Abdullahian, Lavrov ile "nükleer" konusunu görüşürken, Tahran Avrupa'yı "yanlış hesaplar" konusunda uyardı

Avusturya: Suudi Arabistan ile İran arasındaki anlaşma bölgedeki tansiyonu düşürmeye yardımcı oluyor

Geçen haziran Lavrov'u Tahran'da kabul eden Abdullahian (EPA)
Geçen haziran Lavrov'u Tahran'da kabul eden Abdullahian (EPA)
TT

Abdullahian, Lavrov ile "nükleer" konusunu görüşürken, Tahran Avrupa'yı "yanlış hesaplar" konusunda uyardı

Geçen haziran Lavrov'u Tahran'da kabul eden Abdullahian (EPA)
Geçen haziran Lavrov'u Tahran'da kabul eden Abdullahian (EPA)

Rusya Dışişleri Bakanlığı, İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan’ın Rus mevkidaşı Sergey Lavrov ile 2015 nükleer anlaşması da dahil olmak üzere pek çok mevzuyu görüşmek üzere çarşamba günü Moskova'yı ziyaret edeceğini duyurdu. Bu sırada Batılı ülkeler İran'a Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) ile yakın zamanda yapılan anlaşmayı uygulaması için baskı yaparken, İran Başmüzakerecisi Ali Bakıri Kani, Fransa, İngiltere ve Almanya yetkililerini ‘yanlış hesaplamalara’ karşı uyardığını söyledi.
Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zaharova dün (Perşembe) konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “Lavrov ve Abdullahiyan, Kapsamlı Ortak Eylem Planı (KOEP/nükleer anlaşma), Suriye, Afganistan, Kafkasya bölgesi ve Hazar Denizi’ndeki durumlar da dahil olmak üzere güncel uluslararası meseleler hakkında görüş alışverişinde bulunacaklar” ifadelerini kullandı.
Rusya’nın resmi haber ajansı TASS’ın aktardığına göre Zaharova “İran ile Suudi Arabistan arasında ilişkilerin yeniden tesis edilmesinin duyurusu ışığında, Ortadoğu'daki koşulların iyileştirilmesi üzerinde durulacaktır” dedi.
Zaharova istişarelerde, Birleşmiş Milletler (BM) ve Şangay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) de dahil olmak üzere uluslararası alandaki eylemleri koordine etme konusuna ve İran ile Avrasya Ekonomik Birliği (AEB) arasında serbest ticaret anlaşması imzalanmasına yönelik müzakere sürecinin geleceğine de değinileceğini kaydetti.
Diğer yandan Avusturya Dışişleri Bakanı Alexander Schallenberg, ‘İranlı mevkidaşı Abdullahiyan ile net’ bir telefon görüşmesi yaptığını ve İran’ın UAEA ile tam bir iş birliği yapması çağrısında bulunduğunu kaydetti. Schallenberg, İran'ın protestolara yönelik baskısına son vermesini, kadın haklarına tam saygı duymasını ve mahkumları serbest bırakmasını talep ettiğini de belirtti.
Schallenberg Twitter hesabında yaptığı paylaşımda, İran ile Suudi Arabistan arasındaki ilişkilerin yeniden tesis edilmesine yönelik anlaşmayı, ‘bölgede tansiyonun düşürülmesine yönelik bir adım’ olarak nitelendirerek bunu memnuniyetle karşıladığını vurguladı.
Telefon görüşmesinden bir gün önce İran Başmüzakerecisi Ali Bakıri Kani, geçen hafta Oslo'da Fransa, İngiltere ve Almanyalı yetkililerle görüştüğünü belirterek, İran'ın nükleer programıyla ilgili ‘yanlış hesaplamalar’ konusunda onları uyardığını vurguladı.
Bakıri Kani Twitter hesabından yaptığı paylaşımda nükleer anlaşmaya katılan Avrupa ülkelerinden yetkililerle görüşmek üzere Norveç’in başkentine gittiğini duyurdu. İranlı yetkili “Bu sırada görüşlerimizi açıkladık ve bazı yanlış hesaplamalar konusunda uyarıda bulunduk” ifadelerini kullandı. Bakıri Kani, ülkesinin diplomatik yollar da dahil olmak üzere ulusal çıkarlarını ilerletmeye kararlı olduğunu ve belirtti. İranlı yetkili, Avrupalı ​​yetkililerle karşılıklı kaygılara ilişkin birçok konuyu müzakere ettiklerini kaydetti.
Bakıri Kani görüşmenin detayları hakkında bilgi vermedi. Ancak Şarku’l Avsat’ın kaynaklardan edindiği bilgilere göre İran’ın resmi haber ajansı Mehr’in yayınladığı bir haberin aksine Avrupa Birliği (AB) Kani’ye katılmadı.
Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklar, görüşmelerde UAEA müfettişleri tarafından Fordo Nükleer Tesisi’nde bulunan yüzde 83,7 saflık derecesinde (nükleer silah üretmek için gereken oran yüzde 90) zenginleştirilmiş uranyum parçacıklarının kökeni hakkında UAEA’nın yürüttüğü soruşturmada İran’ın iş birliği göstermesi talebine odaklanıldığını söylediler.
Kaynaklar, toplantıda başta İran'ın nükleer alanda kaydettiği ilerleme olmak üzere birkaç mevzunun ele alındığını söylediler. Ayrıca Avrupalı ​​diplomatların İran tarafına endişelerini ve ülkelerinin tutumlarını 'net bir şekilde' ilettiklerini sözlerine eklediler. Kaynaklar, toplantıda İran nükleer anlaşması ve ona geri dönme olasılığı ile ilgili herhangi bir müzakerenin ele alınmadığını da belirttiler.
Şarku'l Avsat'a konuşan başka bir Batılı diplomatik kaynak, Batılı ülkelerin İran'ı bulunan parçacıkların kökenini açıklamaya teşvik etmek için 'mevcut tüm kanalları' kullandıklarını vurguladı.
ABD’nin 2018 yılında, 2015 nükleer anlaşmasından çekildiğini duyurmasının ardından İran ve dünya güçleri arasında yapılan müzakereler anlaşmayı tekrar canlandırmayı başaramadı.
Son zamanlarda İsrail, Tahran'ın nükleer silah edinmesini engellemek için askerî harekât düzenleme yönündeki tehditlerini sıklaştırdı. Tahran, nükleer silah geliştirmeyi amaçladığı iddialarını reddediyor.
Axios haber sitesi çarşamba günü yaptığı haberde, İsrail'in, ABD Başkanı Joe Biden yönetimine ve birkaç Avrupa ülkesine, uranyum zenginleştirmesinin yüzde 60'ın üzerinde olması durumunda İran'a karşı askeri bir saldırı başlatabileceğini bildirdiğini yazdı.



İsrail Ordusu: Askerlerimizin Lübnan bayrağını yakması talimata aykırı bir eylemdir

6 Ekim 2024'te yayınlanan bu fotoğrafta, İsrail askerlerinin güney Lübnan'da olduğunu söyledikleri bir operasyonda (Reuters)
6 Ekim 2024'te yayınlanan bu fotoğrafta, İsrail askerlerinin güney Lübnan'da olduğunu söyledikleri bir operasyonda (Reuters)
TT

İsrail Ordusu: Askerlerimizin Lübnan bayrağını yakması talimata aykırı bir eylemdir

6 Ekim 2024'te yayınlanan bu fotoğrafta, İsrail askerlerinin güney Lübnan'da olduğunu söyledikleri bir operasyonda (Reuters)
6 Ekim 2024'te yayınlanan bu fotoğrafta, İsrail askerlerinin güney Lübnan'da olduğunu söyledikleri bir operasyonda (Reuters)

İsrail ordusu, Lübnan bayrağının askerleri tarafından yakılmasını kınadı ve bunun talimatlara aykırı olduğunu söyledi.

İsrail ordu sözcüsü Avichai Adrai X platformu aracılığıyla yaptığı açıklamada, “Hizbullah'a karşı savaşın başlangıcından bu yana açıkça söyledik: “Savaşımız Lübnan halkına karşı değil, Lübnan'ın topraklarını ihlal eden, egemenliğini yakan ve sembollerine saygısızlık edenlere karşıdır.”

“Savaşımız doktrin, ideoloji ya da kimlik olarak hiçbir zaman Lübnanlı olmayan teröristlere (Hizbullah) karşıdır. Bu nedenle Lübnan'ın güneyinde bazı askerlerin Lübnan bayrağını yakmasını talimatlara aykırı, ordunun değerlerine uymayan ve Lübnan'daki askeri faaliyetlerimizin hedefleri ile uyumlu olmayan bir eylem olarak değerlendiriyoruz.”

Avichay Adraee şöyle devam etti: "Operasyonlarımızı masum Lübnan vatandaşlarına zarar vermeden, yalnızca terörist unsurları hedef almaya odaklamaya kararlıyız."