5 bin kişilik kasaba kendisini "uzaylıların evi" ilan etti

Kasabanın farklı noktalarında uzaylı heykelleri de bulunuyor (Kyodo News)
Kasabanın farklı noktalarında uzaylı heykelleri de bulunuyor (Kyodo News)
TT

5 bin kişilik kasaba kendisini "uzaylıların evi" ilan etti

Kasabanın farklı noktalarında uzaylı heykelleri de bulunuyor (Kyodo News)
Kasabanın farklı noktalarında uzaylı heykelleri de bulunuyor (Kyodo News)

Japonya'nın Fukuşima prefektörlüğündeki Iinomaçi kasabası, ekonomisini canlandırmak için kendisini "uzaylıların evi" ilan etti.
5 bin nüfuslu kasabanın idarecilerinin, ülkedeki UFO ihbarlarını inceleyen Uluslararası UFO Laboratuvarı'na temsilci olarak gönderdiği Tetsu Konno, Ionomaçi'yi çok daha fazla kişiye tanıtmak istediğini söyledi.
UFO meraklıları tarafından geçen yıl haziranda kurulan laboratuvar, tanımlanamayan uçan cisimlerle ilgili ihbarları değerlendirip bununla ilgili bulguları paylaşıyor.
Burada çalışan ve ülkenin önde gelen gazetelerinden Japan Times'a konuşan kişiler, özellikle ABD Savunma Bakanlığı'nın 2020'de yayımladığı UFO görüntülerinin ardından bu konuya gösterilen ilginin tekrar arttığını söyledi.
Kasaba uzun süredir UFO hikayeleriyle ünlü. 1992'de açılan UFO Fureaikan müzesi, tanımlanamayan uçan cisimlerle ilgili 3 binden fazla kitap, fotoğraf ve diğer materyallere ev sahipliği yapıyor.
Yılda 30 bin kişinin ziyaret ettiği kasabada, geçen yıl müzenin açılışının 30. yıldönümünün kutlanması için düzenlenen etkinlikte uzaylı kostümü giyen katılımcılar yürüş de düzenlemişti.
Kasaba, Senganmori dağıyla da ünlü. Bazıları bu dağın antik dönemlere ait bir piramit olduğunu düşünüyor. Birçok UFO ihbarı da genellikle buraya tırmanan kişiler tarafından bildiriliyor.
1955'te yaklaşık 9 bin 500 kişinin yaşadığı kasaba, son dönemde gündemden düşmeyen UFO trendini yakalayarak bölgeyi tekrar canlandırmayı amaçlıyor.
Independent Türkçe, Japan Times



Suda kalan parmakların hep aynı şekilde buruştuğu bulundu

Parmakların suda kalınca buruşmasının nedeni damarların sıkışması (Binghamton Üniversitesi)
Parmakların suda kalınca buruşmasının nedeni damarların sıkışması (Binghamton Üniversitesi)
TT

Suda kalan parmakların hep aynı şekilde buruştuğu bulundu

Parmakların suda kalınca buruşmasının nedeni damarların sıkışması (Binghamton Üniversitesi)
Parmakların suda kalınca buruşmasının nedeni damarların sıkışması (Binghamton Üniversitesi)

Suda uzun süre kalınca parmaklarda oluşan buruşmanın hep aynı desene sahip olduğu tespit edildi. 

Banyo yapınca veya bir süre yüzünce el ve ayak parmakları buruşmaya başlıyor. Bunun nedeni ilk başta parmakların suyla dolması gibi gelebilir ancak durum öyle değil.

Koldan ele doğru uzanan medyan sinirinde hasar olan kişilerin parmaklarının buruşmadığını 1935'te fark eden bilim insanları, sürecin sinir sistemiyle alakalı olduğu sonucuna varmıştı. 

Uzmanlar derinin altındaki damarların büzüşmesi sonucu parmaklardaki kırışıklıkların oluştuğunu söylüyor.

Binghamton Üniversitesi'nden Guy German, 2023'te The Conversation'da kaleme aldığı yazıda "El ve ayaklar birkaç dakikadan daha uzun süre suyla temas ettiğinde, ciltteki ter kanalları açılarak suyun cilt dokusuna akmasına izin verir. Eklenen bu su, cildin içindeki tuz oranını azaltır. Sinir lifleri beyne daha düşük tuz seviyeleri hakkında bir mesaj gönderir ve otonom sinir sistemi kan damarlarını daraltarak yanıt verir" diye süreci açıklamıştı.

Yazısının ardından çeşitli yorum ve sorularla karşılaşan German'a bir öğrenci "Peki kırışıklıklar hep aynı şekilde mi oluşuyor" diye sormuş. German ve ekip arkadaşları bunu yanıtlamak adına bir deney yürüttü. 

Bulguları hakemli dergi Journal of the Mechanical Behavior of Biomedical Materials'ta yayımlanan çalışmada bir grup katılımcının elleri 30 dakika boyunca suda tutuldu ve ardından fotoğrafları çekildi.

24 saat sonra aynı işlemi tekrarlayan araştırmacılar görüntüleri karşılaştırınca parmaklarda aynı desenlerin oluştuğunu gördü. 

German "Kan damarları pozisyonlarını çok fazla değiştirmez. Biraz hareket ederler ancak diğer kan damarlarına göre son derece sabittirler" diyerek ekliyor: 

Bu da kırışıklıkların aynı şekilde oluşması gerektiği anlamına geliyor ve biz de öyle olduğunu kanıtladık.

Araştırmacılar yeni çalışmanın adli tıpa katkı sağlayabileceğini ve uzun süre suda kalan cesetlerin kimliğini tespit etmede kullanılabileceğini düşünüyor.

German ayrıca derinin suda kalmasıyla ilgili daha fazla soruya cevap aramayı umduğunu da belirtiyor.

Independent Türkçe, IFLScience, Popular Science, Conversation, Journal of the Mechanical Behavior of Biomedical Materials