Mesut Özil, futbola veda etti

Faal futbol hayatı boyunca 4 farklı ligde 6 takımda forma giyen Mesut Özil, 645 maçta 114 gol ve 222 asistlik bir performans sergiledi

Yeşil sahalara veda eden Mesut Özil, arkasında başarıyla dolu bir kariyer bıraktı.
Yeşil sahalara veda eden Mesut Özil, arkasında başarıyla dolu bir kariyer bıraktı.
TT

Mesut Özil, futbola veda etti

Yeşil sahalara veda eden Mesut Özil, arkasında başarıyla dolu bir kariyer bıraktı.
Yeşil sahalara veda eden Mesut Özil, arkasında başarıyla dolu bir kariyer bıraktı.

Futbol hayatı boyunca 4 farklı ligde 6 takımda forma giyen Mesut, attığı goller ve yaptığı asistlerle dünya futbolunda adından sıklıkla söz ettirdi. Yıldız oyuncu, Almanya'da Schalke 04 ile Werder Bremen, İspanya'da Real Madrid, İngiltere'de Arsenal ve Türkiye'de Fenerbahçe ile Medipol Başakşehir formalarını giydi.
Kariyerinde toplamda 645 maça çıkan Mesut, 114 gol ve 222 asistlik performans ortaya koydu. Yıldız oyuncu, birer Dünya Kupası, İspanya Ligi, İspanya Kral Kupası, İspanya Süper Kupası, Almanya Kupası ile 2 Community Shield ve 4 FA Cup zaferine imza attı.
Profesyonel kariyerine 17 yaşında doğduğu ve büyüdüğü Almanya'da başlayan Mesut, Schalke 04 ile Werder Bremen'de 4 sezon boyunca gösterdiği gelişimle ön plana çıktı.

- 21 yaşında 15 milyon avroya transfer oldu
Milli takım tercihini Almanya'dan yana kullanan ve 2010 FIFA Dünya Kupası'nda sergilediği performansla göz dolduran yıldız futbolcu, 21 yaşında yaklaşık 15 milyon avro karşılığında dünyanın en köklü kulüplerinden Real Madrid'e transfer oldu.
İspanya'da oynadığı futbolla yükselen bir grafik çizen ve eflatun-beyazlı takımın vazgeçilmez oyuncuları arasında yer alan Mesut Özil, 2013'te 42,4 milyon sterlinlik yüksek bir bonservis bedeliyle Arsenal'in yolunu tuttu.
Kuzey Londra ekibinde özellikle Fransız teknik adam Arsene Wenger döneminde attığı gollerle takımına önemli katkı sağlayan 32 yaşındaki orta saha oyuncusu, İngiltere'de geçirdiği 7,5 yılın ardından taraftarı olduğu Fenerbahçe ile sözleşme imzaladı.
Sarı-lacivertli kulüp, bonservis bedeli ödemeden kadrosuna kattığı ve 3,5 yıllık sözleşme imzaladığı Mesut Özil'in maliyetiyle ilgili herhangi bir açıklamada bulunmadı.

- Profesyonel kariyerine Schalke 04'te başladı
Almanya'nın Gelsenkirchen kentinde 15 Ekim 1988'de dünyaya gelen Mesut Özil, profesyonel kariyerine Schalke 04'te adım attı.
Zor şartlar altında bir çocukluk geçiren Mesut, Schalke 04'ün altyapısına seçilebilmek için büyük çaba gösterdi.
Girdiği seçmelerde tercih edilmeyen Mesut Özil, pes etmedi ve 2005'te Schalke 04'ün altyapısına kabul edilerek hayallerine kavuştu.
Schalke 04 ile Bundesliga'da ilk resmi maçına 2006-2007 sezonunda henüz 17 yaşında çıkan Türk asıllı Alman futbolcu, mavi-beyazlı takımda 1,5 sezon forma giydikten sonra yaklaşık 5 milyon avro bonservis bedeli karşılığında Werder Bremen'in yolunu tuttu.

- Werder Bremen'de büyük aşama kaydetti
Mesut Özil, Werder Bremen'de sergilediği performansla futbol kamuoyunun dikkatini çekmeye başladı.
Genç yaşına rağmen oynadığı futbol ve yeteneğiyle adından söz ettiren Mesut, Werder Bremen'de oynadığı süreçte milli takımda forma giymesi için Türkiye ile Almanya'dan teklif aldı. Annesi ve amcasının Türkiye'yi, babası ile abisinin ise Almanya'yı seçmesini istediği Mesut Özil, 2009 Şubat'ta tercihini doğduğu ülkeden yana kullandı.
Türk asıllı Alman futbolcu, 2008-2009 sezonunda Werder Bremen'de daha fazla süre almaya başladı. Mesut Özil, aynı sezon Bayer Leverkusen'i 1-0 yendikleri Almanya Kupası finalinde attığı golle takımının şampiyonluğa ulaşmasında başrol oynadı.
Ertesi sezon Diego Ribas'ın Juventus'a transfer olmasıyla Werder Bremen'in en önemli oyuncusu olarak kabul edilmeye başlayan Mesut, 2010 FIFA Dünya Kupası'nda sergilediği performansla büyük takımların dikkatini çekti.
Barcelona, Arsenal ve Manchester United'ın da kadrosuna katmak istediği yıldız oyuncu, FIFA Dünya Kupası'nın ardından 2010 Ağustos'ta yaklaşık 15 milyon avro karşılığında Real Madrid'e transfer oldu.

- Real Madrid'de 3 kupa kaldırdı
Mesut Özil, Real Madrid'de görev yaptığı dönemde form grafiğiyle vazgeçilmez oyuncular arasında yer aldı.
İspanya temsilcisine imza atmasının ardından "Şampiyonluklar kazanmak için Real Madrid'e transfer oldum." ifadesini kullanan Türk asıllı Alman oyuncu, forma giydiği 3 sezonda bu hedefine ulaşmayı başardı.
Portekizli teknik direktör Jose Mourinho'nun en fazla güvendiği isimler arasında yer alan Mesut, İspanyol basını tarafından Real Madrid'in efsane oyuncularından Guti'nin halefi olarak kabul edilmeye başlandı. Portekizli yıldız futbolcu Cristiano Ronaldo ile iyi bir ikili olan Mesut Özil, Madrid ekibinde forma giydiği 159 maçta 27 gol attı ve çok sayıda gol pası verdi.
Real Madrid'de La Liga, İspanya Kral Kupası ve İspanya Süper Kupası'nı kazanan 32 yaşındaki oyuncu, 2013'te yaz transfer döneminin son gününde 42,4 milyon sterlin bonservis bedeli karşılığında Arsenal'e transfer oldu.

- Arsenal'e rekor bonservis bedeliyle transfer oldu
Mesut Özil, yaklaşık 7,5 sezon oynadığı Arsenal'de özellikle Fransız teknik adam Arsene Wenger döneminde sergilediği performansla adından sıkça söz ettirdi.
Türk asıllı Alman futbolcu, başka takımlardan aldığı tekliflere karşın Wenger ile yaptığı görüşmenin ardından kulüp tarihinin rekor bonservis bedeliyle Arsenal'e transfer oldu.
Arsene Wenger ile çalıştığı süreçte 3 İngiltere Federasyon Kupası ile bir Community Shield şampiyonlukları yaşayan 32 yaşındaki oyuncu, attığı goller ve verdiği gol paslarıyla takımına önemli katkı sağladı. Mesut, 2015-2016 sezonunda Arsenal'in en değerli futbolcusu ödülüne layık görüldü.
Deneyimli oyuncunun Arsenal'deki kariyeri, Wenger'in 2018'de görevinden ayrılmasının ardından düşüşe geçti. Mesut Özil, Arsene Wenger'den sonra Londra temsilcisinde teknik direktörlük yapan Unai Emery ve Mikel Arteta ile yaşadığı anlaşmazlıklar nedeniyle son 2,5 sezonda bekleneni veremedi.
Mesut Özil, fazla forma şansı bulamadığı bu süreçte geçen sezon İngiltere Federasyon Kupası şampiyonluğu yaşadı. Deneyimli oyuncu, bu sezon ise sürpriz bir şekilde Premier Lig ve UEFA Avrupa Ligi kadrosuna alınmadığı için hiçbir resmi maçta forma giyemedi. Mesut, son karşılaşmasına ise 7 Mart 2020'de çıktı.
Arsenal'de 250'nin üzerinde maçta görev yapan Mesut Özil, 44 gol kaydetti.

- Türkiye'deki döneminde beklentileri karşılayamadı
Mesut Özil, Türkiye'deki döneminde beklentilerin oldukça uzağında kaldı.
Türkiye kariyerine Fenerbahçe'de başlayan yıldız oyuncu, sarı-lacivertlilerle 1,5 yıllık dönemde sadece 26 kez ilk 11'de forma giyebildi.
Söz konusu maçların büyük çoğunluğunu tamamlayamayan yıldız isim, transferinden sonra Fenerbahçe'de 37 karşılaşmaya çıktı ve 9 gol attı.
Mesut, Medipol Başakşehir'de de Fenerbahçe performansının üzerine çıkamadı.
Turuncu-lacivertli kulüple sözleşme imzaladıktan sonra büyük bölümünde sakatlık problemi yaşayan Mesut, yalnızca 8 maçta forma giydi ve gol sevinci yaşayamadı.

- Irkçılığa ve ayrımcılığa sessiz kalmadı
Mesut Özil, 2014 FIFA Dünya Kupası'nı kazandığı Almanya Milli Takımı'nı ırkçı ve ayrımcı saldırıların hedefi olması nedeniyle 30 yaşında bıraktı.
İngiltere'nin başkenti Londra'da bir araya geldiği Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile fotoğraf çektiren Mesut, maruz kaldığı ırkçı saldırılar ve haksız eleştirilerin ardından milli takım kariyerini noktaladı.
Ayrılık kararını 22 Temmuz 2018'de sosyal medya hesaplarından duyuran Mesut Özil, "Irkçılık ve saygısızlığa maruz kalmış hissederken, artık Almanya'yı uluslararası düzeyde temsil edemem. Almanya Futbol Federasyonunun üst düzey yöneticilerinin Türk kökenime saygı göstermemeleri ve beni bir siyasi propaganda aracına dönüştürmeleri, işleri dayanılmaz noktaya getirdi. Arkama yaslanıp öylece duracak değilim. Ayrımcılık asla kabul edilemez." ifadelerini kullanmıştı.
Deneyimli futbolcunun ayrılık kararı, takım arkadaşları ve futbol kamuoyu tarafından büyük destek bulmuştu.



PSG galibiyetine rağmen Enrique’den uyarı

Paris Saint-Germain'in teknik direktörü Luis Enrique (Reuters)
Paris Saint-Germain'in teknik direktörü Luis Enrique (Reuters)
TT

PSG galibiyetine rağmen Enrique’den uyarı

Paris Saint-Germain'in teknik direktörü Luis Enrique (Reuters)
Paris Saint-Germain'in teknik direktörü Luis Enrique (Reuters)

Paris Saint-Germain Teknik Direktörü Luis Enrique, Ligue 1’de Metz’i 3-2 mağlup ettikleri karşılaşmada takımının büyük sıkıntı yaşadığını ve ilk 11’de zorunlu değişiklikler yapmak durumunda kaldığını söyledi.

Enrique, maçın ardından Ligue 1 Plus platformuna yaptığı açıklamada, “Son derece zor bir maçtı ve bunu karşılaşma öncesinde de biliyorduk. Metz özellikle ikinci yarıda etkili bir performans sergiledi ve işimizi oldukça zorlaştırdı” dedi.

Maçın kırılma anlarında orta saha kontrolünü kaybettiklerini belirten İspanyol çalıştırıcı, zorunlu rotasyonların ardından oyunun dengesinin PSG aleyhine bozulduğunu kaydetti.

Altyapıdan genç oyunculara forma şansı vermesiyle ilgili de konuşan Enrique, “Yetenekli genç oyunculara güvenmek kulübümüzün temel özelliklerinden biri” diye konuştu.

Genç oyuncuların sahadaki performansından memnun kaldığını dile getiren Enrique, ikinci yarıda maçın temposunu ve kontrolünü ele almakta zorlandıklarını vurguladı.


Salih Yoluç ve Ayhancan Güven'in yarışacağı WEC nedir?

Serinin en ünlü ve prestijli yarışı, Fransa'da gerçekleştirilen Le Mans 24 Saat (WEC)
Serinin en ünlü ve prestijli yarışı, Fransa'da gerçekleştirilen Le Mans 24 Saat (WEC)
TT

Salih Yoluç ve Ayhancan Güven'in yarışacağı WEC nedir?

Serinin en ünlü ve prestijli yarışı, Fransa'da gerçekleştirilen Le Mans 24 Saat (WEC)
Serinin en ünlü ve prestijli yarışı, Fransa'da gerçekleştirilen Le Mans 24 Saat (WEC)

Adrenalin'den herkese merhaba. Bu hafta Racing Team Turkey'nin Asian Le Mans Series'te yarışacağını açıklaması, motor sporları hayranlarının gözünü Dünya Dayanıklılık Şampiyonası'na (WEC) çevirdi. Biz de bu hafta WEC'i inceleyeceğiz.

FIA WEC, 2012'de FIA (Uluslararası Otomobil Federasyonu) ve Automobile Club de l'Ouest (ACO) tarafından kuruldu. Şampiyona, 6 saatten 24 saate kadar sürebilen uzun mesafeli yarışları içeriyor. Serinin temel özelliği, aracın performansıyla birlikte dayanıklılığı, yakıt stratejisini, lastik yönetimini ve pilot değişim temposunu aynı anda test eden bir format sunması.

WEC, yıllar içinde üretici katılımı açısından da motor sporlarının en yoğun rekabetçi alanlarından biri haline geldi. 2026 sezonunda 14 üretici mücadele edecek:
Alpine, Aston Martin, BMW, Cadillac, Corvette, Ferrari, Ford, Genesis (yeni katılım), Lexus, McLaren, Mercedes-AMG, Peugeot, Porsche ve Toyota.

Bu geniş üretici listesi, serinin teknoloji geliştirme açısından önemini de yansıtıyor. Yarışlarda kullanılan aerodinamik paketler, hibrit sistemler, dayanıklılık parçaları ve güvenlik çözümleri daha sonra üreticilerin yol araçlarına adapte ediliyor. Bu nedenle WEC, hem pist hem de ticari otomotiv sektörü için bir inovasyon laboratuvarı niteliğinde.

WEC'te yarışan arabalar temelde iki sınıfa ayrılıyor: Hypercar ve LMGT3. Bu ayrım ilk bakışta karmaşık görünebilir ama aslında basit bir mantığa dayanıyor. Hypercar sınıfı, şampiyonanın zirvesi kabul ediliyor.

Bu sınıftaki araçlar tamamen yarış için tasarlanmış, ileri mühendislik ürünleri. Onları yollarda görebileceğimiz bir otomobille karşılaştırmak mümkün değil. Üreticiler, Ferrari'den Porsche'ye, Toyota'dan Peugeot'ya kadar, kendi özel tasarımlarını geliştirip dayanıklılık yarışlarının sınırlarını zorlayan araçlar ortaya koyuyor.

Bu sınıfın amacı hız, teknoloji ve mühendislik üstünlüğü. Le Mans 24 Saat gibi dev bir yarışı genel klasmanda kazanan ekip de her zaman Hypercar kategorisinden çıkıyor. Yani bu sınıf, hem marka prestiji hem de teknik rekabet açısından şampiyonanın kalbi.

LMGT3 ise çok daha tanıdık bir görüntü sunuyor. Bu araçlar, herkesin günlük hayatta gördüğü veya bildiği spor otomobillerin yarışa uyarlanmış versiyonları.

Porsche 911, Ferrari 296, BMW M4 veya Aston Martin Vantage gibi modeller, LMGT3 sınıfında ciddi bir dönüşüm geçirmiş halleriyle piste çıkıyor. Bu dönüşüm; daha hafif gövde, artırılmış aerodinamik parçalar, yarış frenleri ve güvenlik ekipmanları gibi birçok değişikliği içeriyor.

Ancak araçların temel silueti ve karakteri hâlâ yol versiyonunu hatırlatıyor. Bu nedenle LMGT3 yarışları genellikle çok yakın mücadelelere sahne oluyor çünkü araçların performansları birbirine epey yakın.

Bu iki sınıfın en ilginç yanıysa aynı anda, aynı pistte yarışmaları. Hypercar'lar daha hızlı olduğundan yarış boyunca LMGT3 araçlarına tur bindiriyorlar.

Bu durum, izleyenler için sürekli hareket, trafik yönetimi ve strateji gerektiren çok katmanlı bir yarış deneyimi oluşturuyor. Sürücüler sadece kendi içinde rekabet etmiyor, aynı zamanda farklı sınıflardan gelen tempolara uyum sağlamak zorunda kalıyor. İşte dayanıklılık yarışlarının hem karmaşık hem de büyüleyici olmasının nedeni bu.

WEC'teki sınıf ayrımı aslında şampiyonanın ruhunu oluşturan çeşitliliğin ta kendisi. Hypercar sınıfı üreticilerin teknoloji gösterisi, LMGT3 ise tanıdık spor otomobillerin yarış ruhunu temsil ediyor. Bu iki dünyanın tek bir yarışta buluşması, WEC'i diğer tüm motor sporlarından farklı ve benzersiz kılıyor.

WEC’de her yarış hafta sonu, belirli bir akışa sahip programla ilerliyor. Hafta sonu antrenman seanslarıyla başlıyor. Bu seanslarda takımlar araç ayarlarını denerken, yakıt tüketimini, lastik davranışlarını ve pist koşullarını analiz ediyor.

Ardından sıralama turları başlıyor. 2025’te yenilenen ve 2026’da da devam edecek bu formatta, her sınıf için önce 12 dakikalık bir sıralama bölümü yapılıyor. Bu bölümde en hızlı turları atan ilk 10 araç, Hyperpole adı verilen final seansına kalıyor. Hyperpole kısa, stresli ve tamamen hız odaklı bir mücadele; burada atılan en hızlı tur, yarışa kimin pole pozisyonundan başlayacağını belirliyor.

Tüm bu yapı hem rekabeti sıkı tutmak hem de seyirciye heyecan dolu bir hafta sonu sunmak için tasarlanmış durumda.

csdfgth
Takvim, WEC'in küresel görünürlüğünü artırmak amacıyla farklı pazarlara hitap edecek şekilde planlanmış durumda (WEC)

Türk motor sporları tarihinde uluslararası başarılarıyla bilinen Salih Yoluç, 2026'da WEC'e resmi dönüş yapacağını açıkladı. Daha önce Le Mans dahil birçok dayanıklılık yarışında zafer kazandı ve GT kategorilerinde önemli dereceler elde etti. 2026 sezonu için hedefi, LMGT3 sınıfında istikrarlı bir performans ortaya koymak.

Geçen yılın DTM şampiyonu Ayhancan Güven ise 2026'da Manthey Racing'le WEC'te yarışacak. Porsche destekli kariyerinin ardından dayanıklılık arenalarına geçişi, onun için yeni bir profesyonel sayfa anlamına geliyor. Sprint yarışlarındaki agresif ve kontrollü sürüş stilini uzun mesafe formatına nasıl adapte edeceği merakla bekleniyor.

Her iki pilotun da aynı sezon WEC'te yer alması, Türk motor sporları camiası adına tarihi bir gelişme. 

Racing Team Turkey'nin mücadele edeceği Asian Le Mans Series (ALMS), dayanıklılık yarışlarının Asya ayağını temsil eden FIA onaylı bir şampiyona.

Genellikle 4 saatlik yarışlardan oluşan bu seri LMP2, LMP3 ve GT sınıflarını içeriyor.

Takımların WEC öncesi araçlarını test etmeleri için önemli bir hazırlık kategorisi Asian Le Mans Series'te gösterilen başarılar, ekiplerin Le Mans 24 Saat için davet alma şansını doğrudan etkiliyor. Racing Team Turkey'nin katılımı, hem sportif hem de uluslararası görünürlük açısından ciddi önem taşıyor.

WEC, modern motor sporlarının en teknik, en stratejik ve en çok dayanıklılık gerektiren platformlarından biri. 2026 sezonuna girerken hem üretici sayısının artması hem de sınıflardaki rekabet dengesi, şampiyonayı daha çekişmeli bir hale getiriyor. Yoluç ve Güven'in aynı sezonda yer alması ve Racing Team Turkey'nin ALMS programı ise Türkiye adına tarihi bir dönem başlatıyor.

2026 sezonu, Türk motor sporları tutkunları için kaçırılmaması gereken bir dönem olacak.

Kaynaklar: WEC, ALMS


Mike Tyson, Floyd Mayweather maçının yer ve zamanını açıkladı

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Mike Tyson, Floyd Mayweather maçının yer ve zamanını açıkladı

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Mike Tyson, Floyd Mayweather'la planladığı gösteri maçının martta Afrika'da gerçekleşeceğini öne sürdü.

Tyson ve Mayweather'ın 2026 baharında dövüşeceği eylülde duyurulmuş ancak herhangi bir yer veya tarih açıklanmamıştı.

Bu detaylar henüz resmi olmasa da Tyson, geçen hafta "Mike Tyson'la Bir Deneyim" adlı etkinlikte konuşurken konuya değindi.

59 yaşındaki eski dünya ağırsıklet şampiyonu, "Floyd Mayweather, buna inanabiliyor musun?" dedi.

Martta Afrika'da olacak. İnanılmaz olacak, tüm rekorları kıracak. Sporun gelmiş geçmiş en büyük etkinliklerinden biri olacak.

Tyson en son Kasım 2024'te, 8 rauntluk profesyonel bir maçta eski YouTuber Jake Paul'la karşılaşmış ve puanla kaybetmişti. Bu, Tyson'ın 2020'de kendisi gibi boks ikonu Roy Jones Jr.'a karşı çıktığı gösteri maçından bu yana ilk karşılaşması ve 2005'ten beri ilk profesyonel müsabakasıydı.

Öte yandan Mayweather, eski UFC şampiyonu Conor McGregor'ı boks kariyerindeki ilk maçında nakavt ettikten sonra 2017'de 50-0'lık mükemmel bir karneyle emekliye ayrılmıştı. Ancak 48 yaşındaki sporcu daha sonra çok sayıda gösteri maçında mücadele etti.

Mayweather-Tyson karşılaşması gösteri maçı olarak duyurulsa da tarih, yer veya kurallar açıklanmadı ve hatta Mayweather'la Manny Pacquiao arasında bir rövanş karşılaşmasının, iki Amerikalının dövüşeceği bu müsabakayı engelleyebileceği bile düşünülüyordu.

Pacquiao ekimde, Mayweather'la rövanş maçından bahsederken "Şu anda görüşmeler sürüyor" demişti. 2015'te Mayweather, tarihin en yüksek hasılatlı boks maçında Filipinli boksörü puanla yenmişti.

46 yaşındaki Pacquiao, "Birbirimizi anlayıp anlayamayacağımıza bağlı" diye devam etmişti.

Ekiplerimiz doğrudan koordinasyon içinde. Rövanş yakında gerçekleşirse boks dünyasının heyecanlanacağından eminim. Kendi kararı, bu yüzden Mike Tyson'la dövüşmesini engelleyemem. [Birbirimizle] neredeyse aynı fikirdeyiz ancak hâlâ müzakere ettiğimiz birkaç detay var. Muhtemelen Las Vegas'ta gerçekleşecek. [Eski dünya şampiyonu Vasyl] Lomachenko'yla bir gösteri maçı için de bir görüşmemiz var. Ancak şu anda müzakere ettiğimiz Mayweather maçı gerçek bir dövüş.

Bu yaz profesyonel boksa geri dönen Pacquiao, WBC yarı ortasıklet kemeri için Mario Barrios'a meydan okumuştu. Pacquiao, 30 yaşındaki boksörle berabere kalmıştı.

Independent Türkçe