Irak’ta bölgesel çözümün Koordinasyon Çerçevesi’nin konumuna etkisi

Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başbakanı Mesrur ​​Barzani. (AFP)
Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başbakanı Mesrur ​​Barzani. (AFP)
TT

Irak’ta bölgesel çözümün Koordinasyon Çerçevesi’nin konumuna etkisi

Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başbakanı Mesrur ​​Barzani. (AFP)
Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başbakanı Mesrur ​​Barzani. (AFP)

Bağdat ve Erbil hükümetleri arasında Kürt Bölgesel Yönetimi’ndeki (IKBY) çalışanların maaşlarının ödenmesine ilişkin anlaşmanın, ‘Suudi Arabistan ile İran arasındaki uzlaşının bir yansıması olarak, Koordinasyon Çerçevesi tarafından onaylanan anlaşmasının bir parçası’ olduğu kaydedildi.
Siyasi kaynaklar, geçtiğimiz hafta IKBY iki taraf arasında çalışanların maaşlarını finanse etmek için yapılan anlaşmanın ardından Bağdat'tan 400 milyar dinar aldığını açıkladı. Birkaç gün sonra ise Irak Yüksek Federal Mahkemesi, devlet çalışanlarının maaşlarının ödenmesi için Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’ne 400 milyar dinar gönderilmesinin durdurulması için bir ‘devlet emri’ çıkarılması talebini reddetti.
Şarku’l Avsat’ı edindiği bilgilere göre aynı mahkeme 25 Ocak tarihinde, federal hükümetin bölgedeki kamu sektöründeki çalışanların ve işçilerin aylık maaşlarını finanse etmek için meblağlar göndermesinin anayasaya aykırı olduğuna karar verdi.
Önceki hükümetlerin IKBY çalışanlarının maaşlarını finanse etmek için para harcaması veya harcama girişimleri sonucunda siyasi ve popüler eleştiriler alması alışılmış bir durum. Bu da yakın zamanda yaşanan bir siyasi değişikliğin oyunun kurallarını değiştireceği anlamına geliyor.
Konu hakkında bilgi sahibi olan siyasi kaynaklar Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, İran'ın kararındaki hızlı değişimler göz önüne alındığında, Riyad ile anlaşmanın ardından etkili Şii partilerin liderlerinin Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) lideri Mesud Barzani ile ile çözülmemiş sorunların bir kısmının sona ermesini memnuniyetle karşıladığını aktardı.
Bağdat ve Erbil arasındaki diyaloglara aşina bir kaynak, Koordinasyon Çerçevesi liderlerinin, bölgesel karar verme sürecinin bir parçası olduklarına ve iç siyasi muhaliflere taviz verilmesinin aslında bölgedeki gerilimin ciddiyetinin farkında olduğuna inandıklarını ifade etti.
Koordinasyon Çerçevesi’nden milletvekillerine göre Erbil ile Bağdat arasındaki son anlaşma, ‘Sadr Hareketi’nin’ yokluğunun yıkıntıları üzerinde yükselen siyasi ittifakın temelini attı.
Farklı kaynaklara göre ise Erbil, "son zamanlarda Riyad ile Tahran arasında yaşananlara yatırım yaparak, bölgesel güçlerden Irak ve IKBY’deki durumunu çözmek için garantiler aldı.
Ancak kaynaklar, yerleşim biriminin iç durumun kargaşasına dayanma kabiliyetini sorguluyor ve bunun herhangi bir yansımasının Irak denklemine yansıması geçici olacağını düşünüyor.
Şii bir siyasi kaynak Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, Koordinasyon Çerçevesi’nin, Irak siyasi yaşamı için yeni kurallar oluşturmaya tamamen hazır olduğunu belirterek, parti liderlerinin mevcut durumun gerekli olanı yapmak için çok uygun olduğuna inandığını aktardı.
Ancak kaynak, Sadr Hareketi liderinin, Koordinasyon Çerçevesi’nin etkilerinden uzaklaşarak kuralları değiştirerek ilerlemesine izin vermeyeceğine inandığını vurguladı.
Bu beklentiler, Sadr Hareketi’nin önde gelen liderlerinin kamu ve özel durumu ilgilendiren özel konular sebebiyle toplantılara katılımı önemsediğinden Ramazan Ayı boyunca Irak dışına seyahat etmemelerini konusunda verilen direktifin ardından geldi.
Mukteda es Sadr’ın Hannane’deki ofisine yakın bir kaynak, “Ramazan ayında olabilecek bir şey (...) seçim yasasıyla ilgili olabilir” ifadelerini kullandı.
Şarku’l Avsat’a konuşan kaynak sözlerini sürdürdü:
“Beklenen hamleler, devam eden bölgesel yerleşimler Sadr'ı hızlı hareket etmeye sevk edecek farklı bir gerçeklik dayattığından, St. Lego formülündeki seçim yasasını iptal etme girişiminden daha fazlası olabilir.”
Aynı zamanda Şii ortamı içindeki siyasi denge eksikliğinin, güçleri ve partileri daha sonra il ve parlamento seçimlerine katılabilecek bir seçim ittifakı oluşturmaya ittiğine dikkat çekti.
Bu yeni hamleler, kaynakların ‘Sadr'ın uyanışı’ olarak tanımladığı olaylarla örtüşüyor. Sadr Hareketi’nin üçüncü bir Şii güçte ‘Koordinasyon Çerçevesi’nin’ genişlemesini baltalamak için perde arkasında rol oynama fırsatı bulacağı da beklentiler arasında.



Irak'ta seçimlerin boykotu iktidar koalisyonunu karıştırdı

Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)
Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)
TT

Irak'ta seçimlerin boykotu iktidar koalisyonunu karıştırdı

Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)
Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)

Eski Başbakan Haydar el-İbadi Irak'ta ‘seçim sisteminin reforme edilmesi’ çağrısında bulunurken, Koordinasyon Çerçevesi’nin Mukteda es-Sadr'ın Kasım 2025'te yapılması planlanan seçimleri boykot etme kararına karşı tavır alması bekleniyor.

El-İbadi liderliğindeki Zafer Koalisyonu, seçim sisteminin ‘yolsuzluk’ suçu işleyen kişilerin seçime katılmasını engellemesi gerektiğini bildirdi. Koalisyon tarafından bugün yapılan basın açıklamasında, “Ülkenin karşı karşıya olduğu zorluklar, özellikle de bu tarihi anda, sistemin siyasi tabanını genişletmeyi, herkesi dahil etmeyi ve seçim sürecini yolsuzluğa bulaşmış kişilerden ve manipülatörlerden korumayı gerektiriyor” denildi.

Koalisyon, ‘herhangi bir devletin çöküşünün üstesinden gelmenin, halkın çıkarlarını ve devletin varlığını koruyarak iç siyasi ve sosyal birlikle başarılabileceğini’ vurguladı. Açıklamada, “Ulusal bir reform vizyonu temelinde aday olmamak, çıkarlar nedeniyle başkalarının seçimlere katılmasına izin vermemekten temelde farklıdır” ifadesi yer aldı.

Koordinasyon Çerçevesi’nin ana bileşenlerinden biri olan el-İbadi'nin koalisyonu, Sadr'ın benzer bir açıklama yapmasından bir gün sonra seçimleri boykot ettiğini duyurdu.

 Eski Irak Başbakanı Haydar el-İbadi (X)Eski Irak Başbakanı Haydar el-İbadi (X)

Koordinasyon Çerçevesi'nin pozisyonu

Koordinasyon Çerçevesi, Sadr ve el-İbadi'nin kararları ve bunların bir sonraki parlamentoda Şii temsiliyeti üzerindeki etkileri konusunda hemen bir görüş bildirmedi. Bilgi sahibi kaynaklar, “Sadr ve el-İbadi'nin kararlarını ele alma konusunda Şii meclisi içinde anlaşmazlıklar var” dedi.

Şarku’l Avsat'a konuşan kaynaklar şu ifadeleri kullandı: “Bedir Örgütü lideri Hadi el-Amiri ve Hikmet Hareketi lideri Ammar el-Hekim'in başını çektiği bazı Şii liderlerin durumu kontrol altına alma çabaları var. Yaşananlara uyum sağlamak için uzlaşmacı bir çözüm arayışının yanı sıra Sadr'a seçimlere katılması ve boykotu tersine çevirmesi için davette bulunma ve Bağımsız Yüksek Seçim Komisyonu'nu birkaç günlüğüne adaylık kapısını yeniden açmaya davet etme olasılığı da var… Koordinasyon Çerçevesi içinde farklı görüşler var, ancak Kanun Devleti Koalisyonu lideri Nuri el-Maliki'nin tutumunun Sadr'ı boykotu kırmaya ve seçimlere katılacağını açıklamaya davet etme eğiliminde olduğu dikkat çekiyor.”

Sadr, Kasım ayında yapılması planlanan parlamento seçimlerini boykot etme kararından dönmek için zorlu koşullar öne sürdü.

Sadr X platformundaki hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, “Yolsuzluk var olduğu sürece hiçbir seçime katılmayacağım. Doğruluk ancak kontrolsüz silahların teslim edilmesi, milislerin dağıtılması ve ordunun güçlendirilmesiyle tesis edilecektir” ifadelerini kullandı.

Yerel platformlarda, Sadr Hareketi liderleri ile aralarında Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani'nin de bulunduğu Şii liderler arasında seçimlere katılma amacıyla temaslar kurulduğuna dair sızıntılar dolaşıyor.

Şarku’l Avsat'a konuşan siyasi bir kaynak, ‘Sadr Hareketi ile geri dönme olasılıkları konusunda şu ana kadar görüşmelerin durmadığını’ söyledi.

Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr (Sadr Hareketi medyası)Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr (Sadr Hareketi medyası)

Seçimlerin meşruiyeti

Son dönemde izlenen çeşitli göstergelere göre seçimlerin meşruiyetine ilişkin endişeler bulunuyor. Boykotun kırılgan bir bölgesel ve uluslararası ortamda diğer kesimler tarafından da tekrarlanması, özellikle silah taşıyan ya da geçmişte silah taşımış olanlar başta olmak üzere pek çok Şii gücün, İran'ın hedef alınmasının ardından ABD ve İsrail tarafından hedef alınabilecekleri korkusunu taşımaya devam ettikleri bir dönemde, siyasi sistemin meşruiyetini etkileyebilir.

Aynı bağlamda araştırmacı Seyf es-Saadi Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte şu ifadeleri kullandı: “Irak'taki siyasi sınıf, boykot eden çoğunluğun seçimlere katılma güvenini yeniden tesis edecek olgun bir seçim sistemi sunamadı. Bunun nedeni, seçim yasasının her seçim döneminde, oy veren halkın gerekçeleri dikkate alınmaksızın, büyük geleneksel partilerin ölçülerine uyacak şekilde değiştirilmesidir… Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr ve iki eski başbakan Haydar el-İbadi ve Mustafa el-Kazımi'nin boykotu, seçimlere giden sürecin ciddiyetinin bir göstergesidir.”

Ancak es-Saadi, ‘seçim bölgesi sistemi, Sainte Lague sistemi ve benimsenen yüzde ile her seçimde sorunlara neden olan sonuç hızlandırma cihazlarına ilişkin doğru istatistiklere dayanan olgun bir yasanın çıkarılması yoluyla Irak'taki seçim sisteminde reform yapılabileceğini’ düşünüyor.