Kadınlara ve kız çocuklarına eğitim yasağı Taliban'da ihtilaf yarattı

Örgütün lideri Molla Heybetullah Ahundzade'nin içerden baskı gördüğü iddia edildi

Taliban yönetiminin kadınlara ve kız çocuklara yönelik yasakları uluslararası kamuoyunda tepkiyle karşılanmıştı (Reuters)
Taliban yönetiminin kadınlara ve kız çocuklara yönelik yasakları uluslararası kamuoyunda tepkiyle karşılanmıştı (Reuters)
TT

Kadınlara ve kız çocuklarına eğitim yasağı Taliban'da ihtilaf yarattı

Taliban yönetiminin kadınlara ve kız çocuklara yönelik yasakları uluslararası kamuoyunda tepkiyle karşılanmıştı (Reuters)
Taliban yönetiminin kadınlara ve kız çocuklara yönelik yasakları uluslararası kamuoyunda tepkiyle karşılanmıştı (Reuters)

Afganistan'da kadınlara ve kız çocuklarına eğitim yasağı, Taliban içinde de tartışma yaratıyor.
ABD'nin önde gelen gazetelerinden Wall Street Journal'ın (WSJ) haberinde, Taliban lideri Molla Heybetullah Ahundzade'nin eğitim yasağı nedeniyle örgüt içinden baskı gördüğü öne sürüldü.
WSJ'ye konuşan ve kimliklerini paylaşmayan Taliban yetkilileri, örgütten üst düzey isimlerin Ahundzade'nin yaşadığı Kandahar'a defalarca ziyarete giderek, eğitim yasağına dair tutumunu değiştirmesini istediğini iddia etti.
Taliban yönetiminin Adalet Bakanı Abdul Hakim Şeri, WSJ'ye açıklamasında yönetimden bazı kesimlerin söz konusu yasağa tepki gösterdiğini, bunun yerine eğitim sisteminde kademeli değişikliğe gidilmesi gerektiğini savunduğunu söyledi.
Öte yandan Şeri, atılan adımların Afgan kültürü ve İslam geleneğinin korunması için gerekli olduğunu öne sürerek, şunları söyledi:
Biz eğitime karşı değiliz. Amerikalılar burayı sadece askeri olarak işgal etmedi. Bu aynı zamanda ideolojik bir işgaldi. Kültürümüzü değiştirmeye ve toplumumuzu ahlaki olarak yok etmeye çalıştılar.
Haberde, Taliban'ın kadınlara ve kız çocuklarına eğitim yasağına tepki olarak ülkede farklı şehirlerde gizli okullar açıldığına da dikkat çekildi.
Bu gizli eğitimlerden bazılarını veren ve kimliğini paylaşmayan bir öğretmen, Taliban'ın istihbarat servisinin de bu okulları kapatmaya odaklanmadığını ileri sürdü. Bazı istihbarat görevlilerinin eğitimler sırasında baskın düzenlediğini ama herhangi bir kapatma kararı çıkmadığını söyledi.
Gizli eğitimlere katılan 13 yaşındaki Yelda, yasakların ilerideki yaşamlarını etkilediğini belirterek, "Artık geleceğim hakkında kendim karar veremediğim için çok kötü hissediyorum" dedi.
Kimliğini açıklamayan bir öğretmense "Eğer öğretmeyi ve öğrenmeyi durdurursak ölüden farkımız kalmaz. Ben yaşamak istiyorum" ifadelerini kullandı.
Öte yandan haberde, bazı Taliban yetkililerinin kendi kız çocuklarını eğitim görmeleri için Pakistan gibi komşu ülkelerde gönderdiğine dikkat çekildi. Hatta bazı yetkililerin çocuklarını Afganistan'daki gizli okullara gönderdiği de ileri sürüldü.
ABD'nin Ağustos 2021'de ülkeden çekilmesiyle Taliban önce başkent Kabil'i daha sonra da ülkenin tamamını ele geçirmişti.
Örgüt aralıkta kadınların ve kız çocuklarının eğitim görmesini yasaklamıştı. Türkiye ve ABD dahil olmak üzere birçok ülkeden tepki çeken kararın ardından Taliban, kadınların sivil toplum kuruluşlarında çalışmasına da yasak getirmişti.
Washington ise Afganistan Merkez Bankası'nın ABD'deki 7 milyar dolarına el koymuştu. Bu miktar, Afganistan ekonomisinin yaklaşık yüzde 40'ına denk geliyor.
Independent Türkçe, Wall Street Journal, CEPR



Arakçi: Zenginleştirme teknolojisi bombardımanla yok edilemez, hasarı hızlı bir şekilde onarabiliriz

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi (EPA)
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi (EPA)
TT

Arakçi: Zenginleştirme teknolojisi bombardımanla yok edilemez, hasarı hızlı bir şekilde onarabiliriz

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi (EPA)
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi (EPA)

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi dün yaptığı açıklamada, nükleer program konusunda ABD ile görüşmelerin hızlı bir şekilde yeniden başlaması ihtimalini dışlayarak, ülkesinin Washington'un kendisine karşı yeni askeri saldırılar düzenlemeyeceğinden emin olması gerektiğini vurguladı.

ABD Başkanı Donald Trump'ın Washington ile Tahran arasındaki görüşmelerin bu hafta yeniden başlayabileceği yönündeki açıklamasının sorulması üzerine Arakçi, “Müzakerelerin bu kadar çabuk başlayacağını sanmıyorum” dedi.

“Görüşmelere yeniden başlamaya karar verebilmemiz için öncelikle ABD'nin müzakereler sırasında bizi yeni bir askeri saldırıyla hedef almayacağından emin olmalıyız. Zamana ihtiyacımız var” diyen Arakçi, ‘diplomasi kapılarının asla kapanmayacağını’ belirtti.

Arakçi'ye Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Genel Direktörü Rafael Grossi'nin İran'ın birkaç ay içinde uranyum zenginleştirmeye yeniden başlayabilecek teknik kapasiteye sahip olduğu yönündeki son açıklaması da soruldu. Arakçi bu soruya şu cevabı verdi: “Zenginleştirme teknolojisi bombardımanla yok edilemez. Bu alanda yeni ilerlemeler kaydetme irademiz varsa ve bu irade mevcutsa, hasarı hızla onarabilir ve kaybedilen zamanı telafi edebiliriz.”

Arakçi'nin açıklaması, yardımcısı Mecid Taht Revançi'nin BBC'ye verdiği röportajda Washington ile diplomatik görüşmelerin ancak Washington'un ülkesine yeni saldırılar düzenlememesi halinde yeniden başlayabileceğini söylemesinden bir gün sonra geldi. Pazar akşamı yayınlanan röportajda Revançi, “Washington'un bizimle konuşmak istediğini duyuyoruz. Belirli bir tarih üzerinde anlaşmış değiliz. Mekanizmalar üzerinde de anlaşmış değiliz. Şu soruya yanıt arıyoruz: Biz diyalog halindeyken bir saldırganlık eyleminin tekrarlandığını görecek miyiz?” dedi ve ABD'nin ‘henüz pozisyonunu netleştirmediğini’ kaydetti.

İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Revançi, Tahran'a Washington'un Dini Lider Ali Hamaney'i hedef alarak ‘İran'da rejim değişikliğine gitmek’ istemediği bilgisinin verildiğini açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın İran devlet televizyonundan aktardığına göre Hükümet Sözcüsü Fatma Muhacirani bugün yaptığı açıklamada, ABD ile müzakereler için henüz bir tarih belirlenmediğini yineledi ve bu tarihin yakın olmayacağını da açıkça ifade etti.

İsrail 13 Haziran'da, İran'ın askeri ve nükleer tesislerini hedef alan, askeri liderlere ve nükleer bilim adamlarına suikastlar içeren sürpriz bir saldırıyla savaşı başlattı ve İran'ın nükleer bomba elde etmesini engellemeye kararlı olduğunu ilan etti. Tahran ise nükleer silah edinme iddialarını reddederek sivil nükleer enerjiye sahip olma hakkını savundu.

21-22 Haziran gecesi ABD, İran'ın üç büyük nükleer tesisine saldırı düzenledi. 12 gün süren savaşın ardından ABD Başkanı Donald Trump 24 Haziran'da İran ile İsrail arasında ateşkes ilan etti. Trump daha sonra, askeri kullanım için uranyum zenginleştirmesi halinde ABD'nin İran'ı tekrar vuracağı sözünü verdi.

Revançi pazar günü yayınlanan röportajında, İran'ın enerji üretimi için uranyumu yüzde 60 oranında zenginleştirme hakkını yineledi.

Birleşmiş Milletler'e (BM) bağlı UAEA’ya göre İran, 2015 anlaşmasında yüzde 3,67 ile sınırlandırılmış olan uranyumu yüzde 60'a kadar zenginleştirebilen tek nükleer olmayan güç.

Nükleer savaş başlığı yapmak için uranyumu yüzde 90 oranında zenginleştirmek gerekiyor.