ABD’de polis şiddeti sürüyor

Polisinin akıl hastanesinde siyahi bir hastayı öldürdüğü olay George Floyd’u hatırlattı.

Polis şiddeti sonucu yaşamını yitiren Irvo Otieno. (AP)
Polis şiddeti sonucu yaşamını yitiren Irvo Otieno. (AP)
TT

ABD’de polis şiddeti sürüyor

Polis şiddeti sonucu yaşamını yitiren Irvo Otieno. (AP)
Polis şiddeti sonucu yaşamını yitiren Irvo Otieno. (AP)

ABD’de dün yayınlanan ve herkesi şoka uğratan bir videoda, akıl hastanesinde 28 yaşındaki ABD’li bir adamın yaklaşık 10 polis memuru ve hastane güvenlik görevlilerinin müdahalesi nedeniyle  öldüğünü ortaya koydu.
Yetkililer, 6 Mart’ta Irvo Otieno’nun ölümü üzerine polislere ve güvenlik görevlilerine yönelik cinayet suçlamasında bulundu. Bu olay, ABD kolluk kuvvetlerinin acımasızlığını ve özellikle akıl hastalarına yönelik kötü muamelelerini ortaya koydu.
Polis, Otieno’yu Virginia eyaletinin Henrico İlçe Hapishanesi’nden Petersburg yakınlarındaki Merkez Hastanesi’ne getirdiğinde elleri kelepçeliydi.
Washington Post (WP), hastanedeki güvenlik kameralarından dokuz dakikalık bir video ve diğer ABD medyaları tarafından aktarılan 27 dakikalık bir kayıt yayınladı.
Kayıtlarda yedi polisin üstsüz ve ayakkabısız olan Otieno’yu 6 Mart’ta bir hastane odasına getirdi ve Otieno’nun direnç göstermediği görülüyor.
Irvo Otieno’nun daha sonra sebepsiz yere uzun süre yerde tutulduğu, bir polis memurunun Otieno’nun başına ve boynuna basarken 10 kadar hastane personelinin de yaşananlara şahit olduğu, bazılarının ise yardım etmeye çalıştığı görüntülere yansıdı.

Sonunda hareketiz kalan Otieno, hastane personelinin tüm müdahalesine rağmen yaşama geri döndürülemedi.
Olayla ilgili olarak çoğu siyahi ABD’li olan yedi polis ve ü hastane çalışanı ikinci derece cinayetle suçlandı.
Polis, Otieno’yu üç gün önce psikolojik bir kriz geçirdikten sonra tutuklamıştı. Yerel hapishanede üç gün gözaltında tutulduktan sonra, öldüğü Devlet Merkez Hastanesi’ne götürüldü.
Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Dinwiddie İlçe Savcısı Ann Cabell Baskervill yaptığı açıklamada, ilk otopsi sonuçlarına göre Otieno boğularak öldüğünü bildirdi.
Geçen hafta annesi Ouko Otieno, oğlunun akıl hastalığından mustarip olduğunu söylemişti.
Anne, “Oğluma köpekten daha kötü bir muamele yapıldı. Kendi gözlerimle gördüm. Çocuğumu boğdular” dedi.
Aile, gözaltındayken öldürülen veya yaralanan bir dizi siyahi ABD’linin ailelerini temsil eden Avukat Ben Crump’ın yardımına başvurdu.
Crump, Otieno davasını 2020’de Minneapolis’te bir polis tarafından öldürülen siyahi ABD’li George Floyd cinayetine benzetti.



ABD, Sudan'da demokratik geçişin yeniden başlamasını desteklediğini vurguladı

Sudan’ın başkenti Hartum'daki çatışmalar sırasında gökyüzüne yükselen dumanlar (AFP)
Sudan’ın başkenti Hartum'daki çatışmalar sırasında gökyüzüne yükselen dumanlar (AFP)
TT

ABD, Sudan'da demokratik geçişin yeniden başlamasını desteklediğini vurguladı

Sudan’ın başkenti Hartum'daki çatışmalar sırasında gökyüzüne yükselen dumanlar (AFP)
Sudan’ın başkenti Hartum'daki çatışmalar sırasında gökyüzüne yükselen dumanlar (AFP)

ABD’nin Hartum Büyükelçiliği, Sudan halkının sivil hükümet talebini ve demokratik geçiş sürecinin yeniden başlamasını desteklemeye devam edeceğini duyurdu. Ordu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasındaki iç çatışma, uzun süreli çatışmaların başlaması ve ülkenin dört bir yanına yayılacak sıkıntıların patlak vermesi riski taşıyor. ABD Büyükelçiliği tarafından yapılan açıklamada, çatışmanın olaylardan etkilenen sivillere insani yardımların ulaştırılmasını engellediği ve altyapıya zarar verdiği vurgulandı. Açıklamada, “Ülkedeki şiddet olaylarından ve Sudan halkının iradesinin yok sayılmasından Sudan'da savaşan tarafları sorumlu tutmaya devam edeceğiz” denildi.

Şiddetli çatışmalar

Dün, Suudi Arabistan ve ABD'nin arabuluculuğunda çatışan taraflar arasında geçtiğimiz hafta Cidde’de imzalanan ateşkes anlaşmasının çökmesinin ikinci günü, Genelkurmay Başkanlığı karargahı yakınlarında düzenlenen oturma eyleminin şiddet kullanılarak dağıtılmasının dördüncü yıl dönümünde ve ülkedeki insani ve ekonomik durumun kötüleştiği bir dönemde başkent Hartum’da şiddetli çatışmalar patlak verdi. Hartum'un eski Omdurman bölgesinde ve güneyinde çatışmalar yeniden yoğunlaştı. Başkent, iki taraf arasında şiddetli patlamaların duyulduğu ve ağır silahların kullanıldığı yoğun çatışmalara sahne oldu. Çatışmalar, Ulusal Radyo ve Devlet Televizyonu Kurumu ve Hartum Emniyet Müdürlüğü’nün yanı sıra çok sayıda hastane ve yoğun nüfuslu mahallelerin yer aldığı stratejik öneme sahip bir bölgede yoğunlaştı.

Hartum'daki bir kontrol noktasında Sudan ordusuna ait bir tank (AFP)
Hartum'daki bir kontrol noktasında Sudan ordusuna ait bir tank (AFP)

Çatışmalar sekizinci haftasına girdi

Hartum'un havadan uçaklarla ve karadan tanklarla bombalandığı çatışmalar sekizinci haftasına girerken olaylar yatışabilecek gibi görünmüyor. Sudan Kızılayı, kimliği belirsiz 180 kişinin cesedinin gömülü bulunduğunu duyurdu. Hartum sakinleri, orduya ait savaş uçaklarının Hartum'un güneyindeki bölgeleri bombaladığını ve buna HDK tarafından kontrol edilen bölgelerden karadan uçaksavar ateşi ile karşılık verildiğini anlattılar. Görgü tanıkları, Hartum'un kuzeyinde ve güneyinde bombardıman ve doğuda çatışmaların kaydedilmesinden bir gün sonra, dün sabah Hartum’un kuzeyindeki Omdurman banliyösünde ‘topçu bombardımanı’ ve başkentin güneyindeki es-Sahafa mahallesine düşen top mermilerinin siviller arasında can kayıplarına neden olduğunu bildirdiler. Görgü tanıklarına göre Kuzey Darfur eyaletinin başkenti el-Faşir’in kuzeyindeki Kutum köyü çevresinde de çatışmalar yaşandı. Orgeneral Abdulfettah el-Burhan liderliğindeki ordu ile Korgeneral Muhammed Hamdan Dagalo (Hamideti) liderliğindeki HDK arasında Suudi Arabistan-ABD arabuluculuğunda yapılan geçici ateşkes anlaşmasının tıpkı öncekiler gibi çökmesinin ardından çatışmalar son iki günde yoğunlaştı.

BMGK

BM Güvenlik Konseyi (BMGK), Sudan ordusu komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan’ın Birleşmiş Milletler (BM) Sudan Temsilcisi Volker Peretz’i Sudan’daki çatışmayı körüklemekle suçlamasının ardından cuma akşamı BM'nin Sudan'daki Entegre Geçiş Yardım Misyonu'nun (UNITAMS) görev süresini 6 ay uzattı. BMGK, UNITAMS’ın görev süresinin 3 Aralık 2023'e kadar uzatılmasına oybirliğiyle karar verdi. Görev süresinin bu kadar kısa süreliğine uzatılması, ülkedeki koşulların hassasiyetini yansıttı. Orgeneral Burhan, geçtiğimiz hafta Peretz’i Sudan ordusu ile Korgeneral Hamideti liderliğindeki HDK arasındaki kanlı çatışmayı körüklemekle suçlamıştı. Burhan, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'e bir mektup göndererek ‘yıkıcı bir çatışmaya dönüşen siyasi bir sürece liderlik ederken ‘yanıltıcı olmakla’ suçlamadığı Peretz'in yerine bir alternatif isim sunmasını istedi.

BM Sudan Temsilcisi Volker Peretz (Reuters)
BM Sudan Temsilcisi Volker Peretz (Reuters)

BMGK’nın çarşamba günü kapalı kapılar ardından yaptığı toplantının sonunda Guterres, “BMGK, UNITAMS’ın görev süresinin uzatılıp uzatılmayacağına karar vermelidir” diyerek BM Sudan Temsilcisi Peretz'e ‘güvenini’ teyit etti. Ayrıca, bir dizi başka konsey üyesi de BM elçisine desteklerini ifade ettiler. Birleşik Krallık Birleşmiş Milletler Daimi Temsilci Yardımcısı Büyükelçi James Kariuki, “BMGK, önümüzdeki altı ay, UNITAMS'ın hayati görevlerini yerine getirme yeteneği üzerindeki etkileri değerlendirmesi için zaman tanıyacak” dedi.

Üç aylık raporlar

Öte yandan ABD Daimi Temsilci Yardımcısı Büyükelçi Robert Wood, BMGK’nın görev süresinin uzatılması konusunda fikir birliğine varamamasından duyduğu üzüntüyü dile getirdi. Wood, BMGK’nın önümüzdeki aylarda UNITAMS’ın çatışmayı sona erdirilmesine, insan haklarını ve insani yardımların ulaştırılmasına daha iyi destek sağlayacak’ bir kararı onaylayacağını umduğunu belirtti. Cuma akşamı kabul edilen kararda, BM Genel Sekreteri Guterres’e  Sudan'daki çalışmalar hakkında her üç ayda bir rapor verilmeye devam edilmesi çağrısı yapıldı. Bir sonraki raporun 30 Ağustos'ta yayınlanması bekleniyor.

Orgeneral Burhan tarafından ‘çatışmayı körüklemekle’ suçladığı sırada New York'ta bulunan Peretz’in, önümüzdeki günlerde ‘bölgeye’ dönmesi bekleniyor. BM Genel Sekreter Sözcü Yardımcısı Farhan Haq’ın aktardığına göre Afrika Birliği (AfB) yetkilileriyle görüşmek üzere Addis Ababa’yı ziyaret edecek.

UNITAMS, eski Cumhurbaşkanı Ömer el-Beşir iktidarının düşmesinden yaklaşık bir yıl sonra demokratik geçiş sürecini desteklemek amacıyla 2020 yılının Ağustos ayında kuruldu ve görev süresi her yıl bir yıl daha uzatıldı.

Sivilleri hedef alan saldırılar

BMGK ayrıca, ateşkesi sürdürme ve insani krizi hafifletme amaçlı müzakerelerin çökmesinin ardından başkent Hartum'da devam eden çatışmalar çerçevesinde Sudan'da çatışan tarafları çatışmaları durdurmaya çağırdı. BMGK’nın New York'taki toplantısının ardından yapılan basın açıklamasında, BMGK’nın çatışmalardan ‘son derece endişeli’ olduğu ve siviller ile BM ve insani yardım personeline yönelik tüm saldırıları kınadığını belirtildi. Açıklamada ayrıca BMGK’nın çatışan tarafların çatışmaları derhal durdurmaları, insani yardımların ulaştırılmasını kolaylaştırmaları, kalıcı bir ateşkese ulaşmaları ve Sudan'da kalıcı, kapsamlı ve demokratik bir siyasi çözüm sürecini yeniden başlatmaları gerektiğini vurgulandığı belirtildi.


Moise suikastı: Uyuşturucu kaçakçısı ABD muhbiri, müebbet hapis cezası aldı

Moise, 2016'daki seçimleri kazanarak 2017'de göreve başlamıştı (Reuters)
Moise, 2016'daki seçimleri kazanarak 2017'de göreve başlamıştı (Reuters)
TT

Moise suikastı: Uyuşturucu kaçakçısı ABD muhbiri, müebbet hapis cezası aldı

Moise, 2016'daki seçimleri kazanarak 2017'de göreve başlamıştı (Reuters)
Moise, 2016'daki seçimleri kazanarak 2017'de göreve başlamıştı (Reuters)

Haiti Devlet Başkanı Jovenel Moise'ye düzenlenen suikastı fonlayan iş insanı Rodolphe Jaar, ABD'de müebbet hapse mahkum edildi. 

Florida eyaletindeki Miami şehrinde cuma günü düzenlenen duruşmada, 51 yaşındaki Jaar'ın, Moise'nin suikastında kullanılan silahları satın aldığı ve saldırıyı fonladığı belirtildi.

Şili pasaportu da bulunan Haitili iş insanının, çoğu Kolombiyalı paralı askerlerden oluşan silahlı ekibin devlet başkanının evine girişini kolaylaştırmak için Moise'nin özel korumalarına rüşvet verdiği de bildirildi. 

53 yaşındaki Moise, 7 Temmuz 2021'de evine düzenlenen saldırıda hayatını kaybetmiş, eşi Martine Moise de yaralanmıştı. Suikastın ardından göreve geçici olarak Claude Joseph gelmiş, daha sonraysa yerine Ariel Henry. Siyasetçi, halen geçici devlet başkanlığını sürdürüyor. 

Jaar olayın ardından ülkeden kaçmış ama 11 Ocak'ta Dominik Cumhuriyeti'ne girerken yakalanmıştı. Daha sonra ABD'ye sevk edilen Jaar, martta yapılan duruşmada suçunu itiraf etmişti.

Uyuşturucu kaçakçısı ve muhbir

Haiti'de bir ithalat ve ihracat şirketini yöneten Jaar, 2012'de Florida'da aracında 50 kilo kokainle yakalanmıştı. 

Hapse girmemek için Uyuşturucu ile Mücadele Dairesi (DEA) adına muhbirlik yapmayı kabul eden Jaar, 2013'te DEA ajanlarına teslim etmesi gereken 1 milyar dolar değerindeki kokaini kaçırmaya çalıştığı tespit edilince hapse girmişti. Uyuşturucu kaçakçısı, 2016'da hapisten çıkınca Haiti'ye dönmüştü. 

Önce kaçırmayı planlamışlardı 

ABD'nin yürüttüğü soruşturmada, şüphelilerin ilk etapta Moise'yi uçakla kaçırarak yönetimi devirmeyi planladığı ortaya çıkmıştı. 

Buna göre Florida'da yaşayan iş insanları Venezuelalı Antonio Intriago ve Kolombiyalı Arcangel Pretel Ortiz, yaklaşık 20 Kolombiyalı paralı askerle anlaşarak Moise'yi kaçırmak için komplo kurdu. 

Jaar, mahkeme kayıtlarına göre 1998 - 2012'de Haiti'ye en az 7 ton kokain soktu (Haiti Ulusal Polisi)
Jaar, mahkeme kayıtlarına göre 1998 - 2012'de Haiti'ye en az 7 ton kokain soktu (Haiti Ulusal Polisi)

59 yaşındaki Intriago ve 50 yaşındaki Ortiz'in Florida'da özel bir güvenlik şirketi bulunuyor.

Aralarında Jaar'ın da yer aldığı bu iş insanları, yönetimi devirip ülkede kârlı iş projelerinde yer almayı planlıyordu. Bunun için de Moise yerine Florida'da yaşayan Haitili pastör Christian Sanon'u ülkenin başına getirmeyi amaçladılar. 

Moise yönetimini sık sık yolsuzlukla suçlayan Sanon, saldırıdan önce de ülkenin lideri olmak istediğini belirttiği açıklamalar yapmıştı.

Ancak Haziran 2021'de hayata geçirilmesi öngörülen plan, ekibin uçak bulamaması nedeniyle iptal edildi. Bunun yerine bir ay sonra Moise'ye suikast düzenlendi. 

Amerikan savcılar, Sanon, Ortiz ve Intriago'nun yanı sıra saldırıdaki Kolombiyalı paralı askerlerin komutanı olduğu öne sürülen German Rivera ve eski Haiti Senatörü Joseph Joel John'un da aralarında yer aldığı 10 şüpheli hakkında hukuki işlem başlatmıştı. 

Jaar, cuma günkü mahkeme kararıyla şimdiye dek dava sürecinde ceza alan ilk kişi oldu. Diğer şüphelilerin davalarıysa devam ediyor.

Independent Türkçe, New York Times, Guardian, AP, Washington Post


Trump ve destekçileri, Biden'ın düşüşüyle dalga geçti

ABD Başkanı Joe Biden, Colorado Springs'teki Falcon Stadyumu'nda düzenlenen 2023 ABD Hava Kuvvetleri Akademisi Mezuniyet Töreni'nde sahnede düştü (AP)
ABD Başkanı Joe Biden, Colorado Springs'teki Falcon Stadyumu'nda düzenlenen 2023 ABD Hava Kuvvetleri Akademisi Mezuniyet Töreni'nde sahnede düştü (AP)
TT

Trump ve destekçileri, Biden'ın düşüşüyle dalga geçti

ABD Başkanı Joe Biden, Colorado Springs'teki Falcon Stadyumu'nda düzenlenen 2023 ABD Hava Kuvvetleri Akademisi Mezuniyet Töreni'nde sahnede düştü (AP)
ABD Başkanı Joe Biden, Colorado Springs'teki Falcon Stadyumu'nda düzenlenen 2023 ABD Hava Kuvvetleri Akademisi Mezuniyet Töreni'nde sahnede düştü (AP)

Donald Trump ve MAGA (Make America Great Again-Amerika'yı Yeniden Harika Yap) destekçileri, Colorado eyaletindeki Hava Kuvvetleri Mezuniyet Töreni'nde ayağı takılıp düşen Joe Biden'la dalga geçiyor.

Başkan, perşembe günü Colorado Springs'teki askeri akademide sahnede iki saat durduktan sonra bir kum torbasına takılarak dizlerinin üzerine çökmüştü.

80 yaşındaki Biden'ın düşme sonucu zarar görmediği anlaşılırken, Beyaz Saray basın çalışma grubuna göre ABD Başkanı tören birkaç dakika sonra bitene kadar sahnede ayakta beklemeye devam etti.

Biden'ın düşüşünü Iowa'daki seçim kampanyasında haber alan Trump, destekçilerine bunun olaya tanıklık eden Hava Kuvvetleri mezunları açısından "ilham verici olmadığını" söyledi.

"Umarım zarar görmemiştir. Umarım zarar görmemiştir...Bunu istemezsiniz" diyen Trump, daha sonra ABD Ordusu'nun 2020'deki West Point mezuniyet töreninde bir rampadan ayak ucunda dikkatlice inmek zorunda kaldığı kendi zor anını hatırlattı.

Rampanın "buz pateni pisti" gibi olduğunu anımsayan Trump, "Her şey çılgınca, bu konuda dikkatli olmanız lazım, bir rampadan ayak ucunda inmek zorunda kalsanız bile bunu istemezsiniz" dedi.

Trump'ın çevrimiçi takipçileri Biden'ın düşüşüne daha az anlayış gösterdi ve Twitter'da onunla alay etti.

Bir kişi Twitter gönderisinde, "Biden uçak merdivenlerinden düşüyor, bisikletten düşüyor, sahnede düşüyor... ve ana akım medya hiçbir şey söylemiyor. Trump herkesinkinden daha büyük bir tuzluk alınca bir hafta boyunca ana akım medyayı besleyen bir çılgınlık oluyor" dedi.

Başka bir kullanıcı "Özgür dünyanın maskarası" tweet'ini atarken, eleştirenlerden bir başkası "Biden'ın yıllardır aldığı en yüksek tezahürat bu oldu" dedi.

Bir diğer Twitter kullanıcısıysa, "Trump rampadan aşağı yavaşça indiğinde medyadaki tam kapsamlı kıyamet haberlerini hatırlıyor musunuz? Merak ediyorum acaba bu da benzer şekilde ele alınacak mı???" yazdı.

Bir başkası, "Putin ve Şi kesinlikle başkomutanın liderliği karşısında postalları içinde titriyordur" diye belirtti.

Bir diğeri, "Sahnedeki askerin gülmemek için kendini zor tutuyor gibi görünmesi ve kimsenin yardım etmek için ortaya atılmaması garip değil mi" dedi.

Demokrat Partili Biden, 2024'te tekrar seçilmek için aday olacak. Şubattaki sağlık muayenesi sonrası doktorları Başkan'ın formda ve sağlıklı olduğunu ilan etmişti.

Biden düşmeden önce, diploma töreni sırasında, Rusya ve Çin'den gelen sınamalara atıfta bulunarak mezunlara gittikçe istikrarsızlaşan bir dünyada askeri hizmete girdikleri uyarısını yapmıştı.

ABD Başkanı, İsveç'in "yakında" NATO'ya katılacağını da öngörmüş ancak bu ülkenin ittifaka katılımına dair ayrıntılara değinmemişti.

Biden, "Bu olacak, size söz veriyorum" demişti.


ABD'de 'borç limiti' tasarısı Senatodan geçti

ABD Senatosu, borç tavanını yükselten yasayı 36'ya karşı 63 oyla onayladı (AP)
ABD Senatosu, borç tavanını yükselten yasayı 36'ya karşı 63 oyla onayladı (AP)
TT

ABD'de 'borç limiti' tasarısı Senatodan geçti

ABD Senatosu, borç tavanını yükselten yasayı 36'ya karşı 63 oyla onayladı (AP)
ABD Senatosu, borç tavanını yükselten yasayı 36'ya karşı 63 oyla onayladı (AP)

Beyaz Saray ile Cumhuriyetçiler arasında uzun süren müzakerelerin ardından üzerinde anlaşmaya varılan ve Temsilciler Meclisi'nde 117'ye karşı 314 oyla kabul edilen Mali Sorumluluk Yasa Tasarısı için ABD Senatosu'nda da oylama yapıldı.

Senatoda 10'dan fazla değişiklik önerisi reddedilirken, tasarı, 36 "hayır" oyuna karşı 63 "evet" oyuyla kabul edildi.

Borç limitinin 1 Ocak 2025'e kadar askıya alınmasını öngören tasarı, yasalaşması için ABD Başkanı Joe Biden'ın imzasına sunulacak.

Böylece, borç limitinin artırılmasıyla federal hükümetin nakit sıkıntısı çekmesinin ve temerrüde düşmesinin önüne geçilecek.

"Mümkün olan en kısa sürede yasalaştırmayı bekliyorum"

Başkan Biden, konuya ilişkin yazılı açıklamasında, her iki partiden senatörlerin ABD'nin ilk kez temerrüde düşmesini önlemek için oy kullandığını belirterek, Senato Çoğunluk Lideri Chuck Schumer ile Senato Azınlık Lideri Mitch McConnell'a tasarıyı hızla geçirdikleri için teşekkür etti.

Bu iki partili anlaşmanın, ABD ekonomisi ve Amerikan halkı için büyük bir kazanç olduğuna dikkati çeken Biden, tasarının "Amerika'da Yatırım" gündeminin temel direklerini koruduğuna vurguladı.

Biden, işlerinin henüz bitmediğini ancak bu anlaşmanın ülkenin çıkarları doğrultusunda hareket edildiğinde nelerin mümkün olduğunu hatırlattığının altını çizerek, "Bu tasarıyı mümkün olan en kısa sürede yasalaştırmayı ve yarın doğrudan Amerikan halkına seslenmeyi sabırsızlıkla bekliyorum." ifadesini kullandı.

"Temerrüt ciddi zorluklara yol açacaktı"

ABD Hazine Bakanı Janet Yellen da Kongre'nin Başkan Biden'ın liderliğinde borç limitini askıya almak ve ABD'nin ilk kez temerrüde düşmesini önlemek için iki partili bir yasayı geçirmesinden memnuniyet duyduğunu kaydetti.

Söz konusu yasanın ABD'nin ekonomik büyümesi ve istikrarı için kritik olduğuna değinen Yellen, olası bir temerrüdün Amerikan aileleri için ciddi zorluklara yol açacağını vurguladı.

Yellen, Kongre'nin ABD'nin faturalarını zamanında ödeyebilmesini sağlama görevi olduğuna işaret ederek, ABD'nin tüm inanç ve kredisinin pazarlık konusu olmaması gerektiğine inandığını belirtti.

Artık odak noktalarının Başkan Biden'ın ekonomik gündemini yerine getirmeye devam etmek olduğunu bildiren Yellen, "Hazine, Amerikan vergi mükellefleri, aileleri ve çalışanları için ekonomik faydaları en üst düzeye çıkarmak için Enflasyon Düşürme Yasası'nı etkin bir şekilde uygulamaya devam edecek." ifadelerine yer verdi.

10 yıl içinde 1,5 trilyon dolarlık tasarruf sağlayabilir

Borç limitinin askıya alınmasının yanı sıra bazı federal programlara yönelik harcamalarda kesintiye gidilmesini de öngören tasarı ile gıda yardım programları dahil bazı devlet yardımından faydalananlara yeni çalışma gereksinimleri getirilmesi planlanıyor.

Tasarıyla, Kovid-19 salgını sırasında sağlanan ancak kullanılmayan yardım paralarının geri alınması öngörülüyor.

Ayrıca tasarıyla bazı enerji projeleri için izin sürecinin de hızlandırılması hedefleniyor.

ABD Kongresi Bütçe Ofisi'nin (CBO) tasarının federal borç ve bütçe açığı üzerindeki etkisine ilişkin yayımladığı değerlendirmeye göre, yasanın çıkması ve üst sınıra tabi ödeneklerin planlandığı gibi uygulanması halinde gelecek 10 yılda bütçe açığının yaklaşık 1,5 trilyon dolar azalması bekleniyor.

Borç limitinin 5 Haziran'a kadar artırılması gerekiyor

ABD, 19 Ocak'ta 31,4 trilyon dolarlık borç limitine ulaşmış, ABD Hazinesi limiti aşmamak ve olası bir temerrüdü önlemek için olağanüstü önlemler almaya başlamıştı.

Hazine Bakanlığı, söz konusu olağanüstü önlemlerin haziran başında tükenebileceği uyarısında bulunmuştu.

ABD Hazine Bakanı Janet Yellen, borç limitine ilişkin ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Kevin McCarthy'ye gönderdiği son mektupta, mevcut verilere dayanarak Kongrenin, borç limitini 5 Haziran'a kadar yükseltmemesi veya askıya almaması durumunda, Hazine'nin yükümlülüklerini yerine getirmek için kaynaklarının yetersiz kalacağının tahmin edildiğini bildirmişti.

ABD Hazinesi'nin nakit seviyesi, borç limiti müzakereleri devam ederken 25 Mayıs itibarıyla 38,8 milyar dolarla 2017'den bu yana en düşük seviyeye gerilemişti.


Eski ABD Başkan Yardımcısı Pence, 2024 seçimlerine adaylığını duyurmaya hazırlanıyor

Cumhuriyetçi eski Başkan Yardımcısı Mike Pence (Reuters)
Cumhuriyetçi eski Başkan Yardımcısı Mike Pence (Reuters)
TT

Eski ABD Başkan Yardımcısı Pence, 2024 seçimlerine adaylığını duyurmaya hazırlanıyor

Cumhuriyetçi eski Başkan Yardımcısı Mike Pence (Reuters)
Cumhuriyetçi eski Başkan Yardımcısı Mike Pence (Reuters)

Amerikan basınında yer alan haberlere göre, eski ABD Başkanı Donald Trump'ın Yardımcısı Pence, 7 Haziran'da Iowa eyaletinde yapacağı bir konuşmada, gelecek yıl düzenlenecek başkanlık seçimleri için Cumhuriyetçi Parti'den adaylığını duyurarak, başkanlık kampanyasına başlayacak.

"Eski patronu" Trump'a rakip olacak Pence, anketlerde Trump ve diğer Cumhuriyetçi aday Ron DeSantis'in ardından en popüler isim olarak öne çıkıyor.

Ancak Morning Consult tarafından 26-28 Mayıs tarihlerinde yapılan ankete göre, Cumhuriyetçi seçmenin yüzde 56'sı Trump'ı, yüzde 22'si DeSantis'i desteklerken, Pence'in desteği yüzde 5 seviyesinde.

Halihazırda Cumhuriyetçi Parti'den adaylıklarını duyuran diğer isimler arasında eski ABD BM Daimi Temsilcisi Nikki Haley, genç multimilyoner Vivek Ramaswamy, iş insanı Perry Johnson, muhafazakar siyahi radyo sunucusu Larry Elder, Senatör Tim Scott ve siyasetçi Asa Hutchinson gibi isimler yer alıyor.

Demokrat Parti'den ise Başkan Joe Biden, eski ABD Başkanı John F. Kennedy'nin yeğeni Robert F. Kennedy Jr. ve yazar Marianne Williamson, adaylıklarını resmen duyurmuştu.


Trump’tan vaat: ABD’de doğanlara vatandaşlık uygulamasını iptal edeceğim

Eski ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)
Eski ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)
TT

Trump’tan vaat: ABD’de doğanlara vatandaşlık uygulamasını iptal edeceğim

Eski ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)
Eski ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)

The Guardian gazetesi, ABD Yüksek Mahkemesi’nin vatandaşlık sorununu çözmesinin üzerinden 125 yıl geçtikten sonra, eski Başkan Donald Trump’ın ABD’de doğan çocuklara doğrudan vatandaşlık verilmesi uygulamasına son verme sözünü yinelediğini aktardı.

Trump, salı günü sosyal medya üzerinden yayınlanan bir videoda ABD’de gelecek yıl yapılacak olan başkanlık seçimlerinde yeniden seçilmesi halinde göreve geleceği ilk gün yasadışı göçmenlerin ABD’de doğan çocuklarının ‘otomatik olarak ABD vatandaşlığı almasını’ engelleyecek bir kararnameyi imzalayacağını söyledi.

Göçmen karşıtı açıklamalarını sürdüren Trump, yasadışı göçü zayıflatacak, daha fazla göçmenin gelmesinin önüne geçecek ve Joe Biden'ın ülkemize yasadışı girişine izin verdiği yabancıların sayısını azaltmayı sağlayacak kararnameler imzalayacağını belirtti.

ABD Senatosu tarafından 1866 yılında kabul edilen ve iki yıl sonra onaylanan ABD Anayasası’nın 14. Değişikliği kapsamında ABD’de doğan çocuklara vatandaşlık hakkı veriliyor. İlgili madde, “ABD’de doğan ve ABD’nin yargı yetkisine tabi olan herkes ABD vatandaşıdır” diyor.

Çin kökenli Wong Kim Ark'ın 1898 yılında ABD’ye açtığı davada, ABD Yüksek Mahkemesi, Çin vatandaşlarının ABD’de doğan çocuklarının otomatik olarak ABD vatandaşı olarak doğduğuna karar vererek bir sorunu çözdü.

Trump, geçmişi ne olursa olsun, buna doğru bir şekilde bir son vereceğini defalarca kez söyledi.

Trump daha önceki açıklamalarında, “Dünyada bir kişinin gelip çocuk sahibi olması durumunda çocuğun otomatik olarak tüm avantajlarıyla ABD vatandaşı olduğu tek ülkeyiz. Bu çok saçma ve bitmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Oysa dünyada ABD dışında kendi topraklarında doğanlara vatandaşlık hakkı veren 30'dan fazla ülke var.

Trump daha önce, ABD vatandaşlığı hakkının doğumla elde edilmesi uygulamasının iptalinin ‘yürütme emriyle gerçekleştirme sürecinde olduğunu’ iddia etmişti.

O sıra uzmanlar, yürütme emiriyle vatandaşlığı kaldırmaya yönelik herhangi bir girişimin, anında meydan okuma ve hızlı bir yenilgi ile karşılanacağı değerlendirmesinde bulundular.

Harvard Üniversitesi’nden Prof. Dr. Laurence H. Tribe, 2018 yılında yaptığı değerlendirmede, önerinin ‘bir ABD başkanı tarafından atanan yargıçlarca bile incelemeden onaylanması şansının olmadığını’ söyledi.


Çin uçağından ABD keşif uçağına Pasifik'te agresif manevra

Çinli bir savaş uçağı geçen Aralık ayında bir ABD askeri uçağına yaklaştı (Reuters)
Çinli bir savaş uçağı geçen Aralık ayında bir ABD askeri uçağına yaklaştı (Reuters)
TT

Çin uçağından ABD keşif uçağına Pasifik'te agresif manevra

Çinli bir savaş uçağı geçen Aralık ayında bir ABD askeri uçağına yaklaştı (Reuters)
Çinli bir savaş uçağı geçen Aralık ayında bir ABD askeri uçağına yaklaştı (Reuters)

ABD Hint-Pasifik Kuvvetleri Komutanlığı (INDO-PACOM) Çin'e ait bir J-16 savaş uçağının, Güney Çin Denizi'nde ABD RC-135 keşif uçağına agresif bir manevra yaptığını bildirdi.

INDO-PACOM'dan yapılan yazılı açıklamada, "26 Mayıs 2023 tarihinde, Çin Halk Cumhuriyeti'ne ait bir J-16 savaş uçağı pilotu, ABD Hava Kuvvetleri'ne ait bir RC-135 uçağına karşı keşif faaliyeti sırasında gereğinden fazla agresif bir manevra gerçekleştirdi. Çinli pilot, RC-135'in burnunun tam önünden uçarak, ABD uçağının kuyruk türbülansında kalmasına neden oldu." denildi.

Açıklamada, ABD RC-135 uçağının, uluslararası hukuka uygun olarak Güney Çin Denizi üzerinde uluslararası hava sahasında güvenli ve rutin operasyonlar yürüttüğü belirtildi.

ABD'nin, uluslararası hukukun izin verdiği her yerde, güvenli ve sorumlu bir şekilde uçmaya, gemi yüzdürmeye ve harekat icra etmeye devam edeceği kaydedilen açıklamada, "ABD Hint-Pasifik Müşterek Kuvveti, uluslararası hukuka göre tüm gemi ve uçakların güvenliği konusunda uygun şekilde uluslararası hava sahasında uçmaya devam edecektir. Hint-Pasifik bölgesindeki tüm ülkelerin uluslararası hava sahasını güvenli bir şekilde ve uluslararası hukuka uygun olarak kullanmasını bekliyoruz." denildi.


ABD: Çin, iki ülkenin savunma bakanları arasında görüşme davetini reddetti

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin (Reuters)
ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin (Reuters)
TT

ABD: Çin, iki ülkenin savunma bakanları arasında görüşme davetini reddetti

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin (Reuters)
ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin (Reuters)

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) dün (Pazartesi) günü yaptığı açıklamada, Pekin’in iki ülkenin savunma bakanları Lloyd Austin ve Li Şangfu arasında Singapur’da bir görüşme yapmaya yönelik daveti kabul etmediğini duyurdu.

Pentagon Sözcüsü Patrick Ryder tarafından yapılan açıklamada, “Çin Halk Cumhuriyeti, bu hafta Bakan Austin ile Çin Milli Savunma Bakanı Li Şangfu arasında Singapur’da bir görüşme yapılmasına yönelik Mayıs ayı başlarında iletilen davetimizi reddettiğini bildirdi” ifadelerine yer verildi.

Şarku’l Avsat’ın Fransız haber ajansı AFP’den aktardığı habere göre Ryder “Çin Halk Cumhuriyeti’nin anlamlı askeri müzakerelere girme konusundaki isteksizliği endişe verici (ancak), Pentagon’un Çin Halk Kurtuluş Ordusu ile açık iletişim hatları arama taahhüdünü zayıflatmayacaktır” açıklamasında bulundu.

FOTOĞRAF ALTI: Çin Savunma Bakanı Li Şangfu (AP)
Çin Savunma Bakanı Li Şangfu (AP)

Üst düzey bir ABD savunma yetkilisi, davetin reddedilmesinin ‘bir dizi bahanenin sonuncusu’ olarak nitelendirdi. Çin’in 2021 yılından bu yana Pentagon’un iki liderlik arasındaki iletişimi amaçlayan 12’den fazla talebini, birkaç kalıcı diyalog talebini ve çalışma ekipleri düzeyinde yaklaşık 10 iletişim talebini reddettiğini yada yanıtlamadığını belirtti.

ABD yönetimi, 2018’de Rus silahları satın alması nedeniyle Li’ye yaptırımlar uygulamıştı ancak Pentagon, bu konunun Bakan Austin’in onunla resmi olarak iletişim kurmasını engellemediğini vurguladı.

Austin’in Shangri-La Dialogue’a katılmak üzere bu haftanın ilerleyen günlerinde Singapur’a uçması planlanıyor. Söz konusu zirvenin geçen yıl Haziran ayında düzenlenen oturumunda Austin, eski Çin Savunma Bakanı Wei Feng ile görüşmüştü.

2022 yılının başlarında, Wei ve Austin Kamboçya’da başka bir görüşme daha gerçekleştirmişti. Ancak Washington ve Pekin arasındaki gerilim bu yıl, Tayvan ve ABD’nin Çin’i kendi toprakları üzerine bir casus balonu göndermekle suçlaması ve bu casus balonların ABD savaş uçağı tarafından düşürülmesi gibi birçok olayla bağlantılı olarak iyice arttı.


Kongre üyeleri, İsraillilerin vizeden muaf tutulmamasını talep ediyor

Cuma günü Eski Kudüs’te pazarda ultra-Ortodoks Yahudiler (EPA)
Cuma günü Eski Kudüs’te pazarda ultra-Ortodoks Yahudiler (EPA)
TT

Kongre üyeleri, İsraillilerin vizeden muaf tutulmamasını talep ediyor

Cuma günü Eski Kudüs’te pazarda ultra-Ortodoks Yahudiler (EPA)
Cuma günü Eski Kudüs’te pazarda ultra-Ortodoks Yahudiler (EPA)

Binyamin Netanyahu liderliğindeki İsrail hükümeti, Filistinlilerle siyasi süreci inkâr etmeye ve sahada şiddete başvurmaya devam ederken, ABD Senatosunun 16 üyesi ise Dışişleri Bakanı Antony Blinken’e ‘İsrail vatandaşlarını ABD’ye giriş vizesinden muaf tutmak için bakanlıkta devam eden prosedürleri durdurma’ çağrısı yaptı.

İsrail merkezli ‘Maariv’ gazetesinin haberine göre üyeler, söz konusu isimler, İsrail’in kendisine yönelik tüm uluslararası yaklaşımları hiçe saydığını ve ABD vatandaşlığına sahip Arap vatandaşlara ve orada yaşayan her Arap ve Filistinliye karşı ırkçı ve düşmanca bir politika izlediğini söylediler. Aynı şekilde vatandaşlarının ABD’ye vizesiz girmesine izin verilen 40 ülke arasına katılmak için İsrail’in, gerekli koşullara uymadığına dikkati çektiler. Üyeler ayrıca, Tel Aviv’in bu politikayla ABD’nin ve dünyadaki dostlarının inandığı değerlere karşı çalıştığını ve fiili tedbirlerle bu politikayı dizginlenmesi gerektiğini vurguladılar.

İsrail gazetesi, bu milletvekillerinin tamamının Demokrat Parti mensubu olduğunu belirtti. Bu kampanyayı yıllardır İsrail’i desteklediği bilinen Hawaii eyaleti temsilcisi Yahudi Brian Schutz ve Maryland eyaleti temsilcisi Chris Van Hollen yürütüyor.

Gazete, bu mesajın ‘siyasi farklılıkların sınırlarını aşması’ nedeniyle Tel Aviv’de şaşkınlıkla karşılandığını bildirdi.

İsrail’deki ABD Büyükelçiliği, hükümetleri ABD’nin taleplerine yanıt verdikten ve koşulların çoğunu yerine getirdikten sonra, Washington’daki yetkili makamların İsraillileri vizeden muaf tutmak için son prosedürleri tamamlamak üzere çalıştıklarını duyurmuştu. Bu şartların başında, İsrail istihbarat servislerinin İsrail’e vardıklarında Filistin kökenli ABD vatandaşlarını taciz etmeyi bırakması geliyor.


Biden, Demokrat Partinin başkan adayları arasında şimdilik avantajlı konumda

AA
AA
TT

Biden, Demokrat Partinin başkan adayları arasında şimdilik avantajlı konumda

AA
AA

ABD'de yapılan anket, 2024 başkanlık seçimleri için Başkan Joe Biden'ın Demokrat adaylar arasında şimdilik avantajlı olduğunu gösterirken, yeni dönem için seçmenlerin ileri yaştaki Başkan'a karşı olumsuz bakışını da ortaya koydu.

CNN tarafından 17-20 Mayıs tarihlerinde yaptırılan ankette Biden'ın, Demokrat rakiplerine göre adaylık yarışına önde başladığı yeniden başkan seçilmesi konusunda ise genel seçmenin olumlu bakışında azalma olduğu tespit edildi.

Anket sonuçlarına göre, Amerikalıların sadece üçte biri (yüzde 33), Biden'ın 2024'te kazanmasının ülke için ileri bir adım veya zafer olacağını söylerken, Demokrat Başkan hakkında, Aralık 2022'de yüzde 42 seviyesinde olan olumlu fikirler Mayıs'ta yüzde 35'e geriledi.

Amerika'daki tüm seçmenlerin baz aldığı anket değerlendirmesinde ise katılımcıların yüzde 66'sı, Biden'ın yeniden ABD Başkanı seçilmesinin ülke için ya bir gerilemeye ya da bir felakete sebep olacağı görüşünü destekledi.

Aynı anketin sonuçları, Biden'ın ABD Başkanı olarak aldığı güven oyu oranının yüzde 40 olduğunu gösterdi.

Ankete katılan Demokrat ve Demokrat eğilimli seçmenlerin yüzde 60'ı, Biden'ı, yüzde 20'si avukat Robert F. Kennedy'yi ve yüzde 8'i de yazar Marianne Williamson'ı 2024 başkanlık seçimlerinde partilerinin adayı olarak görmek istediklerini belirtti. Kalan yüzde 8'lik kısım ise "bir başkasını" destekleyeceğini söyledi.