Körfez İşbirliği Konseyi: Suudi Arabistan-İran anlaşması, bölgedeki farklılıkları diyalog yoluyla çözmeye yönelik bir adım

Terörist gruplara ve mezhepçi milislere yönelik devam eden dış destek kınandı.

Dün Riyad'da düzenlenen KİK toplantısının bir bölümü (Şarku’l Avsat)
Dün Riyad'da düzenlenen KİK toplantısının bir bölümü (Şarku’l Avsat)
TT

Körfez İşbirliği Konseyi: Suudi Arabistan-İran anlaşması, bölgedeki farklılıkları diyalog yoluyla çözmeye yönelik bir adım

Dün Riyad'da düzenlenen KİK toplantısının bir bölümü (Şarku’l Avsat)
Dün Riyad'da düzenlenen KİK toplantısının bir bölümü (Şarku’l Avsat)

Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ülkelerinin dışişleri bakanları, Çin'in himayesinde iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin sürdürülmesine ve misyonlarının yeniden açılmasına yönelik Suudi Arabistan-İran anlaşmasını memnuniyetle karşıladılar. Bakanlar, bu girişimin tüm bölgesel anlaşmazlıkları diyalog yoluyla çözmek için olumlu bir adım olacağını umduklarını ifade ettiler.
Umman Dışişleri Bakanı Bedr bin Hamed el-Busaidi, dün Riyad'daki genel sekreterlik merkezinde düzenlenen KİK Bakanlar Konseyi'nin 155’inci oturumunun başkanlığını yaptığı sırada, söz konusu anlaşmanın KİK ülkelerindeki güvenlik, istikrar ve iyi komşuluk temellerini güçlendirmeye yönelik ortak hedefler bağlamında önemli bir adımı temsil ettiğini belirterek ‘bu anlaşmanın, karşılıklı güven ve saygıya dayalı yeni bir iş birliği aşamasını başlatacağını, insanların rahata ve tüm ülkelerin refaha kavuşacağını umduğunu’ dile getirdi.
Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre, toplantının ‘bugün her zamankinden daha fazla ortak Körfez eyleminin güçlendirilmesi, bölgenin ve tüm dünyanın her düzeyde tanık olduğu büyük zorluklarla başa çıkmaya tam olarak hazır olmayı gerektiren bölgesel, Arap ve uluslararası gelişmeler ışığında yapıldığına’ dikkati çeken Busaidi, “Uluslararası toplumun her şekliyle; devletlerin, bölgesel grupların veya uluslararası kuruluşların, konseyimizle ilişkilerini aktif olarak güçlendirmeye çalıştığı bir zamanda, konseyimizin sahip olduğu yüksek uluslararası prestij ve üst düzey güvenilirlik nedeniyle KİK ile olan bağlantıyı belgelemek ve etkinleştirmek için çalışılıyor” dedi.
Körfez ülkelerinin dışişleri bakanları, Suudi Arabistan ile İran arasındaki anlaşmayı, ülkeler arasında anlayış, karşılıklı saygı, iyi komşuluk, egemenliğe saygı, içişlerine karışmama, Birleşmiş Milletler (BM) ve İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) tüzüklerine ve uluslararası yasa ve normlara bağlılık temelinde ilişkiler kurmak için bir adım olarak dört gözle bekliyorlardı.

Arap ulusal güvenliği vurgusu
Bakanlar Konseyi, Irak, Lübnan, Suriye, Yemen ve diğer ülkelerdeki terörist gruplara ve mezhepçi milislere yönelik devam eden dış desteği kınayarak bunların Arap ulusal güvenliğini tehdit ettiğini, bölgeyi istikrarsızlaştırdığını ve uluslararası koalisyonun DEAŞ ile mücadele çalışmalarını engellediğini vurguladı.
Bakanlar, İran'ın barışçıl kullanımlar için gerekli olan uranyum zenginleştirme yüzdesini aşmama taahhüdünün önemini ve yükümlülüklerini yerine getirmesi ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) ile tam iş birliği yapması gerektiğini vurguladılar. Körfez ülkelerinin bu konudaki tüm bölgesel ve uluslararası müzakere, görüşme ve toplantılara katılması gerektiğine dikkati çektiler.
Dışişleri bakanları, bölgedeki deniz güvenliğini sağlamanın, su yollarını korumanın ve KİK ülkelerindeki deniz nakliye hatlarını, uluslararası ticareti ve petrol tesislerini tehdit edebilecek her şeyi ele almanın önemini vurguladılar.

Yemen, Suriye ve Nahda Barajı dosyaları
Bakanlar Konseyi, Yemen dosyasında, Yemen'de güvenlik ve istikrarın sağlanmasında Yemen Başkanlık Konseyi ve onu destekleyen kuruluşlara tam desteğini teyit ederek, Husileri, Konsey tarafından yapılan davete yanıt vermeye çağırdı. Körfez girişimi ve uygulama mekanizmasına, kapsamlı Ulusal Diyalog Konferansı sonuçlarına ve BM Güvenlik Konseyi’nin 2216 sayılı kararına uygun olarak Yemen'in egemenliğini, birliğini, toprak bütünlüğünü ve bağımsızlığını koruyacak şekilde siyasi bir çözüme ulaşmak için BM himayesinde müzakere edilmesi talebinde bulundu.
Bakanlar Konseyi, Suriye'nin toprak bütünlüğünün korunması, bağımsızlığına ve toprakları üzerindeki egemenliğine saygı gösterilmesi, iç işlerine bölgesel müdahalenin reddedilmesi ve Suriye krizine BM Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararı dahil tüm BM kararları uyarınca siyasi bir çözümün desteklenmesi yönündeki kararlı tutumunu yeniden teyit etti.
Nahda (Rönesans) Barajı ile ilgili olarak KİK dışişleri bakanları, Sudan ve Mısır'ın su güvenliğinin Arap ulusal güvenliğinin ayrılmaz bir parçası olduğunu belirterek, Nil sularında haklarını etkileyen her türlü eylem ve tedbiri reddettiklerini ifade ettiler.
Suudi Arabistan'ın Ukrayna-Rusya dosyasında arabuluculuk çabalarına ve Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan'ın Rusya ve Ukrayna'ya yaptığı ziyaretlere de övgüde bulunan Bakanlar Kurulu, ateşkes çabalarına, krizin siyasi olarak çözümüne, diyalog dilinin hakimiyetine ve anlaşmazlığın müzakere yoluyla çözülmesi gerektiğine verdiği desteği yineledi.



Trump'ın “tarihi” ziyareti ve Riyad'da Körfez-ABD zirvesi

TT

Trump'ın “tarihi” ziyareti ve Riyad'da Körfez-ABD zirvesi

Trump'ın “tarihi” ziyareti ve Riyad'da Körfez-ABD zirvesi

ABD Başkanı Donald Trump Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Katar'ı kapsayan ziyaret turunu ‘tarihi’ olarak nitelendirdi. Trump, 13-16 Mayıs tarihleri arasında gerçekleşecek resmi ziyaretlerinin başlangıcında Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'a gitmek üzere yol çıkmadan önce Beyaz Saray'da bir basın toplantısı düzenledi.

Bugün Riyad'a ulaşan Trump, ilk başkanlık döneminde başlattığı yurtdışı ziyaretlerini 2017 yılının aynı ayında Suudi Arabistan'a gerçekleştirdiği ziyareti yine tarihi bir ziyaretle tekrarlamış oldu. Trump, önceki ziyareti sırasında Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdülaziz ile görüşmüştü. Ziyaret sırasında iki ülke arasında bir dizi önemli anlaşma imzalandı.

Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, Başkan Trump'ın Suudi Arabistan, Katar ve BAE'yi kapsayan ziyarete büyük önem verdiğini belirtti.

Leavitt, cuma günü düzenlediği basın toplantısında “Başkan Trump Ortadoğu ülkeleriyle ilişkilerini güçlendirmek istiyor” dedi.

Beyaz Saray Sözcüsü, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Başkan Trump, sekiz yıl sonra ABD ve Ortadoğu ülkelerinin iş birliğine dayalı ilişkilere sahip olduğu, radikalizmin yenilgiye uğratıldığı ve yerini kültürel alışveriş ve ticarete bıraktığı müreffeh ve başarılı bir Ortadoğu vizyonunu yeniden teyit etmek üzere bölgeyi bir kez daha ziyaret edecek.”

Trump’ın toplantılarla dolu bir programı var

Beyaz Saray'ın aktardığı ABD Başkanı'nın ziyaret programına göre Trump, iş adamları ve yatırımcılarla ikili görüşmelerin yanı sıra Suudi Arabistan-ABD Yatırım Forumu'na katılacak.

ujı
Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'daki bir köprüde Suudi Arabistan ve ABD bayrakları dalgalanıyor (Reuters)

Trump yarın Riyad’da düzenlenecek beşinci Körfez İşbirliği Teşkilatı (KİK)-ABD zirvesi için KİK üyesi ülkelerin liderleriyle bir araya gelecek.

ABD Dışişleri Bakanlığı Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada ziyaretin, Suudi Arabistan’ın Ukrayna'daki savaşla ilgili müzakerelere ev sahipliği yapmasının yanı sıra Sudan ve Yemen'in istikrara kavuşturulmasında oynadığı rolü göz ardı edilmeyeceğini vurguladı.

ABD Dışişleri Bakanlığı Bölge Sözcüsü Samuel Warburg, ülkesinin, Suudi Arabistan’ın çatışmalara yönelik siyasi çözümleri destekleme girişimlerini, küresel enerji piyasalarını güvence altına almaya yönelik devam eden çabalarını ve bölgesel ve uluslararası diplomatik araçlar yoluyla bölgesel istikrara yaptığı katkıları takdir ettiğini söyledi.

Masada yer alan dosyalar

ABD Başkanının ziyareti sırasında ele alınması beklenen dosyalarla ilgili olarak bunların bölgesel güvenlik, savunma iş birliği, teknoloji ve yenilenebilir enerji yatırımlarıyla ilgili stratejik dosyaları içereceğini belirten Warburg, Kızıldeniz'deki seyrüsefer güvenliğine yönelik tehditlerin yanı sıra Gazze, Lübnan, Yemen, Sudan, Libya, Lübnan, Irak'taki gelişmeler ve İran'ın istikrarı bozucu davranışlarıyla mücadele konularında koordinasyonu arttıracaklarını vurguladı.

Warburg, sözlerine şöyle devam etti:

“Başkan Trump'ın Suudi Arabistan'a yapacağı ziyaret, Riyad ve Washington arasındaki ikili ilişkiler açısından savunma, güvenlik, yatırım ve enerji gibi alanlarda iki ülke arasındaki stratejik ortaklığın güçlendirilmesi için önemli bir fırsat teşkil ediyor.”

fgrty
Suudi Arabistan Veliaht Prensi’nin ABD ziyareti sırasında ABD Başkanı ile çekilen bir fotoğrafı (SPA)

ABD’nin bölgesel ve uluslararası zorluklarla yüzleşmek ve ortak çıkarlara dayalı daha fazla çeşitlendirilmiş ve sürdürülebilir ekonomik ilişkiler kurmak için bu iş birliğini derinleştirme çabasına işaret eden Warburg, bu ziyaretin aynı zamanda Washington'un Ortadoğu'daki önemli ortaklarıyla ittifaklarını güçlendirme konusundaki sarsılmaz kararlılığını da gösterdiğini söyledi. Görüşmelerin yatırım ve savunma konularını içermesinin muhtemel olduğunu ifade eden Warburg, “ABD, Suudi Arabistan ile özellikle yenilenebilir enerji ve teknoloji alanlarında ekonomik ortaklıkları güçlendirmenin yanı sıra bölgesel tehditler karşısında ortak çıkarları korumak için savunma iş birliğini genişletmeyi hedefliyor” diye ekledi.

Tüm bu görüşmeler, bölgedeki müttefik ve ortakların savunma kabiliyetlerini güçlendirmelerini ve ekonomilerini geliştirmelerini sağlamaya yönelik daha geniş bir yaklaşım çerçevesinde gerçekleştiriliyor.

Sekizinci başkan ve 14’üncü ziyaret

ABD Dışişleri Bakanlığı verilerine göre Başkan Donald Trump, ABD başkanları Richard Nixon, Jimmy Carter, George H.W. Bush, Bill Clinton, George W. Bush, Barack Obama ve Joe Biden'ın ziyaretlerinin ardından son elli yılda Suudi Arabistan'ı ziyaret eden sekizinci ABD başkanı olurken, Trump'ın bugün başlayan ziyareti bir ABD başkanının Suudi Arabistan'a yaptığı on dördüncü ziyaret olacak.

rgtbhnj
Eski ABD Başkanı George Bush, 2008 yılında Suudi Arabistan'ı iki kez ziyaret etti (SPA)

Suudi Arabistan'ı iki kez ziyaret eden ABD başkanları George H.W. Bush ve oğlu George W. Bush'un yanı sıra resmi rakamlara göre iki dönemlik başkanlığı sırasında Suudi Arabistan'ı dört kez ziyaret eden eski Başkan Barack Obama gibi bazı ABD başkanları da Suudi Arabistan ziyaretlerini birden fazla kez tekrarladı. Başkan Trump da 2017 yılında, ilk başkanlık döneminde Suudi Arabistan'ı ziyaret etmişti. Şimdi ikinci döneminde dış gezilerine başlamak üzere Suudi Arabistan’ı yeniden ziyaret ediyor.

ABD Başkanı'nın Suudi Arabistan'a gelişi öncesinde Suudi Arabistan İletişim ve Bilgi Teknolojileri Bakanı Mühendis Abdullah es-Sevaha dün Beyaz Saray Yapay Zeka ve Dijital Para Birimleri Kıdemli Danışmanı David Sachs ile yapay zeka alanında iki ülke arasındaki stratejik ortaklığı güçlendirmenin yollarını görüştü.

Şarku’l Avsat’a konuşan ABD'li ve Suudi üst düzey yetkili, ziyaretle birlikte düzenlenecek olan ve ABD yönetiminden bazı yetkililerin de katılacağı Suudi Arabistan-ABD Yatırım Forumu'nda hayati alanlarda önemli anlaşmaların yapılacağını belirttiler.

“Siyasi açıdan belirleyici bir an”

Şarku’l Avsat'a konuşan gözlemciler, ABD Başkanı Donald Trump'ın ziyaretinin iki ülke arasındaki ilişkilerde bir dönüm noktasını temsil ettiğini, stratejik ortaklığı güçlendireceğini ve her iki tarafın çıkarlarını yerine getirmek için güvenlik, ekonomi ve yatırım alanlarına ivme kazandıracağını düşünüyor. Aynı gözlemciler, Filistin meselesi ve İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarını durdurmanın önemi, iki devletli bir çözüm için baskı yapılması ve Trump'ı Netanyahu'nun ABD'nin bölgedeki çıkarlarına ulaşmada gerçek bir engel olduğuna ikna etmenin Riyad ve Washington arasındaki başlıca tartışma dosyaları arasında yer alacağına inanıyorlar.

ABD'nin eski Riyad Büyükelçisi Michael Alan Ratney, Başkan Trump'ın mayıs ayı ortalarında Riyad'a yapacağı ziyaretin ABD-Suudi Arabistan ortaklığının gücünün açık bir göstergesi ve Washington'ın Riyad ile stratejik ittifakına duyduğu güvenin somut bir örneği olduğu değerlendirmesinde bulundu.

Şarku’l Avsat'a yaptığı özel açıklamada Ratney, Başkan Trump'ın ikinci döneminin ilk durağı olarak Suudi Arabistan'ı seçmesinin sadece iki ülke arasındaki ilişkilerin stratejik boyutunu değil, aynı zamanda Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile olan şahsi bağlarının derinliğini de yansıttığını söyledi.