ABD’yi kasıp kavuran ilaca dirençli ölümcül mantar türü hakkında ne biliyoruz?

Candida auris, bağışıklık sistemi zayıflamış kişiler için ölümcül bir tehdit oluşturabilen bir mantar türü (AP)
Candida auris, bağışıklık sistemi zayıflamış kişiler için ölümcül bir tehdit oluşturabilen bir mantar türü (AP)
TT

ABD’yi kasıp kavuran ilaca dirençli ölümcül mantar türü hakkında ne biliyoruz?

Candida auris, bağışıklık sistemi zayıflamış kişiler için ölümcül bir tehdit oluşturabilen bir mantar türü (AP)
Candida auris, bağışıklık sistemi zayıflamış kişiler için ölümcül bir tehdit oluşturabilen bir mantar türü (AP)

ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC), şu anda ABD sağlık tesislerinde ilaca dirençli bir mantar türünün yayıldığı ve endişe yarattığı konusunda uyarıda bulundu.
CDC’ye göre, Candida auris, vücuda yayıldığı takdirde bağışıklık sistemi zayıflamış kişiler için ölümcül tehdit oluşturabilen bir mantar türü. Hastalığa yakalanan insanların yüzde 30 ila 60’ı hayatını kaybediyor.
En büyük risk altında olanlar enfeksiyon kontamine yüzeylerden ve kişiden kişiye yayılabileceğinden, uzun süre hastanede yatan, santral venöz kateterleri veya diğer tüpleri takılan hastalar, daha önce antibiyotik veya antifungal ilaçlar almış hastalar.
Candida aurisin tespit edilmesi için özel laboratuvar ekipmanı gerekiyor. Ayrıca, yaygın antifungal ilaçlara direnci, tedaviyi zorlaştırarak hastalığı daha da şiddetlendiriyor.
İlk olarak 2009 yılında Japonya'da tanımlanan ölümcül mantarın 1996'da Güney Kore'de tespit edilen vakalara kadar takibi yapıldı.
O dönemden bu yana yaklaşık 30 ülkeye yayılan hastalık ilk olarak 2016'da ABD’de tespit edildi. Dünyanın koronavirüs ile meşgul olduğu 2020 ile 2021 arasında enfeksiyon sayısı yüzde 95 artarak 759’dan bin 471’e çıktı.
Hastalık ABD eyaletlerinden yarısından fazlasında görülüyor. Özellikle Kasım ayından bu yana 12 vakanın görüldüğü Mississippi için ayrı bir endişe bulunuyor.
ABD Sağlık Bakanlığı Sözcüsü NBC News'e yaptığı açıklamada, “Ne yazık ki, Candida auris gibi çoklu ilaca dirençli organizmalar, uzun süreli bakım tesislerinin sakinleri gibi en savunmasız bireylerimiz arasında daha yaygın hale geliyor” dedi.
 CDC tıbbi yetkililerinden Dr. Meghan Lyman, mantarın uzun süre yüzeylerde kalabildiğini ve hastanelerdeki bazı dezenfektanların bu mantara karşı etkisiz olduğunu vurguladı.
Ölümcül mantar şu anda sağlıklı bireyler için önemli bir tehdit oluşturmasa da hızla yayılma ve mutasyona uğraması durumu önemli bir endişe kaynağı olarak kabul ediliyor.



Alzheimer belirtilerini orta yaşta tespit edebilen kan testi geliştirildi

"Genç Finlilerde Kardiyovasküler Risk" çalışması kapsamında yapılan araştırma, 41 ila 56 yaşındaki yetişkinlerde beyinle ilgili biyobelirteç seviyelerinin yüksek olduğunu ortaya koydu (Pexels)
"Genç Finlilerde Kardiyovasküler Risk" çalışması kapsamında yapılan araştırma, 41 ila 56 yaşındaki yetişkinlerde beyinle ilgili biyobelirteç seviyelerinin yüksek olduğunu ortaya koydu (Pexels)
TT

Alzheimer belirtilerini orta yaşta tespit edebilen kan testi geliştirildi

"Genç Finlilerde Kardiyovasküler Risk" çalışması kapsamında yapılan araştırma, 41 ila 56 yaşındaki yetişkinlerde beyinle ilgili biyobelirteç seviyelerinin yüksek olduğunu ortaya koydu (Pexels)
"Genç Finlilerde Kardiyovasküler Risk" çalışması kapsamında yapılan araştırma, 41 ila 56 yaşındaki yetişkinlerde beyinle ilgili biyobelirteç seviyelerinin yüksek olduğunu ortaya koydu (Pexels)

Alzheimer hastalığının belirtilerinin, orta yaş gibi erken bir dönemde kanda tespit edilebileceğini gösteren bir çalışma, hafıza sorunları ortaya çıkmadan çok önce yapılacak rutin testlerin, risk altındaki kişileri belirlemede yardımcı olabileceğine dair umutları artırdı.

Uzun vadeli "Genç Finlilerde Kardiyovasküler Risk" çalışması kapsamında yapılan büyük bir Finlandiya projesi, 41 ila 56 yaşındaki yetişkinlerde beyinle ilgili biyobelirteçlerin yüksek seviyede olduğunu tespit etti. Bu durum, Alzheimer'la bağlantılı biyolojik değişimlerin genellikle semptomlar görülmeden onlarca yıl önce başladığına işaret ediyor.

Ebeveynlerin ve özellikle annelerin biyobelirteç düzeylerinin, çocuklarda da benzer örüntülerle ilişkili olabileceğinin aktarıldığı çalışmada, potansiyel bir kalıtsal bileşenin altı çiziliyor.

Çalışmaya toplam 2 bin 51 kişi katıldı: 1237'si 41 ila 56 yaşındaki orta yaşlı yetişkinler, 814'ü ise 59 ila 90 yaşındaki ebeveynleriydi. Turku Üniversitesi'nden araştırmacıların yürüttüğü çalışma The Lancet'ın Healthy Longevity adlı hakemli dergisinde yayımlandı.

Turku Üniversitesi Uygulamalı ve Önleyici Kardiyovasküler Tıp Araştırma Merkezi'nden kıdemli araştırmacı Suvi Rovio, "Halihazırda klinik uygulamada, Alzheimer'la ilişkili beta-amiloid patolojisini tespit etmek için görüntüleme çalışmaları veya beyin omurilik sıvısı örneği gerekiyor" diyor.

Ancak yakın zamanda geliştirilen ultra hassas ölçüm teknolojileri artık Alzheimer hastalığıyla ilişkili beyin biyobelirteçlerinin, kan örneklerinden tespit edilmesine olanak sağlıyor.

Araştırmacılar ileri yaş ve böbrek hastalığı gibi bazı faktörlerin, bilişsel gerileme başlamadan önce bile daha yüksek biyobelirteç seviyeleriyle bağlantılı olduğunu saptadı.

Ayrıca Alzheimer'ın bilinen bir genetik risk faktörü olan APOE ε4 geninin, yaşlı bireylerde daha yüksek biyobelirteç seviyeleriyle ilişkili olduğunu ancak görünüşe göre 60 yaşın altındakilerde seviyeleri henüz etkilemediğini tespit ettiler.

Ancak araştırmacılar, kan testlerinin henüz teşhis için uygun olmadığı uyarısında bulunuyor.

Rovio, "Gelecekte Alzheimer hastalığı teşhisinde kan bazlı biyobelirteçlerin güvenilir bir şekilde kullanılabilmesi için, referans değerlerin standartlaştırılması amacıyla farklı popülasyonlar ve yaş grupları arasında daha fazla araştırma yapılması gerekiyor" diyor.

Projede yer alan bir diğer kıdemli araştırmacı Marja Heiskanen bulguların, orta yaştan itibaren beyin sağlığına ilişkin yeni bilgiler sunduğunu söylüyor.

Heiskanen "Şimdiye kadar Alzheimer hastalığıyla ilişkili beyin biyobelirteçleri çoğunlukla yaşlı bireylerde incelenmişti. Çalışmamız, orta yaştan itibaren biyobelirteç seviyeleri ve ilişkili faktörler hakkında yeni bilgiler sağlıyor" ifadelerini kullanıyor.

Independent Türkçe