Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı,  Libya’nın güneyindeki bir uranyum deposunu denetledi

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı,  Libya’nın güneyindeki bir uranyum deposunu denetledi
TT

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı,  Libya’nın güneyindeki bir uranyum deposunu denetledi

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı,  Libya’nın güneyindeki bir uranyum deposunu denetledi

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’ndan (UAEA) bir ekibin, Libya’nın güneyinde çalındıktan sonra ordu güçleri tarafından bulunan 6 bin 400 varil ham uranyumun korunduğu bir depoda inceleme yaptığı bildirildi.
Libya’da yayın yapan Fawasel Medya dün, UAEA ekibinin önceki gün Avusturya’nın başkenti Viyana’dan Sebha Havaalanı’na geldiğini, keşif sürecini tamamladıktan ve mevcut uranyum miktarlarını gördükten sonra, ülkeden ayrılmadan önce Libya’nın güneyindeki bazı bölgeleri ziyaret ettiğini aktardı.
UAEA tarafından yayınlanan bir raporda söz konusu uranyumun kaybolduğunun belirtilmesinin ardından Libya Ulusal Ordusu’na bağlı Ahlaki Rehberlik Dairesi Başkanı Halid el-Mahcub geçen hafta, ordu güçlerinden bir ekibin 2,5 ton ham uranyum içeren varilleri bulduğunu açıkladı. Mahcub, ordu gücünün söz konusu varilleri Çad sınırına yakın bir bölgede, varillerin çalındığı depodan sadece beş kilometre uzaklıktaki bir bölgede bulduğunu söyledi. Yetkili söz konusu açıklamasında, UAEA konuyla ilgilenmek için uzmanlar gönderene kadar varilleri gözetim altında tutacağını da sözlerine ekledi.
Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre askeri yetkili, ham uranyum varillerini ‘ele geçiren’ kişinin ‘uranyumun doğasından habersiz olduğunu ve tehlikesini bilmediğini, faydası olmadığını anladıktan sonra varilleri bir yere terk ettiğini’ açıkladı. Ayrıca büyük olasılıkla Çadlı gruplardan birinin, deponun ‘fayda sağlayabilecekleri cephane veya silahlar içerdiğini’ düşündüğünü vurguladı.



Hamas: Edan Alexander'ın serbest bırakılmasının İsrail'in ‘askeri baskısı’ ile ilgisi yok

ABD vatandaşı İsrailli asker Edan Alexander, Tel Aviv'de ailesiyle buluştu. (AFP)
ABD vatandaşı İsrailli asker Edan Alexander, Tel Aviv'de ailesiyle buluştu. (AFP)
TT

Hamas: Edan Alexander'ın serbest bırakılmasının İsrail'in ‘askeri baskısı’ ile ilgisi yok

ABD vatandaşı İsrailli asker Edan Alexander, Tel Aviv'de ailesiyle buluştu. (AFP)
ABD vatandaşı İsrailli asker Edan Alexander, Tel Aviv'de ailesiyle buluştu. (AFP)

Hamas bugün yaptığı açıklamada ABD vatandaşı İsrailli asker Edan Alexander'ın serbest bırakılmasının İsrail'in askeri baskısının bir sonucu değil, ABD yönetimiyle yapılan temasların bir ‘meyvesi’ olduğunu bildirdi.

Hamas'tan yapılan açıklamada, “Edan Alexander'ın geri dönüşü, Siyonist saldırganlığın ya da askeri baskı yanılsamasının bir sonucu değil, ABD yönetimiyle yapılan ciddi temasların ve arabulucuların çabalarının bir meyvesidir” denildi.

Hamas dün, ABD Başkanı Donald Trump'ın Körfez turu öncesinde Gazze Şeridi'nde tutulan Edan Alexander'ı serbest bıraktı. 21 yaşındaki Alexander, 19 aydan uzun bir süredir Gazze Şeridi'nde tutuluyordu ve ABD vatandaşlığına sahip yaşayan son esirdi.

Hamas tarafından yapılan açıklamada, Alexander'ın serbest bırakılmasının İsrail Başbakanı’nın söylediğinin aksine İsrail'in askeri baskısının değil, Washington'la yapılan ‘ciddi temasların’ bir sonucu olduğu belirtildi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Alexander'ın dönüşünü ‘sıcak’ bir şekilde karşıladı ve ‘İsrail hükümetinin yaşayan ya da ölü tüm esirleri ve kayıp kişileri geri getirmeye kararlı olduğunu’ vurguladı. Netanyahu, Alexander'ın serbest bırakılmasının İsrail devletinin askeri baskısı ve Trump'ın ‘siyasi baskısı’ sonucunda gerçekleştiği değerlendirmesinde bulundu.

İsrail ordusu, 7 Ekim saldırısı sırasında kaçırılan 251 esirden 57'sinin halen Gazze Şeridi'nde tutulduğunu, bunlardan 34'ünün öldüğünü açıkladı. Ayrıca Hamas, 2014 yılından bu yana bir İsrail askerinin cesedini elinde tutuyor.

Gazze Şeridi’ndeki Sağlık Bakanlığı'nın son verilerine göre savaşın başlamasından bu yana Gazze Şeridi'nde çoğu sivil olmak üzere en az 52 bin 862 Filistinli hayatını kaybetti. Bunların 2 bin 749'u yaklaşık iki ay süren kırılgan bir ateşkesin ardından İsrail'in 18 Mart'ta saldırılarına yeniden başlamasından sonra yaşamını yitirdi.