine olanak sağlayacak mı?

Lübnan Katolik Maruni Patrikhanesi'nin Twitter hesabında yayınladığı bir fotoğrafta Rai’nin sözlerinden bazıları yer alıyor
Lübnan Katolik Maruni Patrikhanesi'nin Twitter hesabında yayınladığı bir fotoğrafta Rai’nin sözlerinden bazıları yer alıyor
TT

Katolik Maruni Patriği er-Rai: Lübnan için dua edelim

Lübnan Katolik Maruni Patrikhanesi'nin Twitter hesabında yayınladığı bir fotoğrafta Rai’nin sözlerinden bazıları yer alıyor
Lübnan Katolik Maruni Patrikhanesi'nin Twitter hesabında yayınladığı bir fotoğrafta Rai’nin sözlerinden bazıları yer alıyor

Lübnan Maruni Patriği Bişara Butros er-Rai’nin Hristiyan milletvekillerine 5 Nisan’a denk gelen Paskalya öncesinde Lübnan için dua etmeye çağırmasının ardından gözler sonuçlarının ne olacağı görmek üzere Lübnan’a çevrildi.
Rai’nin çağrısı siyasi bir başlık taşımazken, daha çok bir ‘manevi ritüel’ çağrısıydı. Hemen hemen herkes, Cumhurbaşkanı seçimi krizinin doğrudan veya dolaylı olarak inziva çekilme sürecinde var olacağının farkında. İnziva çağrısı özellikle Antelias Piskoposu Antoine Ebu Necm, patrik tarafından bakış açılarını birbirine yaklaştırmak ve bir dizi aday üzerinde anlaşmak amacıyla Hıristiyan liderlerle yaptığı toplantıların ardından geldi. Bloklardan cumhurbaşkanı adaylarının isimlerini aldığı gibi, ancak görüş ayrılığı ve partiler arasında ortak isimlerin olmaması ve dolayısıyla uyum zorluğu açısından sonuç olumlu olmadı.
Lübnan Kuvvetleri kaynakları, inzivanın doğrudan siyasi meselelere değinmeyeceğini düşünürken, daha çok Hıristiyanların rolü ve aralarındaki iletişimin önemi ve yabancılaşma ile ilgili açılardan ele alınacağını bu nedenle, yalnızca krize olası çıkışları aranacağını düşünüyor. Bkerki'ye yakın Maruni Genel Konseyi Dekanı, eski Bakan Vedi el-Hazen, bu tür toplantılarda siyasetin de yer alması gerektiğini ileri sürüyor. Bunu Maruni Patriği Bişara er-Rai'nin yeniden bir araya gelme yönündeki son girişimi olarak nitelendirerek, konferansa katılanları cumhurbaşkanlığı seçimlerinde istişare etmeye, diyalog kurmaya ve bir sonuca varmaya çağırdı.
Lübnan Kuvvetleri’nden bir kaynak Şarku'l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Hristiyan liderleri bir araya getirmesi beklenen dörtlü toplantıya daha önce itiraz etmiştik.    64 milletvekilinin bir araya gelmesi durumunda, oluşan boşluktan Hıristiyanların sorumlu tutulmaması için, bir adayın çıkacağı belirli bir mekanizmaya göre yapılması gerektiğini vurguladık. Bugün inziva daveti ile durum değişti ve artık bir Hristiyan-Hıristiyan diyaloğu olmaktan çıktı. Ayrıca anayasal yetkilerle de ilgisi yok, daha çok Lübnan'ın mesajı, Hristiyan rolü, ortaklık ve bir arada yaşama ile ilgili boyutlar taşıyan bir toplantı” ifadelerini kullandı.
Öte yandan Hazen, 64 Hristiyan milletvekilinin katılacağı toplantıda cumhurbaşkanlığı seçimine gidileceğini öne sürerek Patrik Bişara er-Rai'nin isimler arasında yer almayacağını vurguladı. Hazen, Şarku'l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Başpiskopos Ebu Necm'in, cumhurbaşkanlığı dosyasını araştırmaya odaklanan Hristiyan liderler turu, istenen sonucu vermedi. Ancak Patrik er-Rai umudunu kaybetmedi. Hıristiyan milletvekillerine yaptığı çağrıda gidişatı düzeltmeye çalışacak ve Hıristiyan bloklarını, özellikle yetkilendirmede etkisi olan başlıcaları, anlaşmaya davet edecek” dedi. Hazen, Piskopos Ebu Necm'in görüştüğü Hristiyan parlamento blokları tarafından aday gösterilen 13 ismi taşıdığına dikkat çekiyor. Sorunun ortak adlarının olmaması olduğuna ve bunun görevinin zorluğunu yansıttığına işaret etti.
Hazen, Piskopos Ebu Necm tarafından toplanan isimlerin yanı sıra diğer isimlerin de öne sürülebileceğini düşünüyor. Hıristiyan anlaşmasının gerçekleşmesi durumunda Cumhurbaşkanı hakkında kapsamlı bir ulusal anlaşmaya yol açıp açmayacağına dair bir soruya yanıt olarak “Meclis Başkanı Nebih Berri, özellikle Hıristiyanları bir araya getirmek için her zaman diyalog ve istişare çağrısında bulundu. Dolayısıyla anlaşırlarsa ileri bir aşamaya gelmiş oluruz ve bir sonraki görev kolaylaşır” dedi.



İsrail, Gazze'deki tampon bölgeyi genişletmek için acele ediyor

 İsrail ordusunun dün Gazze şehrinde bir evi yıkmasının ardından yükselen dumanlar (AP)
İsrail ordusunun dün Gazze şehrinde bir evi yıkmasının ardından yükselen dumanlar (AP)
TT

İsrail, Gazze'deki tampon bölgeyi genişletmek için acele ediyor

 İsrail ordusunun dün Gazze şehrinde bir evi yıkmasının ardından yükselen dumanlar (AP)
İsrail ordusunun dün Gazze şehrinde bir evi yıkmasının ardından yükselen dumanlar (AP)

İsrail, Gazze Şeridi’nde işgal altındaki bölgeler (Sarı Hattın doğusu) ile Hamas'ın faaliyet gösterdiği bölgeleri (Sarı Hattın batısı) birbirinden ayıran Sarı Hattın yaklaşık 3 kilometre batısında yeni bir tampon bölge oluşturmaya çalışıyor.

Şarku’l Avsat'a konuşan silahlı gruplardan saha kaynaklarına göre İsrail'in bu çabaları, ateşkesin ikinci aşamasına geçmeden önce sahadaki yeni durumu istikrara kavuşturmayı amaçlıyor. Bu çabalar, işgalci İsrail güçlerinin tampon bölge için istedikleri yerleri belirlemelerine olanak tanıyan evlerin yıkılması ve arazinin düzleştirilmesini içeriyor.

Sahadaki bu gelişmeler, İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir'in geçtiğimiz pazar günü Gazze Şeridi'ndeki İsrail güçlerini teftiş ederken yaptığı açıklamalarla tutarlıydı. Zamir, Sarı Hattın yeni bir sınır, yerleşim yerleri için ileri bir savunma hattı ve bir saldırı hattı oluşturduğunu söyledi.

Buna karşın Hamas liderlerinden Husam Bedran, Zamir'in açıklamalarının işgalin ateşkes anlaşmasının şartlarına uymadığını açıkça ortaya koyduğunu vurguladı. Bedran dün Fransız Haber Ajansı AFP'ye yaptığı açıklamada, Hamas’ın anlaşmanın ikinci aşamasına geçilmeden önce İsrail'in ateşkese yönelik ihlallerine son verilmesini istediğini belirtti.


Netanyahu: Şam ile temaslar bir anlaşmayla sonuçlanmadı

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve ABD Başkanı Donald Trump (AP)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve ABD Başkanı Donald Trump (AP)
TT

Netanyahu: Şam ile temaslar bir anlaşmayla sonuçlanmadı

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve ABD Başkanı Donald Trump (AP)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve ABD Başkanı Donald Trump (AP)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisinden dün yapılan açıklamada, Suriye meselesine ilişkin ABD'nin de katıldığı son görüşmelerin iki taraf arasında bir anlaşma veya mutabakata yol açtığı iddiaları yalanlandı.

Açıklamada, Suriye ile ilgili konularda Washington'ın himayesinde görüşmeler ve temaslar yapıldığı, ancak bunların henüz ön görüşme aşamasında olduğu vurgulandı.

Bu konuda herhangi bir anlaşma veya niteliksel ilerleme olduğu yönündeki iddiaların doğru olmadığı vurgulanan açıklamada, temasların ABD'nin bölgede yürüttüğü daha geniş diplomatik çabaların bir parçası olduğu belirtildi.

Kaynaklara göre Netanyahu, İsrail medyasının, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurul toplantıları sırasında, ABD'nin arabuluculuğuyla iki taraf arasında varılan anlaşmayı imzalamayı reddettiğini bildirmesinin ardından bu açıklamayı yapmak zorunda kaldı.


Şam'daki Mezze Askeri Havaalanı çevresine havan toplu saldırı: Can kaybı yok

İsrail'in geçtiğimiz yaz Şam'a düzenlediği hava saldırıları sonrasında yükselen dumanlar (Reuters)
İsrail'in geçtiğimiz yaz Şam'a düzenlediği hava saldırıları sonrasında yükselen dumanlar (Reuters)
TT

Şam'daki Mezze Askeri Havaalanı çevresine havan toplu saldırı: Can kaybı yok

İsrail'in geçtiğimiz yaz Şam'a düzenlediği hava saldırıları sonrasında yükselen dumanlar (Reuters)
İsrail'in geçtiğimiz yaz Şam'a düzenlediği hava saldırıları sonrasında yükselen dumanlar (Reuters)

Suriye Devlet Televizyonu dün akşam başkent Şam'daki Mezze Askeri Havaalanı çevresine ‘nereden ateşlendiği bilinmeyen’ havan topları düştüğünü, ancak herhangi bir can kaybı yaşanmadığını bildirdi.

Suriye Arap Haber Ajansı SANA’ya konuşan askeri bir kaynak, üç havan topunun Şam'daki Mezze Askeri Havaalanı çevresini hedef aldığını, ancak herhangi bir can kaybı veya maddi hasara yol açmadığını söyledi. SANA, ‘İlgili yetkililer Mezze Askeri Havaalanı çevresine konuşlandı ve havan toplarının nereden ateşlendiğini belirlemek için soruşturma başlattı’ bilgisini aktardı.

Reuters geçtiğimiz kasım ayında, ABD'nin Suriye ile İsrail arasında bir güvenlik anlaşmasının önünü açmak için Şam'daki bir hava üssünde askeri olarak konuşlanmayı planladığını bildirmişti.

Şarku'l Avsat'ın edindiği bilgiye göre hava üssü, İsrail ve Suriye arasında gelecekte imzalanacak bir saldırmazlık anlaşması kapsamında silahsızlandırılmış bölge oluşturulması beklenen Suriye'nin güneyindeki bazı bölgelerin girişinde yer alıyor.

O dönemde SANA, Suriye Dışişleri Bakanlığı'ndan bir kaynaktan bilgiler aktaran Reuters'ın haberini yalanlamış ve ‘Reuters'ın Suriye'deki ABD üsleri hakkında yayınladığı haberlerin hiçbir gerçeklik payı yoktur’ ifadelerini kullanmıştı.

ABD, Suriye ile İsrail arasındaki gerilimi azaltmak ve Şam'ın İsrail'in son zamanlarda ele geçirdiği topraklarını geri almasını sağlayacağını umduğu bir güvenlik anlaşmasına varmak için iki taraf arasında arabuluculuk yapıyor.