Afganistan’da ‘öğrencisiz okullarda’ yeni eğitim yılı başladı

Taliban’ın kız çocuklarının eğitime geri dönmesine izin vermesini talep eden çağrılar giderek artıyor.

Dün Kabil’de bir okulun kapısındaki Afganlar (AFP)
Dün Kabil’de bir okulun kapısındaki Afganlar (AFP)
TT

Afganistan’da ‘öğrencisiz okullarda’ yeni eğitim yılı başladı

Dün Kabil’de bir okulun kapısındaki Afganlar (AFP)
Dün Kabil’de bir okulun kapısındaki Afganlar (AFP)

Afgan okulları dün (Salı) yeni akademik yıl için kapılarını yeniden açtı, ancak Taliban yetkililerinin eğitimin yeniden başladığına yönelik bir duyuru yapmaması nedeniyle öğrenciler sınıflarına kayıt yaptırmadı. Diğer yandan kızların eğitim yasağı hala devam ediyor.
Taliban yetkilileri dün ilkokul ve ortaokullardaki dersleri yeniden başlatmaya karar verdi ancak AFP muhabirleri, Kabil’de 7 okulu ziyaret ettikten sonra öğrencilerin okulların yeniden açılmasıyla ilgili bir duyuru olmaması üzerine okula gitmediklerini gözlemledi.
Erkek ortaokulu öğretmeni Muhammed Osman Atay, AFP’ye “Müdürümüz bize Eğitim Bakanı’ndan bir yazı verdi, ancak bu halka duyurulmadığı için hiçbir öğrenci gelmedi” ifadelerini kullandı.
Yeni öğretim yılının başlamasıyla birlikte Taliban yetkilileri, milyonlarca Afgan kız çocuğunun ilkokuldan sonra eğitimlerine devam etmelerine izin verilmesi için artan çağrılarla karşı karşıya kaldı.
Eski Afgan siyasetçiler, Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) ve ABD’nin Afganistan Özel Temsilcisi, Nevruz için yayınladıkları tebrik mesajlarında eğitimin ülke için önemini vurguladı.
Afganistan eski Cumhurbaşkanı Hamid Karzai yayınladığı mesajda “Nevruz ile birlikte, İslami hükümetin kızlara okulların ve üniversitelerin kapılarını açmasını ve kadınların işlerine dönmesine izin vermesini umuyorum” ifadelerini kullandı.
ABD’nin Afganistan Özel Temsilcisi Thomas West, Twitter üzerinden kızların ve kadınların topluma katılımının ülkeye daha parlak bir gelecek sunacağını söyledi.
Pazartesi günü Katar’ın başkenti Doha, Taliban hareketinin atadığı Eğitim Bakanı’nın da katıldığı bir toplantıya ev sahipliği yaptı. Toplantıda Afganistan’da eğitimin geleceği ele alındı.
Katar Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, Afganistan’daki Taliban yöneticilerinin yakın zamanda Afgan kız çocukları ve kadınları için okulları ve üniversiteleri yeniden açma taahhüdünün olup olmadığından bahsedilmedi.
Taliban yetkililerinin yasağın kaldırılacağına yönelik hiçbir açıklamada bulunmaması sebebiyle, art arda ikinci yılda 11 ila 18 yaşları arasındaki yüzbinlerce kız çocuğunun ilkokul sonrası eğitim kurumlarına kayıtlarının alınmaması bekleniyor.
23 Mart 2022’de, kızlara yönelik ortaokulların yeniden açılmasından saatler sonra, Taliban bu okulların yeniden kapatılmasını emretti. Bununla birlikte, Taliban yönetiminin Kabil ve Kandahar’daki güç merkezinden uzak olan bölgelerde, kız öğrencilere yönelik bazı okullar, ailelerin ve aşiret liderlerinin baskısıyla açık kaldı.
Afganistan, İslam’ı katı bir şekilde yorumlayan Taliban’ın Ağustos 2021’de iktidara gelmesinin ardından kızların okula gitmesini yasaklamasından bu yana, dünya genelinde kızların ortaokula gitmesine izin verilmeyen tek ülke oldu.
AFP’ye konuşan 15 yaşındaki Sedef Haidari, “Hayal kırıklığına uğradım ve kalbim kırıldı. Eğitim bizim temel hakkımız. Okula gitmemiz gerekiyor ancak Taliban bizi her şeyden mahrum ediyor” ifadelerini kullandı.
Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre, Taliban yetkilileri, ilkokulları kapsamayan yasağın geçici olduğunu ve İslami öğretilere dayalı bir program belirlendiğinde derslerin yeniden başlayacağını belirtmişti. Bazı Taliban yetkilileri, dini lider Hibetullah Ahundzade’ye tavsiyelerde bulunan aşırı muhafazakar din adamlarının, kadınların modern bir eğitim alması konusunda bir adım atmadığına dikkati çekti.
Birleşmiş Milletler Afganistan Yardım Misyonu’nun (UNAMA) dün (Salı) Taliban yetkililerine kızların eğitimine yönelik kararlarını geri alma çağrısında bulundu. Misyon yaptığı çağrıda “UNAMA, kadınlara ve kız çocuklarına yönelik tüm ayrımcı politikaların kaldırılması için yetkililere yaptığı çağrıyı yineliyor” ifadelerine yer verdi.
Taliban hareketi, 1996-2001 arasındaki ilk döneminde olduğundan daha esnek olma vaatlerine rağmen, özellikle kadınlara yönelik baskıcı adımlarını giderek artırdı.
Kadınların kamuda birçok işte çalışmaları engellendi veya evde kalmaları için ihtiyaçlarını karşılamayan miktarda bir ücret ödemeye başladı. Aynı zamanda Kasım ayında kadınların parklara, spor salonlarına ve hamamlara girişleri de yasaklandı.



Trump Keşmir konusunda anlaşma ararken, Hindistan'ın diplomatik hırsı sınanıyor

ABD Başkanı Donald Trump, Hindistan Başbakanı Narendra Modi'yi Beyaz Saray'da ağırladı. (Arşiv – AP
ABD Başkanı Donald Trump, Hindistan Başbakanı Narendra Modi'yi Beyaz Saray'da ağırladı. (Arşiv – AP
TT

Trump Keşmir konusunda anlaşma ararken, Hindistan'ın diplomatik hırsı sınanıyor

ABD Başkanı Donald Trump, Hindistan Başbakanı Narendra Modi'yi Beyaz Saray'da ağırladı. (Arşiv – AP
ABD Başkanı Donald Trump, Hindistan Başbakanı Narendra Modi'yi Beyaz Saray'da ağırladı. (Arşiv – AP

Analistler, Hindistan ve Pakistan'ın ABD'nin müdahalesi sayesinde topyekûn savaşın eşiğinden döndüğünü, ancak ABD Başkanı Donald Trump'ın Keşmir anlaşmazlığında arabuluculuk yapmayı teklif etmesinin ardından Yeni Delhi'nin küresel diplomatik güç olma hedefinin büyük bir sınavla karşı karşıya olduğunu söyledi.

Şarku’l Avsat’ın Reuters’tan aktardığına göre Hindistan'ın dünyanın beşinci büyük ekonomisi olma yolundaki hızlı yükselişi, küresel sahnedeki güvenini ve etkisini arttırdı. Hindistan, Sri Lanka'daki ekonomik çöküş ve Myanmar depremi gibi bölgesel krizlerin ele alınmasında önemli bir rol oynadı.

Ancak Keşmir konusunda Pakistan'la yaşanan çatışma Hindistan siyasetinin sinir uçlarına dokunuyor. Son birkaç gündür iki ülke arasında karşılıklı füze atışları ve hava saldırılarıyla şiddetlenen çatışmalarda en az 66 kişi hayatını kaybetti.

Hindistan'ın, Keşmir sorununda kendi çıkarlarından ödün vermeden ticaret gibi konularda Trump'ın gözüne girmek için diplomatik olarak nasıl bir yol izleyeceği büyük ölçüde iç politikaya bağlı olacak ve Keşmir sorununun gelecekteki seyrini belirleyebilecek.

Güney Asya analisti olan Michael Kugelman, “Hindistan (ateşkesin gerektirdiği) daha geniş kapsamlı görüşmelere sıcak bakmıyor. Bu yaklaşıma bağlı kalmak zorlu bir iş olacak” ifadelerini kullandı.

Ateşkesin ne kadar kırılgan olduğunun bir işareti olarak iki hükümet cumartesi gecesi geç saatlerde ciddi ihlal suçlamalarında bulundu.

Kugelman ateşkesin gerilimin en yüksek olduğu dönemde ‘aceleyle sağlandığını’ kaydetti. Trump dün, “Bu iki büyük ulusla ticareti önemli ölçüde arttıracağım” dedi. Hindistan Başbakanı Narendra Modi, çatışmanın başlamasından bu yana kamuoyu önünde herhangi bir yorumda bulunmadı.

Görsel kaldırıldı.Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif (Reuters)

Hindistan Keşmir'i kendi topraklarının ayrılmaz bir parçası olarak görüyor ve özellikle de dışarıdan bir arabulucu aracılığıyla müzakere edilemeyeceğini düşünüyor. Hem Hindistan hem de Pakistan, Keşmir'in bazı kısımlarını kontrol ediyor ve bölgede tam egemenlik iddiasında bulunuyor. Hindistan'ın Pakistan destekli bir isyan olarak tanımladığı durum yüzünden bölge üzerinde iki savaş ve çok sayıda başka çatışma yaşandı. Pakistan ise isyanı desteklediğini reddediyor.

Hindistanlı savunma analisti Brahma Chellaney, “Hindistan, ABD'nin baskısıyla, başladıktan sadece üç gün sonra askeri operasyonları durdurmayı kabul ederek, uluslararası toplumun dikkatini bu krize neden olan Pakistan destekli sınır ötesi terörizme odaklamak yerine Keşmir çatışmasına çekiyor” dedi.

İki ülkenin 1947'de ayrılmasından sonra Hindistan ve Pakistan, Keşmir konusunda süregelen anlaşmazlıklarında Batı tarafından on yıllar boyunca bir ve aynı olarak görüldü. Ancak son birkaç yılda Hindistan'ın ekonomik yükselişi de dahil olmak üzere çeşitli nedenlerle bu durum değişti. Pakistan'ın ekonomisi ise sıkıntıda ve Hindistan'ın yalnızca onda biri büyüklüğünde.

Görsel kaldırıldı.Hindistan Başbakanı Narendra Modi, (EPA)

Trump'ın Keşmir sorununa bir çözüm bulunması önerisi ve ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio'nun Hindistan ve Pakistan'ın tarafsız bir yerde daha geniş konularda görüşmelere başlayacağı yönündeki açıklaması, Hindistan'daki birçok kişiyi hayal kırıklığına uğrattı.

Pakistan, Trump'ın Keşmir konusundaki teklifi için defalarca teşekkür ederken, Hindistan, ateşkesin sağlanmasında herhangi bir üçüncü tarafın rolünü kabul etmeyerek, bunun tamamen iki taraf arasındaki bir anlaşmanın sonucu olduğunu ileri sürdü.

Hindistan'daki analistler ve muhalefet partileri, Yeni Delhi'nin geçtiğimiz çarşamba günü Pakistan'a füze atarak stratejik hedeflerine ulaşıp ulaşmadığını sorgulamaya başladı. Hindistan, bunun geçen ay Keşmir'de turistleri hedef alan ve 26 kişinin ölümüne yol açan saldırıya misilleme olduğunu iddia etti. Yeni Delhi saldırıdan Pakistan'ı sorumlu tuttu, İslamabad ise bu iddiayı reddetti.

Pakistan'ın iç kesimlerine füzelerin ateşlenmesi Modi'nin seleflerine kıyasla risk almaya daha meyilli olduğunu gösterdi. Ancak ani ateşkes Modi'yi ülke içinde nadir görülen eleştirilere maruz bıraktı.

Modi'nin Hindu milliyetçisi Bharatiya Janata Partisi'nden (Hindistan Halk Partisi) eski bir parlamenter olan Swapan Dasgupta, ateşkesin Hindistan'da çeşitli nedenlerle iyi karşılanmadığını, çünkü ‘Trump'ın aniden ortaya çıkıp kararını açıkladığını’ söyledi.

Hindistan'ın ana muhalefet partisi Hindistan Ulusal Kongresi de bu görüşü yineleyerek, hükümetten ‘Washington'un neden ateşkes ilan ettiğini’ açıklamasını talep etti. Hindistan Ulusal Kongresi Sözcüsü Jairam Ramesh, “Üçüncü tarafların arabuluculuğu için kapıları açtık mı?” diye sordu.

Düşmanlıkların sona ermesine rağmen, ilişkilerde Hindistan'ın sertliğini test edecek ve daha katı bir yaklaşım benimsemesine neden olabilecek bir dizi sıcak nokta var.

Diğer yandan Pakistanlı diplomatlar ve hükümet yetkilileri, ülkeleri için en önemli konunun, Hindistan'ın geçen ay askıya aldığı ve Pakistan'daki çok sayıda çiftçi ve hidroelektrik santrali için hayati bir su kaynağı olan İndus Su Anlaşması olacağını söyledi.

Pakistan eski Dışişleri Bakanı ve mevcut hükümeti destekleyen Pakistan Halk Partisi'nin lideri Bilawal Bhutto Zerdari, “ABD'nin daha geniş bir diyalog için verdiği güvence olmasaydı Pakistan ateşkesi kabul etmezdi” dedi.

Pakistan'ın eski Ulusal Güvenlik Danışmanı Moeed Yusuf, Keşmir'le ilgili risk döngüsünü kırmak için kapsamlı bir anlaşmanın gerekli olduğunu söyledi. Yusuf, “Çünkü krizin kökleri halen orada. Her altı ayda, bir yılda, iki ya da üç yılda bir benzer bir şey oluyor ve sonra nükleer bir ortamda savaşın eşiğine geri dönüyoruz” ifadelerini kullandı.