Taliban: DEAŞ-Horasan’ın Kabil’deki istihbarat ve askeri sorumlusu öldürüldü

Bir Taliban unsuru, Kabil’de yaşanan çatışmada yıkılan bir evin önünde (AP)
Bir Taliban unsuru, Kabil’de yaşanan çatışmada yıkılan bir evin önünde (AP)
TT

Taliban: DEAŞ-Horasan’ın Kabil’deki istihbarat ve askeri sorumlusu öldürüldü

Bir Taliban unsuru, Kabil’de yaşanan çatışmada yıkılan bir evin önünde (AP)
Bir Taliban unsuru, Kabil’de yaşanan çatışmada yıkılan bir evin önünde (AP)

Taliban, Kabil’deki son birkaç saldırıyı planlamakla suçlanan DEAŞ-Horasan terör örgütünün Kabil’deki istihbarat ve askeri sorumlusu Kari Fatih’in öldürüldüğünü açıkladı.
Taliban Sözcüsü Zabihullah Mücahid, dün akşam yaptığı açıklamada, Kari Fatih’in son dönemde Kabil’de özellikle diplomatik misyonlar, camiler ve diğer hedeflere yönelik saldırılardan doğrudan sorumlu olduğunu bildirdi.
Uyruğu henüz belli olmayan Kari Fatih, Kabil’de düzenlenen bir operasyon sırasında başka bir DEAŞ-Horasan üyesiyle birlikte öldürüldü.
Taliban yetkilileri, iki örgüt üyesinin cesedine ilişkin fotoğrafları Twitter’da yayınladı.
Birlemiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) tarafından Temmuz 2022’de yayınlanan bir rapor, Fatih’in DEAŞ-Horasan’ın ana liderlerinden biri olduğunu ve Hindistan, İran ve Orta Asya’ya kadar uzanan bir bölgede askeri operasyonlardan sorumlu olduğunu ortaya çıkardı.
DEAŞ-Horasan örgütü, Taliban rejiminin Ağustos 2021’de iktidara gelmesinden bu yana, yabancılara, dini azınlıklara ve devlet kurumlarına yönelik saldırılarını yoğunlaştırdı.
Her iki grup da aynı ideolojiyi paylaşıyor, ancak DEAŞ-Horasan küresel bir ‘halifelik’ kurmaya çalışırken, Taliban bağımsız bir şekilde Afganistan’a liderlik etmeye çalışıyor.
Son aylarda Taliban güçleri, Kabil’de DEAŞ-Horasan unsurlarının saklandığı birçok yere baskın düzenledi, çok sayıda kişiyi öldürdü ve yakaladı.



Arakçi: Nükleer silah peşinde değiliz ve İsrail'in nükleer silah cephaneliğine sahip olmasına izin verilmemeli

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi (AFP)
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi (AFP)
TT

Arakçi: Nükleer silah peşinde değiliz ve İsrail'in nükleer silah cephaneliğine sahip olmasına izin verilmemeli

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi (AFP)
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi (AFP)

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi bugün yaptığı açıklamada ABD’nin İran'la müzakerelerdeki amacının İran'ı ‘nükleer haklarından’ mahrum bırakmak olması halinde Tahran'ın bu haklarından asla vazgeçmeyeceğini söyledi.

Katar’ın başkenti Doha’da düzenlenen Arap-İran Diyalog Forumu'nda konuşan Arakçi, ülkesinin nükleer silah sahibi olmayı bir tabu olarak gördüğünü, ancak uranyumu barışçıl yollarla zenginleştirme hakkı konusunda ısrarcı olduğunu belirtti. Aynı zamanda İsrail'in nükleer silah cephaneliğine sahip olmasına izin verilmemesi gerektiğini vurgulayan İranlı Bakan, ülkesinin diyalog ilkesine inandığını ve bölge ülkeleri arasında diyalog çağrısında bulunduğunu vurguladı. İran'ın bölgesel diyalogda daha üst bir aşamaya geçtiğini belirten Arakçi, “bölge ülkeleriyle ilk konferansı gerçekleştirmeyi başardık” dedi.

İran’ın resmi haber ajanslarının aktardığına göre İran ve ABD arasında Umman’da yapılması planlanan yeni müzakere turunun başlamasına bir gün kala yaptığı açıklamada Arakçi, İran'ın ABD ile görüşmelerini ‘iyi niyetle’ sürdürdüğünü söyledi.

İran Dışişleri Bakanı, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ancak müzakerelerin amacının İran'ı nükleer haklarından mahrum bırakmaksa, İran'ın hiçbir hakkından vazgeçmeyeceğini açıkça vurguluyorum.”

İran defalarca kez uranyum zenginleştirme hakkının müzakere edilemez olduğunu ileri sürerek bazı ABD’li yetkililer tarafından dile getirilen ‘sıfır uranyum zenginleştirme’ talebini reddetti.

Fakat ABD Başkanı Donald Trump'ın Özel Temsilcisi Steve Witkoff cuma günü verdiği bir röportajda, ABD ile yapılacak herhangi bir anlaşma kapsamında İran'ın uranyum zenginleştirme tesislerinin lağvedilebileceğini belirtti.

rfgthyju
Arakçi ve Witkoff (AP)

Trump, İran'ın nükleer programına ilişkin uzun süredir devam eden anlaşmazlığı çözecek yeni bir anlaşmaya varılmaması halinde İran'ı bombalamakla tehdit etti. Göreve geldiği ilk dönemde Trump, ülkesinin Tahran ile dünya güçleri arasında 2015 yılında imzalanan ve İran'ın nükleer faaliyetlerini dizginlemeyi amaçlayan nükleer anlaşmadan tek taraflı olarak çekildiğini açıklamıştı.

Batılı ülkeler, ABD'nin 2015 tarihli nükleer anlaşmadan çekilmesinin ardından Tahran'ın hız verdiği nükleer programının nükleer silah üretmeye yönelik olduğunu söylerken, İran bu çalışmaların sadece sivil amaçlı olduğunda ısrar ediyor.

Arakçi, sözlerini şöyle noktaladı:

“İran, ABD ile yaptığı dolaylı müzakerelerde nükleer enerjinin barışçıl amaçlarla kullanılması hakkını vurguluyor ve nükleer silah edinmenin peşinde olmadığını açıkça ifade ediyor. İran müzakereleri iyi niyetle sürdürüyor. Eğer bu görüşmelerin amacı nükleerleşmemeyi sağlamaksa bir anlaşmaya varılabilir. Eğer amaç İran'ın nükleer haklarını kısıtlamaksa, İran bu haklarından asla vazgeçmeyecektir.”